Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Pakistan’daki olayları da masaya yatırdığınız zaman oradaki olayların da bizdeki Gezi olaylarına benzer yanı olduğunu görüyoruz. Pakistan’da da paralel yapıya benzer bir yapı var. O paralel yapı da kendine siyasi bir yapı buldu ve o siyasi yapıyla müşterek olarak Pakistan’ı karıştırmaya çalışıyorlar. Yani bu ülke yıllardır bu tür şeylerle mücadele ede ede bu günlere geldi. Şimdi yine Pakistan için bir kan kaybı” dedi.
Erdoğan, "paralel yapı" dediği, Gülen cemaatiyle mücadeleyle ilgili olarak ise “DDK’nın bu anlamda icrai bir görevi yok. Burada yeni bir yapılanmaya gitmek suretiyle DDK icrai bir görev üstlenecek olursa biz elbette DDK’yı bu konuda devreye sokarız. Bunu çalışacağız" diye konuştu.
12. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, KKTC ziyareti sonrası uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Akşam gazetesinden Murat Kelkitlioğlu’nun haberine göre, KKTC ile ilgili olarak Rum Yönetimi’nin ikili görüşmelerde ‘kaçamak oynadığını, samimi olmadığını’ ifade eden Erdoğan, Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi hayal kırıklığına uğrattığının altını çizdi. Erdoğan, gezinin başladığı saatlerde İstanbul’da gerçekleştirilen “paralel yapı” iddialarına yönelik operasyonla ilgili sorulara şu cevabı verdi:
“Bunu ben bir üçüncü dalga olarak görmüyorum. Bu dalganın gerisi gelecektir, bunlar sadece emniyet boyutu. Bunlar birbirini sürekli olarak tetikleyecek arkası da farklı bir şekilde gelecektir. Diğer bakanlıklarda da buna benzer şeyler olacak. Ben özellikle HSYK seçimlerini de bu noktada önemsiyorum. HSYK seçimden sonraki durum yeni bir sürecin başlamasına vesile olacaktır”
“Bazıları operasyonlardan rahatsız oluyor. 17 ve 25 Aralık’la ilgili belge, bilgi gerekir diyor. Belge bilgi olmadan sulh ceza hakimlikleri bu adımı nasıl atacak? Ellerine belge bilgiler geçti ki onlar da göz altıları yapmaya başladılar diğer yandan da tutuklamaları yapıyorlar. Yani bunu daha önce paralel yapı yaptığın da oluyordu, o zaman sormuyordunuz da şimdi neden soruyorsunuz? Yargı elinde belge bilgi olmadan mı bu adımları atacak? Tabi ki onlarda ellerinde belge bilgi ve bulgu var buna göre adımları attılar ve tutuklanması gerekenleri tutuklayıp bırakılması gerekenleri de bıraktılar. Bu kadar açık net ortada. “Bizimle ilgili hakaretler yapılıyor avukatlarımız davalar açıyorlar yargının verdiği cevap ‘siz siyasetçisiniz bunlara katlanmak zorundasınız’ diyor. Böyle bir şey olabilir mi? Acaba bu kendileri için olsa bu şekilde mi olur? Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına bir savcının tweet’lerinden hakaretleri gördünüz. Bunlara karşın bir başka savcı dava açıyor ve HSYK’daki bir tanesi çıkıyor ve incelenmesine dair adım atıyor.”
Devlet Denetleme Kurulu’nu bu konuda harekete geçirmeyi düşünüyor musunuz?
“DDK’nın bu anlamda icrai bir görevi yok. Burada yeni bir yapılanmaya gitmek suretiyle DDK icrai bir görev üstlenecek olursa biz elbette DDK’yı bu konuda devreye sokarız. Bunu çalışacağız. Milli Güvenlik Kurulu kararımızda ulusal güvenliğimizi tehdit eden tüm unsurlarla mücadele edeceğimizi söyledik. 6 aydır bu süreç başlamış durumda. MGK’daki bu tavsiye kararından sonra bizler bu süreci başlattık. Yeni hükümet programa bunu almış oldu, ben de Cumhurbaşkanı olarak bunu takip ederek bana düşen ne görev varsa takip ederek neticelendirmek sorumluluğu içerisindeyim.”
Yargının, emniyetin içinde yaygın bir yapılanma olduğunu görüyoruz devletin yeniden yapılanmasıyla, restorasyonuyla ilgili bir eylem planı olacak mı?
“Hükümetimizle bunları konuştuk. Ahmet Bey’in Kongre’de yaptığı konuşmada sosyal restorasyon olarak söylediği şey bizim yola çıkarken söylediğimiz şeydir. Sosyal restorasyonu bir kenara koymamak gerekir. Biz burada sıkıntıları bildiğimiz ve yaşadığımız için atılması gereken her türlü adımı atacağız. Ben burada suskun kalamam. Benim yapmam gereken neyse muhakkak yapacağım. Hükümet de üzerine düşeni harfiyen yapacaktır.“
Selam Tevhid Örgütü’nde MİT Müsteşarı’nı hedef alan ‘İran ajanı olduğu’ ve benzeri açıklamalar var. Diğer yandan Alman gazetesinde de ABD istihbaratında buna benzer ifadeler olduğu dile getiriliyor. Bu noktada paralel yapının dinlemesiyle ABD’nin dinlemesi arasında sanki bir havuzdan beslenme var gibi…
Elbette benzer ilişkiler var. Pakistan’daki olayları da masaya yatırdığınız zaman oradaki olayların da bizdeki Gezi olaylarına benzer yanı olduğunu görüyoruz. Pakistan’da da paralel yapıya benzer bir yapı var. O paralel yapı da kendine siyasi bir yapı buldu ve o siyasi yapıyla müşterek olarak Pakistan’ı karıştırmaya çalışıyorlar. Yani bu ülke yıllardır bu tür şeylerle mücadele ede ede bu günlere geldi. Şimdi yine Pakistan için bir kan kaybı… Bugün Pakistan Başbakanı Navaz Şerif’le görüştüm. Şerif’i de sağlam bir direniş içerisinde gördüm. Duruma hakim olduğunu gördüm. Siz bize dua edin dedi. Bize düşen bir şey var mı dedim.