Erdoğan: Gücümüzü bütün dünya hissediyor İSTANBUL (A.A)

-Erdoğan: Gücümüzü bütün dünya hissediyor İSTANBUL (A.A) - 12.10.2011 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Gücümüzü sadece biz değil bütün dünya hissediyor. Önümüze engeller çıkmıyor mu? Her gün çıkıyor. Bize çelme takarak ülkemizin yürüyüşünü durdurmak istemiyorlar mı? İstiyorlar. Biz ise ısrarla herkesi en az Türkiye büyüklüğünde düşünmeye çağırıyoruz'' dedi. Erdoğan, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesinin akademik yılı ve Uluslararası Mehmet Akif Ersoy Milli Birlik ve Bütünlük Sempozyumu'nun açılışı dolayısıyla düzenlenen törende yaptığı konuşmada, gelişmiş ülkelerin Afrika'ya elini uzatmadığını belirterek, şunları söyledi: ''Gelişmekte olan bir ülke olan Türkiye, Somali'ye elini bir uzattı, pir uzattı ve kısa bir zaman içinde, sadece 300 milyon dolar sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte hesaplarda toplanan para, 30 milyon doları aşkın ayni yardımlar... Bu neyi gösteriyor? Bir şeyi gösteriyor. Burada yaşayan bir Müslüman olarak, bir insan olarak ta Afrika'nın bir köşesinde bir dara düşen olsa, bizim elimiz oraya uzanır. Ama bizim elimiz sadece oraya uzanmadı. Bizim elimiz, Haiti'ye de uzandı, bizim elimiz Srilanka'ya da uzandı, Açe'ye de uzandı, Pakistan'a da uzandı. Nerede, ne varsa. Bu Müslümanmış, bu Hristiyanmış, bu Budistmiş demedik'' diye konuştu. TOKİ'nin, Srilanka'da Budistlere evler yaptığını anımsatan Erdoğan, ''Aynısını Açe'de de yaptı. Niye? Çünkü biz insanların en hayırlısının, insanlara en çok faydalı olduğunu bilen, bir medeniyetin çocuklarıyız'' dedi. Türkiye'nin bugün kökleriyle buluşan, yeniden imar ve inşa hamlesini süratle tamamlamaya çalışan bir ülke olduğunu belirterek, ''Allah'a şükürler olsun ki bu büyük maratonda bütün milletimizle birlikteyiz'' dedi. Türkiye'nin gücünü 74 milyon vatandaşın hissettiğini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Gücümüzü sadece biz değil, bütün dünya hissediyor. Önümüze engeller çıkmıyor mu? Her gün çıkıyor. Bize çelme takarak, ülkemizin yürüyüşünü durdurmak istemiyorlar mı? İstiyorlar. Biz ise ısrarla herkesi en az Türkiye büyüklüğünde düşünmeye çağırıyoruz. En az diyorum, zira bugünkü dünyada Türkiye büyüklüğünde düşünmek de yetmez, dünya ölçeğinde düşünmek zorundayız. Bunun için, aldığımız mesafeyi görmek, nereden nereye geldiğimizi özenle takip etmek durumundayız. Medeniyet yolunda aldığımız mesafe, çalışırsak, gayret edersek, alın teri dökersek neleri başarabileceğimizi bize gösterdi.'' -''9 yıl önce Türkiye uçurumun kenarındaydı''- Türkiye'nin 9 yıl önce uçurumun kenarında olduğunu, bugün ise dünyanın yükselen yıldızı haline geldiğini belirten Erdoğan, ''3 bin 40 dolardı kişi başı milli gelir, bugün elhamdülillah 11 bin dolara doğru yürüyor. Bu başarıyı demokratik istikrar ile sağladık. Bu başarıyı, milletimizle beraberliğimiz sayesinde elde ettik. Buradan ileriye, daha ileri bir demokrasiyle gideceğiz. Buradan ileriye, milletimize layık yeni bir anayasa ve hukuk düzeniyle gideceğiz'' dedi. -''Eğitim en öncelikli meselemiz''- Eğitimin en öncelikli meseleleri olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, ''Eğitimin önündeki, eğitimde fırsat eşitliğinin önündeki bütün mazeretleri, bütün engelleri kaldırıyoruz'' dedi. Eğitim alanında şimdiye kadar büyük mesafeler aldıklarını, bundan sonra da aynı süratle çalışmaya devam edeceklerini söyleyen Erdoğan, hiçbir vatandaşın, hiçbir çocuğun, gencin haksız rekabete maruz kalmasını istemediklerini vurguladı. Bu yolda daha kat edilmesi gereken çok mesafenin olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: ''Geçen yıl, 240 lira burs verdik. Bu sene 255 lira burs vereceğiz. Devlete müracaat eden hiçbir lisans öğrencisini biz kapıdan çevirmiyoruz, çevirmeyeceğiz. Lisans üstü öğrencileri geçen yıl 420 lira aldı, bu sene onların burslarında da enflasyon oranında