Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, "Gazete köşelerini tutmuş, televizyon ekranlarına ipotek koymuş, kültür ve sanat dünyasını esir almış bir avuç millet düşmanının ülkemizin ortak değerlerini sömürmesine sessiz kalmayacağız" diye konuştu. "Cumhuriyetimizin ortak değerleri adına demokrasi, millet, ezan, bayrak düşmanlığı yaptığınız günler sona ermiştir" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Bunlara ihtiyacı olan mühimmatı sağlayan Pensilvanya'daki şarlatan gibi ihanet şebekelerinin devri de kapanmıştır" dedi.
Norveç'teki NATO tatbikatında yaşanan skandala da değinen Erdoğan, "NATO tatbikatında Atatürk'ü ve şahsımı hedef tahtasına yerleştirdiler. Skandala imza attılar. İşin içine Atatürk de dahil edince meselenin gerçek yüzünü anlamış olduklarını ümit ediyorum. Açıklamaları olumlu buluyorum. Mesele şahıs meselesi, parti meselesi değildir. Hedef Türkiye'dir, Türk milletidir. Biz her şeye hazırlıklıyız" diye konuştu.
Bayburt'ta partisinin 6'ncı olağan il kongresinde konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
"Türkiye istikrarsızlıkların tarihe karıştığı yepyeni bir döneme girmiştir. Bu yolda önce bizi 2023 hedeflerimizle buluşturacak ardından da 2053 ve 2071 vizyonumuza taşıyacaktır. 2019 yılında yapılacak seçimler Türkiye'nin istiklal ve istikbal mücadelesinin en kritik dönüm kavşağıdır. Ben size inanıyorum. Siz inanıyor musunuz? Bu anlayış ile 2019 hazırlıklarımıza şimdiden başlamış bulunuyoruz. Bugünkü kongre 2019 seçimlerinin hazırlık kongresidir.
Önümüzdeki sürecin adı değişim ve yenilenmedir. Yerel sağlam basarak yolumuza devam ediyoruz. Sürekli güncellenmeyi başarabilen yegane hareket AK Parti'dir. Biz kendimizi günün şartları ve geleceğin ihtiyaçlarına göre yenilemekten korkmadık, korkmayız. Hz. Mevlana'nın pergel misalinde olduğu gibi bir ayağımızı kadim değerlere sabitliyoruz. Diğeri ile de daha iyinin, daha yeninin peşinde koşuyoruz.
Şubat sonuna kadar inşallah bütün kongrelerimizi bitireceğiz. Bizi 2019 seçimlerine taşıyacak kadroları da oluşturuyoruz. Siyaset bir bayrak yarışıdır. Millete hizmet etme yarışıdır. Biz, bu milletin efendisi değiliz. Biz bu milletin hizmetkarıyız. Bizi diğerlerinden ayıran budur. AK Parti, bir davadır. Bir dava hareketidir. Şahsım dahil herkes bu davada sadece birer nefer konumundadır. Zaten nefer olmayı hazmedebiliyorsak zafer yakındır. Makamlar gelip geçicidir. Milletimize ve vatanımıza hizmet için birer araçtır makamlar. Kimsenin bu unvanları, bu makamları amaç haline getirmesine bizler rıza göstermeyiz. Bizler oturduğu koltuklardan güç alan hayata sadece bu pencerelerden bakan insanlar olamayız. Sonunda gideceğimiz yer neresi, boyumuz kadar bir mezar. Bir şey gelecek mi bizimle beraber. Servetler gelecek mi? Makamlar gelecek mi? Gelmeyecek. Hocaefendi, musalla taşında, bizi oraya yerleştirdikleri zaman ne diyecek? "Cumhurbaşkanı niyetine", "Başbakan niyetine" demeyecek, "Trilyarder niyetine" demeyecek. "Er kişi niyetine", "Hatun kişi niyetine" diyecek. Mezara yerleştirecekler. Sana eğer hiç olmazsa, vefalı evlatlar vefalı yakınlar, zaman zaman o mukaddes kitabımızdan bazı sureler okursa öp başına koy; "Yollar yaptılar, havaalanları yaptılar. Teröristlerle mücadele ettiler, onları gömdüler. Allah onlardan razı olsun" Bunun için de sürekli nefsimizi hesaba çekmeli, yolumuza devam etmeliyiz.
Biz değişim dedikçe adeta birilerinin uykusu kaçıyor. Genel başkan değişikliğini dahi kasetle yapabilenler, AK Parti'nin bütün bu süreçleri şeffaf yürütmesinden rahatsızlık duyuyorlar. Tüm seçimleri kaybetmiş zat, AK Parti'ye dil uzatma hadsizliği gösteriyor. Şark kurnazı bu çevrelere diyoruz ki, siz dönüp önce kendinize bir bakın. Demokrasi karneleri o kadar kötü ki, bunların pişkinliğini biz de hayretle takip ediyoruz. Bunların ikiyüzlülüğüne daha fazla tahammül göstermeyeceğiz. Gazete köşelerini tutmuş, televizyon ekranların ipotek koymuş bir avuç millet düşmanının milletimizin ortak değerlerini sömürmesine sessiz kalmayacağız. Gazetelerinde, şehitlerimize 'şehit' demeye dahi dilleri varmaz.
Biz yüzde 50 bile olsa baraj hesabı yapan bir parti olmadık, olmayacağız. Biz barajları yıka yıka geldik, yıka yıka geleceğiz. AK Parti için seçimlerdeki oy çıtası çok daha yüksektir.
23.5 milyar dolar IMF'ye borcu olan Türkiye vardı. Sene 2013, artık IMF'ye borcu olan Türkiye yok. IMF bizden borç istedi. 5 milyar dolar, o zaman sordu bana, ekonomiden sorumlu olan başbakan yardımcısı arkadaşım, dedi "Verelim mi?", "Verin" dedim. Sonra onlar vazgeçtiler. Biz 135 milyar doları da aşacağız, ilk hedef 150 milyar dolar. Maliye Bakanınıza söyleyin çok çalışsın. Dedik Bayburt'tan alalım, eli bereketlidir. İnşallah bereketli olacak."