Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Faizi düşürmek suretiyle biz yatırım, istihdam, üretim ve ihracat ile büyümeyi sağlayacağız. Faiz sebep, enflasyon neticedir. Faizi şu anda düşürüyoruz, enflasyonun da inşallah düştüğünü hep birlikte göreceğiz. Buna inanıyorum. " dedi. Asgari ücret beklentileriyle ilgili konuşan Erdoğan, iktidarları boyunca çalışmalarını hatırlatarak, "İnşallah bu asgari ücret çalışmasında da işçilerimizi fiyat artışlarından koruyacağız." açıklamasını yaptı. Üçüncü çeyrek büyümesinin beklentilerin üzerinde gerçekleştiği belirten Erdoğan, yıl sonu itibarıyla 'bu pozitif ayrışmayı devam ettireceğine inandığını' ifade etti.
TRT ortak canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"Üçüncü çeyrekte de pozitif görümünü hamdolsun korudu. Bu beklentileri de aşarak böyle konuma gelmiş olması da aç kurtlar gibi bekleyenleri şaşırttı. Halbuki biz şaşırmadık. Sonunda da biz beklentimizi bulacağız. Ondan şüphe yok. Faizi düşürmek suretiyle yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme. Bu dört tane ana başlık bize büyümeyi getirecek. Bizim tahminimiz asgari 10 ama bunun üzerine de çıkabilir. Yıl sonu itibariyle enflasyon da kendisini gösterecek. Faiz sebep, enflasyon neticedir. Faizi şu anda düşürüyoruz, enflasyonun da inşallah düştüğünü hep birlikte göreceğiz. Buna inanıyorum."
Biz şu anda 2 önemli destek paketi hazırladık. Bunlardan biri ilave istihdama destek paketidir, diğeri de imalata dayalı ithal ikamesi destek paketidir. 19 yıldır nasıl sanayicisinden esnafına, dar gelirlisine kadar milletimizin her kesimine kadar yanında durduysak bu süreçte de kimseyi yalnız bırakmadık, bırakmayacağız. İlave istihdama destek paketimiz nedir diye sorarsanız, küçük ve orta ölçekli işletmelerimize yönelik 50 çalışanın altında olan firmalarımıza her yeni istihdam için 100 bin liraya kadar, kredi garanti fonu kefaletiyle krediye erişim imkanı sağlıyoruz. Yeni istihdam yapacak işletmelerimize faizsiz kredi imkanı sunmuş olacağız. Amacımız 50 bin yeni istihdamın önünü açmak. Bu paketle de uzun vadeli kredi imkanı oluşturarak üretime ve ihracata öncelik veren yatırımları destekliyoruz. Özellikle 3, 4, 5, ve 6. teşvik bölgelerinde yer alan 58 ilimizle ilçelerinde yatırım yaparak istihdam oluşturacak girişimcilere müjdemiz var
Zengini zengin yapan model faizciliktir. Türkiye ne zaman yüksek faiz kıskacından çıkmak için adım atmışsa, döviz kuru üzerinden manipülatif bir baskıyla hep karşı karşıya kalmıştır. Bu kur faiz spekülasyonu ile karşı karşıyayız. bu spekülasyonu ancak biz engelleriz. Yüksek faiz kazancı için kısa vadeli olarak ülkeye giren küresel fonlar var, bu sıcak para döviz kurunu geçici olarak düşürebilir. Ama bu ideal olan değildir. Yükselen kuru düşürmek için her seferinde daha yüksek faiz vermek gerekir. Sürekli tekrarlanan bu süreç ülkenin kaynaklarını küresel sermayeye aktaran ve ekonomiyi bağımlı hale getiren bir kısır döngüdür. Biz kur faiz -enflasyon sarmalında yaşamayacağız ve yatırımı, üretimi engellemelerine müsaade etmeyeceğiz, büyümeyi istikrarsız hale getirmelerine müsaade etmeyeceğiz. Bu tezgahın bozulmasını istemeyenler kur manipülasyonuyla bizi bu oyuna çekmek istiyorlar.
Maliyet enflasyonu denen bir tez var. Sanayicinin, yatırımcının en önemli engeli nedir? Maliyet enflasyonudur. Maliyetler ne kadar yükselirse onun yatırımdaki gücü de o kadar azalır. Biz tam aksine istiyoruz ki yatırımda gücünü arttıralım, sonra da uluslararası ihracatta o yatırımcı yarışa çok daha güçlü girsin.
