Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Kabataş Özrü” manşeti üzerinden isim vermeden Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan’ı eleştirerek, “Adli raporu ortada, her şey ortada. Ama biz sabrediyoruz. Şu anda bir medya grubu bu bacımızı maalesef o paralel örgütle birlikte böyle bir şey olmadığına inandırmaya çalışıyor. Aile nedir, çoluk çocuk nedir bilmez, onun böyle bir derdi yok. Çocuk nedir biz biliriz. ’Türkün örfünde kadına el uzatmak yoktur. Sen zaten Gezicilerle hareket ettin. Bunu Geziciler yaptı. Bunu o başörtülü bacıma yaptılar” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan seçim mitinglerinin ilkini Sivas'ta yaptı.
Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
Malatya’da hayata gözlerini yuman Sivas Valimize Allah’tan rahmet diliyorum. Sivas’ta buraya gelip de Sivas’ın bir yiğidini 2009’da hakka uğurladığımız Yazıcıoğlu kardeşimi hatırlamamak da mümkün değil. Bizi Sivas’ın suyu, toprağı çekti, Sivas’ın aşkı, sevdası, muhabbeti çekti. Bizi Sivas’taki Yiğidolar çekti. Bu yüzden 30 Mart seçimlerinin startını Sivas’tan veriyoruz. Sivas’tan ya Allah, Bismillah diyoruz.
Neden Sivas? Sivas, istikbalimizin, istiklalimizin en önemli başlangıç noktası. Ak Parti’yi kurarken Sivaslı bir ozanın dizelerini kendimize ölçü olarak aldık: Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece…Büyük Türkiye yolculuğuna bu aşkla, sevdayla çıktık. Onun için 30 Mart’ın startını buradan veriyorum. 1919’un Eylül ayında Sivas’ta Gazi Mustafa Kemal Sivas kongresini topladı. O kongre kurtuluş savaşımızın yolunu açtığı kadar cumhuriyetimizin de geleceğini şekillendirdi. 1919’da Sivas’ta ne denildi? ‘Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz. Manda ve himaye kabul edilemez’ dendi.
Bugün 30 Mart seçimlerinin startını Sivas’ta verirken 95 yıl sonra bizler de o ilkeleri buradan tekrar ediyoruz. Milli sınırlar içinde tek millet diyoruz, tek bayrak diyoruz ve tek vatan diyoruz.
Ve ne diyoruz; tek devlet. Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Kimse bu ülkede yeni bir devlet anlayışı içine girmesin. Bunun içine giren karşısında bizi bulur. İçerden ya da dışardan Türkiye üzerinde operasyon yapmak isteyenlere göğsümüzü siper eder, onlara gereken cevabı veririz. Ne düşmana ne de içerdeki haine asla eyvallah etmeyiz.
Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti’ni teslim alma hevesine kapılmasın. Bu millet iradesine uzanan o kirli, çirkin eller asla bu ülkede hedefine ulaşamayacaktır. Milli iradeyi teslim alma hevesleri inşallah 30 Mart ve sonrasında kursaklarda kalacaktır.
30 Mart seçimleri yeniden bir istiklal mücadelesidir. 30 Mart’ta son sözü bir kez daha siz söyleyeceksiniz. 30 Mart’ta son manşeti siz atacaksınız. Milli irade hırsızlarına, manşetle hükümet kurup hükümet devirme heveslilerine, paralel yapıya sizler dur diyeceksiniz.Öyle bir cevap evrin ki tüm dünya demokrasi dersini Sivas’tan alsın.
Barış Kartalı adını verdiğimiz bu uçaklar Türkiye’nin savunmasını daha da güçlendirecek. Bu uçakların adı Kuzey, Güney, Doğu, Batı. Ülkemizin dört bir tarafını bu barış kartallarıyla güvence altına alacağız. Mühendislerimiz, bilim adamlarımız bu büyük projede önemli birikimlerini ortaya koydu. Bundan önce de Hürkuş’u TSK’ya kazandırdık.
Sivaslı biliminsanı Nuri Demirağ. Bunları ben de bilmiyorudm. Çalışma yaparken öğrendim. İstanbul Boğazı’na bir köprü hayalini Sivaslı Nuri Demirağ kurmuş. Plan ve projelerini hazırlamış. O zamanki CHP zihniyeti planları, projeleri yok etmişti. Ah kardeşlerim ah bu CHP var ya bu CHP, bunların bu ülkede dikili bir ağacı yok. 2 tane köprü Boğaz’ın üzerinde vardı.
3. Köprüyü yapmaya başladık, bunlar hoplamaya başladı. Yapacağız be. İsteseniz de istemeseniz de yapacağız. Şu anda 250 metrelik 2 kule yükseldi bitmek üzere. 4 gidiş, 4 geçiş olacak. Ortasından da tren gidecek. Nuri amcamız böyle bir adım atmış, onu mahcup etmeyiz.
İyi ki Marmaray’ı denizin altından yaptık ha. Buna da karşı çıkarlardı. Onlar görmeden, bilmeden bitirdik. Geçen günü İstanbul’da 2 gün sis. Vapurlar çalışmıyor, köprü sıkıntı. Marmaray devreye girdi. 300 bin kişi bir günde taşındı.
Geçen ay Japonya’dayım. Bu MHP’nin başındaki zat geçen gün diyor ki ‘Bu Başbakan hiç yerde gezmesini bilmez mi, hep havada dolaşıyor’ Bir de orada edep dışı ifade kullanıyor. Yok beni kulağımdan tutup alıp getirecekmiş.
Ya bu nasıl bir edeptir. Eyy benim MHP''li kardeşlerim. Bu zat size layık değil. Siz de ona layık değilsiniz. Bunlardan bir şey olmaz. MHP’nin başkanı da uçak özürlü herhalde, hiç uçmuyor.
