Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MİT TIR’larının durdurulmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 34 askerle ilgili, “Jandarmamız bu Paralel Yapı tarafından kullanıldı, öyle düşünüyorum. Onların meydana çıkması dolayısıyla bu talimatı veren bu savcılara döndü, dönüyor, dönecek. Bununla ilgili de inanıyorum ki yargı üzerine düşeni yapacaktır” dedi.
Erdoğan, 7 Haziran'da nasıl bir seçim sonucu beklediğine ilişkin olarak ise, "Ben bunu 400 olarak ilan ettim. 400 olmadı da diyelim ki 335 oldu, referandum şansı elde edildi. Şimdi referandum şansının yakalanması dahi olumlu netice verecektir çünkü kamuoyu araştırmalarımızda biz bunu gördük" diye konuştu.
"Ekonomide kendi altyapımızı güçlü tutmanız lazım" diyen Erdoğan, "İnşaat sektörünü asla hafife almıyorum, inşaat sektörü ile sanayi at başı gider. Biri bir kenarda kalsın asla olmaz. İstihdam diyorsak inşaat sektörünü tahrik etmemiz lazım" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın İran ziyaretinde kendisine eşlik eden gazeteciler arasında bulunan Hürriyet yazarı Verda Özer'in "Cumhurbaşkanı Erdoğan: Paralel yapı jandarmayı kullandı" başlığıyla yayımlanan (9 Nisan 2014) yazısındaki bazı bölümler şöyle:
MİT TIR’larının 2012’de sizin dinlendiğiniz görüşmeye neredeyse delil oluşturmak için durdurulduğu gibi bir manzara var. 2009’dan 2014’lere uzanan bir yapı... Fotoğraf biraz daha netleşti mi?
Şimdi burada bir şeyi tavzih etmekte fayda var. Vatandaş, asker denildiğinde normal askeri anlıyor. Yani er, erbaş gibi... Aslında ağırlığını subaylar ve astsubaylar oluşturuyor. Paralel, böyle bir operasyonda maalesef Jandarmamızı kullanmak suretiyle böyle bir adımı attı. Bununla ilgili süreç de yargıda. Yargıda olması hasebiyle fazla beyanda bulunmam doğru olmaz. Ama burada her zaman söylediğimi yine söyleyeceğim: Biz bu görevde olduğumuz sürece bu işin peşini asla bırakmayacağız. Çünkü bu yapı bizim ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir yapıdır. Bu sadece benim görevim değil, hükümetin de muhalefetin de herkesin ortak görevidir. Sessiz kalırsak bunun hesabını tarihe veremeyiz. Şimdi ne yapıyorlar, kaçıyorlar. Kaçmayanlar da biliyor ki er veya geç bu bana da gelecek.
Uluslararası medyada da geniş yer bulan bir dizi dava var. Size edilen hakaretlere karşı açtığınız ya da resen açılmış davalar... Bu konuda görüşünüz nedir?
Türkiye demokratik bir hukuk devletidir. Demokratik hukuk devletinde benim de haklarım olacak mıdır? Olacaktır. Ben bu haklarımı kimler vasıtasıyla savunacağım? Şüphesiz ki avukatlarım vasıtasıyla. Bir başbakana, bir cumhurbaşkanına isteyen istediği gibi hakaret edince bu karşılıksız mı kalmalı? Burada kendimi normal bir insan yerine koyuyorum ve avukat arkadaşlarıma diyorum ki hakaret noktasında kim yaparsa, siz de hukuk içinde gereği neyse yapacaksınız. Hukuk devletiysek ben de hukuk içinde haklarımı sonuna kadar arayacağım.
Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edilmesinden, onu şehit edenleri onaylar durumunda sesler çıkmasından sonra bir direniş oluştu. Seçime de az kaldı. Bu olaylar bir başlangıç mı, devamı gelir mi?
