Erdoğan: Paralel yapının ablalarını dehleyin gitsin

Erdoğan: Paralel yapının ablalarını dehleyin gitsin

“Paralel yapı” dediği Gülen cemaatini eleştiren Başbakan Tayyip Erdoğan, “Onların ablaları ikinci kez gelmesin ilkinde dehleyin gitsin. 30 Mart’ta bunlara gereken cevabı vereceğiz. Bunlara vatandaşı kandırmak için her yol meşru. Bir de bunların ağabeyleri varmış. Bizim ağabeylerimiz burada 12 gün durmak yok. Herkes konuşmuş, Pensilvanya’daki zat susmuş. Susmak buysa konuşmak ne bunun izahını etmek gerek. Ağzını açtı beddua etti. Bir hoca efendinin bu tür işlerle alakası olur mu ya” dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan, AKP’nin Çanakkale mitinginde konuştu.

Başbakan Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

Büyükdedelerimiz, büyük düşündüler. Büyükdedelerimiz dönemin en güçlü devletleri karşısında göğüslerindeki imanla büyük bir zafer destanı yazdılar. Bu millete küçük düşünmek yakışır mı, yakışmaz. Korkmak, sinmek bize yakışır mı? Geride kalmak yakışır mı? Kahraman şehitlerin torunları olarak büyük düşünüyoruz, büyük hedefler belirliyoruz ve adım adım ilerliyoruz. 2015’te Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılını bu ruhla kutlayacağız.

2020’de TBMM’nin açılışının 100. yılı, 2022 Kurtuluş Savaşı zaferinin 100. Ve inşallah 2023’de TC’nin kuruluşunun 100. yılını kutlayacağız. 9 yıl kaldı, çok çalışacağız, çok üreteceğiz, demokrasiyi daha ileri standartlara taşıyacağız. İnşallah 2023’te dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri biz olacağız.

 

Kordon dışında ne yaptılar?

 

İşte, şurada fazla bir şey kalmadı. 12 gün… 12 gün sonra seçime gidiyoruz değil mi? Ama ben diyorum ki şu Çanakkale’nin makus talihini gelin değiştirelim. 12 gün kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Çünkü kardeşlerim, bunların burada yaptığı bir şey yok. Bu CHP zihniyeti 30 yıldır burada yönetimde. Ne yaptı Allah aşkına? Şurada bir kordon boyu yapmak suretiyle belediyecilik tamam mı ya?

Ben belediyecilikten geliyorum. CHP’den aldım İstanbul’u. Borç harç içerisinde aldım. İSKİ yolsuzluğunu da biliyorsunuz değil mi? CHP yolsuzluktur. CHP yasaklardır. CHP kirliliktir. İstanbul’da çöp dağları vardı. İstanbul susuzdu. İstanbul’da hava kirliliği vardı. Gazeteler maske dağıtıyordu maske. Bunu gençler bilmeyebilir.

 

‘Gezi’ciler bilmeyebilir

 

Taksim’in Gezi Parkı’nda olan gençler bunu bilmeyebilir ama bunu değerli kardeşlerim biliyor. İşte biz geldik, 2 yıl içinde İstanbul’u suya kavuşturduk. Biz diyoruz ki, İstanbul 180 kilometreden Istıranca Dağları’ndan, dağları delerek İstanbul’u suya kavuşturduk.

 

Kılıçdaroğlu’nun en doğru sözü…

 

Şu anda Orman ve Su İşleri Bakanım o zaman benim İSKİ Genel Müdürümdü. Hava kirliliği de anında bitirdik. Benden önceki belediye başkanı kaç eve doğalgaz verebilmiş biliyor musunuz? 50 bin. Ben göreve geldim, 4,5 senede 1 milyon 250 bin eve doğalgaz ulaştırdım. Aradaki fark bu. İş bilenin, kılıç kuşananın. Başbakan olduktan sonra 9 ilde doğalgaz vardı, şimdi 72 ilde doğalgaz var. Neden? Ya benim Ayşe kardeşim, Fatma kardeşim hala kömür külleri içerisinde mi yaşayacak ya? Peki doğalgaz yeni mi icat oldu? Ey CHP neden yapmadınız bunları. MHP, sen de CHP’nin yavrusuyla ortak oldun iktidara geldin. 3,5 sene durdun, dayanamadın, kaçıp gittin. Bahaneleri de şu, Kocaeli, Sakarya, Düzce depremi bizi yıktı. Biz Bingöl depremi yaşadık, 1 yılda yeni Bingöl inşa ettik. 1 yılda Van’ı, Simav’ı inşa ettik. İş bilenin, kılıç kuşananın. Şimdi Kılıçdaroğlu ikide bir şunu söylüyor; “Hırsızdan başbakan olmaz.” En doğru sözü bu. Niye? Ya 4 yıldır Genel Başkansın, neden Başbakan olamıyorsun? Çünkü, sende hırsızlık var da onun için. Sen SSK genel müdürüyken batırdın orayı ya. Bana yakın olan kardeşlerim bilirler, SSK hastaneleri ne haldeydi bu beyefendi genel müdürken? Şafak vaktinde kuyruğa girip numara alıyorduk, doktor bey ne zaman gelirse… Bazen o gün muayene olamıyorduk, ertesi güne kalıyordu. Doktor beyin verdiği ilacı da sadece hastanenin eczanesinden alabiliyorduk. İlacın yarısı var, yarısı yok.

Şimdi böyle bir dert var mı? İstediğin hastaneye gidebiliyor musun? İstediğin eczaneden ilacını alabiliyor musun? Kim halktan yana?