Türkiye'deki sermayenin temsilcisi konumunda olan STK'nın burada kalkıp da bize cevap yetiştirmeye kalkması çok manidar. Ben onlara diyorum ki 'Kredi istiyorsanız kamu bankaları kredi vermeye hazır. Mevcut yatırımlarınızı daha da güçlendirin.' Bizim derdimiz kur-faiz sarmalı değil, tam aksine yatırımı yapacak güçlü yatırımcılar arıyoruz. Yeter ki güven veren yatırımcı olsun. Yeni Ekonomi modeliyle yüksek faiz verecek sıcak para çekme politikasını elimizin tersiyle itiyoruz. Düşük faizle yatırımı ve ihracatı destekleyeceğiz. Biz şu anda ihracatta çok çok iyi konumdayız. 215-220 milyar dolarlara çıktık. Bunlar Türkiye'nin ihracattaki rekoru. Biz şu anda ihracatta çok çok iyi konumdayız. 215-220 milyar dolarlara çıktık. Bunlar Türkiye'nin ihracattaki rekoru.
Benim de yakın çevremde birçok insan bunları geçmişte de savunmadılar. Biz 6 sıfırı atıyoruz dediğimizde, 'Taksim Meydanı'nda anırırım' diyenler vardı. En yakınımda olanlardan bile, şu anda o da siyasette, 'kurmayacağım' dedi halde parti de kurdu. Şimdi 6 sıfır attık diye övünmeye başladı. Benzer birçok ekonomik kararın altında benim imzam var. Sen benim bakanımsın. Artık cari açık verip bu açığı dış borçla finanse eden değil, döviz kazanıp cari fazla veren bir ekonomi olma hedefiyle hareket ediyoruz, bu hedefe çok yakınız. Şu anda yüksek faizle sıcak para çekerek döviz kurunu baskılayıp ithalatı ucuzlatmak enflasyonla mücadele değildir. Bize dayatılan yüksek faiz politikası yeni bir olay da değil. Yerli üretimi yok eden üretim maliyetlerini arttırarak yapısal enflasyonu kalıcı hale getiren bir modeldir.
Biz bu sarmala son veriyoruz. Bugün geldiğimiz noktada ihracatımızın, ithalatımızı karşılama oranı yüzde 90'lara ulaştı. Turizmde de hızla toparlanma sürecindeyiz. Şu mevsimde turizmde Rusya'dan ciddi bir turist akını var. Antalya şu anda hiçbir mevsimde görülmemiş Rus turist çekiyor. Bu konuda sayın Putin'le olan, Rusya'yla olan dayanışmamız bu tür turist akınını da sağlıyor. Yıllık cari açığımızı da aydan aya hızla azaltıyoruz
Ekonomik güvenlik ulusal güvenliğin parçasıdır. Makro göstergelerimiz ve son dönemdeki ekonomik performansımız gayet iyi durumdadır. Döviz kurunda gördüğümüz son hareketlerin ekonomik temeli olmadığı da açıktır. Ülkemizin giderek güçlenmesi ve bağımsız politikalar izleyebilecek duruma gelmesi bazılarını rahatsız ediyor. Ana muhalefetin başındaki kişi bundan ciddi manada rahatsız oluyor. Bu kişi siyaseti anlamış değil. SSK'yı batıran o zihniyet hâlâ aynı yerde. SSK'nın hastanelerinde insanların morglarda öldüğü dönemin sorumlusu sen değil misin? Rahmetli Savaş Ay'ın programını hiç unutmuyorum, bay Kemal'le dalga geçiyordu adeta. Şu anda da aynı konumda, hiç umurunda değil. MGK'de bunları görüşmeyeceğiz de nerede görüşeceğiz? MGK bu işlerin en hassas noktada görüşüldüğü ve görüşüleceği yerdir. Algı operasyonlarıyla, döviz manipülasyonlarıyla bizi zayıflatmak ve engellemek artık mümkün değildir. Tehditler karşısında gereğini yapacak güçte ve kararda olduğumuzu MGK'de de teyit etmiş olduk.
Ana muhalefetin başındaki zat 'Faizi 1'e indirin, destekleriz' diyor. Ama benim şu anda tek başıma bu tür bir kararı alma yetkim yok. 'MB bağımsız' değil diyor, MB bağımsız değil de sen bağımsız olmayan MB'den randevu talep ettiğinde Tayyip Erdoğan bunu engelledi mi? Ziyaret ettikten sonra yaptığın açıklamalar belli. Yanındaki sözcü olan zat da iyi bir faizcidir. Kendisiyse bu işlerden zaten anlamaz. Biz İnşallah seçim öncesine kadar ciddi manada faizin düştüğünü, kuru tetikleyen yüksek faizin de faizin düşüşü sebebiyle kurda da ciddi bir olumlu iyileşmenin olduğunu hep birlikte göreceğiz, enflasyon da dahil buna. Muhalefetin faiz indirimi konusundaki itirazları bizim doğru yolda olduğumuzun teyididir. Küresel sermayenin geldiği yer ortadadır, faizler, enflasyon dünyada ortadadır.
