Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, üniversitelerde türban serbestisini öngören anayasa değişikliğini iptal eden Anayasa Mahkemesi’ne sert çıkarak, “Kanun koyma yetkisi sadece seçilmiş meclislere aittir” dedi. Demokratik rejimlerin “Ben yaptım, oldu” anlayışını kaldırmayacağını belirten Erdoğan, “Yargı yaptığında hiç kaldırmaz. Anayasa Mahkemesi adına talihsizlik. Bunun izahını bize yapmak zorundadırlar” dedi. Gerekçesi hazırlanmadan kararın açıklamasını da eleştiren Erdoğan, CHP’yi yargı ile yasama arasındaki gerginliğin başsorumlusu olarak gösterdi. Karara ilişkin beklenen değerlendirmesini partisinin dünkü grup toplantısında yapan Erdoğan, konuşmasının başında “Bize oy versin, vermesin, istisnasız, bütün vatandaşlarımızın hukukunu koruyacağız” diyerek, 22 Temmuz seçimleri gecesi verdiği mesajı yineledi. Erdoğan, “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganları arasında şunları söyledi: YETKİ MECLİS’E AİT: Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. 87. maddeye göre, TBMM’nin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmaktır. Kanun koyma yetkisi münhasıran, yani sadece ve sadece seçilmiş meclislere aittir. Anayasa tarafından verilen bu yetkiyi kimse yüce Meclisi’mizden alamaz. TBMM de yasama yetkisini devredemez. YARGININ YANLIŞI NEREDEN DÖNECEK?: “Ben yaptım, oldu” anlayışını demokratik rejimler kaldırmaz. Hükümetler yaptığında da, yasa koyucu yaptığında da kaldırmaz. Yargı yaptığında hiç kaldırmaz. “Ben yaptım, oldu” anlayışı, demokratik hukuk devletlerinin kimyasını bozar. Demokrasilerde rejimi korumak ancak hukuk içinde, anayasanın bağlayıcılığına sadık kalmakla mümkündür. Yasama organı yanlış yaptığında yargıdan döner. Olmadı, önüne sandık geldiği gün, milletten döner. Peki yargı erki yanlış yaptığında nereden döner? BAŞMÜSEBBİP CHP: Bu durumun baş müsebbibi de bana göre CHP’dir, onun muhalefet zihniyetidir. Kimsenin, ama hiç kimsenin, yargı kurumunu böyle bir tartışmanın tarafı ve muhatabı haline getirmeye hakkı yoktur. CHP’nin, yasama ile yargı erkleri arasında inatla yetki çatışması çıkarma gayretleri, bizi bu noktaya getirmiştir. MAHKEME İZAH ETMELİ: Anayasa Mahkemesi bir an önce 10 ve 42. maddelerle ilgili kararını açıklamalıdır. Bütün bilgilerine, ilmine inandığım kişilerle de yaptığım müzakerelerde şunu gördüm; bu da büyük bir talihsizlik. Anayasa Mahkemesi adına talihsizlik. Anayasa’nın ve bunun bilimsel olarak izahını bize yapmak zorundadırlar. Anayasa’nın 153. maddesinde belirtildiği gibi, aslında iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz. Peki niçin gerekçeler ortaya konmadan bir iptal kararı açıklanır? Bunu bana vatandaş soruyor. Gerekçesini görmek istiyor. Kararın, hangi anayasal gerekçelere dayandırıldığı konusunda kamuoyunun mutlaka aydınlatılmaya, ikna ve tatmin edilmeye ihtiyacı var. O zaman neydi acelemiz? Hangi gerekçelerle bir anayasa değişikliğinin esastan görüşüldüğü mutlaka açıklığa kavuşturulmalıdır. BEYLER ÜLKE YÖNETİYORUZ: Meclis çatısı altında bulunan bütün siyasi partiler sağduyu ve sorumluluk bilinciyle gereken değerlendirmeleri yapmak durumundadır. Yazılı veya görsel medyanın fiskos gazetelerinden, yahut da kulisten duyduğu şeylerle bu ülkeyi yönetebilir miyiz? Soruyorum, Allah aşkına. Onun bilmem nerede medya mensubu varmış, onun bilmem nerede ne bağlantısı varmış, onun bilmem nerede ne görüntüleri varmış, o, onunla görüşüyormuş, bu bununla görüşüyormuş, içeriden aldıkları bilmem ne haberle. Beyler, ülke yönetiyoruz ülke, millet yönetiyoruz millet. YARGI DA ELEŞTİRİLİR: Yargı organlarının, kararlarından dolayı eleştiri dışı tutulması beklenemez. Her kurumun, karar ve işlemlerinin sonuçlarından mesul olduğunu, bu sorumluluğu taşımak durumundadır. Hukuk devletlerinde anayasa, herkesi bağlar. En evvel de yargı kurumlarını bağlar. Anayasa Mahkemesi gibi önemli bir kurumu yıpratmaktan, tartışmalı hale getirmekten, imajını zedelemekten özenle sakınmak durumundayız. Meclis tatile girmiyor AKP grup toplantısının basına kapalı bölümünde sürpriz bir karar alındı. Başbakan Erdoğan, milletvekillerine Grup Yönetim Kurulu’nun, Anayasa Mahkemesi kapatma konusundaki kararını açıklayıncaya kadar Meclis’in çalıştırılması yönünde kendisine görüş bildirdiğini anlatarak, milletvekillerinin bu konudaki düşüncesini sordu. Milletvekillerinin “Katılıyoruz” diye destek vermeleri üzerine, Erdoğan öneriyi milletvekillerinin oyuna sundu. Oylamada Meclis’in tatile girmemesi kararı alındı. AKP kulislerinde, kapatma kararı çıkması halinde Meclis’in hemen erken seçim kararı almasının planlandığı konuşuluyor.