Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yurt dışı banka hesaplarına ilişkin “İspatlarsan, ben hem siyaseti hem cumhurbaşkanlığı makamını bırakacağım. Hodri meydan" sözlerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yarın Meclis gurup toplantısında yanıt verecek. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Meclis’te bugün düzenlediği basın toplantısında, “Yarın milletin önüne belgelerin çıkışını, milletin önünde bu konunun konuşulduğunu izleyeceksiniz” dedi. Özel, Erdoğan’ı yarın televizyon başına geçmeye davet etti.
Parlamenter sisteme göre yönetilen Türkiye’de mevcut anayasaya göre, milletvekilleri doğrudan Cumhurbaşkanının sorumsuzluğu esas olduğu için doğrudan soru soramıyor. Ancak, konuya bağlı olarak hükümetin ilgili bakanına soruları yöneltebiliyor. Burada TBMM Başkanlığı ‘kriteri’ de devreye giriyor. Vekillerin birçok sorusu daha bakanın eline ulaşmadan iç tüzük ya da anayasanın ilgili maddeleri uyarınca iade edilebiliyor.
HDP’nin Anayasa Komisyonu Üyesi, Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, T24’ün “ Cumhurbaşkanı, ailesine ilişkin mal varlıklarına hakkında bir milletvekili soru sorabilir mi, buna yanıt verilir mi” sorularını yanıtladı.
“Mevzuatta Cumhurbaşkanının mal varlığına ya da ailesinin mal varlığına soru sorulmayacağına dair bir düzenleme yok” diyen Beştaş, Cumhurbaşkanına soru sorma yönteminin hükümet organları yoluyla yapıldığını belirtti. Cumhurbaşkanlığı’nın icrai bir makama dönüştüğü değerlendirmesi yapan Beştaş, buna ilişkin bir düzenleme yapılmadığını da hatırlatarak, “Boşluktan dolayı, icra makamı olduğu için bence sorulabilir, aynı zamanda bir partinin genel başkanı bu nedenle sorulabilmesi gerekir bu benim yorumum” diyor.
Beştaş’ın T24’e değerlendirmesi şöyle.
“Cumhurbaşkanına soru sorulamaz diye bir düzenleme yok” Mevzuatta cumhurbaşkanının mal varlığına ya da ailesinin mal varlığına soru sorulmayacağına dair bir düzenleme yok. Ne iç tüzük de, ne anayasa da, ne de başka bir mevzuatta, Cumhurbaşkanına şu nedenlerle soru sorulamaz diye bir düzenleme olmadığı için, hukukta boşluk vardır ya da yasaklanmamıştır bu nedenle önü açıktır normalde. Cumhurbaşkanına bizzat sormak da değil ilgili hükümet organlarına sormaktır bunu yolu. Merak edilen soruları başbakana ya da bakanlara soruyoruz kendi alanlarıyla ilgili. Mal varlığı ile ilgili örneğin Maliye Bakanlığı’na sorulabilir. Tansu Çiller döneminde en son örneği vardı, başbakan olarak hakkında bir komisyon kurulmuştu ve aklanmıştı. Ancak bizim ülkemizde farklı bir durum var."
"Cumhurbaşkanlığı icrai bir makama dönüştü, icrai bir makama dönüştüğü için normalde hesap sorulabilir olması gerekiyor ama ona ilişkin de düzenleme yapılmadı. Boşluktan dolayı, icra makamı olduğu için bence sorulabilir, aynı zamanda bir partinin genel başkanı bu nedenle sorulabilmesi gerekir bu benim yorumum.
Adalet Bakanına daha önce yanıtı da verilen bir önergem var, orada ‘Cumhurbaşkanı mevzuatı reddeden ve insanlara yasaya uymayın çağrısı yapıyor bu sizin alanınız yetkisi var mı” diye soruyorum. Adalet Bakanlığı, önergeye cevap vermiyor, cevap vermemek için etrafında dolanıyor en sonunda bu konuda yanıt verilemez iç tüzük gereği diyor ama iç tüzüğün hangi maddesi olduğunu yazmıyor. Çünkü, iç tüzükte öyle bir madde yok, yani benim soramayacağıma dair bir madde yok."
"Türkiye’de hiçbir bireyin kanunların üstünde olmadığını hiç kimsenin mevzuata uymaması çağrısı yapamayacağını, bunu suç olduğunu Adalet Bakanlığı’nın çok net söylemesi lazım. Bakanlığın bu soruya cevap vermesi gerekirdi, bunun cumhurbaşkanı olması sonucu değiştirmez.
Sorumsuz yetkili olmak çok farklı sonuçlara yol açar. Bir kişi yetkiliyse bunun da hesabını verebiliyor olması gerekir, icra makamı bu demek. Aksi, tam da dikta rejimini tarif eder. Ben istediğimi yaparım kimseye ama hesap vermem bu kabul edilemez bir tablo oluşturuyor. Şu anda mal varlığı ya da işlenen suçları bizim eş genel başkanız Demirtaş’ın Cumhurbaşkanına ilişkin bir suç duyurusu vardı, savcılık ben bunu soruşturamam, sorumsuzdur diyor. Sorumsuz ne demek, her zaman suç işleyebilir mi demek, o zaman cumhurbaşkanı her türlü suçu işleme hakkına mı sahip. Bir hukuk devletinde kabul edilebilir şeyler değil."