"Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı" temalı Kutlu Doğum Programı'na katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, konuşmasında "Mezhebini din edinmiş olanlarla başımız dertte" dedi.
İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen etkinlikte konuşan Erdoğan, sözlerine, "Bu yıl Hz. Peygamber ve birlikte yaşama ahlakı mesajıyla idrak edeceğimiz Kutlu Doğum Haftası'nın İslam alemi ve tüm insanlık için hayırlı olmasını diliyorum" diyerek başladı.
Irak'tan Suriye'ye İslam dünyasındaki sıkıntılara dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dert insanı söyletir, derler. Bu sıkıntıları, bu sorunları saatlerce, günlerce konuşmak, anlatmak mümkün. Bize düşen, istikametimizi sağlam tutmaktır. İstikametimizi sağlam tutmazsak, yani kıblemizi şaşırırsak, yaptığımız Allah'ın gazabına uğrar" dedi.
Erdoğan, "DEAŞ gibi terör örgütlerinin yol açtığı tahribat, İslam düşmanlarının bile çabalarını geride bırakmış durumda. Bu sıkıntılar, olumlu herhangi bir amaca hizmet etmiyor. Tam aksine, İslam'a olumsuz bakışlar getiriyor. Bu durum karşısında bize düşen, Allah'ın ipine sımsıkı sarılarak, Peygamberin yolundan sapmadan, ümmetin yolunda daha çok çalışmak, daha çok ibadet etmektir. Bu yükün ağırlığının bilincindeyiz" diye konuştu.
"Peygamberimiz, çağları aşan mesajıyla bugün de bizim başvuru kaynağımızdır" diyen Erdoğan, İslam dünyasındaki "mezhep" çatışmalarına değinerek, şöyle devam etti:
"Mezhepçilik şu anda İslam dünyasını paramparça ediyor. Ümmeti paramparça ediyor. Bunu bizzat yaşıyoruz. Şu anda Irak'ta, Suriye'de, Yemen'de bunu görüyoruz. Ve acımasızca şu anda Müslüman Müslümanı öldürüyor. Sadece mezhebî farklılık. Bizzat siyasetçi olarak bunu konuşuyorum: Bizim Sünnilik diye bir dinimiz yoktur. Bizim Şia diye bir dinimiz yoktur. Bizim İslam diye bir dinimiz vardır, bunu böyle bilmemiz lazım. Bu ışıktan uzaklaştığımız her an, daha çok acıya, zillete maruz kalacağımızdan hiçkimsenin şüphesi olmasın. Tüm insanlığa açılan bir kapıdan söz ediyorum. Çünkü Peygamberimizin tebliği tüm insanlaradır. Bunun için herhangi bir dine, herhangi bir dile, herhangi bir coğrafyaya sahip olma şartı yoktur. Peygamberin tebliğ ettiği din, Kur'an'da, 'İnanıyorsanız, muhakkak üstünsünüzdür' diyor."
Erdoğan, Batı ile İslam dünyası arasındaki anlayış farkına da işaret ederek, "Bir tarafta yaradılanı yaradandan ötürü seven, yani doğrudan insanın aklına ve vicdanına seslenen bir anlayış vardır; diğer tarafta insanı insanın kurdu olarak gören bir anlayış söz konusudur" dedi.
"Yeter ki Hz. Nebi'nin aydınlık yolundan bir adım, bir milim sapmayalım" diyen Cumhurbaşkanı, 'dinde zorlama yoktur' anlayışına dikkat çekerek, "Peygamberimiz zor kullanmamıştır. Silah zoruyla Müslüman yapılan hiçbir topluluk göremeyiz. Bu coğrafyaya en uzak Güney Asya ülkelerine İslam, Müslüman tacirler aracığıyla ulaşmıştır. Bu manzara, mezhepçilik uğruna kan dökenlerin ne kadar uzağındadır" şeklinde konuştu.
Peygamber sevgisinin önemini vurgulayan Erdoğan, sözlerini, "Milletimiz yüzlerce yıldır ilahileriyle, mevlitleriyle, şefaatnameleriyle bu sevgisini ortaya koymuştur, koymaya devam ediyor" diye tamamladı.
Programın sonunda, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Cumhuraşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu ile CHP Genel Başkanı kemal Kılıçdaroğlu'nu sahneye davet ederek, gül verdi.
Kılıçdaroğlu, kendisine gül uzatan Diyanet İşleri Başkanı'nı uyararak, Başbakan Davutoğlu'nu işaret etti ve önce ona vermesini istedi.