Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, sığınmacı tartışmasına ilişkin olarak muhalefete seslenerek, "Biz görevde olduğumuz sürece bu kardeşlerimizi geri gönderemeyeceksiniz" dedi.
Erdoğan, partisinin il başkanları toplantısında konuştu. Erdoğan, "Karşımızdaki tablonun insanlarımızın günlük hayatlarında yol açtığı sıkıntıları gayet iyi biliyoruz. Buna karşı birkaç ayaklı bir program yürütüyoruz." açıklamasını yaptı.
Erdoğan, "Genel merkezimizle il ve ilçe teşkilatlarımızla seferberlik ruhuyla çalıştığımızda milletimizin gönül kapılarının bize açık olduğunu gördük. Bu tempoyu düşürmeden yeni araç ve yöntemlerle sürdürerek çalışmalarımızı 2023 Haziranı'na kadar sürdüreceğiz. 1 yıllık süreyi en güzel şekilde değerlendirerek 16'ncı zaferimize ulaşacağız. Her seçim önemlidir, her seçim tarihidir, her seçim kritiktir. 2002 Kasım seçimleri tarihi bir dönüm noktasıydı. 2007 seçimleri vesayetle mücadelemizde yeni bir safhaya geçmemizi sağlamıştı. 2011 seçimleri eser ve hizmet siyasetimizi zirveye taşımıştı. 2015 seçimleri eski günlere dönmek isteyenlerle hesaplaşmaya dönüşmüştü. 2018 seçimler darbe teşebbüsü ve yeni yönetim anlayışıyla girdiğimiz imtihandı. 2023 seçimleri de hem ülkemizin AK Parti hükümetleri dönemindeki kazanımlarının muhasebesi hem de 2053 vizyonumuzun habercisi olarak tarihe nakşedilecektir." dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından başlıklar şöyle:
"Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını tamamlayacağımız bir dönemin eşiğindeyiz. Türkiye’nin gelişmekte olan ülke zincirini kırıp dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmesi 2023’te yapılacak tercihe bağlıdır. Çünkü bu bizim hedefimiz, bizim hayalimiz, bizim çabamız. Muhalefet tarafının yavrularıyla beraber ülkemize tek taahhüdü Türkiye’yi 20 yıl öncesine götürmek, yapılmış olan her şeyi mümkünse yıkmak, yıkamadıklarını da devre dışı bırakmaktır. Daha vahimi Kılıçdaroğlu muhalefet adına yeni ve daha iddialı bir hedef ortaya koydu. Kılıçdaroğlu kavga etmeye geldiğini açıkça söylüyor.
Mesela dün Meclis’te çıkmış, “Tayyip Erdoğan, Suriye meselesini BM’de hiç gündeme getirdi mi?” diye soruyor. Eline, diline dursun. Anlaşılan o ki bu zat hiçbir BM toplantısını takip etmemiş. Bunların gözü var görmez, kulağı var duymaz. Yine dün çıkmış, “Tayyip Erdoğan bu meseleyi Avrupalılarla konuşmadı” diyor. Avrupa ülkeleriyle bu konuda yüzlerce, belki binlerce görüşme yaptığımızdan, müzakereler yürüttüğümüzden, bizlere verilip de tutulmayan sözleri yüzlerine vurduğumuzdan muhakkak haberi yok. Bu adamın neyden haberi var ki...
Sürekli örnek verdiği bürokratik kariyeri ülkemizin en büyük utanç sayfalarından biridir. Kendisinin ülkenin ve milletin herhangi bir meselesi hakkında dişe dokunur bir teklifine rastlamadık. Pek çok terör örgütünün maşalığını yaptığının şahidiyiz. Bu adamı nerede görürsünüz? Ankara'dan İstanbul'a teröristlerle kol kola yürüdüğünü görürsünüz. Teröristlere, yandaşlarıyla beraber onların cenaze törenlerine katıldığını görürsünüz.
Hiçbir terör örgütüne, hiçbir Türkiye düşmanına kullanmadığı ifadelerle bize saldırmayı siyaset sanan bu zavallı zatın dünkü hezeyanlarına da parti sözcümüz gerekli cevapları verdi.
