Erdoğan: Kabataş'taki 'Gezi'cileri savunmak sana mı kaldı ey Bahçeli?

Erdoğan: Kabataş'taki 'Gezi'cileri savunmak sana mı kaldı ey Bahçeli?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kabataş'ta başörtülü bir kadının Gezi Parkı eylemcileri tarafından saldırıya uğradığı iddialarıyla ilgili olarak, "Başbakan çıkıp özür dileyecek mi, yoksa Adli Tıp raporunun arkasına saklanıp daha da küçülecek mi?"diye soran MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli'yi eleştirerek, "MHP Genel Başkanı dün çıkmış, bakın çok enteresan. Hanım kardeşlerim özellikle dinlemeli. Kabataş olayından dolayı Başbakan özür dilesin diyor. Şu hale bak ya şu hale bak. Ey Bahçeli Gezicileri savunmak sana mı kaldı? Başörtüsüyle yanında altı aylık çocuğuyla linç girişimine uğrayan başörtülü kızımızın karşısında gezi Vandallarını savunmak sana mı kaldı?" dedi.

Erdoğan, "Duvarlara zulüm 1453’te başladı sloganını yazan Türkiye düşmanlarını ecdat düşmanlarını savunmak artık ey Bahçeli sana mı kaldı? marjinal sol örgütleri, terör örgütlerini, cam çerçeve kıran sokakları ateşe veren, Dolmabahçe’de camiyi işgal edenleri savunmak sana mı kaldı? bira şişeleriyle, TC yazan, Ankara’da Türk bayrağını yakan militanları savunmak ey bahçeli sana mı kaldı?" diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,"AKP Seçim Beyannamesi" ile belediye başkan adaylarının açıklanması dolayısıyla Ankara Arena'da düzenlenen toplantıya katıldı.

Erdoğan burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Bugün seçim beyannamemizi açıklayarak kampanyamızı başlatıyor, 30 Mart’a giden muhteşem yolculuğun kapılarını aralıyoruz. Allah yar ve yardımcımız olsun. Yolumuz bahtımız açık olsun. 30 Mart seçimleri Türkiye için milletimiz için, şehirlerimiz ilçe belde köylerimiz tüm bölgemiz için dünya ve insanlık için inşallah hayırlara vesile olsun diyorum. Rabbim bizleri utandırmasın. Rabbim bu kutlu yolculukta bizleri korusun her türlü tehditten tehlikeden esirgesin diye dualar ediyorum.

Bugün yeni Türkiye için medeniyet yolculuğumuzda farklı bir güçle devam ediyoruz. Bundan yaklaşık 20 yıl önce 27 Mart 1994’te rabbim bize nasip etti. İstanbul belediye başkanlığına seçildik. Seçileceğimizi beklemiyorlardı. 28 Mart sabahına kadar bizim seçilmiş olduğumuza ihtimal vermiyor, kendilerince zaferleri ilan ediyorlardı.

Hiçbir tartışmaya mahal bırakmayacak bir neticeyle, İstanbul büyükşehir başkanlığına seçildik. Çok farklı şeyler ifade ettiler. Kalktılar, yapamayacağımızı, beceremeyeceğimizi iddia ettiler. Köşelerinden manşetlerinden bu şekilde yazdılar çizdiler. Her türlü tuzağı kurdular. Hükümet gücünü kullanarak başarısız olmamız için ellerinden geleni yaptılar. Ama biz İstanbul için aşkla çalıştık.

 

Geçen baktım balık avlıyor

 

İstanbul’da hava kirliliğini ilk kez biz sorun olmaktan çıkardık, susuzluğa son verdik.  50 yıllık sorunun biz çözdük. Haliç’i temizleyen biz olduk. CHP’nin İstanbul’daki belediye başkan adayı bizim temizlediğimiz Haliç’te geçen gün baktım balık avlıyor. Biz göreve geldiğimizde Haliç’te balık yoktu karalar vardı. Şimdi balık da var, şimdi yüzüyorlar da. İstanbul’da bunca yeşil alanı kazandıran biz olduk. Raylı sistemle tanıştıran ilk kez biz olduk. Belediyeyi halkımıza açan biz oldu. beyaz masa uygulamasını başlatan biz olduk. Kentsel dönüşüm başlatan, köprüler viyadükler inşa eden biz olduk. Katılımcı çevre dostu hizmet belediyeciliğini tanıtan biz olduk. Önce İstanbul’un sonra Türkiye’nin gönlüne kazanan biz olduk. Bizim başarısız olacağımızı zannedenler hayal kırıklığı yaşadılar. İstanbul’un gelişmesinden sorunların çözülmesinden rahatsız oldular. İSKİ yolsuzluklarının önüne geçtiğimiz için, rantın önüne geçtiğimiz için, yetimin hakkını koruduğumuz için.

