İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen 13. İslam Zirvesi'nin kapanışının ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Acaba niçin halkı Müslüman olan ülkelerde bu terör yaygınlaşıyor. Acaba bunun arkasında kimler var, hangi ülkeler var" diye sordu. "Müslüman olmayanların meselesini niçin Müslüman olmayanlara havale ediyoruz" siteminde bulunan Erdoğan, "Müslümanların meselesini Müslümanların çözmesi lazım" diye konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Özellikle çok çok farklı bir dönemde zirveye katılan ülke liderlerine, başbakanlarına, bakanlarına, dönem başkanı olarak bir kez daha teşekkür ediyorum.
1969’da kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı 56 üyesi ve 5 gözlemci üyesiyle dünyadaki en büyük ikinci uluslararası örgüttür. Teşkilat bütün İslam ülkelerini bir araya getiren yegane uluslararası platformdur. Daha etkin bir hale gelmesi için de çaba göstermiştir. Dönem başkanlığımız boyunca ki 2 yıl sürecek, bu çalışmaları daha ileriye taşımanın gayreti içinde olacağız.
İslam Zirvesi teşkilatın en yetkili organıdır. Birlik ve dayanışma olmadan adalet ve barış tesis edilemez. Farklılıklarımızla beraber birlik olmayı başaramadan, Müslümanlar olarak yaşadığımız sıkıntıları aşamayız.
Dikkat edersek şu anda en büyük çektiğimiz sıkıntı nedir? 3 ana başlık görüyorum. Biri mezhepçiliktir, bir diğeri ırkçılıktır, bir diğeri de terördür. İslam dünyasının içinde olduğu mezhepçilik tahribatını, ki bu bir fitnedir aynı zamanda, bu da bir başka fitnedir, bir diğer tarafta da terör olayı, bunlar bizi ciddi manada zayıflatmakta ve kan kaybına neden olmaktadır.
Mezhepçilikte ölen öldüren, ölen Müslüman ve Allahu Ekber diyerek ölüyor. Öldüren Allahu Ekber diyerek öldürüyor. Bu ne menem iştir. Dün de konuşmamda söyledim. Biz mezhepçilik noktasında ne Şii dinindeniz, ne Sünni dinindeniz. Bizim tek dinimiz var, İslam. Ben Müslümanım. Diğerleri birer yol olabilir, saygı duyarız ama İslam’ı asla tartışmayız. Yeni yeni yollar aranması gibi fitne unsurları içine giremeyiz, oralarda rol alamayız. İkincisi ırkçılık dedik. Rabbim bizleri kavimler halinde yarattı. Herkesin kavmine saygı duyarız. Dünyada ne kadar kavim varsa, ırk varsa hepsine saygı duyarız ama hiçbir ırk diğer ırka üstünlük kavgasına girerse işte bu da bir fitnedir. Ve bunlar bizi böler, parçalar, vicdan da uzaklaştırır, insanlıktan da uzaklaştırır. Hele İslam’ın içinde ırkçılık fitnesi yaygınlaştırılırsa bu beladır. Terör belasının insanlık bedelini ödüyor. Kendi ülkemizde yaklaşık 35 yıldır terörle mücadele ediyoruz. Kaybettiğimiz insanlar ortada, maddi bedel ortada. PKK’nın içinden doğan terör örgütü PYD’dir. Bir diğeri YPG’dir. Şimdi Rusya açıklama yapıyor, “PYD’yi silahlandırıyorız” diyor. Moskova’da büro açıyorlar. Kimin terörü desteklediği açık, net ortada. DAEŞ terör örgütü, Irak’ta başladı, Suriye’de yaygınlaştı, şimdi dünyanın farklı yerlerinde... Boko Haram yine, oralarda ciddi tahribatlar oluşturuyor. Bunu İslam adına yaptıklarını söylüyorlar.
