İstanbul'da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü İslam Zirvesi Konferansı'nda Doğu Kudüs'ün, Filistin Devleti'nin başkenti olarak ilan edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Yusuf bin Ahmed El Useymin ortak basın açıklaması düzenledi.
Basın açıklamasında söz alan Mahmud Abbas, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararını Birleşmiş Milletler'e taşıyacaklarını duyurdu. Abbas "Bizler Filistinliler olarak, ABD'yi çözüm sürecinde kabul edemeyeceğimizi söyledik. Bugün itibariyle bir arabulucu için tarafsızlık şartını yitirmiştir" açıklamasında bulundu.
Mahmud Abbas'ın ardından söz alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in 1947'den bu yana süren yayılmacı politikasını eleştirerek ""Kurt bile böyle adaletsiz bir paylaşım yapmaz. Bu toprakların gerçek sahibi Filistinlilerdir. 1947’de İsrail neyse şimdi Filistin o hale getirildi. Şimdi İsrail neredeyse tamamına yerleşmiş durumda. Bununla da doymuyor tamamını almanın gayretindeler. Trump efendi bunun gayreti içinde. Siyonist bir mantığın ürünüdür şu andaki tablo. Trump'ın ilan ettiği kararın bizim indimizde kıymati harbiyesi yoktur" dedi.
TIKLAYIN - İstanbul'daki Kudüs zirvesinde karar çıktı; Doğu Kudüs Filistin'in başkenti ilan edildi
Mahmud Abbas'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Bizler bu zirveye, Recep Tayyip Erdoğan'ın davetiyle geldik. Ben bu zirveyi başarıyla sonuçlanmış İslami zirvelerden biri olarak görüyorum. Konumuz çok hassas bir konu. Kudüs-ü Şerif ile birlikte geldik. ABD'nin aslında kendi kendine aykırı davrandığını görmekteyiz. Zaten ABD'nin kabul ettiği kararlar var. Bu da Filistin meselesi çözülmeden büyükelçiliğin Kudüs'e hiçbir şekilde taşınmayacağı şeklindeydi. O nedenle bu karar uluslararası sözleşmelere aykırıdır.
Bütün dünya buna tepki gsöterdi. Dünyanın her yerinde protesto gösterileri düzenlendi. BM Güvenlik Konseyi'nin ABD dışındaki 14 üyesi buna tepki gösterdi ve karşı çıktı. Buna karşı İslam dünyasının harekete geçmesi gerekiyordu. Burada çok önemli kararlar aldık. Bizler Filistinliler olarak, ABD'yi çözüm sürecinde kabul edemeyeceğimizi söyledik. Bugün itibariyle bir arabulucu için tarafsızlık şartını yitirmiştir. Biz bundan sonra Güvenlik Konseyi'ne gidip, bu kararın iptali için başvuruda bulunacağız. Aleyhte bir karar alınması için çalışacağız.
Burada İslam dünyasının Kudüs'e ne sunabileceğini tartıştık. Kudüs'e karşı boykot asla kabul edilebilir bir şey değil. Halkına karşı boykot uygulayamayız. Kudüs'teki Filistinlileri ziyaret etmek, İsrail'i ziyaret etmek değildir. Orada bir mahkumu ziyaret ediyorsunuz, gardiyanı değil. Biz Kudüs'ü taş ve toprak olarak görmek istemiyoruz. Biz içerisinde yaşamın olduğu, insanların olduğu bir Kudüs istiyoruz.
Erdoğan'ın sözlerinden satır başları:
"İİT'nin varlık gayesi, Kudüs'ün kutsiyetinin ve tarihi statüsünün varlığının muhafazasıdır. Bugün de anlamlı ve kritik bir toplantıo gerçekleştirdik. Bu tarihi zirveyle bir kez daha Kudüs'ün sahipsiz olmadığını tüm dünyaya gösterdiğimize inanıyorum.
