T24 - Meclis Anayasa Komisyonu'nda alt komisyon tarafından yürütülen Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesine ilişkin usul ve esasları düzenleyen tasarı, komisyondan geçti. Komisyondan geçen maddeye göre Başbakan Erdoğan istifa etmeden cumhurbaşkanlığı için aday olabilmesinin önü açılırken, halk tarafından seçilecek Cumhurbaşkanlığı seçimleri 5 yılda bir gerçekleştirilecek ve bir kişi en fazla 2 kere Cumhurbaşkanı olabilecek. Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesine düzenleyen kanun tasarısı görüşmelerin ardından TBMM Anayasa Komisyonu'nda kabul edildi. Anayasa'da, 2007 yılında yapılan ve Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesini öngören değişiklik doğrultusunda hazırlanan ''Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı''na göre Başbakan istifa etmeden Cumhurbaşkanlığı için aday olabilecek.Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesine ilişkin usul ve esasları düzenleyen ''Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı''nın görüşmeleri Anayasa Komisyonu’nda alt komisyon raporu üzerinden yürütüldü.'Bu elbise bu çocuğa olmuyor'Tasarı üzerinde görüşlerini açıklayan Tayfun İçli, tasarıyı eleştirerek, ''Bu elbise, bu çocuğa olmuyor'' dedi.MHP Konya Milletvekili Faruk Bal, ''E-muhtıraya tepki göstereceğinize, e-muhtıra faili İstanbul'da geziyor. Ona tepki gösterin, onu yargılayın'' dedi.Tasarının ''başkanlık sistemine'' yönelik bir düzenleme olduğunu savunan Bal, ''Kırgızistan'dan ders alın'' dedi.'Sistem daha da içinden çıkılmaz hale geldi'CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, tasarının, ''mevcut kaotik sistemi daha da içinden çıkılmaz hale getireceğini'' savundu.Demokrasi ve Özgürlük İçin Yargıçlar ve Savcılar Birliği (Demokrat Yargı) Eşbaşkanı ve Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can'ın tartışılan açıklamalarını eleştiren Kart, ''Başbakan Erdoğan'ın önünü açmak adına bu tasarıda ısrarlı olmayı doğru bulmuyorum'' dedi.AKP Konya Milletvekili Hüsnü Tuna ise ''Fulya Kantarcıoğlu, Seyfi Oktay'ın telefon konuşmaları hukuka müdahale değil mi?'' diye sordu.'Sistem kilitlenir' BDP Hâkkari Milletvekili Hamit Geylani, tasarının ''sistemin kilitlenmesine neden olacağını'' ileri sürdü.AKP Kilis Milletvekili Hasan Kara da ''367 kararı alındığında yapılan telefon konuşmaları ortaya çıksa kim bilir neler çıkar'' dedi.Kart'ın ''Bildiğiniz şeyler var galiba'' sözüne Kara, ''Benim bildiğim bir şey yok, sizin irtibatınız var'' karşılığını verdi.İsa Gök, Kara'nın ''incir çekirdeğini doldurmayan'' konuşma yaptığını söylemesi üzerine iki milletvekili arasında kısa süreli tartışma yaşandı.Kara, ''Ankara'nın labirentlerinde değil, Anadolu'nun tozlu yollarında çözümü arayın'' dedi.MHP Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz, ya Cumhurbaşkanı'nın yine parlamento tarafından seçilmesini ya da Cumhurbaşkanı'nın yetkilerinin kısılması gerektiğini ifade etti.AKP Adana Milletvekili Fatoş Gürkan, Bal'ın ''Kırgızistan benzetmesinin'' doğru olmadığını söyledi.Bal da ''Kırgızistan örneği doğru. Bir ülkede denge ve denetim mekanizmaları bozulursa o ülkenin gideceği yer diktadır. Kırgızistan'da da kontrolsüz güç yaratılmıştır'' diye konuştu.Ergin'den kuvvetler ayrılığı vurgusu Daha sonra Adalet Bakanı Ergin, açıklamalarda bulundu.''AKP döneminde uzlaşma olmadan Anayasa değişikliklerinin yapıldığı'' yönünde eleştirilerin olduğunu anımsatan Ergin, 2007 seçimlerinin ardından dönemin Meclis Başkanı Köksal Toptan'ın TBMM'de yeni bir Anayasa için uzlaşma komisyonu kurulmasını istediğini ancak anamuhalefet partisinin bu komisyona üye vermediğini anlattı.Son seçimde her iki seçmenden birinin oyunu almış bir siyasi partinin grubuna bu şekilde yaklaşan siyasi partinin AKP grubunu ''uzlaşmazlıkla'' itham etmesinin doğru olmadığını ifade eden Ergin, ''Türkiye'de yargı bağımsızlığı, yargıya yönelik eleştiriler, yargı kararlarına saygı duyulmasına ilişkin temenniler bizim de katıldığımız hususlar'' dedi. Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü:''Yasama, yürütme ve yargı erklerinin ne şekilde çalışacağına ilişkin düzenlemeler Anayasa'mızın 7,8 ve 9. maddelerinde yer alıyor. Anayasa'mızın başlangıç hükümlerine baktığımızda da kuvvetler ayrılığının devlet organları arasında bir üstünlük sıralaması anlamına gelmediği, belli yetki ve görevlerin kullanılmasından ibaret, bununla sınırlı medeni bir iş birliği, iş bölümü olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu ilkesi zikredilmiş.Yasama, yürütme, yargı erklerinin hiçbiri bir diğerinin amiri konumunda değildir, bir diğeri ötekinin üstünde değildir. Bu anlamda, evet yargıya saygı duyacağız, yargının Anayasal sınırlar içerisinde çalışmalarından hiçbir suretle ona engel olmadan, Anayasa'nın getirdiği sınırlamaları ihlal etmeden bu süreci sabırla izleyeceğiz ama aynı saygıyı, duyarlığı parlamentonun da yürütmenin de bekleme hakkı Anayasa'mıza göre.'''Kontrolsüz güç, yasama, yargı ve yürütme için tehdittir' Anayasanın 148. maddesinin yasama denetimini düzenleyen hükümler taşıdığını anımsatan Ergin, ''Orada, kanunların şekil bakımından denetlenmesi son oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı, Anayasa değişikliklerinde ise teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır'' dedi.Yürütme, yasama ve yargının çalışma alanları ve Anayasa'da çizildiğini belirten Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü:''Sayın Bal, kontrolsüz güce atıf yaptı. Ben de katılıyorum. Kontrolsüz güç, yasama organı için de yürütme için de tehdittir, yargı için de tehdittir.Anayasal kurumların kendilerine Anayasa'da çizilmiş sınırların dışına çıkma tehdidi karşısında alınabilecek tedbirler nelerdir? Bunu parlamento yaparsa, Anayasa yargısı denetliyor. Ayrıca parlamentoyu denetleyen birden çok organ var. Yürütme yaparsa yine parlamento ve yargı denetliyor. Ama verdiğiniz örneklerde yargının yapmış olduğu Anayasa'daki sınırları aşan, yetkisini aşan uygulamalarını nasıl engelleyeceğiz. Bir parlamento diktatoryasına karşı çıkalım, yürütme diktatoryasına karşı çıkalım ama bu ülkenin hakimler devleti olmasına da karşı çıkalım. Juristokrasinin egemen olmasına da karşı çıkalım. Buranın hukuk devleti olması, Anayasal sınırlar içerisinde erklerin kendi çalışmasını yapmasını sağlayacak adımları atalım, tedbirleri alalım.Bunu yapmak için yapılması gereken şey; bizim yapmış olduğumuz Anayasa değişikliği sınırlı bir miktarda maddeyi içeriyor. Bu anayasanın bir bütün olarak değerlendirilmesi daha sağlıklı olacaktır. Yetki aşan olaylara hep birlike karşı durmamaz lazım.''Cumhurbaşkanı'nı halk seçecekTBMM Anayasa Komisyonu'nda görüşmeleri tamamlanan ve kabul edilen Cumhurbaşkanı'nın seçimi ile ilgili tasarıya göre, Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecek. Seçim; genel, eşit ve gizli oyla, bütün ülkede aynı günde, yargı yönetim ve denetimi altında yapılacak. Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının oy kullanmaları da sağlanacak. Oyların sayımı, dökümü ve tutanaklara bağlanması, açık olarak gerçekleştirilecek. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Cumhurbaşkanı seçimlerinin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğüyle ilgili bütün işlemleri yapmak ve yaptırmak amacıyla, gerekli ilke kararları almaya, ilgili kanunlar ile bu kanunda seçimle ilgili olarak yer alan bütün süreleri gerektiğinde kısaltarak tespit ve ilana yetkili olacak. Seçimler 5 yılda bir yapılacak, bir kişi en fazla 2 kere seçilebilecekCumhurbaşkanı seçimleri 5 yılda bir yapılacak. Bir kişi, en fazla iki kez Cumhurbaşkanı seçilebilecek. Cumhurbaşkanı seçimi, Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından önceki 60 gün; makamın herhangi bir şekilde boşalması halinde ise boşalmayı takip eden 60 gün içinde yapılacak. YSK, öngörülen süreler içinde seçimin tamamlanması amacıyla, seçim takvimini resen belirleyip, ilan edecek. Geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday, genel oyla yapılacak seçimde Cumhurbaşkanı seçilmiş olacak. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılacak. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy alan iki aday katılacak, geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilecek. İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin ölümü veya seçilme yeterliğini kaybetmesi halinde, ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle yapılacak. Oylamalara tek adayla gidilmesi halinde, oylama, referandum şeklinde yapılacak. Aday, geçerli oyların çoğunluğunu alması halinde Cumhurbaşkanı seçilmiş olacak. Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisiyle ilişiği kesilecek, TBMM üyeliği sona erecek. TBMM, savaş nedeniyle yeni seçimlerin yapılmasına imkan görülmediğine karar verirse, Cumhurbaşkanı seçimi 1 yıl geriye bırakılabilecek. Adaylık için en az 20 milletvekilinin yazılı teklifi olacak 40 yaşını dolduran, yüksek öğrenim yapmış ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip her Türk vatandaşı Cumhurbaşkanı seçilebilecek. Cumhurbaşkanlığı'na, TBMM üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi, en az 20 milletvekilinin yazılı teklifiyle olacak. En son yapılan milletvekili genel seçimlerinde, geçerli oyların toplamı birlikte hesaplandığında, yüzde 10'u geçen siyasi partiler, ortak aday gösterebilecek. Aday gösterilmek, kişinin yazılı muvafakatine bağlı olacak. Kamu görevlilerinin adaylığı Tasarının bu maddesi, Milletvekili Seçimi Kanununun 18. maddesine paralel şekilde yeniden yazıldı. Buna göre, Cumhurbaşkanı adayı gösterilen hakimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Üyeleri, kamu kurumu ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, belediye başkanları ve subaylar ile astsubaylar, siyasi partilerin il ve ilçe yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile belediye meclisi üyeleri, il genel meclisi üyeleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar, kamu bankaları ile üst birliklerin ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alanlar, aday listesinin kesinleştiği tarih itibarıyla görevlerinden ayrılmış sayılacak. Yüksek mahkeme üyeleri, hakimler, savcılar ve bu meslekten sayılanlar ile subay ve astsubaylar hariç olmak üzere, Cumhurbaşkanı adayı gösterilen devlet memurları ve diğer kamu görevlileri, adaylığı veya seçimi kaybetmeleri halinde, YSK tarafından Cumhurbaşkanının seçildiğinin ilan edilmesini takip eden bir ay içinde müracaat etmeleri kaydıyla eski görevlerine veya kazanılmış hak aylık derecelerindeki başka bir göreve dönebilecekler. Adayların maddi yardım alması Alt Komisyon'da, adaylara yardımı düzenleyen 14. madde ''bağış'' esas alınarak yeniden yazıldı. Adaylar, yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan, tüzel kişilerden ve Türk uyruğunda olmayan gerçek kişilerden maddi yardım alamayacaklar. Adaylar, YSK tarafından belirlenecek adaylık başvurusu süresi içinde mal bildiriminde de bulunmak zorunda olacak. Seçilen adayın mal beyanı, seçim sonuçlarının kesinleşmesini müteakip Resmi Gazetede yayımlanacak. Her bir kişinin adaylara yapabileceği nakdi yardım miktarı, her bir tur için en yüksek devlet memuruna mali haklar kapsamında fiilen yapılmakta olan her türlü ödemelerin bir aylık brüt tutarını geçemeyecek. YSK tarafından belirlenecek tutarın altında kalan nakdi yardımlar makbuz karşılığında alınacak. YSK tarafından belirlenecek tutarın üzerindeki nakdi yardımlar ise adayların ''Seçim Hesabı'' olarak kendileri adına açtıracakları bir banka hesabına yatırılacak. Alınan yardımlar sadece seçim harcamalarında kullanılacak ve başka bir amaç için tahsis edilemeyecek. Seçim hesapları ile bağış ve harcamalara ilişkin bilgi ve belgeler, seçim sonuçlarının kesinleşmesini izleyen on gün içinde YSK'ya sunulacak. YSK, bir ay içinde, seçim hesaplarını inceler ve varsa usulsüzlükleri ve öngörülen limitlerin aşılıp aşılmadığını tespit edecek. Bu aşamada tespit edilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla YSK tarafından adaylara uygun bir süre verilecek. Alınan bağış ve yardımlardan belirtilen limiti aşan miktar ile harcanmayan kısım Hazineye intikal ettirilecek.