Küresel ekonomilerde şu anda oralarda da faiz yükseldi, enflasyon yükseldi. Biz şu anda onlarla mukayese edilemeyecek derecede yüksek konumdayız. Şimdi düşürme noktasına geldik. Derdimiz şu: Ülkemizi yüksek faiz çıkmazından kurtarmamız lazım. G-20 ülkeleri olarak baktığımızda 4.9 gözüküyor, İngiltere 6.6 gözüküyor, 7.4 büyüme oranı Türkiye'nin, Rusya'da 4.3, Çin'de 4.9. Hepsinden ayrışmış durumdayız.
Yüksek faiz maliyetleri arttırır mı, düşürür mü? Arttırır. Çünkü bu faizin dayattığı yer maliyetlerdir. Bu maliyetlerde de bunu alan esnaf sattığı ürüne ilave edecektir. Faturasını vatandaş ödeyecek. Esnaf kalkıp da faizin bedelini kendi ödemez, vatandaştan alır. Maliyet enflasyonu dediğimiz olay da böyle doğuyor. Bizim bu süreci tersine çevirmemiz lazım. Onun için de hedef düşük faizle halkımızı, esnafımızı rahata çıkarmak ve daha çok yatırım sağlayabilmektir.
Stokçuluk bizim dinimizde de yeri olmayan bir konudur. Stokçuluk bir nevi hırsızlıktır. Bu sadece soğan, patates olayı değil, sanayicilikte de stokçuluk yapanlar var. Stokçulukla ilgili yasal düzenleme yapmamız lazım. Fiyatlama davranışını bozanlara kesinlikle göz açtırmayacağız.
Rakamların yükselmesi işi bitirmiyor, bir de malı temin edemiyorsunuz. Demir cevher bizde de var ama istediğimiz oranda yok. O zaman ithalata girdiğin anda bu dev rakamlarla karşı karşıyasın. Camlarda düz camdan otomobil camlarına varıncaya kadar ciddi sıkıntılar var. Bunları da teminde ciddi sıkıntılar var. Bizde de üretim yapan bazı firmalarımız var ama hammadde temininde onlar da sıkıntı yaşıyor. Temenni ediyoruz ki bir an önce bunun önünü açalım. AB'de son 13 yılın en yüksek enflasyonu gerçekleşti, Almanya'da enflasyon 28 yılın zirvesine ulaştı, bazı gelişmiş ülkelerde enflasyonun ötesinde birçok ürünün bulunamaz hale gelmiş olması da buradan kaynaklanıyor. Türkiye de bundan nasibini alıyor. Ancak biz kamu maliyesi imkanlarımızı da kullanarak maliyet artışlarını vatandaşlarımıza yansıtmamak için gerekenleri yapıyoruz.
Biz sübvanse etme noktasında özellikle enerjide, doğalgazda Avrupa'da mukayese edilemeyecek derece fiyatlarımız ucuz. Muhalefet bu gerçeği görmek istemiyor. Biz bu kadar ucuz fiyatla verirken yalan, yanlış her tür haberi uyduruyorlar. Biz yalancıyla nereye kadar bu şekilde yarışacağız? Biz rakamları konuşturuyoruz. Biz hanelere doğalgazı 4'te 1 fiyatına veriyoruz. Biz vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz.
Asgari ücret konusunda 2002 yılından itibaren ülkemiz adına önemli kazanımlar elde edildi. 2002 sonunda net asgari ücret 184 lira iken 2021 yılında bu tutarı 2 bin 825 liraya biz çıkardık.Asgari ücret 2002 yılından bu yana nominal olarak 15,3 kat arttı. Reel değerinin artması işçilerimizin satın alma gücünün de arttığının açık göstergesidir. Asgari ücretin işçiye bulunduğu ülkede sağladığı satın alma gücüne bakıldığında 2002'de ülkemiz 14. sıradayken 2021 yılında ülkemiz 10. sıraya ilerledi. İnşallah bu asgari ücret çalışmasında da işçilerimizi fiyat artışlarından koruyacağız.
Onlara bütçe imkanları zorlanarak önemli iyileştirmeler yapıldı, yapılmaya da devam edilecek. Emekliler için eziyet olan fiş toplama mecburiyeti vardı, onu da kaldırdık. Vergi iadesi yerine emeli aylıklarına yüzde 4-5 iade yaptık. 2018'de Ramazan ve Kurban bayramlarında yılda 2 bayram için 2 bin lira bayram ikramiyesi vermeye başladık, 1000-1000. Bu tutarı 2021'de toplam 25 milyar lira bayram ikramiyesi ödedik. En düşük emekli aylığını dosya bazında 1500 liraya çıkardık. Emeklilerimize verilen bayram ikramiyeleriyle 2002-2021 döneminde emekli aylıklarına reel olarak yüzde 44 ile yüzde 388 oranında artış sağlamış olduk. 2002'de emekli sayımız 6.5 milyondu, 2021 Ekim itibarıyla 13.5 milyona ulaştı. 6. dönem toplu sözleşmede 3600 ek gösterge düzenlemesinin 2022 yılı sonuna kadar tamamlanmasını da kararlaştırdık. Yürürlüğe girmesiyle faydalanacak öğretmen, polis, hemşire, din görevlisi, emeklilerimizin haklarında iyileştirmeler sağlanacak.
