Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, New York Times gazetesi için "Türkiye, ABD ile Krizi Nasıl Görüyor?" başlıklı bir makale kaleme aldı. Türkiye-ABD arasında yaşanan gerginliğe değinen Erdoğan, "Kötülüğün dünyanın her yerinde pusuya yattığı bir dönemde, uzun zamandır müttefikimiz olan ABD'nin Türkiye'ye karşı attığı tek taraflı adımlar sadece ABD'nin çıkarlarına ve güvenliğine zarar verir. Çok geç olmadan, Washington ilişkilerimizin asimetrik olabileceği yanlış düşüncesini bir kenara bırakmalı ve Türkiye'nin alternatiflere sahip olduğunu kabul etmelidir. Bu tek taraflılık ve saygısızlık trendini tersine çeviremezlerse yeni dost ve müttefikler aramaya başlayacağız" dedi.
ABD Başkanı Donald Trump, dün (10 Ağustos 2018) kişisel sosyal medya adresinden çelik ve alüminyumdan alınan vergilerin iki katına çıkarılması yönünde talimat verdiğini duyurdu. Trump, "Türkiye'yle ilişkilerimiz bu sefer iyi değil!" dedi.
Türkiye ve ABD'nin son 60 yıldır stratejik ortak ve NATO müttefiki olduğuna, iki ülkenin Soğuk Savaş döneminde ve sonrasında karşılaştıkları ortak zorluklara karşı omuz omuza durduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle yazdı:
"Türkiye, yıllar boyunca ne zaman gerekli olsa ABD'nin yardımına koştu. 1962'de Kennedy yönetimi, Sovyetlerin Küba'daki füzelerini, İtalya ve Türkiye'den Jüpiter füzelerini çekerek (karşılıklı) kaldırılmasını sağladı.11 Eylül terör saldırılarının ardından Washington bu kötülüğü yapanlara karşılık vermek için dostlarını ve müttefiklerini beklediğinde, askeri birliklerimizi buradaki NATO misyonunu başarıya kavuşturmak için Afganistan'a gönderdik."
Erdoğan, öte yandan ABD'nin, Türk halkının endişelerini anlayamadığını ve saygı duyamadığını vurguladı.
Son yıllarda iki ülkenin ortaklığının ABD tarafından anlaşmazlıklarla sınandığını kaydeden Erdoğan, "Ne yazık ki bu tehlikeli trendi tersine çevirme çabalarımız boşa çıktı. ABD, Türkiye'nin egemenliğine saygı duymaya başlayıp, milletimizin karşı karşıya olduğu tehlikeleri anladığını ispatlayamazsa ortaklığımız riske girebilir." değerlendirmesine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından 15 Temmuz 2016'de düzenlenen darbe girişimini hatırlattı. ABD'nin, bu darbe girişimi ve sonrasındaki gelişmelerle ilgili tutumuna da değinen Erdoğan, ifadelerini şöyle sürdürdü:
"FETÖ'cüler hükümetime karşı kanlı bir darbe yapmaya çalıştı. O gece milyonlarca vatandaş, şüphesiz ki ABD'lilerin Pearl Harbour ve 11 Eylül saldırılarından sonra deneyimlediği vatana bağlılık hissiyatıyla sokaklara döküldü. Uzun zamandır benim seçim kampanyalarımı yöneten sevgili arkadaşım Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da aralarında olduğu 251 masum insan ülkemizin özgürlüğü için en ağır bedeli ödedi. Ailemin ve benim ardımdan gelen ölüm mangası başarılı olsaydı ben de onlardan biri olacaktım. Türk halkı, ABD'den bu saldırıyı kesin bir dille kınamasını ve Türkiye'nin seçilmiş hükümetiyle dayanışmasını dile getirmesini istedi. ABD bunu yapmadı. ABD'nin olaya tepkisi tatmin edicilikten uzaktı. Türk demokrasisinin yanında olmak yerine ABD yetkilileri ihtiyatlı bir şekilde 'Türkiye'de istikrar, barış ve devamlılık' çağrısında bulundu. Bu da yetmezmiş gibi Türkiye'nin iki taraflı bir anlaşma ile Fetullah Gülen'in iadesi için yaptığı talepte hiçbir ilerleme kaydedilmedi."
