Krizin inişe geçtiğini söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye, çok sağlam bir zeminde, son derece dikkatli ve ihtiyatlı bir şekilde bu küresel krizi atlatmak için tedbirlerini alıyor. Türkiye bu krizden, çok daha güçlenerek çıkacak ve kararlı yürüyüşüne hız kesmeden devam edecektir" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan vatandaşlara seslenerek, "Şunu sizlerden özellikle rica ediyorum. Türkiye, çok sağlam bir zeminde, son derece dikkatli ve ihtiyatlı bir şekilde bu küresel krizi atlatmak için tedbirlerini alıyor. Sizlerin moralini bozmaya, sizleri karamsarlığa sevk etmeye çalışanlara karşı lütfen dikkatli olunuz. Karamsar, kötümser, moral bozucu açıklamalara kulak asmayınız. Bu krizi kendileri için bir rant imkanı olarak görenleri lütfen dikkatle izleyiniz" dedi. Türkiye’nin bu krizden, çok daha güçlenerek çıkacağını ve kararlı yürüyüşüne hız kesmeden devam edeceğini belirten Erdoğan "Türkiye bu potansiyele sahiptir. Türkiye ekonomisi bu güce, bu istikrara, bu sağlam yapıya fazlasıyla sahiptir. Türkiye’nin tüm kurumları, tam bir uyum ve koordinasyon içinde çalışıyor, Türkiye’yi geleceğe taşımanın mücadelesini veriyor" diye konuştu. Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan Ulusa Sesleniş konuşmasında küresel ekonomik kriz, yurtdışı ve yurtiçi seyahatleri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Tedbir paketi Başbakan Tayyip Erdoğan, 6 yıl içinde gerçekleştirdikleri reformların Türkiye ekonomisini her türlü şoka ve dalgalanmaya karşı son derece dayanıklı bir hale getirdiğini kaydederek, Türkiye’nin güçlü yapısıyla, kararlılık ve istikrarıyla küresel krizden en az hasarla çıkacağını söyledi. Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Krizin ülkemizi teğet geçmesi, hatta bu krizin ülkemiz için bir fırsata dönüşmesi için de peyderpey tedbirlerimizi alıyoruz. Herkesin saatine uymayabilir, istediği yerde, zamanda duymak istediğini söylemeyebiliriz. Zira bizim söylem ve planlamamız gerçekçi bir takvime dayanır. İlgili bütün kurumlarımız bugüne kadar gelişmeleri saniye saniye izlediler, gereken adımları da herhangi bir gecikmeye meydan vermeden günü gününe attılar. Şu anda da ihtiyaç hasıl oldukça tedbirlerimizi açıklamaya, bu tedbirleri tam bir kararlılıkla uygulamaya devam ediyoruz. Bu çerçevede yeni bir tedbir paketinin hazırlıklarını tamamlamak üzereyiz. İnanıyorum ki bu paket de, krizin etkilerini azaltmak noktasında her kesime, özellikle reel sektörümüze önemli destekler sağlayacaktır." Zaman alacak Krizin etkilerinin daha uzun bir zamana yayılacağı ve telafisinin de zaman alacağını belirten Erdoğan, "Küresel ekonomide bir daralma yaşandığını, talebin düştüğünü, gıda ve emtia fiyatlarının arttığını, birçok ülkede enflasyonun yükselişe geçtiğini görüyoruz" diye konuştu. Krize karşı alınması gereken tedbirleri tüm sosyal taraflarla birlikte müzakere ettiklerini ifade eden Tayyip Erdoğan, krizin uluslararası boyutu noktasında da önemli girişimlerinin olduğunu söyledi. Erdoğan, krizin dünya ekonomisini artık, içiçe geçmiş entegre bir yapı haline geldiğini gösterdiğini belirterek, "Hiç bir ülke, kendisini bu küresel şartlardan uzakta tutmak imkanına artık sahip değildir. Bugün bir ülkede ortaya çıkan kriz, artık bütün o bölgeyi, hatta tüm dünyayı yakından ilgilendiriyor. Böyle kriz şartlarında gerek bölgesel, gerek küresel istikrar ve dayanışma önemini daha fazla hissettiriyor" diye konuştu. ’Kriz edebiyatı’ yapmayalım işimize bakalım 14-15 Kasım tarihlerinde ABD’nin başkenti Washington’da katıldığı G-20 zirvesi, zirvenin hemen ardından gerçekleştirdiği Hindistan ziyareti hakkında da bilgi veren Tayyip Erdoğan şöyle dedi: "Dünyadaki genel kanaat, küresel krizin 2008 yılında uluslararası doğrudan yatırımlar üzerinde etkili olacağı ve dünya genelinde yüzde 10’luk bir düşüşe sebep olacağı şeklinde. Buna karşılık Türkiye gibi ekonomisinin pozitif seyrini sürdürebilen ülkelerin, gelişmiş ülkelerin aksine yatırım çekme konusunda çok önemli fırsatlar yakalayabileceği de tahmin ediliyor. Bizim ’Krizi fırsata dönüştürmek’ derken kastettiğimiz de aslında budur. 2 trilyon dolara yaklaşan büyüklükteki uluslararası doğrudan yatırım potansiyelinden mümkün olan en büyük payı almak için el birliğiyle çalışmamız, bu önemli fırsatı en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Bunun içinde karamsarlığa kapılmaya, kriz edebiyatı yapmaya değil, aksine çok daha fazla çalışmaya, hedeflerimizi çok daha dikkatle kovalamaya ihtiyacımız var. Türkiye’nin bugün yediden yetmişe birlik ve beraberlik içinde eskisinden de daha kararlı biçimde ilerlemeye ihtiyacı var." Artık inişe geçti Uluslararası finans piyasalarında 2008 yılı ortalarında büyük çapta bir ekonomik dalgalanma ve tarihi bir kriz dönemi yaşanmaya başladığını hatırlatan Tayyip Erdoğan, krizin Eylül ayından itibaren zirve noktasına ulaştığını birçok köklü finans kuruluşunun, bankanın, sigorta şirketinin iflas ettiği, kamulaştırıldığı sürecin 1929 yılında yaşanan ’Büyük Buhran’la eş değer bir kriz olarak değerlendirildiğini söyledi. Erdoğan, "Şu anda dünyayı adeta bir tsunami gibi vuran bu şok dalgasının arkasında bıraktığı enkaz tespit ediliyor, tahribatın onarılması için gayret gösteriliyor. Tahminimiz odur ki, şu an itibariyle kriz tepe noktasına ulaşmış ve inişe geçmiş durumdadır" dedi. Türkiye krizden ’sınırlı’ etkilendi Başbakan Tayyip Erdoğan, küresel ekonomideki zor sürecin Türkiye’ye hiçbir yansımasının olmamasının mümkün olmadığını ifade ederek şöyle dedi: "Türkiye, dışa açık, küresel ekonomiye entegre olmuş yapısıyla, hiç kuşkusuz bu krizden etkilenecektir, etkilenmektedir. Ancak, krizin baş gösterdiği günlerden itibaren ifade ettiğim gibi, Türkiye’nin bu krizden etkilenmesi sınırlı bir seviyede olacaktır. Bu olağanüstü hassas şartlardan menfaat umanlar, maalesef topluma moralsizlik, karamsarlık pompalayarak bu süreçten kazançlı çıkmaya çalışıyorlar."