Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde danışmanlığını da yapan Karar yazarı Akif Beki Cumhur İttifakı içerisinde yer alanların PKK lideri Abdullah Öcalan hakkında yaptığı açıklamalar ve hayata yeniden geçen uygulamaları değerlendirirken, "Bekamıza zeval getirecek şeyler olsa Cumhur İttifakı, bunlara tevessül eder miydi hiç?" ifadesini kullandı.
PKK lideri Öcalan'ın avukatları aracılığıyla açıklama yapmasını, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Öcalan için "Bence avukatlarıyla görüşsün" demesini, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün "Öcalan'ın görüşme yasağına ilişkin kararları kaldırıldı" ifadesini ve son olarak Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi Burhanettin Duran'ın sehven söylediği "Sayın Öcalan" sözlerini değerlendiren Akif Beki, "Geriye, HDP’nin yeniden yasal bir siyasi parti olarak görüldüğünün teyidi ve meşru muhatap muamelesiyle gönlünün alınması kalıyor" tespitini yaptı. Beki, Duran'ın ifadesi için, " İktidar sözcülerinin dili, ‘Sayın Öcalan’ hitabına bile tekrar kaymaya yüz tuttu" yorumunu yaptı.
Beki'nin "Beka sorunu da fani miymiş!" başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:
Adalet Bakanı Gül ilan etti, Öcalan’ın avukatlarıyla görüşme yasağı resmen kaldırıldı. Koster arızaları, hava muhalefetleri ve mahkeme kısıtlamalarıyla geçen tam 8 yıl aradan sonra...
Avukatları ilk görüşmelerini 2 Mayıs’ta yapmış, ardından da Öcalan’ın örgütlerine ‘demokratik uzlaşma arayın ve devletin hassasiyetlerini gözetin’ çağrısını kamuoyuna açıklamışlardı.
Ben diyeyim telkin, siz deyin talimat; Öcalan’a ‘görüş izni’ açılımının altından işte böyle bir ‘devletle anlaşmaya çalışın’ sürprizi çıktı.
Öcalan’ın muhataplarını tek tek sıralamaya gerek yok. İktidar sözcülerinin gözüyle tanımlarsak; terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP, düşman dış güçlerin maşası Kandil’deki terör şefleri ve onların Suriye’deki piyonu YPG...
İmralı’daki Öcalan’ın, mesajını örgütlerine ulaştırmasına devlet yeniden izin vermeye başladı. İlk aracı da avukatları değildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce ocak ayında kardeşi Mehmet’i de görüşmeye gönderdiklerini bilhassa duyurmuştu.
MHP lideri Bahçeli’den de vize alındı üstelik. ‘Avukatlarıyla görüşebilir’ diyerek Öcalan’la temas serbestisini onaylamıştı.
Bozuk kosteri onarttığı gibi, bekamızı nelerin riske attığı hususunda da tadilata gidiyor iktidar. Ki, böyle şeyler artık beka sorunu teşkil etmiyor. Milli varlığımızı tehlikeye düşürerek bu topraklarda baki kalmamıza bir tehdit oluşturmuyor bundan böyle.
Hatta iktidar sözcülerinin dili, ‘Sayın Öcalan’ hitabına bile tekrar kaymaya yüz tuttu.
Gerçi; Cumhurbaşkanlığı kurul üyesi Prof. Burhanettin Duran, önceki gün NTV’de ‘sayın’ ifadesini sehven ağzından kaçırdığını söyledi.
Beyan esastır, sehven diyorsa sehvendir. Öcalan’a planlı bir itibar iadesi maksadıyla yapılmamıştır. Ama belli ki adından saygıyla bahsetmek konusunda yeniden bir dikkat ve zihni hazırlık eşiğindeyiz.
Ağız alışkanlığından kaynaklansa, bunca zamandır sürçmeyen dil ne diye şimdi yalpalamaya, sürçmeye başlasın ki...
Geriye, HDP’nin yeniden yasal bir siyasi parti olarak görüldüğünün teyidi ve meşru muhatap muamelesiyle gönlünün alınması kalıyor.
Bekamıza zeval getirecek şeyler olsa Cumhur İttifakı, bunlara tevessül eder miydi hiç?