 

İSKİ yolsuzluğunun önüne biz geçtik

 

CHP’nin genel müdürü bilmiyorsan araştır bir sor. İSKİ yolsuzluğunu evet onu da önüne biz geçtik. Yolsuzluk içinde olan İSKİ’yi şu anda Eroğlu genel müdür olduktan sonra orası da farklı şekilde gelişmeye başladı. 2,5 milyar dolar borçla devraldık, 1,2 milyar dolarla bıraktık. Hem yatırımlar yaptık hem de borçlar ödedik. Zannetmeyin ki bir şiir okuduğumuz için mahkûm ettiler. Sarsılmaz bir yer edindiğimiz için milletle aynı dili konuştuğumuz milletle kol kola yürüdüğümüz için mahkûm ettiler. Bugün karşımızda olanlar, o gün gazetelerinin başlıkları şuydu. Muhtar bile olamaz diye manşetler attılar. İşi bitti dediler, bir daha siyaset yapamaz dediler. Ama biz işte bugün buradayız. Milletimizle birlikte partimizle teşkilatımızla dimdik ayaktayız. 1994’te İstanbul’da başlayan hizmet yolculuğumuz şimdi Türkiye’yi kucaklayarak devam ediyor. İstanbul’da ilklere imza attık. Şimdi de Türkiye’de ilklere imza atıyoruz.

Ben şimdi Ankara’dan Türkiye’ye sesleniyorum. 12 yıl önce denseydi ki, Şırnak’a bir havalimanı olacak. Kim inanırdı? Ama şimdi oldu mu? Mesele bu. Iğdır’a havalimanı olacak denseydi kim inanırdı? Ama şimdi Iğdır’da havalimanı var mı? Var. Ağrı’da var mı, var. Geldiğimizde 26 havaalanı varken, şimdi 52 havaalanı havalimanı var. 6 bin 100 kilometre 79 senede bu ülkede bölünmüş yol yapıldı, fakat biz 11 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık Türkiye’de.

Hastanesi olmayan ilimiz kaldı mı? Hastanelerimiz eskisi gibi ilkel değil. o zaman ilacını bulamayan benim hanım kardeşlerim hastalarımız şimdi istediği eczaneden ilacını alıyor m? Soruyorum yolsuzlukların olduğu bir ülkede bunları yapabilir miydiniz? Okullarımız ortada. Elhamdülillah artık 76 üniversite ile girdiğimiz bu yolda 175 üniversiteye çıktık. Bunları bu iktidar gerçekleştirdi. İşte kardeşlerim bütün bu adımlar atılırken, eğitimde sağlıkta ulaşımda bu devrimler yapılırken işte bakın şimdi şu CHP’ye. Ne diyor? Ben diyor 90 yaşında bir partiyim. 90 yaşında olmakla avunuyor. Soruyorum 1938’te Gazi Mustafa Kemal’in vefatından sonra bu ülke için ne yaptınız? Hangi eseriniz var? Hangi hizmetiniz var? Ben söyleyeyim, Gazi Mustafa Kemal’in resimlerini Türk lirasının üzerinden çıkartmaktan başka hiçbir maharetleri yok. Gazi Mustafa Kemal’in resmini çıkardılar oraya İnönü’nün resmini koydular.  Devlet dairelerinden Gazi Mustafa Kemal’in portrelerini indirdiler, İnönü’nünkini koydular. Nerede dikili bir ağacınız? Nerede üst üste koyduğunuz taşınız tuğlanız var?