Erdoğan, Türkiye-ABD ilişkilerinde başka bir hayal kırıklığının ise PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG'ye ABD'nin verdiği destek olduğuna dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yazısında bu konuyla ilgili, "Türk makamlarının tahminlerine göre, Washington son yıllarda PYD/YPG'ye silah vermek için 5 bin kamyon ve 2 bin kargo uçağı kullandı. Hükümetim, ABD'li yetkililerin PKK'nın Suriye'deki müttefiklerine eğitim ve teçhizat verme kararlarından duyduğumuz endişeyi tekrar tekrar paylaştı. Ne yazık ki sözlerimize kulak tıkandı ve ABD silahları en nihayetinde sivil halkımızı ve Suriye, Irak ve Türkiye'deki güvenlik güçlerimizi hedef almak için kullanıldı." görüşünü paylaştı.
Son günlerde ABD'nin, hakkında bir terör örgütüne yardım ettiği suçlaması bulunan Amerikan vatandaşı Andrew Brunson'ın Türk polisi tarafından tutuklanmasını gerekçe göstererek Türkiye ile tansiyonu artıracak birçok adım attığını vurgulayan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Donald Trump'ı birçok toplantımız ve konuşmamızda uyardığım gibi hukuki sürece saygı duymak yerine, ABD dost bir millete karşı haddini aşan tehditler yayımladı ve Bakanlar Kurulumuzun birçok üyesine yaptırım uyguladı. Bu karar kabul edilemez, mantıksız ve en nihayetinde uzun süreli dostluğumuza zarar verici nitelikteydi. Türkiye'nin tehditlere cevap vermediğini göstermek için birkaç ABD'li yetkiliye yaptırım kararı aldık. Biz hep aynı prensibe bağlı kalacağız: Hükümetimi hukuki sürece müdahale etmeye zorlamaya çalışmak anayasamıza ya da ortak demokratik değerlerimize uygun değildir.
Türkiye zaman belirledi ve ABD dinlemezse bir kez daha kendi göbeğini kendi kesecek. 1970'lerde Türkiye, Washington'ın itirazlarına rağmen Kıbrıs Rumları tarafından Türk kökenlilere karşı uygulanan soykırımı engellemek için Kıbrıs'a girdi. Son zamanlarda Washington'ın Suriye'nin kuzeyinden gelen milli güvenlik tehditleriyle ilgili bizim endişelerimizin ciddiyetini anlayamaması, DEAŞ'ın NATO sınırlarına erişimini kesen ve YPG'yi Afrin kentinden çıkaran iki askeri operasyonla sonuçlandı. Bu durumlarda olduğu gibi milli çıkarlarımızı korumak için gerekli adımları atacağız."
Erdoğan yazısına şu ifadelerle son verdi:
"Kötülüğün dünyanın her yerinde pusuya yattığı bir dönemde, uzun zamandır müttefikimiz olan ABD'nin Türkiye'ye karşı attığı tek taraflı adımlar sadece ABD'nin çıkarlarına ve güvenliğine zarar verir. Çok geç olmadan, Washington ilişkilerimizin asimetrik olabileceği yanlış düşüncesini bir kenara bırakmalı ve Türkiye'nin alternatiflere sahip olduğunu kabul etmelidir. Bu tek taraflılık ve saygısızlık trendini tersine çeviremezlerse yeni dost ve müttefikler aramaya başlayacağız."
TIKLAYIN - Erdoğan'ın New York Times makalesinde hata; gazete düzeltme yayımladı
The New York Times gazetesi, bir süre sonra Erdoğan'ın yazısıyla ilgili bir düzeltme yayımladı. Yazının Türkçe tercümesinde ABD'nin füze krizinin tepe noktaya vardığı dönemde, gerilimi “Türkiye'ye Jüpiter füzesi yerleştirerek” dağıttığı bilgisine ilişkin yapılan düzeltmede şöyle dendi:
“Bu makalenin önceki versiyonunda Türkiye'ye Jüpiter füzelerinin yerleştirilmesine ilişkin detaylar yanlış verilmiştir” denildi. New York Times 'ın makalenin altına koyduğu düzeltme notunda, “Makalenin önceki versiyonunda Türkiye’deki Jüpiter füzeleri ile hatalı detaylar verilmiştir. 1962’de Kennedy yönetimi, İtalya ve Türkiye’deki Jüpiter füzelerini çekerek, Küba’daki Sovyetler füzelerinin kaldırılmasını müzakere etmişlerdir. Küba füze krizinde Türkiye’nin böyle bir hamle yaptığı gerçeği yansıtmıyordur.”