Ruşen Çakır (Vatan, 1 Temmuz 2012)
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik önceki gün yayınlanan Cumuhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Sever söyleşimiz üzerine ilk olarak şöyle bir tweet attı: “Bugün Ruşen Çakır’ın Ahmet Sever’le yaptığı röportaj gazeteci arkadaşları heyecanlandırmışa benziyor. Aslında yeni bir şey yok.”
Söyleşimizin bazı meslektaşlarımızı heyecanlandırması ne kadar olağansa, bazı siyasetçileri, özellikle de iktidar partisinden olanları heyecanlandırmaması o kadar olağandışı olurdu. Nitekim Çelik’in peş peşe yazdığı tweetlerde de bu heyecandan izler görünüyordu. Çünkü kendisinin ileri sürdüğünün aksine yeni şey “yok” değil “pek çok”tu.
Aslında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresi ve ikinci kez seçilip seçilmeyeceği konusunda iktidar partisinin attığı adımlar ve önde gelen bazı isimlerin yaptığı açıklamalardan rahatsız olduğunu kestirmek güç değildi. Bu açıdan bakıldığında Sever bize bildiğimiz, en azından tahmin ettiğimiz bir şey söyledi, yani şaşırmadık. Ama bugüne kadar sessiz kalmış olan Gül’ün, sözcüsü üzerinden, dolaylı da olsa rahatsızlık, sitem ve şikayetlerini kapsamlı bir şekilde dile getirmiş olması yeni ve şaşırtıcı bir olguydu.
Hüseyin Çelik’in önceki gün attığı bir tweet’te “Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla Sayın Gül, tabii ki yeniden aday olabilir. Ancak bir şeyin imkan dahilinde olması ile vuku bulması farklı şeylerdir” demiş olmasına şaşırdığımı itiraf etmeliyim. AKP’nin kuruluşuna Doğru Yol Partisi’nden istifa ederek katılmış olan Çelik başından beri parti içinde Gül’e yakın isimlerden biri olarak tanınıyordu. 1 Mart 2003 günü tezkerenin geçmemesiyle sonuçlanan süreçte de buna tanık olmuştuk.
Gül’ün ikinci kez aday olup olmayacağı konusuna gelecek olursak, şu ana kadar yapılan yorumlarda Gül’ün bu hakkını, arzu etse de kullanmayacağı yolunda neredeyse bir görüş birliği oluşmuş gözüküyor. Ben de başta Çelik olmak üzere bu konuda görüş belirtenlerin çoğu gibi Erdoğan ile Gül arasındaki ilişkinin bir çatışma ve kavgaya yol açmasının imkansız olduğunu düşünüyorum. Buna Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkma konusunda hayli kararlı olması eklenince Gül’ün bir daha aday olmayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Fakat daha iki yıl var ve bu sürede Gül-Erdoğan uyumu olmasa bile ülkede, bölgede ve dünyada birçok şey ciddi olarak değişebilir ve bu iki siyasetçi yola bugünkü gibi devam etmekte anlaşabilirler. Kısacası, Gül’ün ikinci kez cumhurbaşkanı olma ihtimali düşük gözükse de kesinlikle yüzde 0 (sıfır) değildir.
Yine Hüseyin Çelik’le devam edelim. AKP Genel Başkan Yardımcısı, biz gazetecilerin heyecanının daha da artıran tweetlerinden sonra NTV canlı yayınında daha sakin ve dikkatli açıklamalar yaptı. Ve bu sırada söylediği “Şimdi jest sırası Gül’de” anlamındaki sözleri başlığa çıkarıldı, başta Vatan olmak üzere bazı gazetelerde manşet oldu. Çelik 2007 yılında Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olmayıp Gül’e bir jest yaptığını, şimdi Gül’ün ona aynı şekilde cevap vermesi gerektiğini söylüyor. Fakat 2007’de yaşananlardan haberdar olanlar, ortada bir “jest”in olmadığını da bilirler. Yani o dönemin önemli tanıklarından Ahmet Sever’in önceki günkü söyleşimizde “Aslında kendisi cumhurbaşkanlığını çok istemiyordu. İstemek zorunda kaldı” sözleri doğrudur.
Şöyle ki, normal olarak Erdoğan’ın Köşk’e çıkması, Gül’ün de başbakanlığı devralması bekleniyordu. Ama ne olduysa oldu Erdoğan aday olmaktan vazgeçti ve yerine “kardeşim” diye söz ettiği Gül’ü aday gösterdi. Ardından 27 Nisan e-muhtırası ve erken genel seçimler yaşandı. Bütün bu aşamalardan sonra Gül, isteksiz başladığı cumhurbaşkanlığı yolculuğunda iyice bilendi fakat beklenmedik bir şekilde partisi içinden ve dışardan adaylıktan vazgeçmesi yolunda yoğun telkinlerine maruz kaldı.
Dolayısıyla Gül 2007’de, kendisi dahil birçok aktör açısından inişli-çıkışlı, epey sıkıntılı ve gergin geçen bir sürecin sonunda cumhurbaşkanı oldu. Diğer bir deyişle bir jestten söz edilebileceğini düşünmüyorum. Bununla birlikte Erdoğan’ın Köşk’e çıkmada çok kararlı olması halinde Gül’ün onun önünü kapamayacağını hiç tereddütsüz söyleyebiliriz.
Bitirirken bir not: Medyada Gül’ün AKP’den kimlerden rahatsız olduğu yolunda değişik yorumlar yapılıyor. Sever’le söyleşiyi gerçekleştirdiğimizde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in “Erdoğan aday olursa Gül aday olmaz” şeklindeki açıklaması henüz ortada yoktu. Kuşkusuz Bakan Çelik’in sözleri de ayrıca rahatsızlık yaratmış olabilir ancak zaman açısından söyleşimizin kapsamına girmiyordu.