G-20 zirvesi için Londra'da bulunan Başbakan Tayyip Erdoğan, akşam saat 21.05'te, yurda döndü. Erdoğan, IMF ile ilkelerde anlaşma sağlandığını açıkladı.İstanbul'a gelen Başbakan Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde bir basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, şunları söyledi: "Geçtiğimiz yıl Kasım ayında Washington'ta G-20 liderleri zirvesinin ilkini yapmıştık. Zirvede krize karşı ortak bir mücadele başlatarak, bir çok çalışma alanı belirledik. Bu belirlenen alanlar üzerinde ülkeler ilgili bakan ve teknik ekiplerle çalışmalarını bu zirveye kadar sürdürdüler.Bu zirve öncesinde,yine Mart ayında bir araya gelmek üzere zirvenin ön çalışmasını yaptılar ve ortaya bir eylem planı koyduk. G-20 liderler zirvesinin bu ikincisinde de bana, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren bey ile Hazineden Sorumlu Devlet Bakanımız Mehmet Şimşek bey eşlik ettiler. Bürokrat arkadaşlarda bizimle birlikte bu süreçte bulundu." Kararlı bir tavır ortaya koyduk Bu önemli zirve nedeniyle, gerek kendi gerekse bakanlarım muhataplarıyla yararlı ikili temaslarda bulunduk. Londra'da eylem planı çerçevesinde sağlanan ilerlemeleri gözden geçirdik. Önümüzdeki dönemde, hızla uygulamaya konulacak bir çok önemli karar aldık. Bu kararların tamamı açıklanan sonuç bildirgesinde kamuoyuna duyuruldu. Krizin sosyal etkilerinin azaltılması konusunda G-20 ülkeleri olarak kararlı bir tavır ortaya koyduk. Alınan kararlar global krizin etkilerinin azaltılması için son derece önemlidir. Kriz en fazla fakir kesimleri etkilemektedir. Krizin sosyal etkilerinin azaltılması konusunda da G-20 ülkeleri olarak önemli adımlar attık. Bu kapsamda düşük gelirli ülkelerde, sosyal korumanın desteklenmesi, ticaretin canlandırılması ve kalkınma sürecinin sekteye uğratılmaması amacıyla, 50 milyar dolar destek sağlanması konusunda mutabakata varmış bulunmaktayız. Yine bu toplantıda IMF kaynaklarının 3 katına çıkarılarak, yükselen ekonomilere ve gelişmekte olan ekonomilere destek olması hususunda mutabakata vardık. Krizin olumsuz etkisinin en fazla hissedildiği alanlardan uluslararası ticaretteki daralmanın aşılması amacıyla, önümüzdeki iki yıllık dönemde toplam 250 milyar dolar kaynağın harekete geçirilmesi yönünde görüş birliğine vardık.Ayrıca 2010 yılının sonuna kadar yeni ticari engel veya rekabeti bozucu sübvansiyon uygulanmaması konusunda taahhütte bulunduk." G-20 çatısı altında yürütülmekte olan krizle mücadele ve yeni uluslararası finansal yapının şekillendirilmesi çabaları önümüzdeki dönemde de sürdürülecek. Türkiye G-20'de oynadığı aktif rol ile bu çabalara bugüne kadar ciddi katkı vermiştir. Sonuç bildirgesinde bir kısım maddeler, Türkiye'nin teklifi ile girmiş ve orada yer almıştır. Bundan sonra bu platformda alınan kararların somut neticelere dönüşmesi için çalışmaya devam edeceğiz." IMF ile görüşmeler sürecekLondra'daki zirve vesilesiyle IMF Başkanı ve yardımcısı ile toplantı yaptık. Bakan arkadaşlarımın katılımı ile gerçekleşen toplantıda, ilkeler üzerinde anlaşmaya vardık ve görüşmelerin sürdürülmesi noktasında mutabakatımız tamdır. Öyle zannediyorum ki, önümüzdeki gün veya haftalar içerisinde,yani bu ay içerisinde kesinlikle heyet gelecek ve arkadaşlarımızla görüşmeye başlayacaktır.Önümüzdeki günlerde yapılacak görüşmelerle süratle bir sonuca varmanın gayreti içinde olacağız." Obama ile görüşmeBaşbakan Erdoğan, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, ABD Başkanı Obama ile yaptığı görüşmenin konusu ile ilgili sorulan soruya şu yanıtı verdi: "Öncelikle medeniyetler ittifakı öncesi yapılacak ziyaret var. Bu ziyaretten dolayı çok detaylara girdiğimiz görüşmeler olmadı. Şu anda önemli olan NATO zirvesi var. NATO zirvesi ile ilgili Genel Sekreterlik konusunu orada görüşme fırsatımız oldu. Sadece Obama ile değil, liderlerle dörtlü, beşli grup olarak değerlendirme fırsatımız oldu. Bizde kendilerine Rasmussen ile ilgili görüşlerimizi ifade ettik. Sayın