İngiliz The Economist dergisi, son sayısında yayımlanan "Endişe verici Tayyip Erdoğan" başlıklı bir makalede Başbakan Erdoğan'ın çizgisindeki değişimi mercek altına aldı. Makalede, Erdoğan'ın gittikçe daha otokratik hale geldiği ve AKP'nin, son seçimlerde "sandığa gömdüğü eski yorgun partilere benzemeye başladığı" yorumu yapıldı.
Hangi Erdoğan?Erdoğan'ın, ülkesini AB'ye yaklaştırmak için büyük reformlar yapma vaadinde bulunduğunu hatırlatan dergi, "Artık bu reformları sürdürüyor gibi görünmüyor" diye yazdı. Economist şöyle devam etti: "Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP, temmuz ayında Anayasa Mahkemesi'nce yasaklanmaktan kıl payı kurtulduğunda, akıllardaki büyük soru hangi Erdoğan'ın öne çıkacağıydı. Cesur reformlarıyla 2005'te Türkiye'nin AB’yle üyelik müzakerelerine başlamasını sağlayan, ideolojik davranmayan bir pragmatist mi, yoksa Temmuz 2007'deki seçim zaferinden kısa süre sonra üniversitelerdeki türban yasağını kaldırmaya çalışarak İslami kökenlerinden ötürü AKP'nin ayağını kaydırmaya can atan işgüzar generalleri provoke eden dogmatik ve dengesiz lider mi?"
Daha fazla otokratikGüneydoğu'da artan şiddet ve küresel mali kriz dikkate alındığında hangi Erdoğan'ın işbaşında olduğunun daha da önemli hale geldiğinin vurgulandığı makalede, "Endişe verici bir şekilde, cevap ikinci şık gibi görünüyor. Bay Erdoğan gittikçe daha fazla otokratik ve gerçeklerden kopuk hale geliyor" denildi. Erdoğan'ın hem parti içinde hem de dışında rakibi olmadığını belirten dergi, bu durumun da Türkiye'nin durgun, başı boş ve AB üyeliğinden hiç olmadığı kadar uzak göründüğünü yazdı.
Tuhaf İran açıklamasıEconomist, Erdoğan'ın "tuhaf" olarak nitelediği davranışlarına örnek olarak da, son ABD gezisinde İran'ın nükleer programıyla ilgili açıklamalarını gösterdi. "Erdoğan'ın "Nükleer silahlara sahip olanların başkalarına 'Nükleer silaha sahip olmayın' deme hakkı bulunmadığı" şeklindeki sözlerini hatırlatan dergi, bu sözlerin Amerikalı yetkililerce hoş karşılanmadığını belirtti. Dergi, ABD'nin, Türkiye ile 2003'te yaşanan tezkere krizini hâlâ unutmadığını, Türkiye'nin yakın zamanda İran'la imzaladığı doğalgaz anlaşmasının da duruma pek de katkıda bulunmadığını belirterek, "Amerika, Türkiye'nin Batılı bir müttefik olarak güvenilirliği hakkında yeni sorular soruyor" diye yazdı. ABD'deki Ermeni diyasporasının, yeni başkan seçilen Barack Obama'dan taleplerine de değinilen makalede, Türkiye'nin son zamanlarda Ermenistan'la uzlaşma yönündeki çabalarının da çok az ilerleme sağlayabildiğine dikkat çekildi.
Erdoğan: Bizi farklı göstermeyinHakkâri konuşması"Ancak Erdoğan en büyük endişeyi yurt içinde yaratıyor" diye devam eden, Erdoğan'ın yasal mücadeleleri geride bıraktıktan sonra siyasi ve ekonomik reformlara devam etmesinin umulduğunu belirten dergi, "O ise bunun yerine gittikçe daha sert bir milliyetçi çizgi benimsedi" diye yazdı. Erdoğan'ın, partisinin bir daha kapatma davasıyla karşı karşıya kalmaması karşılığında ordunun gücünü zayıflatacak reformları dondurma yolunda Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile bir anlaşma yaptığı şeklindeki iddialara da yer verildi. Dergi, Erdoğan'ın Hakkâri'de yaptığı konuşmanın, yeni tutumunun en belirgin örneği olduğunu belirtti. Erdoğan'ın Hakkâri'de söylediği sert sözlerle, 3 yıl önce Diyarbakır'da devletin Kürt meselesi konusunda hata yaptığını kabul ettiği konuşmasının arasında dağlar kadar fark olduğu vurgulandı.
Liberaller şikâyetçiAnayasayı yenileme çalışmalarının askıya alındığı, polis işkencesi ve yargısız infazların artmasıyla, Erdoğan'ın sadık destekçileri olan liberal entelektüellerin ve AB Komisyonu'nun şikayetçi olduğu belirtildi ve "Erdoğan bunlara cevabıysa, bazı Başbakanlık muhabirlerinin akreditasyonunu iptal etmek oldu" denildi. Dergi, bütün bunların Türkiye'nin AB'ye girmesini istemeyenlerin eline daha fazla cephane verdiğini kaydetti.