CHP’nin arkasında Dersim katliamı var. CHP’nin tarihinde 27 Mayıs var. CHP’nin tarihinde darağacına gönderdiği merhum Menderes ve arkadaşları var. Tarihinde zulüm var, yasaklar var, çöp dağları, hava kirliliği, tarihinde yolsuzluk var. En son 17 Aralık darbe girişimini de CHP ıskalamadı. Hemen kendisine rol kaptı. Darbe girişimini kimin yaptığının hiç önemi yok, darbecilerin zihniyetinin hiç önemi yok. Bir darbe girişimi varsa CHP oradadır. Sorgusuz sualsiz destek verir. Dün söyledim, eğer cesaretiniz varsa CHP grubunda ortalığa dökülen diğer ses kayıtlarını da yayınlayın. Onları da dinleyin dedim. Dün bazı ses kayıtları ortalığa döküldü. Buyursun CHP bunları da dinlesin. MHP bunları da dinlesin. Elindeki medyasıyla, hükümete milli iradeye alçakça saldıran medya patronunun kirli işlerinin üzerine gitsinler.

 

CHP’nin ipleri bu Haşhaşiler örgütünün elinde

 

Benim ofisime konulan böceği, ABD’nin üzerine atma pazarlıklarını dinlesinler. Azerbaycan üzerine yapılan kirli hesapları dinlesinler. CHP içinde kurulan kumpasları dinlesinler. Ama bunları dinleyemezler, dinletemezler. CHP’nin ipleri hiç kimse kusura bakmasın, işte bu Haşhaşiler örgütünün eline geçmiştir.  Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu parti beceriksiz ellere gelmiştir. CHP, paralel örgütün şantajlarıyla kasetleriyle tamamen esaret altına alınmıştır.

Bakın çok yakındır. CHP’nin genel müdürü çıkıp da nerede bu paralel devlet, nerede bu örgüt gidip de üye olacağım derse hiç kimse şaşırmasın. CHP’nin son iki aydır Ergenekon’dan bahsettiğini duyan var mı? CHP’nin son iki aydır 17 Aralık’tan sonra Silivri’den Silivri hâkimlerinden söz ettiği var mı? Ya Allah aşkına soruyorum, CHP’nin içinde hiç aday yok muydu da en sağdan aday devşirdiler. Ülkücü CHP’li, bir kısım ülkücü CHP’nin adayının reklamını yapıyor.

CHP kasetlerin bedelini ödüyor. Kasetle gelirsen işte böyle kasetlerin esiri olursun. Son kullanma tarihinde geçince yine kasetle gidersin.

MHP Genel Başkanı dün çıkmış, bakın çok enteresan. Hanım kardeşlerim özellikle dinlemeli. Kabataş olayından dolayı Başbakan özür dilesin diyor. Şu hale bak ya şu hale bak. Ey Bahçeli Gezicileri savunmak sana mı kaldı? Başörtüsüyle yanında altı aylık çocuğuyla linç girişimine uğrayan başörtülü kızımızın karşısında gezi Vandallarını savunmak sana mı kaldı?

 

'Gezi'cileri savunmak sana mı kaldı Bahçeli?

 

Duvarlara zulüm 1453’te başladı sloganını yazan Türkiye düşmanlarını ecdat düşmanlarını savunmak artık ey Bahçeli sana mı kaldı? marjinal sol örgütleri, terör örgütlerini, cam çerçeve kıran sokakları ateşe veren, Dolmabahçe’de camiyi işgal edenleri savunmak sana mı kaldı? bira şişeleriyle, TC yazan, Ankara’da Türk bayrağını yakan militanları savunmak ey bahçeli sana mı kaldı?

Sizi CHP ile aynı çizgiye getiren ne? Sizi ulusalcılarla gezicilerle marjinal yapılanmalarla bir araya getiren ne? Size yapılan şantajı, tehditleri, çıkın açık açık söyleyin. İçişleri bakanımız da ben de Mersin de bütün siyasi partilerin il başkanlıklarının dinlendiğini söyledik. Bir tane CHP’li bir tane MHP’li çıkınca bizi kim dinledi, niye dinledi diye sordu mu? Niye bu kadar ilgisizler? Ne diyecekler biliyor musunuz? Siz iktidarsınız bu işin sorumluluğu sizde. Peki o zaman HSYK yasasına hem de şiddet kullanarak neden karşı çıktınız? İnternet yasasına niye karşı çıkıyorsunuz?

