Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kütahya il kongresinde gerçekleştirdiği konuşmasında Avrupa Birliği'ne seslenerek, "Bize verdiği sözleri tutmasını, ayrımcılık yapmamasını, en azından ülkemize yönelik aleni düşmanlıklara alet olmamasını bekliyoruz" dedi. Erdoğan devamında, "Kendimizi Avrupa'da görüyor geleceğimizi Avrupa ile birlikte tasavvur ediyoruz" diye konuştu.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, 10 Aralık'taki zirvede AB'nin Türkiye'ye yönelik yaptırımları konuşabileceğini söylemişti. Cuma günü Brüksel’de AB Konsey Başkanı Charles Michel'in Dış Politika Başdanışmanı Maryam Van den Heuvel, AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen'in Kabine Şefi Bjoern Seibert ve AB Dış İlişkiler Servisi Genel Sekreteri Helga Schmid ile ayrı ayrı görüşen Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da AB’ye yönelik ılımlı mesajlar vermişti. Kalın, “AB üyeliğinin Türkiye için stratejik bir öncelik” olduğunu dile getirdi. Türkiye 2005’te Lüksemburg'da gerçekleştirilen Hükümetlerarası Konferans ile resmen AB'ye katılım müzakerelerine başlamıştı. |
Koronavirüs salgınına karşın vatandaşları bir kez daha tedbirlere uyulması konusunda uyaran Erdoğan, AKP'nin planlanan il kongrelerinin salgın dolayısıyla ertelendiğini duyurdu. Erdoğan uygulamaya konuşan kısıtlamalarla da ilgili olarak, "Adeta, bağrımıza taş basarak bu yöntemlere başvurmak mecburiyetinde kalıyoruz" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Bu hafta çevrimiçi olarak yapılan G20 Zirvesi nedeniyle sizlerle canlı bağlantıyla hasret gidermek durumunda kaldık. Salgın tedbirleri nedeniyle ülkemizde pek çok faaliyete ara verildi. Siyasi parti kongreleri içinse herhangi bir engel bulunmuyor. buna rağmen salgınla mücadeleye destek vermek için önümüzdeki haftadan itibaren kongrelerimizi erteliyoruz. Yeni kongre tarihlerimizi salgının seyrine göre belirleyeceğiz. Ülkemizi de esir alan salgın musibetinin üstesinden gelebilmek için milletçe üzerimize düşen fedakârlıkları yapmamız gerekiyor. Kısıtlamaların yol açtığı maddi ve manevi sorunların farkındayız. İşi azalan ve tamamen duran esnafımızın, sanatkârımızın, buralarda çalışan insanlarımızın sıkıntıları gayet iyi biliyoruz. Okulundan ayrı kalan öğrencilerimizin, dışarıya çıkışları sınırlanan 20 yaş altı ve 65 yaş üstü insanlarımızın neler hissettiklerini tahmin edebiliyoruz. Ancak salgının kontrolden çıkmasının yol açacağı sorunlar daha büyük olduğu için adeta bağrımıza taş basarak bu yöntemlere başvurmak mecburiyetinde kalıyoruz. İnşallah vatandaşlarımızın aldığımız tedbirlere azami riayeti sayesinde salgının seyrini en azlara indirerek bu günleri geride bırakacağız.
Türkiye salgın sürecini nispeten pozitif ayrışmayla geçirmiş ülkelerden biridir. Milletimizin desteği ve hassasiyetiyle bu yeni dalgayı da kırdığımızda bizi aydınlık bir gelecek bekliyor. 18 yıllık demokrasi ve kalkınma mücadelemizin omurgasını oluşturan reformlarda yeni bir dönemi başlatıyoruz. Salgın sonrası yeniden şekillenecek dünyada kendimize iyi bir yer edinmekte kararlıyız.
