Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Mavi Marmara olayıyla ilgili Türkiye’den özür dilemesinin ardından Suriye’de Beşşar Esed’in gidişini hızlandıracağını söyledi. Erdoğan, İsrail ile Türkiye arasındaki gelişmelerin süreci olumlu şekilde hızlandıracağını belirterek, “Ben etkiler diye düşünüyorum. Çünkü atacağımız çok farklı adımlar olabilir. Nitekim Amerika’nın dikkat ederseniz açıklamaları da farklı. Onun için tabii Ürdün seyahati boşuna değil. Onun için bölgede Suriye süreci, bence olumlu istikamette çok daha hızlanacaktır” dedi.
Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Fikret Bila’nın sorularını yanıtlayan Erdoğan, şunları söyledi:
İsrail Başbakanı Netanyahu, Türkiye’den özür diledi. İsrail, bu aşamaya nasıl geldi?
Yaklaşık, tabii 3 yıllık bir süreçti. Bu süreç içerisinde tabii birçok görüşmeler yapıldı. Birçok aracı oldu, gelen gidenler oldu. Sayın Obama da bu işin üzerinde hassasiyetle duruyordu. Gerçekten Clinton’ın da bu konuyla ilgili olarak sürekli bize bazı ricaları olmuştu. Biz, bu üç başlığımızı her zaman kendilerine ifade ettik. ‘Özür, tazminat ve ambargo kaldırılmadıktan sonra normalleşme sürecine giremeyiz’ dedik. Hatta özür ifadesi yerine üzüntü beyanını gönderdiler. ‘Hayır, olmaz kesinlikle apology olacak’ dedik.
ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin gönderdiği metinde mi üzüntü ifadesi vardı?
Öyleydi ama ‘üzerinde çalışacağım özür için’ dedi. Bu arada metinler geldi gitti, tüm hassasiyetlerimizi dile getirdik. Son olarak ambargo üzerinde durdular. ‘Hayır, ambargoyla ilgili talebimiz de yer alacak’ dedik. Çünkü o gemi ve insanlar, insani yardım için gidiyorlardı, yardım götürüyorlardı. Bu yardım giderken olay patlak verdi. Olayın buradaki muhatabı bir yerde hem onlar hem Türkiye. Dolayısıyla bunun ikisini de bizim çözmemiz gerekiyor. İkisi çözülmediği sürece biz sadece kendimize çalışmış gibi oluruz ki biz böyle bir şey yapmayız. Tarihi sorumluluğumuz var. Obama’nın Ortadoğu seyahatinde gündeme geldi. Biz de, ‘bir telefon görüşmesi olabilir’ dedik. Eğer mutabık kaldığımız şekilde olursa telefon görüşmesini yapabiliriz.
Obama’nın son İsrail ziyareti öncesinde de bu konu konuşuldu mu?
Evet, kısa bir süre önce son ana kadar devam etti. Kelimeler üzerinde bile hassasız. En son anda yazılı olarak da istedik, ‘yazılı olarak görmem lazım’ dedim. En son metin geldikten sonra da ‘tamam’ dedik. Bu metin bu şekilde olursa telefon görüşmemizi yapacağız, Sayın Obama ile de görüşeceğiz. Obama da bizzat şahit. Biz de zaten telefon görüşmemizi kayda alıyoruz.
Siz Netanyahu ile görüşürken Obama da hatta mıydı?
Tabii üçlü yapıldı. Önce Obama’nın sesini duydum. Bitirince tekrar Obama’yı istedim. Tekrar görüştüm. Karşılıklı selamları ailelerimize ilettik. Mayısın ilk haftası Amerika seyahatim söz konusu. Amerika’ya dönünce de telefonlaşacağız.
Üçlü telefon görüşmeniz ne kadar sürdü?
Yarım saat... Dikkat ederseniz, biz sitemize, konuşmanın hem İngilizce hem Türkçe metnini koyduk. Benim konuşmamın da İngilizcesini ve Türkçesini koyduk. Özellikle dünyaya mesajı bu şekilde verelim, dedik. İsrail’in deklarasyonu oldu malum. Metinde zaten mutabık kalmıştık. Aynı şekilde Türkiye’nin de deklarasyonu oldu, aynı şekilde onu da kayda geçtik. İş, görüşmeler noktasında her yönüyle sağlama bağlandı diyebilirim. Şimdi bundan sonrası uygulamadır. Özür safhası aşılmıştır, şimdi tazminat ve ambargo ile ilgili adımlar atılacaktır. Burada tabii İsrail-Türkiye arasında Filistin konusunda da Türkiye ile işbirliği konusu önemli bir şey. Metnin içerisine girmiştir, bu da önemli bir aşamadır.