Acaba niçin halkı Müslüman olan ülkelerde bu terör yaygınlaşıyor. Acaba bunun arkasında kimler var, hangi ülkeler var. Niçin bunlar halkı Müslüman olan ülkelerde oluyor? Bunun iç savaşa dönüşmesi çok anlamlıdır. Ta başından itibaren, İslam Konferansı olarak çıkmış bu örgüte, konferans ismi yakışmıyor. Bir yerde konferans verirsin. Bunun bir teşkilat, örgüt haline gelmesi gerekir. Şimdi temenni ediyorum ki İslam İşbirliği Teşkilatı teşkilatçılığın en önemli adımlarını atıyor.
Terör ağırlıklı olarak, dikkat ettiyseniz görüşüldü. Mezhepçiliğe vurgu yapıldı. İslam İşbirliği Teşkilatı Polis Koordinasyon Merkezi’nin kabul görmesinden memnuniyet duyuyoruz. Aynı şekilde Suudi Arabistan liderliğinde kurulan Teröre Karşı İslam Grubu’nun etkin hale getirilmesini istiyoruz.
Biliyorsunuz, İİT’nin bir gençlik yapılanması var. Biz dedik ki, dünyanın yarısından fazlası kadın. Bu teklifi görüştüğüm liderlerle de paylaştığım gibi bir kadın yapılanması konusunda adım atalım dedik. Aslında Mısır’da benzer bir adım atıldı. Bir de kadın kolları olsun. Kadın yaklaşımını onlar bizzat ortaya koysunlar. Erkek niye bu beyanları yapsın ki, bunu bırakalım kadınlar bizzat kendileri yapsın. Görüştüğüm liderlerin hemen hemen hepsi de olumlu beyanda bulundular. Zaten sonbaharda, İstanbul’umuzda bir konferans var. Kadın konferansı demiyorum. O farklı bir şey, bir de kadın kolları diye bir birimin olmasını önemsiyorum. İİT üyesi ülkelerin ilk gençlik zirvesi İstanbul’da yapıldı. 56 İslam ülkesinin ortak bir kızılayı yok.
Merkezi İstanbul olan bir tahkim müessesi kurulmalıdır. Asya, Afrika ve Arap grubunun yanına Avrupa Müslümanları grubunun yer almasını istiyoruz. Müslümanları yakından ilgilendirdiğine inandırdığım bir hususa değinmek istiyorum. Azeri kardeşlerimizin Ermeni işgali altında bulunan ve 25 yıldır BM’nin Azeri kardeşlerimizin lehine karar vermesine rağmen, Minsk Üçlüsü’nün sonuçlandırmamasını ben anlayamıyorum. Bu konuda da ciddi adımların atılması gerektiğini, 13. İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nin basın açıklamasında dile getirmiş oluyoruz.
Kosova’yı tanımamış Müslüman ülkelerin olmasını da anlamıyorum. Cammu Keşmir sorununu çözümünde halkların tercihine kulak verilmeyen bir mesele. Bilhassa Müslümanların azınlık olduğu yerlerde etkisi hissedilen İslamofobi, baskı, şiddet ve diğer tüm olumsuzlukların önüne geçilmesi için İslam ülkelerinin hep birlikte hareket etmesi şarttır. Müslüman olmayanların meselesini niçin Müslüman olmayanlara havale ediyoruz ki? Müslümanların meselesini Müslümanların çözmesi lazım.
Irak’ta petrol varlığının yüzde 80’ini müdahale edenler paylaşmaktadır. Iraklılar da bunu kendi aralarında paylaşamamaktadır. Libya’ya bakın, aynısını göreceksiniz. Libya’daki olaylarda gelişmiş ülkelerin o bankalardaki paraları 170 milyar dolar. Şimdi maalesef 30-40 milyar dolar civarında olduğunu öğrendim. Yok kurdu, yok şuydu. Zaten istediğin zaman çekebildiğin bir para değil. Biz İslam İşbirliği Teşkilatı’nın adına yakışır hareket etmesi için mücadele ettik, edeceğiz.