Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, terörle mücadelinin süreceğini belirterek "Polis, asker inlerine girdik; terör örgütlerinin hevesleri kursaklarında kaldı" dedi. Erdoğan, CHP Genel Başkanı'nı eleştirerek "Sana SSK'nın genel müdürlüğünü verdiler, anlatmama gerek var mı? Ya bu adama beş tane keçi verin, kaybedip gelir ya? Rezillik" değerlendirmesini yaptı.
İstanbul Beylikdüzü'nde toplu açılış töreninde konuşan Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"Bu ülke başbakanını idam ettiği zaman ana muhalefet alkışlıyordu. Demek ki ülkemizin mevcut yönetim sistemi, milletimizin demokratik alanlarda sıkıntılara maruz kalmasına engel olamadı. Ekonomik alana gelelim. Türkiye, büyüme yarışına beraber başladığı ülkelerin fersah fersah gerisinde kaldı mı? Sık sık fakirleştik mi? (Evet sesleri) Yüksek faizler yüzünden, milletimize harcanması gereken kaynaklar, başkalarının cebine akıtıldı mı? Kimler vardı iktidarda? Ah kardeşlerim ah...
Batan bankaların, kötü yönetimin tüm yükü milletimizin üstüne bindi mi? Öyleyse Beylikdüzü daha güçlü ekonomi için "Evet" diyor mu? Şimdi diyeceksiniz ki "Madem sistem kötüydü, Türkiye bugünlere nasıl geldi?". Zaman zaman, tıpkı 1950-60 arasında, tıpkı 2002'den bugüne kadar olduğu gibi tek parti hükümetleri çıkmış, ülkemizi kalkındırmıştır. Bu yönetimler, sürekli demokratik ve ekonomik engellemelerle, tacizlerle karşılaşmışlardır.
Biz, 16 Nisan'da milletimizin takdirine sunduğumuz anayasa değişikliği ile bu istisnai dönemleri kalıcı hale getirmek istiyoruz. Türkiye, cumhurbaşkanları ile başbakanların kavgalarından çok çekti.
Merhum Özal, biliyorsunuz merhum Demirel ile çok atışmışlardır. Bakın aynı ekolden geldiği halde Sezer, merhum Ecevit'e anayasa kitapçığını fırlattı mı? Niye fırlattı? Şimdi ana muhalefetin başındaki konuşuyor, sen önce bunun cevabını ver. Ertesi gün ekonomi allak bullak oldu.
Bu kriz yüzünden IMF'den alınan borcu milletçe hep beraber ödedik mi? (Evet sesleri) Beylikdüzü, bir daha istikrarsızlıkların bedelini millet ödemesin diye "Evet" diyor mu? (Evet sesleri). Kardeşlerim, damdan düşenin halini damdan düşer anlar.
Özal öyle demiştir, Demirel öyle demiştir, Erbakan öyle demiştir, Türkeş öyle demiştir. Hepsi de bu yolun başkanlık sisteminden geçtiğini anlıyorlardır. Muhalefetin yalanlarını bir kenara bırakın. Ben size burada çok basit bir denklem kuracağım. Milletim gönlünden hangi parti geçiyorsa ona oyunu veriyor. Şayet sandıktan bir parti tek başına hükümet kuracak sonucu çıkartırsa sıkıntı yok.
Ama sandıktan çıkan sonuç, bir partinin iktidarına imkan sağlamıyorsa yandık. Hemen pazarlıklar başıyor. Üç bakanlık eksik, beş bakanlık fazla. Şu konuda benim, şu konuda senin dediğin olacak... Kardeşlerim, bu ülkede biz Güneş Motellerde hükümetlerin kurulduğunu biliyoruz değil mi?
Bu sistem, sandıktan tek parti çıkmayınca gerilim üretiyor. Meclis'te kurulan hükümet, kendi içinde zaten yeteri kadar sıkıntılıyken, dışarıdan da sürekli müdahalelere uğruyor. Farklı vesayet güçleri, sürekli hükümete müdahale ediyor. Farklı transferler yapmak suretiyle bu ülkede hükümetler kuruldu.
