Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Suriye açıklamalarını eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın Rusya'ya gitmeden önce askeri çözümden söz ettiğini hatırlatarak, "Putin ile görüştükten sonra siyasi çözümden yana tavrını koydu. Dilerim ileride ‘Putin beni kandırdı’ demez. 24 saat içinde bir kişinin yüz seksen derecelik bir dönüşüm yapması herkesin yapabileceği bir kıvraklık değil" dedi.
Kılıçdaroğlu, “Şu anda Erdoğan, Esad için çalışıyor. Esad’ın arzularını, bütün taleplerini üç aşağı beş yukarı yerine getiriyor. Bu yerine getirme taleplerini de Rusya üzerinden yerine getiriyor” ifadelerini kullandı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu ile grup toplantısının ardından yaptıkları sohbeti bugünkü köşesine taşıyan Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya’nın "Bahçeli’nin % 10 keşfinden mutluyuz” başlığıyla (15 Kasım 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Şunu baştan belirteyim...
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Lideri Bahçeli’nin “% 10 barajının aşağı çekilmesi” konusundaki çıkışlarına ilgi gösterme taraflısı değil...
Grup toplantısından sonra yoğun kalabalık arasında odasına girdiğimizde, üç haftadır Bahçeli’nin gündem oluşturan çıkışları konusundaki sorularımızı geçiştirmeyi tercih etti.
Bahçeli’nin dünkü sözlerinin bütününün özetini aktardığımızda ise “önemsemez” bir tavır içinde şunları söyledi:
“Öteden beri yüzde 10 barajının doğru olmadığını ve milli iradenin parlamentoya tam yansımadığını anlata anlata dilimizde tüy bitti. Sayın Bahçeli’nin bunu keşfetmiş olması bizi mutlu eder...”
Üsteledik, “Bunları şimdi söylemesini nasıl yorumluyorsunuz” dedik, aynı, “Bugün söylemesi bize mutluluk verir” deyip sustu.
MHP Lideri’nin, 2019 seçimlerinde AK Parti ile birlikte hareket edeceğini söylemesi konusundaki yaklaşımını sorduğumuzda cümleyi uzattı:
“Bütün milliyetçilerin, bütün ülkücülerin 2019 seçimlerinde demokrasiden yana tavır koyacaklarına, tek adam rejimini istemeyeceklerine adım gibi eminim...”
Bahçeli’nin CHP’ye, HDP ve diğer bileşenlerle bloklaşma içinde olmaması yönündeki çağrısına Kılıçdaroğlu’nun yanıtı da kısa oldu:
“2019 seçimlerinde ikili bir anlayış egemen olacaktır. Bir, demokrasiden yana olanlar. İki, tek adam rejiminden yana olanlar. Demokrasiden yana olanlar demokrasiyi, parlamenter demokratik sistemi savunacaklar; tek adam rejiminden yana olanlar da saray hükümetini savunacaklardır. Bu kadar açık...”
Bu aşamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün Rusya Devlet Başkanı Putin ile Soçi’de gerçekleştirdiği görüşmeyi anımsattık.
“Görüşmede ‘Siyasi sürece geçildi’ denildi” demiştik ki Kılıçdaroğlu devamını getirdi:
“Giderken (Erdoğan) askeri çözümden söz ediyordu. ‘Eğer askeri çözüm olmayacaksa, o zaman bütün askerlerini çeksinler’ dedi. Putin ile görüştükten sonra siyasi çözümden yana tavrını koydu. Dilerim ileride ‘Putin beni kandırdı’ demez. 24 saat içinde bir kişinin bu kadar yüz seksen derecelik bir dönüşüm yapması herkesin yapabileceği bir kıvraklık değil.”
CHP’nin siyasi çözüme nasıl baktığı sorumuza ise “Biz öteden beri siyasi çözümü savunuyoruz” yanıtını verdi.
Şam ile ilişkilerin bu süreçte nasıl gelişmesi gerektiği konusunda da “Bütün Suriye’yle, Irak’la ilişkilerimizin düzelmesinden yanayız” dedi.
PYD konusu açıldığındaki yanıtı da “Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanayız” yönünde oldu.
“PYD’nin Cenevre Konferansı’na çağrılması konusuna ne diyorsunuz?” diye sorduk, cevabı kısa ve net geldi:
“PYD’nin Cenevre Konferansı’na çağrılmasını doğru bulmuyoruz...”
Erdoğan’ın Suriye’den söz ederken “merkezi yönetime” de vurgu yapmasını nasıl karşıladığını da sorduk, şu yanıtı aldık:
“Şu anda Erdoğan, Esad için çalışıyor. Esad’ın arzularını, bütün taleplerini üç aşağı beş yukarı yerine getiriyor. Bu yerine getirme taleplerini de Rusya üzerinden yerine getiriyor.”
Başta da belirttiğim gibi Kılıçdaroğlu ile sohbetimizden çıkardığım kadarıyla, MHP Lideri’nin seçim barajı konusundaki çıkışlarına yanıt vererek tartışmanın içine çekilmek istemiyor.
Dışarıda kalıp MHP ile AK Parti’yi baş başa bırakma politikasını uyguluyor.