-ERDOĞAN: ÖZ ELEŞTİRİMİZİ YAPIYORUZ İSTANBUL (A.A) - 29.09.2010 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz kendimizi sorguluyoruz, kendi öz eleştirimizi yapıyoruz. Aynı sorgulamayı, aynı öz eleştiriyi artık muhalefetin de medyanın da üniversitelerimizin, sivil toplum kuruluşlarımızın da yapmasını bekliyoruz'' dedi. Erdoğan, Marmara Üniversitesinin yeni akademik yıl açılışı töreninde yaptığı konuşmada, halkla paralel düşündüklerini ve bunun neticelerini de gördüklerini söyledi. ''Bizim bu başarıyı elde etmemizin altında yatan en önemli nedenler, hizmetlerimizdir, eserlerimizdir. Bunların yanında vatandaşlarımızla kurduğumuz o gönül bağıdır'' diyen Erdoğan, kendilerinin siyasete yeni bir dil kazandırmanın mücadelesini verdiklerini belirtti. Başbakan Erdoğan, mutluluklarının altında yatan bir gerçeğin de iki gün önce partilerine müracaat eden, uluslararası, 70 siyasi parti olduğunu ve ''(Bu başarıları nasıl elde ettiniz, bize de eğitim verir misiniz?) diye müracaat'' ettiklerini ifade etti. Şimdi, başvuruda bulunan bu partilere 3 günlük 4 günlük eğitimler verdiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti: ''Olay bu noktaya geldi. Biz en az güvenilen kurum olan siyaset kurumunun prestijini yukarı çekmenin mücadelesini veriyoruz. Bunda da başarı sağlıyoruz. Söylediğine inanılmayan, kendisine güvenilmeyen, sözüne itibar edilmeyen siyasetçi profilini, artık milletin zihninden silip atmanın gayreti içindeyiz. Açık söylüyorum. Biz gençlere mahcup olmak istemiyoruz. Üniversite öğrencileri karşısında mahcubiyet yaşamak istemiyoruz. Gençlerin siyasetten soğumasının ülke adına, gelecek adına kaygı verici olduğuna inanıyoruz. Onun için tutarlı bir siyaset izliyoruz. Bize oy vermeyenler olabilir. Bizi beğenmeyenler olabilir. Yaşamımızı desteklemeyenler olabilir. Politikalarımızı onaylamayanlar olabilir. Ama biz onların da hükümetiyiz. Bunu bir an olsun hatırımızdan asla ve asla çıkarmayacağız. Çünkü demokrasinin de gereği budur. Bugüne kadar siyasetçiler kendilerine oy çıkmayan bölgeleri, illeri, kesimleri adeta cezalandırma yöntemini seçti. Bakın şu anda kamu hizmetlerinde en çok payı alan illerden bir tanesi Tunceli'dir. Tunceli'de bizim milletvekilimiz yok. Hakkari aynı şekilde. Şırnak aynı şekilde. Belediyelerin yapması gereken hizmetleri biz yapıyoruz. Neden? Çünkü oralar Türk Cumhuriyeti'nin vatan topraklarıdır. Hepsine biz bu hizmeti götürmekle mükellefiz.'' Erdoğan, belli iller ve bölgelerin ihmal edildiğini yineleyerek, şöyle devam etti: ''Biz bu anlayışa asla prim vermeyeceğiz. Hizmette, yatırımda, ayrımcılığa asla düşmeyeceğiz. Halk oylaması sonrasında defalarca ifade ettim. Hükümet olarak bize düşen yüzde 42'yi evet demediği için yok saymak değildir. Bize düşen yüzde 42'nin neden hayır dediğini anlamaktır. Bakın şu anda çok geniş çaplı bilimsel bir araştırmayı Türkiye'de yaptırıyorum. Neden yüzde 42 hayır. Bunu bilmem lazım. Bunu daha da aşağılara çekmek için ne yapmak gerekiyor. Demek ki bir yerlerde hatalarımız var, eksiklerimiz var. Neyse bunları öğrenmem lazım. Ona göre de bundan sonraki çalışmalarımızı planlamamaz, ona göre adımlarımızı atmamız lazım. Demokratik olgunluğun gereği budur.'' Siyasetin kutuplaştığı yerde ülkenin de kendiliğinden kutuplaşmaya başladığını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Siyaset ve siyasetçi, kendisini değiştirmiyorsa ülke de değişemez. Biz geçmişe takılıp kalmak istemiyoruz. Ayrı fikirlere, farklı düşüncelere tahammül, değişik renklere sağ duyulu yaklaşım, demokrasinin, özgürlüğün bize göre temel şartı. Ama hakaret asla. Haklı ve demokratik tepkiler ortaya konulacak. Elbette bu noktada bu tür yaklaşımlara karşı güçlü bir şekilde tahammül gösteriyoruz. Ama kırarak, dökerek, yağmalayarak, özellikle de kalp kırarak, gönül kırarak, rencide ederek değil. Bunun yasalar çerçevesinde, demokratik bir olgunluk içerisinde yapılması, ölçülü tepki kadar tahammülün de gözetilmesi, verilecek mesajın da alınmasını sağlayacaktır. Fakat bizde maalesef protestoların, demokratik olgunluğun dışına çıktığını, gereğinden fazla reaksiyonlar olduğunu zaman zaman görüyoruz. 12 Eylül halk oylaması ile Türkiye yeni bir sayfa açtı. Bu yeni sayfanın diyalog ile istişare ile iş birliği ile doldurulması gerektiğine inanıyoruz. Bu noktada hiçbir kompleksimiz, hiçbir çekincemiz, hiçbir ön kabulümüz yok. Demokrasi içinde her sorunu çözebilir, her engeli aşabilir'' dedi.