Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP'den istifa eden milletvekillerinin Gülen cemaatinin yönlendirmesiyle hareket ettiklerini öe sürerek, "Milli Bankamız Halk Bankası’nı hedef aldılar. Milli İstihbarat Teşkilatı’nı yıpratmak istediler. Marmaray’ı, hızlı tren projemizi durdurmak istediler. Ekonomiyi hedef alarak moralleri bozmak, istikrarla büyüyen ekonomiyi hedef aldılar. Bunlar da zerre kadar vatan sevgisi, millet sevdası yok. Kendi ülkesini başka ülkelerde karalayan da olabilir mi? Gücün yetiyorsa gel burada yap. Şuna istifa et buna istifa et diyenler gelsinler Türkiye’ye siyaseti Türkiye’de yapsınlar" dedi.
Almanya'da bulunan Başbakan Erdoğan Berlin'de Türkiye vatandaşlarına sesleniyor
Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
Türkiye emin ellerde
Bugün bir kez daha sizlere Türkiye’deki kardeşlerinizin, akrabalarınızın selamlarını getirdik. Bugün resmi bir çalışma yemeğinde bir araya geldiğimiz Sayın Şansölye, ‘akşam Türk vatandaşlarımıza özellikle selamımızı iletin’ dediler. Sizlere selamını iletiyorum. Buradan, Almanya’dan anavatanınızı an be an takip ettiğinizi çok iyi biliyorum. Türkiye emin ellerde. Türkiye emniyet içinde. Türkiye istikrarla büyümeye, huzuruna huzur katarak geleceğe emin adımlarla koşmaya devam ediyor. Türkiye engelleri aşarak, barikatları aşarak, zincirlerini söküp atarak 2023’e doğru kararlı şekilde yükselmeyi sürdürüyor.”
Dünyanın her tarafına ulaşacağız
“Dünyanın en büyük ülkelerinden birinde, dost Almanya’da yaşıyor ve çalışıyor olmaktan gurur duymanızı istiyorum. Aynı şekilde dünyanın en büyük ülkelerinden birinin, Türkiye’nin vatandaşı olduğunuz için, dilinizden, aidiyetinizden gurur duymanızı istiyorum. Bugün dedelerinizin, babalarınızın, sizlerin geride bıraktığı Türkiye’den çok farklı bir Türkiye var. Bugün özgüveni yüksek bir Türkiye var. İşte buraya gelmeden hemen önce ocak ayının ihracat rakamları açıklandı. Ellerini ovuşturanlar var ya şimdi Berlin’den onlara sesleniyorum. Türkiye 2014’ün ocak ayına ihracatta tüm zamanların aylık rekoruyla giriyor. Ocak ayında ihracat 12 milyar dolar oldu. İktidara geldiğimizde ihracat yıllık 36 milyar dolardı. Şimdi aylık 12 milyar dolar. Şu anda bizim ihracatçımızın ulaşmadığı ülke kalmadı. Bir yeri kapadılar, bir başka tarafa. Niye? Dedik ya fellik fellik dolaşacağız, dünyanın her tarafına ulaşacağız. Türkiye Cumhuriyeti’nin pasaportu artık bütün sınır kapılarında büyük bir değer ifade ediyor, büyük itibar görüyor. Bir çok gelişmiş ülkenin ekonomisi çökerken bizim ülkemizde hamdolsun OECD raporlarına göre biz ilk 5’in içinde yer aldık. Ama işlerine gelmiyor. Gelse de gelmese de biz hedefe doğru emin adımlarla ilerliyoruz. Unutmayın üzümü yenen ağaç taşlanır. Unutmayın biz küllerinden ayağa kalkan bir milletiz.”
Güneş balçıkla sıvanmaz
“Sevgili kardeşlerim bu akşam Berlin başka. Berlin’den bir yerlere bazı sinyalleri vermemiz lazım. Birileri ahkam kesiyor. Türkiye’de yolsuzluk varmış diyorlar. Bizim en güçlü olduğumuz nokta burası. En güçlü olduğumuz yerimiz burası. Ya yolsuzluğun olduğu bir ülkede 230 milyar dolarlık milli geliri 10 senede 800 milyar dolara nasıl çıkaracaksın? 79 senede 6100 km bölünmüş yol yapacaksın. Biz bunun üzerine 17100 km ilave edeceğiz. Siz yolsuzluğun olduğu yerde bunları yapabilir misiniz? Hatırlayın hastane kapılarında kuyruğa giriyorduk. Doktor hak getire. Bir röntgen çektireceksin 6-7 ay sonraya gün veriyorlardı. Artık insanını insan yerine koyan bir anlayış var. Yolsuzluğun olduğu bir ülkede bunlar olabilir mi? İlacımızı alamıyorduk ilacımızı. Doktor efendi 5 tane ilaç yazar. Gidersin SSK’nın eczanesine. 5 ilacın 2’si var, 3’ü yok. Ben bunun primini ödüyorum. Bana bunu vermeniz gerekmez mi? Benim vatandaşım gider onu da parasıyla alırdı. Malum bugün ana muhalefetin bir genel müdürü var. O bir zamanlar da SSK’nın genel müdürüydü. O zaman ilaç bulamıyorduk ilaç. Bir SSK’yı yönetemeyenlere ülke emanet edilir mi? E zaten milletim ondan bunlara ülke emanet etmiyor. Bunların en büyük sanatı iftiradır. Neden çünkü öyle yetiştiler. Ama unutmayın güneş balçıkla sıvanmaz.”