"Kendisinin artık siyasetin değil, bu işin mütehassısı tabiplerin konusu olduğun karar verip işimize bakıyoruz"
Bu tablo karşısında kendisinin artık siyasetin değil, bu işin mütehassısı tabiplerin konusu olduğun karar verip işimize bakıyoruz.
Bu zatın geçtiğimiz haftalarda ifade ettiği, “Kavga etmeye geliyorum” sözü ve bununla bağlantılı olarak dile getirdiği “Ya bana katılın, ya önümden çekilin” meydan okumasını ben farklı bir yere koyuyorum. Siyasette mücadele anlamında kavga elbette vardır. Bizim 40 yılı aşan siyasi hayatımız hep bununla geçti. İlk işareti 2008 finans kriziyle başlayan, salgınla büyük merhaleye ulaşan sarsıntıya Rusya-Ukrayna savaşı da katıldı. Tehditler yanında önemli fırsatlar da çıkardı. Ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma sayesinde pek çok sınavı verdik. Milli iradenin üstünlüğünü tesis ettik. Ülkemizin geri kalmışlığını kaldıracak eser ve hizmetleri hayata geçirdik.
Şimdi tüm bu emeklerin, mücadelelerin, fedakarlıklarının asıl meyvesini toplayacağımız bir dönemin eşiğindeyiz. 2023 seçimlerinin öncekilere göre farkı buradan geliyor. Bu seçim AK Parti için, Tayyip Erdoğan için değil, Türkiye için önemlidir. Türkiye'nin gelişmekte olan zincirini kırıp dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmesi 2023 seçimlerine bağlı. Milletin emanetine sahip çıkmak için canımız pahasına mücadele ortaya koyduk. FETÖ'cüler kaldığımız yeri bombalamadılar mı? Korumalarımızı şehit etmediler mi? Biz Atatürk Havalimanı'na geldiğimizde Bay Kemal, FETÖ'cülerin desteğiyle çıkıp gitti. Bu böyle ürkek, korkak, pısırık, zavallı birisidir. 'Yeri geldi vesayet odaklarıyla, yeri geldi terör örgütleriyle kavga ettik' diyor. Biz ettik biz, sen edemezsin.
Gün oldu Türkiye'nin istiklal ve istikbaline kast eden şer güçleriyle mücadele ettik. Bürokratik oligarşiyle de mücadele ettik. İnsanımıza tepeden bakan, milletimizi aşağılayan elitist zihniyetle de kavga ettik. 15 Temmuz gecesi korkaklar kahvesini yudumlarken biz milletimizle hainlerle mücadele ettik.
Millete ve memlekete hizmet yolculuğumuzda hukuk katliamlarına, haksızlığa maruz kaldık. Bu kutlu mücadelenin hiçbir safhasında milletin emanetine gölge düşürmedik. Vatanımızın bekasına, milletimizin huzuruna, insanımızın birlik, beraberliğine halel getirmedik.
Bunlar kimle kavga etmeye geliyor? Bunların kimlerle kavga etmeye geldiği açık. Bunlar milletle kavga etmeye geliyor. Milletin hak ve özgürlükleriyle kavga etmeye geliyor. bunlar ülkemizin başını bölgesinde ve dünyada eğecek kepazelikler için geliyor. milletin başına bela olmaya geliyor. Buna izin vermeyeceğiz. Bunların yılan dillerinin, sahte sözlerinin arkasındaki gerçek niyetlerini göstererek tamamını Allah'ın izniyle sandığa gömeceğiz.
Masa diye kurdukları 6 benzemez ittifakı titremeye, dökülmeye başladı. Ortak aday belirleyemeyenlerin ülkenin kritik meselelerinde kararlı tutum koyamayacaklarını görmek için allame olmaya gerek yok.
Kimi çıkıyor iftihar meselesi eserlere çatıyor, diğeri çıkıyor gençlerin kıyafet ve eğitim haklarına saldırıyor. Kimi çıkıyor sığınmacı düşmanlığı üzerinden nefret suçları işliyor. Kimi çıkıyor kibriyle, hırsıyla herkesi ötekileştiriyor. Kimi çıkıyor kabiliyetsizliğini başkalarına suç atarak gizlemeye çalışıyor. Kimi çıkıyor siyasi ve ekonomik krizlerin ateşiyle yanan dünyada ülkemize köstek oluyor.
