-ERDOĞAN: KARİKATÜR DERGİLERİNDEN MEDET UMUYORLAR ESKİŞEHİR (A.A)- 06.08.2010 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Böyle muhalefet olur mu yahu? Muhalefet yapmayı karikatür dergilerine ısmarlıyor. Karikatür dergilerinden medet uman muhalefet, karikatür muhalefettir'' dedi. Erdoğan, partisinin Odunpazarı Meydanı'nda düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmada, anamuhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Adnan Menderes'in idamının yanlış olduğunu ifade ettiğini belirterek, ''Cumhuriyet Halk Partisi'nin, 40 yıl sonra bile olsa, bu çizgiye gelmiş olması ülkemiz adına, demokrasimiz adına gerçekten sevindiricidir'' diye konuştu. Erdoğan, ''Ama bakın siz, onlara, CHP'nin mensuplarına şunu söyleyin. Dersim'i, Tunceli'yi uçaklar bombalarken bu ülkenin başında kim vardı, onu sorun. Ah kardeşlerim ah. Bu CHP'nin bu ülkede insanlık adına, demokrasi adına, hayır adına, özgürlükler adına, bu ülkenin çıkarları adına dikili bir şeyi yoktur. Bunu söylüyorum'' dedi. 5 Mart 1962 tarihinde çıkarılmış bir yasadan birkaç paragraf aktaracağını belirten Erdoğan, şunları söyledi: ''Bazı gazeteciler çıkıp Menderes'i, aynı şekilde bizi de basına baskı uygulamakla, sansürlemekle itham ediyorlar ya... Bu yasayı onlar için de hatırlatıyorum. Diyor ki yasa metni; bakın bu çok enteresan, şimdiki medyaya da söylüyorum. Siz şimdi nereyi destekliyorsunuz belli. Ama ben şimdi size tarihi vesikayı açıklıyorum... 27 Mayıs 1960 devrimini, söz, yazı, haber, havadis, resim, karikatür veya sair vasıta ve suretlerle gayri meşru gösterenler, Yüksek Adalet Divanı'nca verilmiş kararları kötüleyenler ya da üstü kapalı da olsa kötülemeye çalışanlar, mahkum edilenlerin, infaz edilenlerin şahıslarını ya da fiillerini övenler, Demokrat Parti'nin iktidarını övenler ya da müdafaa edenler bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezasıyla cezalandırılırlar. Ben tarihi vesikayla konuşuyorum. Buyurun, basın yoluyla işlendiği takdirde suç konusu basılmış eserler toplattırılabilir... Kanun teklifinin altında kimin imzası var biliyor musunuz? Başbakan, Malatya Milletvekili İsmet İnönü... Buyurun. 'Darbeler hep CHP'nin iktidar olmasını önlemek için yapıldı' diyor... Peki 27 Mayıs'tan sonra CHP 'nöbetçi hükümet' değil miydi? Kimin için yapılmış? Peki 12 Mart Muhtırasının ardından Başbakan olan Nihat Erim CHP Milletvekili değil miydi? '27 Nisan bildirisinin her satırının altına imzamı atarım' diyen CHP değil miydi, CHP'liler değil miydi? Sen değil miydin? Çetelere sahip çıkan bunlar değil mi? Silivri'deki süreci adım adım takip edenler CHP'nin milletvekilleri değil mi? Egenekon'un avukatlığını yapan bunlar değil mi?'' Erdoğan, ''O gün 27 Mayıs'a alkış tutan, o gün 27 Mayıs'a çanak tutan, o gün 27 Mayısçılara 'emrinizdeyim' diyen zihniyet, işte bugünkü hayırcı zihniyettir'' dedi. Merhum Adnan Menderes'in kader arkadaşı olan ve 27 Mayıs sonrasında ''darağacına yürümüş olan'' merhum Hasan Polatkan'ın şehri Eskişehir'de bulunduklarını kaydeden Erdoğan, Eskişehir'de, kendi memleketinde, Polatkan'ı ve onunla birlikte idam edilen Fatin Rüştü Zorlu'yu bir kez daha rahmetle andıklarını ifade etti. Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bugün artık çok daha iyi anlıyoruz ki Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun tek ama tek suçları, bu millete hizmet etmiş olmaktı. Hasan Polatkan'ın muhterem eşleri Mutahhara Hanım, ziyaretine gittiği kocasıyla ilgili şunları anlatıyor: '83 kiloluk adam, 16 ayda 38 kiloya düşmüştü. Elinin üzerinde bir ben olduğunu gördüm. (O ne?) diye sordum. (Yok, hiçbir şey) dedi ve elini sakladı. Sonra arkadaşlarından öğrendim ki elinin üzerinde sigara söndürmüşler. Çok eziyet etmişler Hasan Bey'e. Yarı beline kadar gelen soğuk suyun içinde tutuyorlarmış. Sürekli hakaret ediyor ve dövüyorlarmış. Hasan Bey bir gün kumandana aynen şunları söylemiş: Bizi öldürecekseniz hemen öldürün; ama lütfen bu hakaretleri durdurun. Artık tahammül edemiyorum.' İşte 27 Mayıs budur... Türkiye, tam 40 yıl boyunca 27 Mayıs ile yüzleşmedi, yüzleşemedi. 27 Mayıs 1960'ta bu ülkenin başbakanını, seçimle gelmiş başbakanını asan zihniyet hiç değişmedi'' Erdoğan, 12 Eylülde yapılacak halk oylamasının bir eşik olacağını belirterek, ''Yani bununla kapıyı açacağız. 'Tamamdır' demiyoruz, doğrudur ama bununla kapıyı açıyoruz'' dedi. Anayasa değişikliğinin Türkiye'yi daha da büyüteceğini kaydeden Erdoğan, ''Kim hangi partiye oy vermiş olursa olsun, önümüzdeki seçimde nereye oy verecek olursa olsun, lütfen onları bir kenara koyun. 12 Eylülde partilere değil kendimize, geleceğimize oy vereceğiz. Onun için bu önemli. Bu halk oylamasında hükümete ya da muhalefete oy vermeyeceksiniz, anayasal hakların genişlemesine, özgürlüklerin artmasına, demokrasinin standartlarının yükselmesine oy vereceksiniz. İşte onun için, CHP'ye, MHP'ye, DSP'ye, diğer partilere oy vermiş tüm vatandaşlarımın vicdanlarının sesine kulak vermelerini istiyorum. Şurası da son derece önemli. Birileri çıkıyor, 'Tümden değiştirin' diyor, 'Bu değişiklikler yetersiz' diyor, 'Daha fazlası olmalı' diyor. 12 Eylüldeki halk oylaması bir eşiktir. Yani bununla kapıyı açacağız. 'Tamamdır' demiyoruz, doğrudur ama bununla kapıyı açıyoruz. Bu kapıyı açtığımız andan itibaren o yeterli olan Anayasa'nın değişmesi sırası geliyor'' diye konuştu.