artış olacak. Doktora öğrencileri 780 lira civarında burs alıyordu, onlar da yine aynı şekilde artış alacak. Bütün bunları niye söylüyorum? Biz milletten toplanan tüm imkanı, tekrar millete iade eden bir anlayışı sürdürüyoruz ve bu, bu dönemde de aynen devam edecek.'' El birliğiyle, gönül birliğiyle, Türkiye'deki bütün üniversiteleri dünyanın en saygın üniversiteleri haline getireceklerini ifade eden Erdoğan, ''Evet, yarınlar için birlikte düş göreceğiz ve birlikte gayret sarf edeceğiz. Yeni bir dünyadayız ve Türkiye bütün imkanlarıyla bu yeni dünya içinde yerini en güçlü şekilde alacaktır. Artık dünya imkanlarıyla beraber yeni fırsatlar sunuyor. Bu gerçeği hiçbir zaman unutmayalım ve geleceğe bugünkü dünya tablosunu, gelişen sektörleri, yeni alanları dikkate alarak yetişelim'' dedi. -''Büyük düşünmeye mecburuz''- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Büyük düşünmeye mecburuz. İlim adamımızla, iş adamımızla, gençlerimizle, çocuklarımızla birlikte büyük düşünmek bizim kaderimizdir. Büyük düşünmeden köklerimize ulaşamayız. Büyük düşünmeden dünya ile rekabet edemeyiz. Büyük düşünmeden barışın, adaletin, hakkaniyetin öncülüğünü yapamayız'' dedi. Bazılarının kuru kuruyla etnik milliyetçilik yaptığını ifade eden Erdoğan, Türk'ün İstiklal Marşı'nı yazan Akif'in Arnavut olmasının neyle izah edileceğini sordu.  Başbakan Erdoğan, ''Asıl olan şu; bizi asli değerlerimizle bütünleştiren, orada bizi adeta yoğuran o değerlerimiz, medeniyetimiz var ya işte orada toplanacağız. Biz şimdi buna ayrılık, gayrılık düşürmeye gayret edenleri görüyoruz. Kim ne yaparsa yapsın, biz bu ülkede Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı paydasında inşallah geleceğe bir ve beraber yürüyeceğiz'' şeklinde konuştu. Bunun manasının çok büyük olduğunu kaydeden Erdoğan, Makedonya'nın İştip şehrinde doğan Sabahattin Hoca'nın bu ülkenin refahına, kalkınmasına bir ömrü adamış olmasının da çok anlamlı olduğunu söyledi.  Erdoğan, ''İştip nire, İstanbul nire? Şusitsa nire, İstanbul nire? Bizi acaba hangi değerler burada bir arada topladı? Onların ruh dünyasından ilim, irfan dünyasından kimler yetişmedi ki...'' dedi.  Türkiye'nin istiklalini korumanın bir parçasının da bu hatıraları ve bu mirası korumak olduğuna dikkati çeken Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Zira biz, ölü bir tarihin değil, yaşayan bir tarihin ve yaşayan bir medeniyetin evlatlarıyız. Tabii ki büyük düşüneceğiz. Büyük düşünmeye mecburuz. İlim adamımızla, iş adamımızla, gençlerimizle, çocuklarımızla büyük düşünmek bizim kaderimizdir. Büyük düşünmeden köklerimize ulaşamayız. Büyük düşünmeden dünya ile rekabet edemeyiz. Büyük düşünmeden barışın, adaletin, hakkaniyetin öncülüğünü yapamayız. Küllerinden doğrulmayı, zorlukları aşmayı bize öğreten büyüklerimizin izini sürmek en büyük idealimiz olmalıdır. İşte bu üniversitenin ve bu tarihi mekanın sembolize ettiği mesaj budur.'' -Öğrencilere tavsiyeler- Erdoğan, kampüsün içindeki havayı teneffüs etmenin bile öğrencilerin büyük düşünmesine neden olacağını anlatarak, şöyle konuştu: ''Burada dolaşırken aklınıza Akif'i getireceksiniz, 'Buradan Akif çıktı' diyeceksiniz. Levhasında Sabahattin Zaim hocanın adı var, onu düşüneceksiniz. Onun için de büyük düşünmeye devam edeceksiniz ve şunu diyeceksiniz; 'Bizim hiç kimseden bir eksiğimiz yok. Kimseye hayranlık duymak zorunda değiliz. Kimsenin güdümünde olmadık, olmayacağız.' Gençlerimiz tam bir özgüvenle, iyi bir bilgi donanımıyla yetişmeli ve aydınlık yarınlara birlikte koşmalıyız. İz sürmeli, aşk ve heyecanımızı diri tutmalıyız. Bir olmalıyız, diri olmalıyız, iri olmalıyız. Sevgimizi, merhametimizi, dayanışmamızı çoğaltmalıyız.'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ardından üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ramazan Evren ve Rektör Prof. Dr. Adem Esen tarafından günün anısına ''İstiklal Marşı Murakkaa''sı sunuldu.