Ekonomi savunmasızErdoğan'ın seçim başarılarında ekonomik istikrarın rolünün altını çizen Economist, ancak şimdi yabancı yatırımcıların çekilmekte olmasının, büyümenin zayıflamasının ve cari açığın ülkeyi, diğer gelişmekte olan piyasalara göre krize karşı daha savunmasız hale getirdiğine dikkat çekti. Dergi, yaklaşan yerel seçimlere dikkat çekerek, "PKK terörünün tırmandığı bir ortamda Kürtlere fazla iyi davranmak, milliyetçi muhalefeti güçlendirebilir" diye yazarken, AKP Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt'un, "Seçimler geçtikten sonra eski AK Parti'yi göreceksiniz' şeklindeki sözlerine yer verildi.
İnandırıcılığını yitiriyorEconomist ise "Ama bu tür vaatler, inandırıcılığını yitirmeye başladı. Erdoğan güç kazanarak çıktığı 2007 seçimlerinden sonra kendisine oy vermeyenler de dahil olmak üzere bütün Türkleri kucaklama sözü vermişti. Ama şimdi bu seçmenleri de yabancılaştırmış görünüyor. Yolsuzluğun da saflarına bulaşmaya başladığı AKP, sandığa gömdüğü eski yorgun partilere benzemeye başlıyor" ifadesini kullandı.
'Peki yalancı sensen başbakan değişecek mi?'AKP üzerinde kara bulutlar toplanıyor Uluslararası haber ajansı Reuters de, AKP’yle ilgili bir analiz yayımlayarak, AKP'nin liberallerin ve iş dünyasının liderlerinin desteğini hızla kaybetmekte olduğunu ve yerel seçimlerde zorluklarla karşılaşabileceğini belirtti. Reuters, "Seçimler öncesinde AKP'nin üzerinde kara bulutlar toplanıyor" başlığını kullandı. AKP'nin, iktidardaki ilk döneminde yaptığı reformlarla liberal çevrelerin ve piyasaların desteğini kazandığını belirten ajans, reformların durdurulması ve yolsuzluk iddiaları yüzünden Erdoğan'ın giderek otokratikleşmekle suçlandığını yazdı. Reuters, AKP'nin artık, altı yıl önce iktidardan sildiği partilere benzetildiğini kaydetti. Analizde, hem liberal orta sınıftan hem de ılımlı İslamcı basından eleştirmenlerin, meşakkatle elde edilen kazanımların çarçur edilmesinden endişe ettiği belirtildi. Reuters, AKP hakkındaki hayal kırıklıklarının, Yeni Şafak gazetesi yazarı Fehmi Koru'nun Erdoğan için söylediği, "Obama gibi geldi, Bush'a benzedi" cümlesiyle özetlenebileceğini yazdı.
'Yeni partiler çıkabilir' "Siyasi analistler, AKP'nin, gözden düşmüş muhalefet karşısında hala tek tutarlı parti olduğunu söylüyor" diye yazan Reuters, "Ancak mart ayındaki yerel seçimler AKP'nin gücünü test edecek" diye ekledi. Erdoğan'ın hâlâ en popüler siyasetçi olduğunu belirten ajans, buna rağmen bazı anketlerin Erdoğan'ın destek kaybına uğradığını gösterdiğini de vurguladı. Reuters, "Siyasi güçlerden duyulan memnuniyetsizlik yeni partilerin ortaya çıkmasına yol açabilir" diye yazdı. Reuters, Cengiz Aktar'ın, "AKP 2002 ile 2004 yılları arasında iktidardaki ilk yıllarındayken yaptığı reformlarla birçok tabuyu yıktı. Ama, daha sonra bir değişime girdi ve reform partisi olmayı bıraktı" şeklindeki sözlerine yer verdi.
'Hesap hataları yaptı' AKP'nin AB yanlısı bir çizgi çizmesi sayesinde liberalleri, entelektüelleri ve iş dünyasının liderlerini çekmeyi başardığını, Erdoğan'ın Türkiye'de bir Kürt sorunu olduğunu kabul eden ilk lider olduğunu belirten ajans şöyle devam etti: "Ama Erdoğan'ın hesap hataları - özellikle üniversitelerde türban yasağını sona erdirme girişimi - aynı zamanda yolsuzluk iddiaları ve AB reformları konusunda ayak sürümesi, AKP'nin önceki temmuz ayındaki seçimleri artan oy oranıyla kazanarak sağladığı canlılığı dağıttı." Analizde, ekonomik refahın sona ermesi ve Erdoğan'ın "öfkeli" olarak nitelenen tavrı yüzünden, yorumcuların "Erdoğan'ın süresinin dolup dolmadığını" sorguladıkları kaydedildi. Erdoğan'ın yolsuzluk iddialarını yayımlayan medya organlarına saldırıya geçtiğine ve liderlik tarzını eleştiren gazetecilerin akreditasyonunu iptal ettiğine de dikkat çekildi. AKP'nin, Kürt sorununa çözüm arayışıyla ilgili tutumunda orduya yakınlaşmakla ve giderek daha milliyetçi bir ton benimsemekle suçlandığı vurgulandı. Hükümetin IMF ile anlaşma imzalamaya yakın olduğunu belirten Reuters, "Ancak analistler, hükümetin, işsizlik ve hızla büyüyen nüfus gibi yapısal sorunlarla başa çıkabilmek için reform dürtüsünü canlandırması gerektiğini söylüyor" diye yazdı.