Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Beştepe Sergi Salonu'nda İlçe Müftüleri İstişare Toplantısı'nda konuştu. Bir kez daha LGBT+'ları hedef alan Erdoğan, " Batı'ya karşı ezik, kendi değerlerine ve milletine karşı ise aynı derecede küstah içimizdeki mankurtlar kabul etmese de gerçekler apaçık ortadadır. Şayet şimdiden harekete geçip vakitlice önlem almazsak ileride daha beter sıkıntıları bizim de yaşamamız kuvvetle muhtemeldir" dedi. Erdoğan sözlerinin devamında anayasa düzenlemesine işaret etti; "Bu değişiklik önerisi ile bir yandan başörtüsüne anaysal güvence kazandırırken diğer yandan da sapkın akımlar tarafından giderek daha da tehdit edilen aile müessesesini korumayı hedefliyoruz" diye konuştu.
Meksika'da eşcinsel evliliğin yasallaşmasını örnek gösteren Erdoğan, "Meksika'da tamamıyla bu sapkın süreç yasal olarak zemine oturtulmuş. Ülkemizde de çalışmayı yürütenler var mı? Var. Ama bu çalışmaların karşısında bizler sonuna kadar dimdik duracağız ve bu Müslüman topluluğu birilerine yedirmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Öte yandan Erdoğan devamında DEAŞ ve FETÖ'yü hedef aldı. "Adı ister DEAŞ İster FETÖ olsun bu örgütlerin tamamı dinimizi kirli emellerine alet eden sapkın ve sapık yapılardır. Emperyalistlerin içimize sızdırdı truva atları hükmündeki bu alçaklar, ruhunu şeytana satmış, insanlıkla tüm bağını koparmış vahşilerdir" diyen Erdoğan, "Biz binlerce evladını PKK terörüne kurban vermiş, bir dönem en parlak çocukları FETÖ terör örgütüne kaptırmış DEAŞ saldırılarında yüzlerce vatandaşını kaybetmiş bir milletiz. Ülkemizin bir daha benzer dramlar, benzer ihanetler, benzer kalleşlikler yaşamasına asla izin veremeyiz" sözlerini kaydetti.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Hocalarımız hayatımızın her safhasında yeri doldurulmaz roller üstleniyor. Dünyaya gözlerimizi açtığımız andan son nefesimizi verdiğimiz ana kadar yanımızda ailelerimizle birlikte hep din adamlarımız, hocalarımız vardı. Dolayısıyla sizlerin mesleğinin kıymeti ne makamla ne mevkiiyle ne parayla ne şöhretle ölçülür. Sizler inancımızın 14 asırlık sahih geleneğini yaşatmakla bunları yeni nesillere aktarmakla mükellef insanlarsınız. Gençlerimizin bilgilendirilmesi, eğitim ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması konusunda en büyük sorumluluk sizlere düşüyor. Materyalizmin tüm insanlığı esir aldığı modern çağda hocalarımız başta olmak üzere tüm ilim ve hikmet erbabının sorumluluğu da artmaktadır. Dinimizin emirlerinin amacı kişiyi cehaletin, ifsadın ve kötülüğün girdabından çıkararak barışa, esenliğe kavuşturmaktır. İnsanlar 14 asarıdır Kur'an-ı Kerim'in aydınlığında huzur bulmuştur. Kız çocuklarını diri diri toprağa gömen zifiri karanlığı parçalayıp insanlığa örnek gösterilen bir saadet asrına dönüştüren işte bu hidayet kapısıdır.
"Dünyanın içinde bulunduğu zor süreç, İslam'ın güven, adalet, merhamet, liyakat, mesuliyet gibi hayat veren ilkelerin önemini ortaya koyuyor. İnsanlık maddi anlamda kavuştuğu onca imkana rağmen, maalesef manevi bakımdan giderek daha fazla zemin ve irtifa kaybediyor. Materyalist ideolojiler insanlığın sorunlarına çözüm üretemediği gibi kişiyi ahlaki, psikolojik ve sosyal açılardan felakete sürüklüyor. Bunun işaretlerine pek çok alanda şahit oluyoruz.