Cumhurbaşkanımızla bu konuyu tekrar görüşeyim dedim. Zaten zirveye Sayın Cumhurbaşkanı katılacaklar. Orada görüşme imkanı bulabilirsiniz dedim. Bu şekilde bu görüşmemizi tamamlamış olduk. Ayrıca bende Türkiye'deyim dedi. Orada daha geniş görüşme fırsatını buluruz dediler. İnşallah ikili ilişkilerimizi, Ortadoğu ile ilgili birçok konuyu ve stratejik müttefik olarak atmamız gereken adımları, yapmamız gerekenleri burada görüşme fırsatını Ankara'da bulacağız." Bir an önce anlaşmak istiyoruzErdoğan IMF ile yapılan görüşmeler ve yaşanan bazı problemlerle ilgili bir soruyu da şöyle yanıtladı: !Bunların bir kısmı aşıldı. Aşılamayan maddeler konusunda çok ciddi sorunlar kalmadı diyebilirim.Konuyla ilgili olarak Nazım Bey ve Mehmet Bey bundan sonraki süreci sürdürecekler ve bir an önce neticeye varalım istiyoruz. Burada bir şeyi çok açık söyleyeyim. IMF ile anlaşmaya varmamız halinde, kriz tellallığı yapanlar veya felaket tellallığı yapanlar bu noktada bir beklentinin içerisine girmesinler. Bu kadar açık konuşuyorum. Bunu açık konuşmak zorundayım.Çünkü bu şekilde beklentiyi doğuranlar farklı bir havayı, atmosferi estiriyorlar.Bu ülkemiz için, ülkemizin geleceği için doğru değil. Biz kararlı yürümek zorundayız. Herkes yere sağlam basmak zorundadır. Bu finans sektörü içinde, reel sektör içinde böyle. Bu demek değildir ki, biz atmamız gereken adımları atmayacağız. Şu ana kadar atmamız gereken adımların bedeli 30 katrilyonu buldu. 30 katrilyonluk şu ana kadar bir destek paketini açıklamış vaziyetteyiz. Yani Hindistan'da 25 katrilyon civarında. Totalde baktığınız zaman, Hindistan ve bizim bütçemizin mukayese yapılır yanı yok. Böyle olduğu halde, biz bu adımı kararlı bir şekilde attık ve atmaya devam edeceğiz." Danimarka'nın NATO Genel SekreterliğiErdoğan NATO Genel Sekreterliği adaylığına Fransa'nın talip olduğu ile ilgili bir iddianın hatırlatılması üzerine ise şunları söyledi: "Fransa'nın konumu ile ilgili bize henüz gelmiş ciddi bir teklif yok. Fransa'nın her şeyden önce bu konuda bir teklifi ve talebinin olması lazım. Benim bildiğim kadarıyla Fransa Cumhurbaşkanı'nın, Cumhurbaşkanımıza veya bana ulaştırdığı öyle bir teklifi olmadı. Böyle bir talep gelirse değerlendiririz. Rasmussen konusunda nasıl gelişme olacak onları göreceğiz. Alternatifler var mı yok mu bunları göreceğiz. Bizim buradaki tek amacımız, NATO'nun yıpratılmamasıdır. NATO'nun dünyada barışın teminine yönelik bir işlevi var, bunun zarar görmemesidir. Bir diğer yandan bizim terörle mücadele sürecimiz var. Terörle mücadele noktasında, çok fonksiyonel olması gereken bu örgütün genel sekreterliğine maalesef terörün medya grubunda önemli bir yeri olan televizyonun yayın merkezinin Danimarka olması sıkıntı veren düşündürücü bir şeydir. Bunu 4 yıl önce meslektaşımla konuştum. Ama o günden bu güne olumlu bir gelişme olmadı. Bunun dışında bir karikatür krizi yaşadık. Bunda İslam dünyasının rahatsızlığı var. Onlar bu konuyla ilgili yaklaşımlarını söylüyorlar. Diyoruz ki bir kişi üzerinde niye tıkanıyoruz. Bunun dışında alternatifler yok mu? Bunların üzerinde oturalım konuşalım. Daha uygun, bu işi çözüme kavuşturabilecek bir başka ismi bulalım istiyoruz. Yoksa sorunumuz Rasmusen'in şahsı ile değil veya Danimarka'nın kendisi değil. Bizim bu noktada herhangi bir derdimiz yok. Tek derdimiz NATO'nun yıpratılmaması." Talabani'nin PKK açıklaması Bir gazetecinin, Talabani'nin PKK'nın silah bırakmasına yönelik çağrısını yalanladığı ile ilgili bir iddianın bulunduğunu hatırlatması üzerine Erdoğan, "Bu söylediğiniz istikamette bir haber bana ulaşmadı. Cumhurbaşkanımızın, Talabani'nin Irak'a dönmesi sonrasında Bağdat ziyareti oldu. O ziyaretinde çok açık, net, canlı yayında, bırakması istikametinde açıklaması oldu. En son açıklama budur. Cumhurbaşkanımızın Bağdat ziyaretinde bu açıklamayı yapmıştır. Bu son açıklamadır. Benimde kendisiyle yaptığım görüşmede, buna benzer şeyleri söylemiştir. Sizden duyduğumu ben kendisinden duymadım" dedi.