Cumhur İttifakıyla kurduğumuz yeni yönetim sistemimizi reformlarla daha da güçlendirerek ülkemizi 2023 hedefleriyle mutlaka kavuşturacağız. Evlatlarımıza büyük ve güçlü Türkiye'yi emanet edeceğiz. Genel başkanından mahalle temsilcisine kadar tüm AK Parti kadrosu olarak böylesine büyük bir sorumluluk altında bulunduğumuzu bir an bile aklımızdan çıkarmamalıyız. Önümüzdeki dönem içerisinde yine tek dayanağımız milletimizdir. Sizlerden kendi şehirlerinizde hiçbir istisna olmaksızın bugüne kadar yaptıklarımızı ve gelecekte nasıl bir Türkiye tasavvur ettiğimizi anlatmanızı istiyorum. Böylesine kutlu bir davada asla senlik benlik kavgası şahsi hesaplara, kibre, tembelliğe yer olamaz. Kendini partisinin ve halkın üzerine olan kişinin sonu hüsrandır. Biz sadece ve sadece milletimizin hizmetkârlığına talibiz. "
"Türkiye'nin 2033 yılından itibaren başlayan büyük atılımlarını önümüze çıkarılan bütün engellere rağmen hedeflere ulaştırdık. Demokrasi ve kalkınma mücadelemiz karşısında set kuramayacaklarını görenler son 7 yıldır ellerindeki tüm kozları sahaya sürdüler. Biz milletimizle birlikte ülkemize kurulan tuzakları birer birer boşa çıkardıkça kimi zaman sinsice yeni oyunlarla karşımıza çıktılar. Bu saldırılara cevabımızı da içeride birliğimizi kuvvetlendirerek dışarıda da askeri gücümüzü ortaya koyarak verdik. Doğu Akdeniz'de bizi sahillerimize hapsetmeye kalktılar. Yaptığımız ve yaptığımız çalıştılar yaptığımız çalışmalarla bu gayreti akabete uğrattık. Libya'da darbecileri kullanarak bir başka oyunun içine girdiler. Meşru yönetimi destekleyerek orada da heveslerini kursaklarında bıraktık. Milletimize söyleyecek hiçbir sözü olmayanları bir araya getirerek siyaset mühendisliğine giriştiler. İnşallah bunda da başarılı olamayacaklar."
"Doğusundan batısına kuzeyinden güneyine her karışıyla ülkemizi geliştirme, büyütme, zenginleştirme mücadelemizde yeni bir dönem başlattık. Amacımız ne içeride ne dışarıda kimseyle kavga etmek, kimsenin hakkını, hukukunu çiğnemek, meşru duruşunu bozmak değildir. Tam tersine dostlarımızla ve müttefiklerimizle daha büyük işbirliği içinde olmak istiyoruz Avrupa Birliği'nden bize verdiği sözleri tutmasını, ayrımcılık yapmamasını, en azından ülkemize yönelik aleni düşmanlıklara alet olmamasını bekliyoruz. Kendimizi başka yerlerde değil, Avrupa'da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile birlikte tasavvur ediyoruz."
"Amerika ile uzun ve yakın müttefik ilişkilerimizi bölgesel ve küresel tüm meselelerin çözümünde aktif olarak kullanmak arzusundayız. Rusya ve İran gibi köklü münasebetlerimizin bulunduğu ülkeleri asla göz ardı edemeyiz. İslam alemi ve Türk dünyası ile kimi zaman birlikte kimi zaman ayrı ayrı çok derin ilişkilerimiz var. Dünyadaki bölgesel farkların hemen hepsiyle iş birliğimizi geliştirmenin arayışındayız. Biz yaptığımız her işte hakkı, hukuku, mazlumları ve mağdurları gözeten bir anlayışla hareket ediyoruz. Ülkemize de aynı hakkaniyetli bakışla yaklaşılmasını istiyoruz. "
"Hiçbir onurlu ülke ve kurumun Türkiye düşmanlığını hayat gayesi haline getirmiş lobilerin ve terör örgütleri elinde oyuncak haline dönüşmeyi kabul etmeyeceğine inanıyoruz. Demokrasi hak ve özgürlükleri ekonomik kalkınmayı birileri istediği için değil kendi halkımız bunlara layık olduğu için savunuyor ve hayata geçiriyoruz. Kendi vaz ettikleri değerleri kendileri çiğneyenlerin aynı konularda ülkemizi eleştirmelerinden ve işi yaptırım konusuna kadar götürmesinden üzüntü duyuyoruz. Hiçbir ülke ve kurum arasında diyalogla çözülemeyecek sorunumuz olmadığını düşünüyoruz. Bize bir adım gelene üç beş adım gitmekten hiçbir zaman çekinmedik. AK Parti olarak, hükûmet olarak meclis grubu olarak 18 yıldır nasıl bu kararlılıkla çalışmışsak önümüzdeki dönemde de aynı şekilde çalışmaya devam edeceğiz."