"Maddi refah olarak ilk sıralarda yer alan kimi Batılı ülkeler uyuşturucu kullanımının, alkolün, kadına şiddetin, intihar vakalarının da en yaygın görüldüğü yerler arasındadır. Öyle ki bu ülkelerin bazıları uyuşturucu meselesini çözemedikleri için farklı bahaneler altında uyuşturucuyu serbest bırakma yoluna gitmişlerdir. Aynı durum alkollü içkiler için de geçerlidir. Kadına yönelik şiddet ile çocuklara karşı suçlar bu ülkelerin sicilinin belki de en kötü olduğu başlıklardır. Yine bu ülkelerde insanlığın taşıyıcı sütunu olan aile kurumu anlamını yitirmekte, toplum birkaç marjinalin adeta oyuncağı haline dönüşmektedir. Kadın erkek arasındaki meşruiyete dayalı birliktelik hor hakir görülürken, sapıklık, ahlaksızlık ve çarpık ilişkiler bilinçli şekilde özendirilmektedir. İnsanı diğer varlıklardan ayıran ne kadar hasret ne kadar değer varsa küresel odakların da desteğiyle yok edilmeye çalışılıyor.
"Hayret eşiğimizi her gün biraz daha yukarı taşıyan envai çeşit skandal, materyalist zihniyetin toplum bünyesinde açtığı yarları gösteriyor. Batı'ya karşı ezik, kendi değerlerine ve milletine karşı ise aynı derecede küstah içimizdeki mankurtlar kabul etmese de gerçekler apaçık ortadadır. Şayet şimdiden harekete geçip vakitlice önlem almazsak ileride daha beter sıkıntıları bizim de yaşamamız kuvvetle muhtemeldir. Önümüzdeki günlerde meclisimizin takdirine sunacağımız anayasa değişikliğimizi bu yönde atılmış önemli bir adım olarak görüyorum. Bu değişiklik önerisi ile bir yandan başörtüsüne anayasal güvence kazandırırken diğer yandan da sapkın akımlar tarafından giderek daha da tehdit edilen aile müessesesini korumayı hedefliyoruz.
"Aile kurumu ile alakalı özellikle 140 bini aşan siz değerli hocalarıma çok büyük görev düşüyor. Sadece camide mihrapta değil, özellikle mimberden de sürekli olarak her cuma bunu işlemeniz öyle zannediyorum ki bizler için vazgeçilmez bir görevdir. Zira yüz binler milyonlar sizi sürekli dinlemekte. Ve sizden onlara yapılan çağrı, özellikle aile kurumumuzu güçlendirmenin en önemli nasihat mekanizması olacaktır. Güçlü aile güçlü millet.
"Bugün öğrendim, Meksika'da tamamıyla bu sapkın süreç yasal olarak zemine oturtulmuş. Ülkemizde de çalışmayı yürütenler var mı? Var. Ama bu çalışmaların karşısında bizler sonuna kadar dimdik duracağız ve bu Müslüman topluluğu birilerine yedirmeyeceğiz. İnşallah TBMM'deki akıl vicdan feraset sahibi milletvekillerimizin de güçlü desteğiyle bu hedefimize ulaşacağımıza inanıyorum.