Kimi çıkıyor sığınmacı düşmanlığı üzerinden insani tüm değerleri ayaklar altına alan nefret suçları işliyor, kimi çıkıyor artık gizleyemediği kibriyle herkesi ötekileştiriyor.
Ülkemizde şu anda muhacir olarak bulunan bu insanları biz ne Bay Kemal’in dedikleriyle ne onun yandaşlarının dedikleriyle bu ülkeden bu görevde olduğumuz sürece asla geri itmeyiz, ötelemeyiz.
Bay Kemal senin dün söylediğin bugün yoktur. Biz farklı bir medeniyetten geliyoruz. Bu medeniyette muhacirlik ve ensarlık var. Onun için de biz şu anda adeta ölümden ölüm beğen diyenlerin kovduğu, ülkelerinden kaçıp bize sığınan bu kardeşlerimize kapılarımızı nasıl açtıysak bundan sonra da yine aynı şekilde korumaya devam edeceğiz.
Bu kardeşlerimizden kendi inisiyatifleriyle geri dönmek isteyenler geri döneceklerdir. Boraltan Köprüsü'nde olduğu gibi silah dayayarak düşmana teslim etmeyiz Bay Kemal. Biz görevde olduğumuz sürece bu kardeşlerimizi bu ülkeden geri gönderemeyeceksiniz. Bunu öğrenen, bilen, duyan gerek Suriyeli, Iraklı, Afgan bir gönül huzuru içine giriyorlar. Onların ülkelerinden kaçışları hepsi sadece bir sığınmadır. Bizler bu muhacir kardeşlerimize ensar görevini yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.
Rize - Artvin Havalimanı'nın açılışını cumartesi günü yapıyoruz. Biz eser üretiyoruz Bay Kemal. Ya bir dikili mumun var mı onu göster. Yapılanları hakaretle eleştirmektir. Bir taraftan otoyollarımızı, otobanlarımızı, tünellerimizi devam ettiriyoruz.
Ülkemizin asırlık meselelerini nasıl çözdüysek, bugünkü sıkıntıların üstesinden de unutmayın biz geleceğiz. Milletimizi asırlık özlemlerine nasıl biz kavuşturduysak gençlerimizin ufkunu da yine biz aydınlatacağız. Biz bu ülkeye sevdalıyız.
Enerji ve ham madde fiyatlarındaki artışlar, tedarik zincirindeki bozulmalar tüm dünyada enflasyonu azdırmıştır. Bu tablo fiyat artışları olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye, uzunca süredir döviz kuru ve faiz oranları üzerinden maruz kaldığı bir saldırıyla mücadele etmektedir. Milletimiz ciddi bir hayat pahalılığı ile karşı karşıya kalmıştır. Biz bugüne kadar milletimize asla yalan söylemedik, yapmadığımız şeyleri yapmış gibi göstermedik, başaramadığımız işlere de kılıf uydurmadık. Karşımızdaki tablonun insanlarımızın günlük hayatlarında yol açtığı sıkıntıları gayet iyi biliyoruz. Buna karşı birkaç ayaklı bir program yürütüyoruz.
Ekonomi programımızın ilk ayağı ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokmaktan vazgeçmemektir. İkinci ayağı istihdama öncelik vermektir. Üçüncü olarak da fiyat artışlarını kontrol altına almak, diğer yandan gelirleri yükseltmektir. Türkiye'nin salgın ve ardından başlayan savaş sürecinde trilyonlarca kaynağı olanlardan daha iyi bir yönetim sergilediğini kimse inkar edemez. Sıkıntıların hiçbiri çözümsüz değildir, kalıcı değildir. Elbette bedeller ödüyoruz, sıkıntılar çekiyoruz. Hepsinin de karşılığını fazlasıyla alıyoruz, alacağız. Milletimizden sabırlı olmasını, bizi desteklemesini istiyorum. Kimi şükürsüzlerin, kimi kalbi kararmış yeminli ülke düşmanlarının çıkardıkları yaygaraların sebebi milletimizin derdi ile dertlenmek değildir. Bunlar kendi küçük çıkarlarının peşinde olan bencillerdir"
TIKLAYIN | Boraltan Köprüsü olayı nedir, Boraltan Köprüsü nerede?