Ben seçimler noktasında falan bu tür şeylerden çekinmiyorum. Ne yaparlarsa yapsınlar, 2 ay sonra biz sandığa gideceğiz ve irademizin gereğini ortaya koyacağız. Fakat başka bir vaka var. Bakıyorsunuz Baro, işte çıkmışlar gazetelere tam sayfa ilan veriyorlar, yine tehdit ediyorlar. Üstelik barolar olarak siz, yargının tamamı da değilsiniz, yargının 3 ayağından birisisiniz. Kalkıp da Türkiye’de bir jüristokrasi mi oluşturmak istiyorsunuz? İlanları görünce güldüm, gerçekten “vah zavallılar” dedim, “Siz Türkiye’yi ne zannediyorsunuz” dedim. Türkiye’yi eğer Barolar Birliği idare etmek istiyorsa, hodri meydan çıksınlar siyaset meydanına.
1915 olaylarının 100. Yılı için Ermeniler uluslararası düzeyde çok iyi hazırlandı. Ama geçen yıl yayınladığınız taziye mesajı birçok ezberi bozdu. Bu yıl strateji ne?
Bu yılın mesajını biz 23 Nisan’da inşallah İstanbul’daki Barış Zirvesi’nden vereceğiz. Zirveye 30’a yakın devlet başkanı geliyor. İlk gün İstanbul’da açılış, paneller yapacağız. Ertesi gün hep birlikte Çanakkale’de olacağız. Üçüncü gün bizi temsilen kalanlar olacağı gibi Avustralya ve Yeni Zelanda devlet başkanları orada şafak ayinini yapacaklar. ASALA geleceğini bildiren ülkelere tehdit yağdırıyor, “Oraya gitmeniz doğru değil, gitmeniz halinde siz bilirsiniz” gibi. Onların arkasında da kimlerin olduğu ortaya çıkar.
(Ekonomideki gelişmeler konusu) Ekonomide dere yatağında akar, Dolar da Avro da er yada geç yatağını bulacak. Ekonomide kendi altyapımızı güçlü tutmanız lazım. İnşaat sektörünü asla hafife almıyorum, inşaat sektörü ile sanayi at başı gider. Biri bir kenarda kalsın asla olmaz. İstihdam diyorsak inşaat sektörünü tahrik etmemiz lazım. İki, bizim en önemli hizmet sektöründe bir gücümüz var. Özellikle turizm geliyor mevsimsellik noktasında da istihdamda çok ciddi bir sıçrama bu aydan itibaren mayısla birlikte başlar. O başladı anda zaten kendini hemen gösterecek. Ve ben 2015’in özellikle istihdamda bizim çok daha rahat olacağına inanıyorum.
Seçim listeleri açıklandı. Bu konuda bir değerlendirmeniz var mı?
Artık seçim listelerini bana sormayacaksınız.
Cumhurbaşkanlığı seçimindeki rakibiniz Ekmeleddin İhsanoğlu, MHP’den aday oldu...
Öyle mi? Hayırlı olsun.-
Seçime 2 ay kala bir Cumhurbaşkanı olarak nasıl bir seçim atmosferi öngörüyorsunuz ve 8 Haziran’da nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?
Benim bütün arzum 7 Haziran seçimlerinde parlamentoda, yeni anayasayı, yeni Türkiye hedefiyle çıkartabilecek bir sayının ortaya çıkması. Ben bunu 400 olarak ilan ettim. 400 olmadı da diyelim ki 335 oldu, referandum şansı elde edildi. Şimdi referandumun şansının yakalanması dahi olumlu netice verecektir çünkü kamuoyu araştırmalarımızda biz bunu gördük. Çünkü artık burada da bir patinaj var. Belli bir yere geliyorsunuz, yüzde 10-11 aralığına geldik, burada patinaj başladı. Bizim kişi başına milli gelirimizi 2023’te 25 bin dolar olarak belirledik. Bunu yakalamamız lazım ama birileri eteğimizden çekiyor. Paçamızdan çekiyor.