Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, işsizlik oranlarındaki artışa ilişkin olarak, "Kadınlarla gençlerden kaynaklanan iş gücündeki artış oranı önümüzdeki yıllarda da süreceği için, işsizlik seviyesini hemen düşüremeyecek olsak da aşamayacağımız bir sorun değildir" dedi.
Erdoğan, şehir hastanelerinin açılışına da önümüzdeki aylardan itibaren başlanacağını açıkladı.
İzmir ve Kocaeli şehir hastaneleri proje finansman töreninde konuşan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Şehit hastanelerimizin açılışına inşallah önümüzdeki aylardan itibaren başlıyoruz. Tabii burada mesele şu; biz öyle hastaneler inşa edelim, kuralım ki hastaneye gittiği zaman hastanenin içinde dışarıda, şurada, burada dolaşmasın. Çocukluğumuzda hastanelere gittiğimiz zaman sedyeler üzerinde bir binadan başka binaya, bir yerde bakıyorsunuz sabah doktor sizi muayene ediyor sonra kontrol için bir binaya, sonra bir binaya gidiyorsunuz. Artık bu böyle devam edemez, bunun bitmesi lazım. İşte şimdi bu hamd olsun birçok hastanede başarıldı ama bunun daha da geliştirilerek devamının mücadelesini veriyoruz. Bu projelerin altında yatan gerçek bu. İşte bugün burada İzmir ve Kocaeli gibi iki önemli şehrimizin hastaneleri için yapılan anlaşmaların imzalarına hep beraber tanıklık edeceğiz. İşte General Electric firmasına ben de şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Yatırım fonu 1.4 milyar olan projenin 1.1'i dış finansla karşılanıyor. Toplamda 29 projeyi hayata geçireceğiz. İnşallah bu projeler de 2019 yılı bitmeden hizmete girecek.
Gerçekten de Türkiye yatırımlarda kamu-özel sektör iş birliğini en başarılı şekilde uygulayan ülke durumundadır. Biz bu havalimanlarını neyle yaptık, bunlarla yaptık. Bunlar bu şekilde gerçekleşti. Şehir hastanelerimizin bir kısmı aynen bu şekilde, köprülerimiz bu şekilde çeşitlenerek devam edecek. Bakın şimdi Avrasya Tüneli'ni açacağız, bu şekilde. Türkiye'nin diğer ülkelerden farkı yerli şirketler aracılığıyla dış finansmanla hayata geçiriyor o zaman. Ben tabii burada kamu bankalarımızın hakkını yemeyeyim, onlar da özellikle nazlananlar olunca devreye girdiler ve örneğin İstanbul'daki bizim şu anda dünyanın bir numaralı havalimanının finansmanında ilk adımı onlar attı. Onların adımıyla piyasa hareketlendi. Kamu - özel sektör iş birliği projeleri devletin kaynak sınırlılığı sebebiyle çok uzun sürede yapacağı yatırımları kısa sürede gerçekleştirmeye imkan tanıyor. Eskiden temel atılır, öyle kalırdı. Bizim dönemimizde attığımız tüm temeller için söylemeyeyim ama, temel atarken tarih verme suretiyle başlarız. Örneğin ben temel atma törenlerine pek gitmem, ben açılış törenine katılacağım derim ve açılış merasimine katılırım. Milletimle aramdaki bağı hiçbir zaman zedelemek istemiyorum. Ben sadece takip ederim, neticelenince açılışını yaparız.
