Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimine "Kontrollü darbe" ifadesini kullanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik "Çıkmış bir de kontrollü darbe diyor. He kontrollü kontrollü. Darbe gecesi Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gideceksin, oradan televizyondan darbeyi seyredeceksin. Sonra kontrollü darbe diyeceksin. E tanklar sana yol verdi havalimanında, onların arasından öyle geçip gitti. Ama benim yürekli vatandaşlarım var, bize havalimanına gittiğimizde bizim üstümüzden uçuyordu o helikopterler." ifadesini kullandı. Erdoğan, " FETÖ davaları yavaş yavaş şekillenmeye başladı. PKK ile mücadelede de önemli bir mesafe aldık. Dolayısıyla her ne kadar çok sınırlı bir alanda uyguluyor olsak da olağanüstü halin çok da uzak olmayan bir gelecekte kalkması mümkündür" dedi.
Erdoğan, Türkiye'de basın özgürlüğü olduğunu belirterek "Türkiye basın özgürlüğünün olmadığı bir ülke değildir" yorumunda bulundu.
Cumhurbaşkanı, Almanya'da yapacağı konuşmaya izin verilmemesiyle ilgili de "Niye izin vermiyorsunuz. Düşünce özgürlüğünden korkuyorlar. Biz düşüncemize güvendiğimiz için düşünce özgürlüğümüzden korkmuyoruz" ifadesini kullandı.
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun pazar günü Maltepe'de sonlandırdığı Adalet Yürüyüşü'yle ilgili de "Kimin güvencesiyle yürüdüler, hükümetizin güvencesiyle. Mitinglerini yaptılar mı, yaptılar. Ülkede güvenlik yok diyemezsiniz. OHAL'e tutulmuşlar, OHAL olmasaydı bu kadar rahat yürüyemezdiniz" değerlendirmesinde bulundu.
15 Temmuz Anma Etkinlikleri kapsamında Ankara'da konuşan Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Türkiye'nin demokrasisinin yanında ekonomisinin de yerle yeksan olmasını bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattık. 2017 yılı içerisinde oldukça iyi ekonomik performans sergiledik. Birinci çeyrekteki yüzde 5'lik büyüme oranı hepimize ümit verdi. Bu yılı da beklentilerin üzerinde tamamlayacağız. Borsa hergün yeni rekorlar kırıyor.
Turizmde kayıpları telafi ediyoruz. Şöyle bir düşüncem var. Uluslararası sermayeyi kurumsallaştırmak için senede bir kez bir araya gelmek bütünleşmeyi sağlayacaktır. Yatırımcılar arasındaki yerli yabancı ayrımını ortadan kaldırdık. Uluslararası yatırımcılar önünü açtık. Türkiye'nin uluslararası yatırımlardan aldığı payın yüzde 1'in altında olması ülkemizin potansiyeline yakışır bir durum değildir.
Türkiye dünyanın en ciddi çatışma ve kriz bölgesinin ortasında yer almasına rağmen istikrar ve güven ortamının tehlikeye düşmesine asla izin vermemiş bir ülkedir. Bu Türkiye'nin en büyük gücüdür. Türkiye'yi bu nedenle çevresindeki ülkelerle kıyaslamayın, karıştırmayın, benzetmeyin. Türkiye farklı ve güçlü bir ülke.
"HAMBURG YANIYORDU"
FETÖ'nün darbe girişimi demokrasi ve özgürlüğün yanısıra ekonomimizi de hedef alıyordu. Bu örgütün temizlenmesi hassasiyetimizin sebebi ekonomimizin geleceğini de güvence altına almaktır. Şu anda YASED'in değerli yöneticilerine şunu hatırlatmak istiyorum. G20 zirvesi için Hamburg'daydık. Hamburg yanıyordu. Her tarafta yıkılıyordu. 10 binlerce güvenlik görevlisi vardı. Biz de G20 yaptık, en ufak gürültü patırtı olmadı.
"MEDYA SINIRSIZ ÖZGÜR OLAMAZ"
Biz attığımız adımlarda dürüst olduk. Şimdi de bütün dostlarımıza şunu söylüyorum, sizler de bize temsilcisi olduğunuz ülke ve firmalar adına, Türkiye'nin güvenli bir liman olduğunu anlatmanızdır. Türkiye anlatıldığı gibi 'basın özgürlüğü yok, düşünce özgürlüğü yok...' Bunların olduğu bir ülke değil. Basında sınırsız bir özgürlük olamaz. Medya ülkeyi karıştırmak için her türlü özgürlük alanlarını istismar ediyorsa onlar için de yargı var. Dünyanın hiçbir yerinde sınırsız özgürlük söz konusu değildir. Aynı şeyi Batı da kendi medya mensuplarına yapmaktadır. Batı bizim bakanlarımıza konuşma izni vermeyecek kadar engelleyicidir.
ALMANYA'YA TEPKİ: NE OLDU ÖZGÜRLÜK?
Son G20'de vatandaşlarımızla toplantı yapalım dedik, izin vermediler. Ne oldu özgürlük? Siz gelin biz size istediğiniz yerde izin verelim konuşturalım. Hollanda, Belçika hepsi öyle. Düşünce özgürlüğünden korkuyorlar. Biz düşüncemize güvendiğimiz için korkmuyoruz.
KILIÇDAROĞLU'NA: OHAL OLMASA BU ADIMLAR ATILAMAZDI
25 gün yürüdüler. Kimin güvenliğinde? Hükümetimizin güvencesinde. Bir şey oldu mu? Mitinglerini de yaptılar, herhangi bir şey oldu mu? Hala bu hükümete ülkede güvenlik yok diyemezsiniz. OHAL ile uğraşıyorlar. OHAL olmasaydı bu adımlar bu kadar rahat atılamazdı. OHAL'in sınırlarını Batı'nın sınırlarında değil biz belirleriz.
Biz 250 vatandaşımızı bir yıl önce kaybettik. 250 vatandaşımız şehit oldu. Dün kabristanlarını dolaştık. Aileleriyle görüştük, acı onlarda. 2 bin 193 vatandaşımızı gazi olarak aramızda saklıyoruz. Onlara layık olmaya çalışıyoruz. Bütün bunlar ortadayken OHAL'i kaldır bunlar yine bildiklerini okusunlar, yok böyle bir şey. Bana diyorlar ki dün bir uluslararası medya organı ile söylelşim oldu. Ne zaman bitecek diyorlar... OHAL bu iş tamamen bittiği zaman bitecek.
PKK ve YPG bunlar yine mücadele ettiğimiz terör örgütleri. Son iki yılda 2 bin güvenlik görevlimizi şehit eden, Suriye'de etnik temizlik yapan örgüte hangi devlet acaba başka türlü yaklaşabilir. Bizim Batılı dostlarımızdan ricamız biraz empati yapmamızdır."