Korkmayın sayın Bahçeli, sayın CHP genel müdürü sen de korkma. İşte bizimle ilgili her gün ses kaydı ortaya çıkıyor. Gündelik konuşmalarımız edepsizce alçakça kaydedilmiş. Zatıaliniz de bunu aynı şekilde Meclis’te yapacak kadar ileri gidiyorsunuz. Ülkenin cumhurbaşkanı başbakanı dinlenmiş, sıradan konuşmaları servis ediliyor. Biz korkmadık korkmuyoruz. Ses kayıtlarıyla gelmedik biz. Asla boynumuzu eğmedik, eğmiyoruz.

 

Namus timsali geçinen gazetecilere sesleniyorum

 

Bir kez daha söylüyorum. Hodri meydan elinizde ne varsa yayınlayın. O namus timsali geçinen gazetelere, gazetecilere sesleniyorum. Köşe yazarlarına, yorumculara sesleniyorum. İstediğiniz ses kaydını yayınlayın, tepinin. Sel gider kumu kalır. Devran döner keser döner sap döner gün gelir hesap döner. Bunu böyle bilesiniz.

28 Şubat’ta bunlar yaptıklarının altında kaldılar inanın bugün yaptıklarının da altında kalacaklar. Kabataş’ta linç edilen başörtülü kızımızı tekrar manşetlerde linç etmenin bedelini ödeyecekler.

 

Bedelini ödeyeceksiniz

 

Yayınladıkları tamamen hukuksuz ses kayıtlarının bedelini ödeyecekler. Bürokrasidekiler de bedelini ödeyecek. Bunlara susanlar, destekleyenler de aynı şekilde bedelini ödeyecekler. Bu ülke tankla topla tüfekle alınamadı ki ses kayıtlarıyla teslim alınabilsin. Şuna bakar mısınız Allah aşkına, şuna bakın ya. Ziraat Bankası Bosna Hersek’te faizsiz kredi veriyor, paralel yapı bundan rahatsız oluyor. Boşnaklara nasıl faizsiz kredi verirsiniz diye manşet yapıyor. MİT mensuplarına saldırıyorlar. Mavi Marmara’da, Suriye Mısır meselesinde aynı tutum. Çözüm sürecinde milli birlik ve kardeşlik projesinde aynı tutum. Yeminli Türkiye düşmanları bunların yaptıklarını yapmaz yapamaz. Dün söyledim, bugün yine söylüyorum. Bu ses kayıtlarının gündemi esir almasına izin vermeyeceğiz.

 

Bizim 2023 hedeflerimiz var

 

Gençler biz kendi işimize bakacağız. Bizim gündemimizde savaş gemilerimiz, deniz altılarımız, uçaklarımız füzelerimiz var. Bizim gündemimizde Türkiye’nin sorunları var. Suriye var, Filistin var, Mısır var, Myanmar var, Tunus var. biz bütün bunlarla beraber dünyanın her yerinde evet Türkiye var. Ekonomiyi daha da büyüteceğiz. Dış politikada daha da aktif olacağız. Bizim 2023 hedeflerimiz var. O hedefleri tutturmanın mücadelesi içinde olacağız. Bizim gündemimizde büyük medeniyet yolunda insan demokrasi var.

Onlar bırakın ses  kayıtlarını konuşsun, esaret altında önlerine atılan kırıntıları dinlesinler. Biz işimize bakacağız. Durmak yok yola devam diyecek, durmadan dinlenmeden bu kutlu yolda yürüyeceğiz. Ak Parti yerel yönetimlerle elde ettiği tecrübeyi genele yaymış, yerelden başlayarak Türkiye’yi kucaklamış bir partidir. Bazılarınız bir veya iki dönemi tamamladınız. Üçüncü döneme gireceksiniz. Bazılarınız ilk defa seçileceksiniz. Seçilen kardeşlerimiz artık çok farklı bir anlayışla ilçelerimizi şehirlerimizi idare edecekler.

 

İnce işçiliğe geçiyoruz

 

30 Mart’tan itibaren artık medeniyet tasavvurumuzla örtüşen şehirler inşa etmeye başlayacağız. Ama şimdi artık ince işçiliğe geçiyoruz. Tarihte nasıl güzel şehirlerimiz varsa, yaşanabilir şehirlerimiz varsa işte o muhteşem şehirleri günümüz şartlarına uygun anlayışla yeniden imar etme süreci yaşıyoruz.