 

İhraç ettiği adamı aday yaptı

 

Bunlar Rahşan affıyla kurtardı. Bu Kılıçdaroğlu geldi, yolsuzluk klasörü önünde poz verdi. Kim için, birisi için. Sonra o kişiyi partilerinden ihraç ettiler. İhraç ettikleri adamı sonra geldi İstanbul’a büyükşehir başkan adayı yaptı. Bunlar bu ya. Bunlar bu. Bizim iktidarımıza bu tür çamuru atan Kılıçdaroğlu, 12 yıl önce 230 milyar dolar milli geliri olan Türkiye, şu anda 820 milyar dolar milli gelire sahip. Dünyanın ekonomide 24. ülkesiydik, şimdi 17. olduk. 79 senede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapıldı, biz 12 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. Farkımız bu. Bırakın, cumhuriyet tarihinde yapılan derslik sayısının yarıdan fazla 12 yılda biz yaptık. 205 bin derslik yaptık eğitimde.

Bütün bunların yanında MHP-DSP iktidarında IMF’ye olan borcumuz neydi? 23,5 milyar dolar. Ödedik, ödedik, ödedik. Geçen 14 Mayıs’ta sıfırladık. Şu anda IMF’ye borcumuz yok. Kimden aldık iktidarı MHP ve DSP’den. Şimdi IMF bizden borç istiyor. 5 milyar dolar. Tamam dedik, imzaları attık. Veren el, alan elden üstündür. Bu noktaya geldik. Merkez Bankası’nın döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. Şimdi, 128 milyar dolar döviz rezervimiz var.

Halep oradaysa arşın Çanakkale’de. Ah benim çiftçi kardeşim, köylü kardeşim. Ziraat Bankası sana yüzde kaç faizle kredi veriyordu? Yüzde 59. Şimdi? Yüzde 5. Aradaki fark kimde? Sende. Kardeşlerim, esnaf. Yüzde kaçla Halkbank’tan kredi alıyordu? Yüzde 46. Şimdi, yüzde 5. Nereden nereye.

Onların derdi de yok zaten. Çiftçi, köylü, esnaf… Böyle bir derdi yok. Ellerinde molotofla, taş sopalarla esnafın camları indirenlerin vatansever olması gibi bir şey olabilir mi?

 

Kılıçdaroğlu ‘Gezi’cilerin yanında

 

Bunların yanında duran kim? Kılıçdaroğlu. Bu gençliği kötü görme diyor. Ben gençliği senden daha çok severim. Elinde Molotof, silah, pala olan gençliği değil, elinde bilgisayarıyla, kalemiyle, kitabıyla aydınlık yarınların Türkiye’sini seven gençleri severim ve onun hizmetkarı olurum. Bakın şu anda biz tablet bilgisayarlara geçiyoruz değil mi? Şu ana kadar 163 bin tablet bilgisayar dağıttık. 675 bin tablet bilgisayarın ihalesini yapıyoruz. Ardından 10 milyon tablet bilgisayar geliyor. Bütün dersliklerimiz etkileşimli tahtalarla donatılmış olacak. Modernizm budur. Bu bizim milletimize layık değil mi?

Şu anda bir seçim ortasındayız. Şu ana kadar CHP’den yerele ya da genele ilişkin bir plan, proje duydunuz mu? Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının tamamına yakını ya yalan, ya takiye, ya iftira, ya fitne, ya fesat… Bunlarda böyle bir şey yok.

MHP’den yerel ya da genel sorunlara ilişkin bir şey duydunuz mu? BDP’den herhangi bir proje duydunuz mu? BDP siyasal Kürtçülük yapıyor, MHP siyasal Türkçülük yapıyor, CHP ben kumsalların partisiyim diyor.

Ama biz 77 milyonun partisiyiz. Türküyle, Kürtüyle, Arabıyla, Çerkesiyle, Boşnağıyla, Arnavutuyla 77 milyonun partisiyiz ve tek millet diyoruz. Biz, kumsalların değil sadece 780 bin kilometrekarenin partisiyiz. Batıda ne varsa, doğuda o olacak. Kuzeyde ne varsa güneyde o olacak. Yani Türkiye’nin vatandaş ya da uluslararası camiadan gelenler, ya burası ne biçim ülke olmuş kardeşim diyor.

 

Paralel yapının ablalarını dehleyin gitsin

 

Onların ablaları ikinci kez gelmesin ilkinde dehleyin gitsin. 30 Mart’ta bunlara gereken cevabı vereceğiz. Bunlara vatandaşı kandırmak için her yol meşru. Bir de bunların ağabeyleri varmış. Bizim ağabeylerimiz burada 12 gün durmak yok. Herkes konuşmuş, Pensilvanya’daki zat susmuş. Susmak buysa konuşmak ne bunun izahını etmek gerek. Ağzını açtı beddua etti. Bir hoca efendinin bu tür işlerle alakası olur mu ya…

 

Bu nasıl iki ceket ya?

 

Sen hoca  mısın istihbarat şefi misin? Bu işlerle nasıl uğraşırsın? Bırakın uygulamayı aklından geçirmesi bile tehlikedir. 2 ceketim var başka bir şeyim yok diyor. Bu nasıl iki ceket ya… Milyar dolarlar konuşuluyor. Tesbihler, ananaslar gidip geliyor. Şirketle, paralar hepsi var. Pencere kenarında uyumuş uyuyabilirsin. Şimdi nerede uyuyorsun o önemli… Paralar, şirketler hepsi pencere kenarında yapılmış. Güya Pensilvanya’ya inziva için gitmiş. Madem inzivaya çekildin. Sana ne rafineriden, siyasetten, sana ne milletin telefonda ne konuştuğundan.