İktidara geldiğimizde kiralama yöntemiyle bu işi yürütüyorduk ama para vermiyorduk. Diyorduk ki, 'Eğer doğalgaz bulursanız bunu yüzde 50 - yüzde 50 paylaşırız.' Netice alınamadı. Daha sonra bu adımı kendimiz attık. Berat beyin bakan olduğu dönemde 2 sismik araştırma gemisi ve ardından sondaj gemileri aldık. Gemilerimizin sayısı 5'e çıktı. 6. gemimize kavuştuk yeni sondaj gemisiyle. Bu gemilerle çalışmalarımızı çok daha yoğun yapacağız. Deniz tabanı üretim sistemleriyle kara tesislerinin malzeme temini ve inşaat çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Tüm çalışmaların tamamlanmasıyla 2023 Ocak itibarıyla Sakarya gaz sahasında ilk gaz üretimine geçmeyi hedefliyoruz. Sakarya Gaz Sahası'nda ilk fazda 10 kuyudan günlük 10 milyon metreküp üretim yapmayı amaçlıyoruz. Yeni müjdeler için ekiplerimiz bölgede yoğun çalışma yürütüyor.
Millete hayrı, faydası olmayanlar gündemi seçimle meşgul ederek sözüm ona siyaset yaptıklarını sanıyorlar. Son olarak halkı sokağa çıkmaya çağırdılar. Vatandaşlarımız İnşallah Haziran 2023'te sandık başına gidecek ve tercihini AK Parti ve Cumhur İttifakı'ndan yana kullanacaktır.
Ülkenin vatandaşlarına AK Parti'ye oy verdiler, Erdoğan'ı desteklediler diye kullanılan oylarla 'gayrı milli' ifadesini kullanmak aymazlıktır, gafilliktir. Bu ülkenin yüzde 52'sine gayrı milli diyeceksin, sonra helalleşmeye çıkacaksın, bu durum bile Bay Kemal'in ne kadar samimiyetsiz olduğunun göstergesidir. Tehdit ettikleri, mağdur ettikleriyle helalleşmeye başlasa bile hepsinden helallik almaya ömürlerinin yeteceğini sanmıyorum. Önce başörtülülerden helallik dilemesi lazım. Boraltan faciasında katlolmasına neden oldukları 146 Azerbaycanlı kardeşimizden helallik almaları lazım. Mazlum Suriyelilerle, Libyalılarla, Filistinlilerle, Afrikalılarla nasıl helalleşecekler? Biz fakir halklara yardım ettikçe demedikleri kalmadı. Bay Kemal, SSK Genel Müdürlüğü döneminde beceriksiz yönetimi nedeniyle hastane köşelerinde hayatını kaybeden vatandaşlarla helalleşsin. Her darbenin, anti demokratik eylemin arkasında duran CHP zihniyeti helallik almak için çok geç kaldı.
Ben CHP'nin lider kadrolarını, liderini, bunların yalandan başka beslendiği sermayeleri yok. Biz BMC'yi Katar'a satmadık, Katar yüzde 49, yüzde 51 biz olmak üzere ortak olduk. Ürettiklerimizin gerek pazar olarak belli yerlere satılmasında onların da olumlu gayretleriyle Arifiye'deki Halep fabrikasının da restorasyonu, elden geçirilmesine bu ortaklığın çok büyük faydası oldu. Şimdiyse Abu Dabi'yle attığımız bu adım tarihi bir adım. 11 milyar dolarlık bir ön anlaşma yapıldı. Nasip olursa şubat ayı gibi benim bir iade-i ziyaretim olacak. Bu ziyaretlerle birlikte bizim BAE ile olan süreç İnşallah çok daha farklı konuma erişecek. Biz dargın, küskün olduğumuzda ondan kendine sermaye çıkarmaya çalışıyor CHP, adımları beraber attığımızda da 'Bunlar niye barıştı' deyip oradan kendine sermaye çıkarmaya çalışıyor. Çatlasanız da patlasanız da biz hepsiyle münasebetlerimizi çok daha iyi konuma getireceğiz. Körfez ülkeleriyle aramızda çok büyük bir işbirliği potansiyelimiz mevcut.