Bugün bir ilk gerçekleştiriyor ve seçim beyannamemizi açıklıyoruz. Sizlerde bu beyanname var. 100 sayfalık bu kitapta, AK Parti’nin şehir ve insan anlayışını, özellikle de önümüzdeki dönemde izleyeceğimiz politikaları bulacaksınız. Bütün aday arkadaşlarımın bu beyannameyi okumalarını özellikle rica ediyorum.  Önümüzdeki dönem yeniden diriliş dönemi olacaktır. Öyle temeller  atalım ki bizden sonra gelecek belediye başkanları o yoldan yürüsün. Bir yıllık beş yıllık planlar değil 50 yıllık hayallerimiz olsun.

Seçim beyannamesi 5 ana başlık altında. Birincisi katılımcı belediyecilik diyoruz. Yerel yönetim demokrasinin ilk basamağıdır. Her şehir yerleşim birimi mutlaka orada yaşayanların süreçlere katılmasıyla, halk ile STK’larla kanaat önderleriyle istişare içinde olmak görevleri olacaktır.

İkinci adım kültürel belediyecilik diyoruz. Kültür sanat merkezlerinden tarihi eser çalışmalarına, konser sinema tiyatroya kadar, genç ve çocuklarımızın hayata bakışlarını derinleştirecek adımlar atacağız.

Üçüncüsü sosyal belediyecilik diyoruz. AK Partili belediyeler bugüne kadar bu konuda ilkleri başardılar. Sosyal yatırımlarımıza, yardım ve faaliyetlerimize daha da ağırlık vereceğiz. Bir şehrin yoksulları kimsesizleri engellileri çocuk ve yaşlıları, özellikle gazilerimiz şehitlerimizin yakınları o şehrin belediye başkanlarına emanettir. Şehirdeki herkese ulaşılacak.

 

‘Her yolu mubah görüyorlar’

 

Dördüncüsü çevre dostu belediyecilik. Bugüne kadar çevre konusunda çok büyük hassasiyet içinde olduk. Hem Türkiye genelinde hem de görevde bulunduğumuz belediyelerde, parkları bahçeleri kat kat artırdık. Yeşile en fazla öneme veren parti olduk. Yeşili insanımızla buluşturmaya devam edeceğiz.

Beşincisi hizmet belediyeciliği diyoruz. Sudan çevre temizliğine, ulaşımdan hava kirliliğine kadar her soruna akılcı çözümler üretecek, projelerle şehirlerimizin alt yapısını imar etmeye devam edeceğiz.

Belli bir takvim içerisinde kampanyamızı sürdüreceğiz. Ulaşılmadık hiç kimseyi bırakmayacağız. Hiçbir araç hiçbir malzeme yüz yüze görüşmek kadar etkili değildir. Size ulaştıracağımız bu malzemeleri vatandaşlarımıza ulaştırdığınız kadar vatandaşlarımıza ulaştırmanızı istiyoruz.

81 ayrı web sitesi hazırladık. Akpartiankara.org gibi.  Bu siteler tüm mobil cihazlarla uyumlu olacak. Her bir web sitesinin sorumlusu var. Sürekli irtibat halinde olacaklar. AK Parti genel merkez web sitesi de bugün itibariyle yenilendi. Bütün bunların yanında bayraklarımız afişlerimiz belli bir takvim içerisinde teşkilatımıza dağıtılacak. Televizyon ve gazeteler için hazırladığımız ilanlarımız, reklamlarımız takvim içinde

13 bin sayfalık bir külliyat ortaya çıktı. Bu hizmetlerin Türkiye’yi nereden nereye getirdiğini siz düşünün. İşte biz sahada bu yaptıklarımızla konuşacağız. Muhalefet soruyorum sizlere neyle konuşacak? Ya iftira ile, başka bir şey yok. Ya da maalesef yalanla. Biz yaptıklarımızı yapacaklarımızı anlatacağız.

Dün izlediniz herhalde. Dizilerin nereden yönlendirildiğini, kimin eli kimin cebinde bunların anlatıldığı, talimatlarının verildiği ses kayıtlarını dinlediniz. Hazreti Peygamberi bile kendi kirli emellerine alet edecek kadar, amaca ulaşmak için her yolu mubah gören, kendi mensuplarını bile istismar eden bir anlayış var. Bu yapının mensubu kardeşlerimizin gerçeği görmesi için hassas çalışmanızı istiyorum.