Bu durumda yakın zamanda bir Gazze seyahati var mı?
Olabilir... Yani nisan ayı içerisinde olabilir.
Büyükelçilerin atanması yakında söz konusu mu?
İlk adım tabii diplomatik olanağı için. Büyükelçiler bir anda atanmıyor. Bunun bir prosedürü var. Bunlar belli bir zaman alıyor. Hem uygulama hem adımların atılması belli bir zaman alacak. Diplomatların atanması da belli bir zaman alacağı gibi bunlar bu işi bitirmiyor tabii. Esas olan uygulama. Uygulamayı görmemiz lazım. Mısır kapısından istifade ediliyor. Biz diyoruz ki tüm kapılardan Filistin’e girilebilmeli. Sükûnet devam ettiği sürece, notunu koyduk. Bu konuyu Mısır Cumhurbaşkanı ile konuştum. Aynı şekilde Katar Emiri ve Mahmud Abbas ile paylaştım. Hamas lideri Halid Meşal ile konuştum. Çünkü ben daha önce Sayın Kerry’ye söyledim. Hamas’ın olmadığı bir masadan güçlü bir barış çıkmaz. Bunu kabul etmek gerekir. Ben, bunu daha önce olaylı Davos’ta Tony Blair’e ilettim. ‘Başarılı olamayışınızı hiç düşünüyor musunuz’ dedim. ‘Başarılı olamayışınızın en önemli sebebi Hamas’ı masaya oturtmamanız’ dedim. Hamas güçlüdür ve dolayısıyla bu masada olması lazım. Hamas’ı bir terör örgütü olarak görmek yanlıştır. Hamas, bir terör örgütü değildir. Bush’a da Obama’ya da söyledim. Senato’dan, temsilcilerden gelenler olmuştur, hepsine söyledim. Bu insanlar, kendi topraklarının savunmasını yapıyorlar. Verdikleri mücadele bunun mücadelesi. Farklı yerlere benzetmek yanlış olur. Asırlardır o topraklarda yaşayan, orada doğmuş büyümüş insanların çocukları. Zannediyorum, bu kapılar da açılacak.
NATO’da İsrail’le ilgili bazı vetolarımız vardı onlar kalkacak mı?
O ayrı bir konu. Birbirine karıştırmamak lazım. Şu andaki gündemimiz, uluslararası sularda 9 vatandaşı şehit edilmiş bir Türkiye var. Biz, bunun onlarla anlaşmasını yaptık. Diğer konular ayrıdır. O olayların hiçbiri olmadığı zaman da bizim NATO ile ilgili tavrımız vardı İsrail’e.
İsrail eğer uymazsa, tavrımızda bir değişme olur mu?
Aynı olur. Burada şu anda mutabık kaldığımız anlaşma üzerinde, bu bir telefon anlaşması. Bu şekilde devam ettiği sürece sözümüzde dururuz. Buna uyulmazsa eğer buradan herhangi bir geri adım atma söz konusu olursa tekrar eski tavrımızı alırız.
Yeni süreç Suriye’yi etkiler mi? Esad’ın gidişini hızlandırır mı?
Ben etkiler diye düşünüyorum. Çünkü atacağımız çok farklı adımlar olabilir. Nitekim Amerika’nın dikkat ederseniz açıklamaları da farklı. Onun için tabii Ürdün seyahati boşuna değil. Onun için bölgede Suriye süreci, bence olumlu istikamette çok daha hızlanacaktır.
Obama’nın Türkiye’ye gelmesini bekler miydiniz?
Bu süreç içerisinde temenni ederiz, yine gelir. İnşallah.
Suriye’deki sürecin hızlanması İsrail’le ilgili mi?
Hayır değil.
Davos’a ilişkin ambargonuzu kaldıracak mısınız?
Onun bir değerlendirmesini yaparız. Şimdi nasıl olsa Davos, Türkiye’ye gelmeye başladı.
Ambargonun denetimi için uluslararası bir mekanizma kurulacak mı?
Bu işin şahidi Amerika. Bu zaten uluslararası camiaya deklare edildi. Ama işin zaten tarafları belli. İsrail ve Türkiye. Uyulduğu takdirde mesele yok. Uyulmadığı takdirde diyeceğiz, şu şu olmadı.
Gözlem gücü oluşturulabilir demiştiniz daha önce Kahire’de?
O, bu süreçle ilgili değil.
PKK ve Kürt sorununun çözümü süreci, ardından İsrail’le özür sorununun çözülmesi gündeme geldi. Şimdi gündeminizde hangi konu var?