Sipariş üzerine kredi derecelendirme kuruluşları not vermeye kalkıyor. Kusura bakmasınlar bunların hiçbiri Türkiye'yi etkilemiyor. İstikrar ve güven ortamını titizlikle korumasıyla Türkiye, yatırım yapılabilir ülke olduğunu her zaman gösteriyor. Değerli misafirler, şehir hastaneleri ülkemizde sağlık kalitesinin yükselmesine hizmet edeceğinden yapılan yatırımlara her türlü değecektir. Sağlık turizmini de geliştirecektir. Böylece geleceğin en önemli sektörlerinden biri olan Türkiye, bölgesinde ve dünyada öncü olacaktır. Bir yandan şehir hastaneleri, bir yandan kamu - özel sektör yatırımlarıyla gerçekten güçlü bir sağlık sektörü kurmayı hedefliyoruz. Yılda yüzde 4-5 oranın artan doktor sayımız, yeterli insan kaynağıyla da destekleniyor. 141 bin doktorumuz varken tıp fakültelerimizde eğitim alan gençlerimizin sayısı 71 bindir. Bunlar için de farklı uygulamalar getirerek doktor geliştirme hususunda çok daha gayretli olacağız.
Türkiye her alanda olduğu gibi sağlık alanında da 2023 hedeflerine ulaşmak için kararlı adımlarla yürümektedir. Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyanın zorluklarını göz ardı ediyor değilim. Burada özellikle batıdaki bazı kesimlerin anlamadığı husus şudur; Türkiye bunlara rağmen gündemindeki projeleri hayata geçirebilecek bir ülkedir. Dört bir yanımızda savaş da olsa biz kendi hedeflerimize kilitlenmiş şekilde devam edeceğiz. Geçmişte çok kriz yaşayarak, tökezleyerek kendimize bir yol açtık. Son 14 yıldır sıkı sıkı sarıldığımız güven ortamı sayesinde her sarsıntıya karşı güçlü savunma refleksleri geliştirdik. Eğer güçlü savunma reflekslerimiz olmasaydı en ufak bir sarsıntıda yıkılır, giderdik.
Geçtiğimiz yıl Çin ve Hindistan hariç gelişen ekonomilerin 2 kat fazlası büyüme performansı gösterdik. İstihdam oranımız 2015 yılında yüzde 46'ya yükseldi. Küresel krizin başladığı 2007 yılında 6 milyon kişiye istihdam sağladık. İş gücüne katılım oranı geçen seneye oranla yüzde 0.3 artarak yüzde 57'ye yükseldi. Kadınlarla gençlerden kaynaklanan iş gücündeki artış oranı önümüzdeki yıllarda da süreceği için, işsizlik seviyesini hemen düşüremeyecek olsak da aşamayacağımız bir sorun değildir.
İhracatımız gerileme trendinden kurtuldu. Dış ticaret açığımız 2010'dan bu yana en düşük düzeyi gördü. Ülkemiz kamu kesimi borçlanmada 2015 yılında başarılı bir dengeye ulaştı. AB'ye tanımlı hükümet borç stoku göreve geldiğimizde yüzde 74 seviyesindeyken 2016'nın ilk çeyreğinde bu oran yüzde 32.4 seviyesine gerilemiştir. Biliyorsunuz ben faize düşmanım, çünkü onu sömürü aracı olarak görüyorum. Göreve geldiğimizde faiz harcamalarının vergi gelirine oranını yüzde 85'ten yüzde 13'e düşürdük. Bu bile bize yeterli değil, bunun daha da düşmesi gerekir. Bankacılık sektörümüz sağlıklı bir şekilde büyümeye şu an devam ediyor. Şu an döviz açığı sorunumuz yoktur.
Dünyada gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin ortalamasıyla mukayese edilemeyecek noktada. Değerli arkadaşlar, görüldüğü gibi Türkiye çevresindeki tüm krizlere ve çatışma ortamlarına rağmen istikrarla yürümeye devam ediyor. Bu ülke kendisine itimat eden kimseyi mahçup etmeyecektir. Uluslararası yatırımcıların işlerini kolaylaştırmak, kendilerine her türlü desteği sağlamak bizim çok önem verdiğimiz bir husustur. Tüm kurumlarımız uluslararası yatırımcılara yardımcı olmaya hazırdır ve onların her zaman yanındır. Gelecek ay Yatırım Tanıtım ve Destek Ajansımız ABD'lilerle bir araya gelerek ülkemiz gerçeklerini anlatacaklardır. Bu duygularla bir kez daha imzalanacak olan finansman anlaşmasının taraflar için hayırlı olmasını diliyorum.