Marmaray 153 yıllık rüyaydı
“Bir zamanlar karakol dendiği zaman insanın aklına korku tünelleri gelirdi acaba içeride ne olacak diye. Ama işkenceye son dedik ve bunları geride bıraktık. Türkiye öyle bir kredibilitesi olan ülke haline geldi ki mayıs ayında bir ihalenin ederi 42 milyar dolar. Bununla 3. havalimanı yapılıyor. Yıllık kapasitesi yıllık asgari 100 milyon yolcu. Peki bizim cebimizden bara çıkıyor mu? Hayır. 20 yıllık kullanım hakkını veriyoruz. At binenin kılıç kuşananındır. Bitmedi 3. köprüyü inşa etmeye başladık. Son rakamı almadım ama herhalde 180 metreye yükseldi. 250 metreyi bulacak. İnşallah dünyanın sayılı asma köprülerinden biri oluyor. Hedef 1 ve 2’nin yükünü almak. Bitmedi, ne yaptık bu arada Marmaray’ı bitirdik. 153 yıllık rüyaydı. Bunu biz gerçekleştirdik. Bizim fiiliyatımıza bunların hayalleri ulaşamaz. Şimdi denizin altından bir tünel daha yapıyoruz. Ama inanın denizin altından yapmak daha kolay. Denizin üstünde olunca arada bir sandallarla filan gelip protesto yapıyorlar. Denizin altında olunca gelemiyorlar. Tünelden otomobiller geçecek, Marmaray’dan da raylı sistem geçecek. Boğaz’ın üstünden 3, altından da 2, toplam 5 geçiş.”
Mazlumların sesi olduk
“Biz bu millete efendi olmaya değil hizmetkâr olmaya geldik. Hiç endişeniz olmasın, her zaman söylüyorum, dik duracağız, dikleşmeyeceğiz. Biz ancak rükuda eğiliriz. İnsan karşısında değil. Onun için kimse böyle bir yola tevessül etmesin. Böyle bir yola tevessül edenler her zaman eli boş dönerler. Şu anda biz kendi uydularımızı inşa ediyoruz. Geçenlerde uzakdoğu ziyaretimizde gittik inceledik ve evet bu ay fırlatılıyor. İnşallah 5.’sini de Türkiye’de, Ankara’da, Kazan’da inşa edeceğiz. Dünyada kendi savaş gemilerini inşa edebiler 10 ülkeden biri konumuna yükseldik. Çetelerin, mafyatik yapılanmaların, örgütlerin, cuntaların egemenliğine son verdik. Üniversitelerde okuyan kız çocuklarımızın başörtüsü yasağına son verdik. Kamuda başörtüsünü serbest bırakarak toplumsal barışın önünü açtık. Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkardık. 4+4+4 uygulamasıyla imam hatiplerin kapılarındaki kilitleri kırdık. İfade özgürlüğünün, düşünce özgürlüğünün önünü açtık. Anlamsız yasakları, kısıtlamaları kaldırdık. En önemlisi de 30 yıldır mücadele eden teröre karşı mücadelede çok önemli bir noktaya geldik. Son 1 yıldır Türkiye’de hiç kimse terör nedeniyle hayatını kaybetmedi. Hiçbir eve, anne, baba yüreğine ateş düşmedi. 11 yıl boyunca dünyanın her yerinde mazlumların sesi olduk.”
En büyük hırsızlık milli irade hırsızlığıdır
“Önce Gezi olaylarında denediler olmadı. Sonra 17 Aralık’ta çok sayıda milli değerimizi hedef aldılar. Milli Bankamız Halk Bankası’nı hedef aldılar. Milli İstihbarat Teşkilatı’nı yıpratmak istediler. Marmaray’ı, hızlı tren projemizi durdurmak istediler. Ekonomiyi hedef alarak moralleri bozmak, istikrarla büyüyen ekonomiyi hedef aldılar. Bunlar da zerre kadar vatan sevgisi, millet sevdası yok. Kendi ülkesini başka ülkelerde karalayan da olabilir mi? Gücün yetiyorsa gel burada yap. Ama gücün yetmediği yerlerde bu tür takiye, yalan her yol var bunlarda. İşte bu tuzağı da bozduk. Heveslerini kursaklarında bıraktık. 27 Mayıs 1960’da Türkiye’de demokrasiye darbe vuruldu. Türkiye yoksullaştı. Binlerce vatandaşımız Almanya başta olmak üzere gurbet yollarına düştü. 12 Eylül ‘de de öyle. 28 Şubat sürecinde binlerce gencimiz okuyabilmek için gurbet yollarına düştü. Hırsızlıkların en büyüğü unutmayın milli irade hırsızlığıdır. Milli iradeyi çalanlar her seferinde Türkiye hazinesini boşaltmış, yetimin hakkına el uzatmıştır. İşte şimdi de Türkiye’yi o günlere götürmek istiyorlar. Hiç şüpheniz olmasın milli iradeye sıkı sıkıya sahip çıkan bir iktidar var. Kim olursa olsun yolsuzluğa, usulsüzlüğe izin vermeyen bir iktidar var. Yaptıkları planlar tek tek deşifre oluyor. Yolsuzluk iftirasıyla kurdukları tuzak ortaya çıkıyor. Türkiye üzerine kurdukları senaryo net bir şekilde görülüyor. Hiç kusura bakmasınlar geçti o günler. Türkiye’de artık hükümetleri millet kuruyor, millet görevden alıyor. Şuna istifa et buna istifa et diyenler gelsinler Türkiye’ye siyaseti Türkiye’de yapsınlar. 17 Aralık sürecinden inşallah Türkiye güçlenerek çıkacak.”