T24 - “Dindar nesil yetiştiriyoruz” sözlerine gösterilen eleştirilere yanıt veren Başbakan Erdoğan, “Hem dindar, hem çağdaş olunamıyor mu? Hem çağdaş hem dindar bir nesil nasıl yetiştirilirmiş onu bir düşünün” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Fatih Projesi''nin okullarda uygulamaya geçmesi nedeniyle Sebahattin Zaim Anadolu Lisesi'nde düzenlenen törende konuştu.
Başbakan Erdoğan, Suriye’deki son saldırılara tepki gösterdi. Erdoğan, “Saldırıları şiddetle kınıyorum, lanetliyorum” diye konuştu.
Erdoğan, tablet bilgisayarların okullara dağıtılmasıyla ilgili ise şunları söyledi:
“Fatih Projesi’yle eğitimin anlamı değişiyor. Öğretmen ve öğrencinin eğitimdeki durumları köklü olarak değişiyor. Yeni bir dönemi başlatıyor, çığır açıyoruz.
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethederek karanlık bir çağı veya karanlık bir çağa, Ortaçağ'a son vermiş, Yeniçağ'ı yeni bir çağı başlatmıştır. İşte biz de bugün Fatih Projesiyle sadece eğitim siteminde değil, eğitimin etkilediği her alanda bir çağı kapatıyor yeni bir çağı, bilgi çağını, bilgi teknolojileri çağını hep birlikte bugün burada açıyoruz.
3657 orta öğretim kurumunda Fatih Projesi tamamlanacaktır. 4 yılda 42 bin okulda Fatih Projesi hayata geçecektir. 621 bin akıllı tahtayı okullarımıza kazandaracağız.
Tek tek bütün sınıflara yüksek hızlı internet bağlantısını da hayata gerçekleştiriyoruz. Her okula yazıcı ve döküman kamera kazandıracağız. Bugün ilk tablet bilgisayarları dağıtıyoruz. 200 tablet bilgisayarı Sebahattin Zaim Anadolu Lisesi'nde dağıtıyoruz. 12 bin 800 adet tablet bilgisayarı da bugün teslim ediyoruz.
Kara tahta sözünü tarihin tozlu raflarına kaldırıyoruz. Proje, öğretmeni daha önemli yapacaktır."
'Hem dindar hem çağdaş olunamaz mı?'
"Dindar nesil yetiştiriyoruz" sözlerine gösterilen eleştirilere de tepki gösteren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ne söylediğim açık, yoruma mahal yok. Bir dayatma içinde değiliz.
Bu ülke ikna odalarında zulm eden zihniyetlerden çekmiştir. Bu ülkede bir dönem kitaplar yasaklandı, toplandı. Şehir merkezlerinde, kasaba meydanlarında kitap dağları yakıldı. En masum, en basit kitaplar elifba cüzleri, Hz. Ali cenkleri, dua mecbuaları yasaklı ilan edildi. Evlerden toplandı, suç delili sayıldı. Bu ülkenin dini, milli ve manevi değerlerini öğrenmeleri engellendi. Kim yaptı bunları, o malum CHP zihniyeti. O değerleri öğrenenler öğretenler cinayet işlemiş gibi tutuklandı, takip edildi baskınlara ve baskılara maruz kaldı. 24. Madde 'Din Kültürü ve Ahlak dersi bize yüklenen bir görev ve bunu devlet öğretir' diyor.
Köy Enstitüleri'nde öğretmen ve öğrenci formatladılar
Gencecik çocuklar sakal ve bıyıkları, kılık-kıyafeteri nedeniyle üniversite kapılarından geri çevirildi. Kurslar kapatıldı. Anne ve babalarının fotoğraflarına bakarak çocukları okul kapısından döndürdüler. Köy Enstitüsü’nde öğretmen, eğitmen formatladılar. Ellerine öğrenci verip, öğrenci formatladılar. Ayağımızda çarık yoktu. Defter, kitap, silgi ve kalem yoktu. Bırakın bilgisayarı, gaz lambasına koyacak yağ yoktu. Bu ülkede nice çocuk ekmeğin içini silgi olarak kullandı. Okula tezek taşıdı analarımız. Biz bu zulmü yaşayan bir nesiliz. Bizler 70-75 kişilik sınıflarda okuduk. Öğrenmenin ve öğretmenin önüne engeller koydular.
Dindar bir nesil çağdaş olamıyor mu? Hem dindar, hem çağdaş olunamıyor mu? Hem çağdaş hem dindar bir nesil nasıl yetiştirilirmiş onu bir düşünün. Dindar bir nesil özgürlüklere saygılıdır. Farklı düşüncelere, inanç gruplara saygılıdır.
'Kızlarımıza az mı çile çektirdiniz'
Bugün de bu zihniyeti taşıyan kafalara isyan ediyoruz. İkna odalarının mucitleri bugün bizi eleştiriyorlar. Kızlarımıza az mı çile çektirdiniz. İkna odalarına seslerini yükseltemeyenler bizi karalamaya çalışıyorlar. Bu ülkenin tüm çocukları okuyacak. Eğitimin en ileri imkanlarından yararlanacak."