Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yapılması durumunda sadece Marmara’da değil Ege ve Karadeniz’de de doğa felaketine yol açacağı uyarısı yapılan Kanal İstanbul projesinin temelinin 2018 yılının başında atılacağını duyurdu.
IMF'nin Türkiye'ye ilişkin büyüme tahminlerini yükseltmesinin ardından ekonomiye ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Türkiye darbe girişimi nedeni ile karşı karşıya kaldığı tehlikeyi geride bırakmış ve ekonomisinin güçlü temeller üzerine kurulu olduğunu bir kez daha dünyaya ispat etmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Sırbistan İş Forumu'nda konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
"Türkiye darbe girişimi nedeni ile karşı karşıya kaldığı tehlikeyi geride bırakmış ve ekonomisinin güçlü temeller üzerine kurulu olduğunu bir kez daha dünyaya ispat etmiştir. 2011-2015 yılları arasında yüzde 7,1 büyyen ekonomimiz bu yılın ilk yarısında yüzde 5.1 oranında ulaşarak yeniden hedeflerimize uygun bir yere gelmiştir.
Yüzde 100'lük bir büyüme oranına Türkiye ulaşıyor. Gayri safi yurtiçi hasılamızı 2002 yılındaki 230 milyar dolar seviyesinden 860 milyar dolara, kişi başı milli gelirimizi 3 bin 500 dolardan 11 bin dolara çıkardık.
Son 15 yıllık dönemde ihracatımız 5 kat artarak en son 153 milyar dolar seviyesine çıktı. Bu rakamı 2023 hedefleri bağlamında 500 milyar seviyelerine taşımak istiyoruz.
İstanbul'da dünyanın en büyük havalimanın ilk etabını önümüzdeki yıl sonuna kadar hizmete alınması için çalışmalar devam ediyor. 2023 yılıdna bittiğinde 150 milyon yıl yolcu kapasitesine ulaşacak. Gerekirse 200 milyon yıl yolcu kapasitesine ulaşma imkanı da var. Bu devletin bir havalimanı da değil.
Biz, devletçiliği bir tarafa koyduk, özelleştirme dedik. Bizden önce tıkanmıştı önünü açtık ve şimdi bu mesafeleri aldık, alıyoruz.
Kanal İstanbul'u da bu yıl sonu ya da 2018 yılının başı gibi temelini atacağız. Bu tür projeler devam ediyor.
Biz, Balkanlarda ayrılık istemiyoruz. Bölünme, parçalanma istemiyoruz.
Sırbistan ile Türkiye'nin bu bütünleşme ve bir araya gelmesini kıskananlar olabilir. Biz kendi işimize bakacağız. Bu çalışmaları sürdüreceğiz, birikimleri paylaşacağız. Sırbistan ile bölgemizin geleceği için müşfik bir geleceği olduğuna inanıyoruz. Sırbistan, güvenilir ve istikrarlı bir ülke olarak bölgede ortaya çıkıyor. İkili ilişkilerimizin gelişiyor olması memnuniyet verici. Son birkaç yılda ekonomisinde önemli reformlar gerçekleştiren Sırbistan bunun meyvelerini almaya başlamıştır.
Bu yaklaşımınız buradkai Türk iş adamları kadar, yatırım yapmak isteyenler için de önem taşıyor. Karşılıklı ticari ve ekonomik ilişkileri geliştirmek için gerekli altyapıyı beraber kurmuştur. Serbest tşcaret anlaşması, vize anlaşması, yatırımların teşviki ve çiftte vergilendirmenin önlenmesi anlaşmaları gibi anlaşmalar mevcuttur.
Serbest ticaret anlaşmasının gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu konudaki çalışmaların suratle neticelendirilmesini temenni ediyorum.
İkili ticaret hacmimiz 2016 yılı itibarıyla 870 milyar dolar oldu. Potansiyelimizi yansıtmadığını biliyoruz. Yıl sonuna kadar 1.2 milyar dolara bu potansiyel ulaşabilir. En kısa zamanda bu ticaret hacmini 3 milyar dolara çıkaralım.
Turizm iki ülke arasında ilişkilerin de geliştirilebileceği bir alandır. Sağlık turizmi Sırbistan'da bu tür adımların atılması mümkün. Türkiye'nin gücü inkâr edilemez tartışılmaz. Turizm sektörü hem istihdamda önemli bir imkan sağlamaktadır. turizm sektöründe atılacak adım, istihdam açığını kapamaya yarayacaktır."