Hürriyet yazarı Deniz Zeyrek, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasını değerlendirdi. "Trump ve Netanyahu, Kudüs kararına yönelik olası tepkileri önceden tahmin ediyordu. Bütün uyarılara rağmen geri adım atmamaları, kan dökülmesini bile göze aldıklarını gösteriyor" diyen Zeyrek, "O halde, onları şaşırtmak, bekledikleri sonuçların ötesine geçip diplomasinin bütün olanaklarını kullanarak güçlü bir uluslararası dayanışma yaratmak lazım. Olaya ilgisiz görünen Rusya harekete geçirilerek başlanabilir. Erdoğan ile Vladimir Putin’in görüşmesi bu bakımdan sonuç getirici olabilir" ifadesini kullandı.
Zeyrek'in "Trump belki de bunu istiyor!" başlığıyla (8 Aralık 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Sabah güne anlamsız bir trafik sorunu ile başladım. Kullandığım yol tek yöndü ama karşıdan da sıra sıra araçlar geliyordu. 100 metreyi 10 dakikada geçtim.
Birkaç gündür bitmeyen asfalt çalışmasına bağlayıp, “Yeni Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’na söylemek lazım, dört gündür TBMM’nin çevresinde 1 km yola asfalt atamadılar” diye homurdandım.
Durumu, Atatürk Bulvarı’na çıkabildiğimizde anladım. Araçlar, gitmeleri gereken yol kapatıldığı için ters yöne girmişti. Üstelik, yol çalışmasına dair hiçbir iz yoktu. Biraz ilerleyince durum netleşti. ABD Büyükelçiliği’nin önünden geçen cadde tamamen trafiğe kapatılmıştı.
İşyerine geldiğimde zap yaparken CNN International kanalına takıldım. Altyazıda “ABD büyükelçiliklerinde protesto önlemleri” yazıyordu. Birçok başkentte ABD büyükelçiliğinin önünde Trump’ın kararını protesto gösterileri beklendiği rapor ediliyordu.
Evet, bugün cuma. Birçok Müslüman ülkede de cuma namazı sonrası büyük gösteriler yapılacak. En önemli çıkış da Hamas’tan bekleniyor. Hamas’ın Trump’ın açıklamasıyla ilgili ilk tepkisi “Cehennemin kapılarını açtı” diye yansımıştı. Örgütün lideri İsmail Haniye, dün “Siyonist düşman karşısında, yeni intifada (ayaklanma) başlatmak için çalışma çağrısında bulunmalıyız” dedi. 8 Aralık’ı “Öfke Günü” ilan eden Haniye, halk direnişi ile Gazze’den sonra Kudüs ve Batı Şeria’nın da özgürleştirilebileceğini vurguladı. Dolayısıyla dünden itibaren Filistinliler ile İsrail askerleri karşı karşıya gelmeye başladı. Bölgedeki meslektaşlarımızın aktardığına göre dün gösterilerde 40’tan fazla yaralı vardı. Bugünden itibaren Gazze’de ve Batı Şeria’da Filistinlilerin yeni bir “intifada”başlatması, bölgede sıcak çatışmaların artması kaçınılmaz görünüyor.
Trump’ın Kudüs manevrasına dünyadan çok büyük bir destek gelmedi. Tersine eleştiri açıklamaları çok fazlaydı. ABD’deki Yahudi toplumunun kanaat önderleri bile bu adımın bölgenin yararına olmadığına dair açıklamalar yaptılar. New York Times gazetesinde yayınlanan bir makalede, ABD’deki Yahudi toplumundan Trump’ın kararına övgüden çok tepki ve uyarı geldiği vurgulanıyordu.
Diğer taraftan, dün itibariyle Çek Cumhuriyeti büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacağını açıklayarak ABD’nin yanında yer aldı. Çek Cumhuriyeti’nin bu tavrı üye olduğu Avrupa Birliği’nin ortak dış politikasına aykırı olduğu halde dün AB’den Prag’a yönelik bir tepki gelmedi. Kudüs’ü başkent kabul edecek başka ülkelerin de çıkabileceği beklentisine giren Trump yönetimi, AB’nin Prag karşısındaki umursamazlığından umutlandı.
Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) ve Filistin halkının özgürlük mücadelesi, Türkiye’de sağcı-solcu/dinci-laik ayrımı yapılmaksızın herkes tarafından sahiplenildi/sahipleniliyor/sahiplenilecek. Türkiye’de Deniz Gezmiş gibi 68’li gençlik önderlerinin Filistin direnişine verdiği aktif desteği çok dinlemiş, 20 yıldır da Filistin davasını bizzat izlemiş olarak bunu tereddütsüz yazabiliyorum.
Ancak başka bir tespitimi de paylaşmak istiyorum. İsrail ne zaman bir provokasyon yapsa, ne zaman Filistin tarafında bir intifada başlasa, İslam dünyasının dağınık ve fevri tepkileri sonuç getirmiyor ve sonunda kaybeden hep Filistin halkı oluyor. Bağımsız Filistin hayali biraz daha öteleniyor. Filistin halkı kadın çocuk demeden çok ağır bedel ödüyor. Kubbetül Sahra, Kıble Mescidi ve Nebi Kapısı’nın bulunduğu 140 dönümlük o kutsal alanın etrafındaki İsrail kuşatması daha da güçleniyor.
Trump ve Netanyahu, Kudüs kararına yönelik olası tepkileri önceden tahmin ediyordu. Bütün uyarılara rağmen geri adım atmamaları, kan dökülmesini bile göze aldıklarını gösteriyor.
O halde, onları şaşırtmak, bekledikleri sonuçların ötesine geçip diplomasinin bütün olanaklarını kullanarak güçlü bir uluslararası dayanışma yaratmak lazım. Olaya ilgisiz görünen Rusya harekete geçirilerek başlanabilir. Erdoğan ile Vladimir Putin’in görüşmesi bu bakımdan sonuç getirici olabilir.