Beylikdüzü, hükümet otel lobilerinde değil, sandıkta kurulsun diye "Evet" diyor mu? (Evet sesleri) Kardeşlerim, (idam isteriz sesleri) ana muhalefetin başındaki zat 14 yıldır ülkeyi ne güzel partiyle idare ediyorsunuz, sistem değişikliğine ne gerek var diyor. Ya biz 14 yılda istikrarı, bu ana muhalefete rağmen koruduk.
Bu 14 yıl içinde neler çektiğimizi biz biliyoruz. Hükümeti ilk kurduğumuz günlerde ayağımıza hangi çelmeler takılmaya çalışıldığını, hangi cunta toplantılarının nerede yapıldığını unutmadık. Cumhuriyet yürüyüşleriyle biliyorsunuz rektörleri yürüttüler.
29 Ekim'de alternatif kutlamaları kimler yaptı? Bunlar her yerde ikilikten yanaydı, bölünmeden yanaydı. Partimizin kapatılması için hangi hukuk yollarının devreye sokulduğunu biz biliyoruz. 7 Haziran'dan sonra HDP havaya girdi. Biz kendi içimizde anlaşamasak sorunların çözümünde ne bu sistem işe yarardı, ne de bugün muhlis kedi taklidi yapan ana muhalefet bize yaşam hakkı verirdi.
Durmak yok, Tendürek dağlarında, Cudi'de peşlerinden gidiyoruz. Silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz, el ele gidiyorlar. İşte şurada 2 gün içinde 45 terörist etkisiz hale getirildi. Bu milletin refahı için ne gerekiyorsa yapacağız. Biliyorsunuz bu seçimlerde hiçbir parti tek başına iktidar olacak çoğunluğu elde edemedi. Bu durumda ana muhalefetin yanında terör örgütlerinin nasıl diş bileyerek sahaya inmeye çalıştıklarını görmedik mi?
Buna rağmen, bölücü örgütün çukur eylemleriyle, içeriden Suriye'deki terör örgütlerinin arkasına saklanan güçlerin ülkemize saldırmasına engel olamadılar. Askerimizle, korucularımızla, polisimizle verdiğimiz mücadele sayesinde terör örgütlerinin heveslerini kursaklarında bıraktık. Kasım seçimlerinde, milletimiz yeniden tek parti iktidarına şans vererek terör örgütlerinin yolunu kapattı. Eğer milletimizin o gece sergilediği kararlılılık olmasaydı, Türkiye tarihinin en karanlık döneme girecekti.
Suriye'de, Libya'da oynanan oyunu ülkemizde sergilemeye çalışacaklardı. Bugün bu ülkelerde demokrasi sözde kalmıştır. Ülkemiz böyle bir uçurumun eşiğinden dönmüştür. Beylikdüzü, Türkiye güçlü yönetim sayesinde bir daha terör örgütlerinin kıskacına düşmesin diye "Evet" diyor musunuz? Bu kadar şey yaşayıp da, hiçbir ders çıkarmadan devam etmek mümkün mü? Eskiye methiye düzenlerin tek derdi, kendi çıkarlarının zarar görecek olmasıdır.
Yeni yönetim sistemimizle 2023 hedeflerimize ulaşacağımızı ve eksiklerimizi telafi edeceğimizi söylüyorum işte. Ana muhalefetin başındaki zat yine konuşuyor. Başka yerlerde de konuşuyor. Diyor ki "Cumhurbaşkanı seçildiğinde bütün akrabasını, şusunu, busunu yardımcı olarak atayacak". Ya biz göreve geldiğimizde 36 bakanlık vardı. Biz bunu 25'e indirdik ey Kılıçdaroğlu, sen bunu biliyor musun? Ya biz buralara durup dururken gelmedik. Sana SSK'nın genel müdürlüğünü verdiler, anlatmama gerek var mı? Ya bu adama beş tane keçi verin, kaybedip gelir ya? Rezillik.