"Hiçbir mümin başkasından bana ne diyemez. Hiçbir Müslüman dünyadaki zulüm ve kötülüklere kayıtsız kalamaz. Her mümin eliyle diliyle ve kalbiyle kararlı bir şekilde kötülükle mücadele etmek suretiyle bundan mükelleftir. Yakın çevremizden başlayarak iyinin adaletin, şefkatin ve muhabbetin hakim olması için çalışmak zorundayız. Zorluk çıkarmak için değil kolaylık göstermek için gönderilen bir ümmet olarak daima sevginin muhabbetin şefkatin dilini kullanmalıyız. Çünkü bizim dinimizde usulsüzlüğün sonucu vusulsüzlüktür. Gayri İslami gayri ahlaki gayri insani yol ve yöntemlerle İslam’a hizmet edilmez, İslam davası güdülemez. Hiçbir sebep masum sivilleri, okula giden çocukları katletmenin mazereti olamaz. Önceki gün Somali'de 100'ü aşkın kardeşimizin hayatına mal olan hain terör saldırısının faillerinin ne İslam'la ne Müslümanlıkla, ne şeriatla ne de insanlıkla bağı kesinlikle yoktur. Bu alçak ve kalleş saldırıyı lanetliyor Somalili kardeşlerimize geçmiş olsun diyoruz. Türkiye en zor günlerinde Somali halkının yanında olmayı sürdürecektir.
"Adı ister DEAŞ İster FETÖ olsun bu örgütlerin tamamı dinimizi kirli emellerine alet eden sapkın ve sapık yapılardır. Emperyalistlerin içimize sızdırdı truva atları hükmündeki bu alçaklar, ruhunu şeytana satmış, insanlıkla tüm bağını koparmış vahşilerdir. İslam dünyasını kan ve gözyaşına boğan bu katil sürüleriyle mücadele etmek sadece güvenlik kuvvetlerinin değil başta hocalarımız ve alimlerimiz olmak üzere hepimizin ortak sorumluluğudur. Biz binlerce evladını PKK terörüne kurban vermiş, bir dönem en parlak çocukları FETÖ terör örgütüne kaptırmış DEAŞ saldırılarında yüzlerce vatandaşını kaybetmiş bir milletiz. Ülkemizin bir daha benzer dramlar, benzer ihanetler, benzer kalleşlikler yaşamasına asla izin veremeyiz.
"Bunlarla birlikte zararlı alışkanlıkların pençesinde kıvranan, içki, kumar, fuhuş, uyuşturucu girdabında sürüklenen gençlerimizin acısı da yine bizim acımızdır. Elinden tutamadığımız, yanında olamadığımız, İslam'ın kurtuluş mesajlarını doğru bir şekilde ulaştıramadığımız her bir gencimizin vebali hepimizin üzerindedir. Bu noktada Diyanet İşleri Başkanlığımızın eğitim, sosyal ve kültürel içerikli din hizmetlerini takdirle karşıladığımı belirtmek istiyorum. Başkanlığımız camilerde yürüttüğü hizmetler yanında engelliler, gençler, mülteciler, şiddet mağdurları, madde bağımlıları ve daha pek çok kesime yönelik hayırlı çalışmalara imza atıyor. Diyanet'in özellikle 4-6 yaş kuran kurslarını çocuklarımızın İslam inancı ve ahlakı ile erken yaşlarda tanışması bakımından çok ama çok değerli buluyorum. Kimi hadsizler, kimi kendini bilmezler ortaçağ zihniyeti diyerek aşağılamaya çalışsa da milletimiz bu eğitim yuvalarına adeta gözü gibi bakıyor bunu böyle bilesiniz. Biz bu hadsizlere bakmayacağız. Tam aksine 4-6 yaş grubu yavrularımızı en güzel şekilde yetiştirmek suretiyle tarihe nazar edeceğiz nazar.
"Son dönemde Diyanet teşkilatımızın birileri tarafından daha sık hedefe koyulmasını ise yaptığınız doğru işlerin bir hasılası olarak görüyorum. İçlerindeki kini ve nefreti kusmak için fırsat kollayan bir avuç kendini bilmezin eleştirileri sakın ha sizi yolunuzdan asla alıkoymamalıdır. Her birinizden kınayıcının kınamasına aldırmadan, hakkı söylemeye, hakikati anlatmaya devam etmenizi bekliyorum. Rabbim yolunuzu bahtınızı açık etsin."