ABD Başkanı Trump'ın Kudüs açıklamasının ilk işaretlerinin gelmesinin ardından İİT dönem başkanı olarak büyük çaba sarf ettik. Bu kararın gayrı meşru ve kabul edilemez olduğunu, barış çabalarını sekteye uğratacağını ve fanatiklerin ekmeğine yağ süreceğini de anlattık. Bundan böyle taraf olan bir Amerika'nın artık İsrail-Filistin arasından arabuluculuk yapması diye bir şey olamaz. Arabuluculuk konusu üzerinde durmamız gerekiyor. Gerekirse BM'de bunu gündeme getirmemiz lazım.
Bugüne kadar alınmış birçok güvenlik konseyi kararları var. Bunların hiçbirine İsrail uymamıştır. Buna rağmen tezgah hep İsrail'e çalışmıştır."
"Kurt bile böyle adaletsiz bir paylaşım yapmaz. Bu toprakların gerçek sahibi Filistinlilerdir. 1947’de İsrail neyse şimdi Filistin o hale getirildi. Şimdi İsrail neredeyse tamamına yerleşmiş durumda. Bununla da doymuyor tamamını almanın gayretindeler. Trump efendi bunun gayreti içinde. Siyonist bir mantığın ürünüdür şu andaki tablo. Trump'ın ilan ettiği kararın bizim indimizde kıymati harbiyesi yoktur.
Biz başkenti Kudüs olan egemen ve bağımsız Filistin devleti talebinden geri adım atmadık. Atmayacağız
Bu kararın vicdan, tarih ve hukuk önünde geçersiz olduğunu ilk günden bu yana söylüyoruz. Sivas'ta da söyledim, kendi çalar, kendi oynar. Ben sayın Papa'yı da aradım, onunla da konuştum. Yaptıkları açıklamalarla, bizim açıklamalarımız örtüşüyor. Karar açıklanır açıklanmaz, bütün devlet başkanı kardeşlerime davet mektubu yolladım.
Bugün Maduro'yu davet ettik, bakın sağolsun çıktı geldi. Venezuela neresi, İstanbul neresi? O bölgenin sesi olarak çıktı geldi, desteğini açıkladı.
Ürdün Kralı 2. Abdullah da Arap Ligi Başkanı, o da bizi destekledi. Bugünkü toplantıya 30'u aşkın devlet başkanı ve meclis başkanı iştirak etti. Bunun dışında Dışişleri Bakanları da buradaydı. Bunların haricinde Filistin ile ilgili gayretleriyle öne çıkan ülkelerden buraya katılan ülkeler de oldu. Ben Kudüs konusundaki bu vahdet tablosunun herkese örnek olmasını diliyorum ve bir kez daha kalpten teşekkür ediyorum.
Bugün zirveden önce Dışişleri Bakanları toplantısı yapılarak, nihai bildiri için çalışma yürütüldü. İİT'nin bugünkü zirvesi tarihi bir mesajtır. Hatada ısrar etmenin kimseye faydası yoktur. Amerikan makamlarının bu karardan derhal dönmesini bekliyoruz. Zirvenin Kudüs'le dayanışma için birlikte hareket temasıyla yapılması bir kararlılık göstergesidir. Burdan bir ittifak doğmuştur. Özellikle 1980 yılının 4870 sayılı kararı hatırlattık. Güvenlik Konseyi üyelerinin itibarsız hale getirildiği bir sisteme kimsenin güvenmesi beklenmemelidir. ABD Başkanı, altında ABD'nin de imzası olan bir kararı nasıl yok sayar? Sen tek başına böyle bir kararı nasıl alıyorsun?"
İİT Olağanüstü Zirvesi'ne 48 ülkeden katılım olurken, Afganistan, Azerbaycan, Brunei, Endonezya, Filistin, Gine, İran, Katar, Kuveyt, Komorlar, Lübnan, Sudan, Ürdün ve Yemen cumhurbaşkanı, devlet başkanı ya da kral, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı, Cibuti, Kazakistan Meclis Başkanı, Pakistan ve Malezya başbakan, Özbekistan senato başkanı, Umman Sultan'ın özel temsilcisi düzeyinde katılım sağlıyor. Gözlemci ülkelerden KKTC'yi Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, misafir ülke statüsünde bulunan Venezuela'yı da Devlet Başkanı Nicolas Maduro temsil ediyor.