CHP ve MHP’nin gündemlerinde yıkım, yavaşlatma var. Bir ülkede bir Başbakan’ın eşiyle, çocuğuyla konuşması dinlenir mi? Bu nasıl bir insanlık. Bunun ne hukukta, ne insanlıkta yeri var.
İstanbul’da plazalardan atılan manşetlerle yürüyorlar. Manşetlere, paralel örgüte, malum işveren örgütüne vagon oluyor. Bizim gündemimizde millet var, Türkiye var.
Utanmadan, sıkılmadan bazıları yolsuzluk diyor. Yolsuzlukların olduğu ülkede bunları yapabilir misiniz? 10 yılda 17 bin km bölünmüş yol yaptık. İşsizliği kontrol altında tuttuk, hatta azalttık. Yeni okullar inşa etmek var gündemimizde. Okullara teknolojik altyapı kurmak var.
Biz geldiğimizde verilen burs 45 liracıktı. Şimdi beslenme yardımıyla 520 liraya çıktık. Nereden nereye…Yurtlarımızın sayısını arttırıyoruz. Eskiden yurtlarımız ranza sistemiydi, şimdi karyola sistemi. Odalarınızda mini barlarınız var mı?
Anacığım dur bi dakika konuşuyorum. Buradan seni nasıl dinleyeyim. (Kendisine seslenen bir yaşlı kadına)
İstedikleri manşetle çıksınlar, istedikleri tuzağı kursunlar. Bizim gündemimizde Türkiye var.
Günlerdir koro halinde hükümetin internete sansür getirdiğini iddia ediyorlar. Hem yurtdışında hem yurt içinde karalama kampanyası yapıyorlar. Bundan 4 yıl önce CHP Genel Başkanı ile ilgili bir görüntü yayınladılar. Bizim de durdurma çabalarımıza rağmen CHP Genel Başkanı’nı o görüntüleri bahane ederek görevden uzaklaştırdılar. Şu andaki Genel Müdür, Genel Başkanı ziyarete gitti, ‘Ben aday olmayacağım’ dedi. Sonra kaset genel başkanı geldi. İşte bu kayıtlarla CHP’yi, MHP’yi esir aldılar. Şantaj tuzağına çektiler. Şu anda aynı çirkin saldırıyı bize karşı yapmaya çalışıyorlar. Ses kayıtlarıyla sandığı esir almaya çalışıyorlar. Biz bununla CHP’yi, MHP’yi kurtarıyoruz.
Paralel yapının yapmadığı yok ki. Bunlar işadamlarına, akademisyenlere, güvenlik güçlerine şantaj yaparlar. Bunlar siyasetçilere şantaj yaparlar, hepsine yaptılar, yapıyorlar. Ellerinden gelse bana da yapacaklar. Böceği yerleştirdiler ama bir şey bulamadılar.
Ey paralel yapı ve başındakiler, beddualar ediyorsunuz. Varın siz beddua edin, biz bedduaya lanet, dualara evet diyoruz.
İstediğin kadar beddua et. Yurtlarda yavruları bedduaya kaldırıyorlar. Hale bakın. Bu ne zillettir, bu nerelere düşüştür.
Adli raporu ortada, her şey ortada. Ama biz sabrediyoruz. Şu anda bir medya grubu bu bacımızı maalesef o paralel örgütle birlikte böyle bir şey olmadığına inandırmaya çalışıyor. Aile nedir, çoluk çocuk nedir bilmez, onun böyle bir derdi yok. Çocuk nedir biz biliriz
‘’Türkün örfünde kadına el uzatmak yoktur.’’ Sen zaten Gezicilerle hareket ettin. Bunu Geziciler yaptı. Bunu o başörtülü bacıma yaptılar.
Bu medyaya, bu köşe yazarlarına, yorumcular, CHP ve MHP’ye talimat verdi. Düğmeye bastı. Koro halinde o kızımıza saldırıyorlar. Hak tecelli edecek. Bunlar talimatla yapılıyor. 17 Aralık darbe girişimi Gezi olaylarının devamıdır.
Sivas’a hiç şehit cenazesi geliyor mu? Bunlar kandan beslenen vampirler.
Bizim zorlamamızla o da birkaç kere ancak Sivas’ın doğusuna geçebildi. Bir kez Hakkari’ye gitti bu CHP’nin başı. Türk Bayrağı’nı sallayamadı biliyor musun? Dün partimin gençlerine Hakkari’de saldırdılar. Ey Hakkari’de gururla gezdiğini ortaya koyan siyasi parti siz böyle mi seçim yapacaksınız. Böyle taşla, molotofla kalkacaksın partimin gençlik kollarına saldıracaksın. Demokrasi bu değil. Partinizin adının Barış Demokrasi olması bir şey ifade etmez. Asıl olan uygulama.
30 Mart’ta Gezici vandallara karşı sizler sözünüzü söyleyeceksiniz. O paralel örgüte son sözünüzü söyleyeceksiniz. CHP esersizlik, BDP gerilim, MHP hakaret siyasi, Ak Parti hizmet siyasetidir.
Bu genç kızlarımız neler çekti? Ben babayım. Benim kızlarımı da İmam hatipin kapısından çevirdiler. Başınızı açacaksınız dediler. Başlarını açmadıkları için vatanında okuyamadı. Öz yurdunda garipsin, öz yurdunda parya. Biz bunları yaşadık. Bu da bir çok şeylere vesile oldu. Neden yıllarca o zulmü yaptılar. Hani özgürlükçüydü bunlar. Bu CHP mi özgürlükçü. Şimdi bir tane başı örtülü hanım kardeşimizi belediye başkan adayı yaptı. Hamdolsun bugünleri de gördük.