Şimdi bakın çevrede Irak var. Çevrede Suriye var. Maliki’den sinyaller geliyor tabii ama Irak’ta kendi içinde çok ciddi sorunlar var. Mesela Mukteda el Sadr’ın son açıklamasını gördünüz mü? Korkunçtu. Acayip bir tehdit vardı orada. Bu, bir şeyleri gösteriyor. Maliki samimi davranmıyor. Öyle bir gayreti hiç yok. Yaranma gayreti yok. Şimdi samimi olsa, gerçekten demokrat bir düşüncesi olmuş olsa yerel seçimlerin zamanı belli. Bunu 6 ay ertelemeden bahsediyorsun. Bu ne demektir? Demek ki bazı endişeler var. Yargıya bakıyorsunuz, çok açık, net. Yönlendirme gibi bir şey. Bu da tabii gözüküyor. Parlamento noktasında farklı bir durum söz konusu. Temenni ediyoruz ki Irak, bu sıkıntılı süreci kısa sürede aşar. Hakikaten toplu ölümler, çevremizde bizi üzen süreçler... Bunları da böylece aşma imkânı buluruz.
21 Mart’ta Diyarbakır’da Öcalan’ın mesajı okundu. Çözüm sürecinde şu anda hangi aşamaya gelindi?
Bu konuyla ilgili tabii gelinen nokta çok çok önemli bir nokta. Burada benim özellikle medyadan beklentim, doğrusu çok çok büyük, onu söyleyeyim. Eğer bu işi taçlandıracaksak bunu medya ile birlikte taçlandıracağız. Medyanın olayın üzerine benzinle değil suyla gelmesi lazım. İnşallah bu ateşi söndürelim. Bu barış ateşi olursa yakalım.
Çekilme ne zaman başlar?
Karşınızda eninde sonunda bir terör örgütü var. Bu terör örgütüyle böyle bir süreci yaşayacaksınız. Çözüm sürecinde çok açık net bazı sözlerim var. Hiçbir eyleme bulaşmamış olanlar. Zaten ana ocaklarına dönmek isteyenlere kapı açık. Çok rahat çözülmüş olur, diğerlerinin durumu da zaten çözümün yolunu gayet iyi biliyorlar. Benim sözüm şudur; geçmişteki bazı yargısız infazlara bizim iktidarımız girmez.
BDP tarafından çekilme için komisyon kurulması önerisi gündeme getirilmişti? Bu konuda bir çalışma var mı?
Hakikatları Araştırma Komisyonu ifadesi bizim kabul edeceğimiz yaklaşım değil. Biz daha önce akil adamlar konusunu söyledik akil adamlar gündemdeydi. Böyle bir komisyon olabilir. Ama akil adamların oluşması toplumsal psikoloji için önemli.
Çekilmenin denetlenmesi ile ilgili yetkili bir komisyon olacak mı?
Böyle bir şey olmaz. Böyle bir yetkiyi neyle vereceksiniz? Bu işin muhatabı Meclis değil hükümettir. Hükümet bu adımı atar. Biz de diyoruz ki siyasi coğrafyamızı özellikle bilgilendirme, hazırlama noktasında arkadaşlarla üzerinde çalışıyoruz. Burada yani 7’li bazı gruplar oluşturabiliriz. Bu 7’li gruplarla, içinde akademisyenler, iş dünyası STK’lar, medya olabilir.
Bu 7’li gruplar süreci halka anlatmak için mi görev yapacak?
Tabii. Halkı buna hazırlamak önemli. Eskiden o psikolojik harekât denen ifadeler vardı ya. Bu toplumsal algıyı akil adamların hazırlaması lazım. Bu eğer hazırlanırsa birisi Meclis’te kürsüye gelip bayrak açmaz, mikrofona bayrak asmaz. Bunların hepsi tahriktir, şovdur. Sen Hakkâri’ye Türk bayrağı ile giremiyorsun, sen Hakkâri’ye hiç gidemiyorsun. Ondan sonra geliyorsun Meclis’te, Ankara’nın göbeğinde, parlamentonun içinde öyle şov yapıyorsun. Mesele bu değil. Bayrak çok önemli. Yola çıkarken tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dedik. Ben bunun hiçbirini bugüne kadar dile getiremedin. Mesela Çanakkale’ye on yıldır giderim, bu MHP daha Çanakkale’ye bir gün gelmemiştir.
Akil adamlar konusunda aklınızda isimler var mı?
Tabii. Havuzumuzu oluşturduk.
Pişmanlık yasası dışında yeni bir yasal düzenleme düşünüyor musunuz?
O yasa zaten çok verimli, güzel bir yasa. Bazıları Meclis diyor, ama zaten var.
Çekilme ile ilgili bir yasa söz konusu olabilir mi?
Şu anda gündemimizde yok ama konuşulabilir.