Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün 80'inci yılında Beştepe'de gerçekleştirilen anma töreninde konuştu. Erdoğan, dün akşam saatlerinde Hakkari Şemdinli'deki askeri üs bölgesinde meydana gelen mühimmat patlamasında 4 askerin şehit olduğunu açıladı. Ardından Paris ziyareti öncesi kameralar karşısına geçen Erdoğan, hayatını kaybeden asker sayısının 7’ye yükseldiğini, 25 askerin de yaralı olduğunu belirtti.
Paris uçusu öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, "Mühimmatın süresinin dolması gibi bir durum yok sadece topla ilgili teknik ekip çalışıyor. Savunma Bakanım ekibiyle orada, teknik ekip orada bu işi çok ciddi bir şekilde takip ediyoruz" diye konuştu.
TIKLAYIN - Erdoğan'dan Kaşıkçı açıklaması: Suudi Başsavcı ipe un sermek için geldi
Konuşmasında, "Gazi Mustafa Kemal'in kendi iradesiyle yapmaya çalıştığı ve provokasyonlarla engellenen çok partili hayatı daha erken yapsaydık acaba bugün nerede olurduk?" diye soran Erdoğan, "Özellikle Gazi'nin ölümüne yakın dönemlerde başlayıp, 1950'lere kadar süren tek partili yönetiminin acı hatıralarını her birimiz babalarımızdan dedelerimizden dinledik. Bize yalan söyleyen bir tarih anlatıldı, öğretildi. Bizi o yılların zulümlerine bizzat yaşayanların ağzından şahit olduk" dedi.
TIKLAYIN - Bugün 10 Kasım Atatürk'ün 80'inci ölüm yıl dönümü; milyonlar anıyor
Erdoğan'ın konuşması şöyle:
"Pazar günü Paris'te 1. Dünya Savaşı'nın bitişinin 100. yılını anacağız. Bugün Gazi'yi anıyoruz. 1. Dünya Savaşı'ndan sonra ülkemizin paylaşma gayretini gördük. Ülkemizi böyle bir tehdidin altına girmekten kurtaramadık. Önce şehir şehir sonra topyekün bir mücadele başlattık. Mücadelemizin zaferiyle yeni devletimizi kurduk. Ülke ve millet olarak her alanda sıkıntılar çektik. Doğrularıyla yanlışlarıyle, eksikleriyle fazlalarıyla bu dönemin hesabını milletimizin hafızası ve tarih yapmıştır.
Gazi Mustafa Kemal'in kendi iradesiyle yapmaya çalıştığı ve provokasyonlarla engellenen çok partili hayatı daha erken yapsaydık acaba bugün nerede olurduk? Gençlerimizin zihinlerini formatlamaya çalışmak yerine, onları medeni, özgür bir şekilde yetiştirecek bir eğitim sistemi kursaydık bugün nasıl olurduk? Özellikle Gazi'nin ölümüne yakın dönemlerde başlayıp, 1950'lere kadar süren tek partili yönetiminin acı hatıralarını her birimiz babalarımızdan dedelerimizden dinledik.
"Bize yalan söyleyen bir tarih anlatıldı, öğretildi. Bizi o yılların zulümlerine bizzat yaşayanların ağzından şahit olduk. Türkiye 2. Dünya Savaşı'na girmemiştir ama savaşın sefaletini yaşamıştır. Anadolu insanı bu yükü sırtlanmak zorunda kalmıştır. Bu dönemde ülkemizi yönetenler, milleti baskıyla bunaltmıştır.
2. Dünya Savaşı bitip de dünyada yeni bir demokrasi ve ekonomi düzeni kurulduğunda, Türkiye'nin belli adımlar atması zorunlu hale gelmiştir. Bu değişim iradi değil mecburidir. Tek parti ekibi elinden gelse Türkiye'yi Alman Nazizmi, İtalyan Faşizmi ve Sovyet komünizmden birine sürükleyecek zihindedir.
Türk milleti darbelere, cuntalara ve vesayet güçlerinin oyunlarına rağmen iradesine sahip çıkmıştır. Bugün tek parti döneminin zulümlerinden biri olan Türkçe ezanın bugün kamuoyu önünde savunulması o döneme özlemdir. Ezanın Arapça olması evrensel olduğunun ifadesidir. Nereye gidersen git, Allah-u Ekber dendiği zaman ezan okunduğunu anlarsın. Bunu değiştirmek bizi değerlerimizden uzaklaştırmaktır.
Ülkemiz siyasetinin en önemli sorunu milletin değerleri ve kültürüyle kavgalı anlayışın devam ettirilmesidir. Geleceğin dünyasında sadece demokrasinin, özgürlüklerin, güvenlik ve refah arayışının olduğuna inanıyor, biz de bu istikamette çalışıyoruz. İnşallah gençlerimize emanet ettiğimiz 2053 ve 2071 vizyonları üzerinde yükselecek geleceğin Türkiye'si bu tür tartışmaları geride bırakacaktır. Ecdad yüzünü Batı'ya dönmüştü ama her fırsatta Doğu'yu da güvenliğe kavuşturması gerekiyordu. Bugün de aynısını yapıyoruz. Bugün de asıl mücadele alanımız Batı'dır. Bunun için Dünya 5'ten büyüktür diyoruz. Bunun için 'one minute' diyoruz. Bunun için 3.5 milyon Suriyeli barındırıyoruz. Bunun için insani yardımlarda dünyada ilk sırada yer alıyoruz. Milli gelire göre dünyanın 1 numarası biziz. Peki bizim bu çabamıza nasıl karşılık veriliyor diye sorarsınız, sınırlarımız içerisinde terör örgütleri vasıtasıyla bombalar patlatarak cevap veriyoruz.
"Bugün Hakkari'de mühimmat deposunda yaşanan patlama nedeniyle 4 evladımız şehit oldu, 20 evladımız ise yaralandı.
"Muhasır medeniyetin üstüne çıkma lafla olmaz, İstanbul Havaalanı gibi eserleri yapmakla olur."