Ya böyle bir genel müdür, çıkmış, yedi yıl oldu, işte bir kasetle partisinin başına. Şimdi orada yalan makinesi gibi çalışıyor.
Muhtarlıklar kapatılacakmış, muhtarlara da bu yalanı söylüyor. Ya muhtarlar seçimle geliyor, bunların yasal teminatı var. Cumhurbaşkanı, yasalarla gelmiş olan kimseyi görevden alamaz. "Kendisine 500 tane yardımcı atayacak" diyor. Eline diline dursun ya. Ya bir başkanın kendisine 50 tane, 100 tane yardımcı atadığı dünyanın neresinde görülmüş. 16 Nisan'da buna haddini bildirmeye var mıyız? Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Buna haddini bildirmeye var mıyız?
Kardeşlerim 20 gün var. 20 gün boyunca kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Zaten böyle bir yalan dolan, böyle makineyle, yazık... Gidiyor bir tane yaşlı amcayı buluyor. "Ya bu anlattıklarına inanıyor musun?". Yaşlı amca çok güzel cevap veriyor; "15 senedir biz gördük, rahat rahat hastaneye gidiyorum, rahat rahat ilaçlarımı alıyorum..."
Onun için benim milletim zaten ülkeyi bunlara teslim etmiyor. 16 Nisan'dan sonra cumhurbaşkanı en az yüzde 50+1 oyla seçilmek zorunda. Ben Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkesiyle, 80 milyonu kucaklıyorum. Yaratılanı yaratandan ötürü seviyorum.
Kardeşlerim, İstanbul çöp dağlarından geçiliyor muydu? Haliç'i de biliyorsunuz. Kardeşlerim, biz bunları 2 yıl içerisinde hallettik mi? İşte şu anda belediye başkanımız, yaptıklarını görüyorsunuz. Türkiyemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne getiriyoruz. Eğitimde yaptıklarımız ortada, 75 üniversitemiz vardı, şu anda 181 üniversitemiz vardı. Değerli kardeşlerim, sağlıkta, tabii eğitimde bir de 270 bin derslik yaptık. Yüzde 50'si milli bütçenin, eğitime ait.
Bunu aştık, sağlık. Sağlıkta hastanemizin olmadığı ilçe yok. İlçelerde hastane yapıyoruz. Artık helikopter ambulanslarımız var, jet ambulanslarımız var. Çünkü insan her şeydir. Ana muhalefetin başının SSK Başkanı olduğu zaman hastanelerin ne halde olduğunu Savaş Ay gösterdi. İşte bunu anlatın. 25 havaalanı vardı, bu 59 havaalanı oldu. Yüksek hızlı tren diye bir şey var mıydı? Şimdi yüksek hızlı trenimiz var. Şu Marmaray'ı söyledim size ya, üzerinden 300 milyon insan geçti. Şimdi dünyanın en büyük havalimanını yapıyoruz, bakın hemen yakınınızda. İlk yıl, yılda 90 milyon kapasitesi olacak.
Benim posterimi yapmışlar, parlamentonun önünde. Şakağıma da silahı dayamışlar, "Erdoğan'ı öldürün" diyorlar. Sizin her yeriniz silah olsa ne yazar, Rabbimin tayin ettiği ömrü kimsenin almaya gücü yetmez. (Dik durma eğilme sesleri) Ondan hiç şüpheniz olmasın.
Biz sadece ve sadece rükuda, Rabbimizin önünde eğildik. O kadar. Kardeşlerim, sadece geçmişte yaptıklarımızı söylemekle kalmıyorum. Sene 1961, IMF borçlanmaları başlıyor. Göreve geldik, ne kadar borç vardı biliyor musunuz? 23.5 milyon dolar. İşte bunlar hep CHP iktidarları vesaire. Sene 2013, IMF'ye borçları sıfırladık. Ey Kılıçdaroğlu, bundan haberin var mı? Bunlar öyle durup dururken olmadı. 23 milyar dolar Merkez Bankası'nın döviz rezervi vardı. Şimdi 11 milyar doların üzerinde. Biz üretiyoruz ya. Şimdi Boğaz'ın altına üç katlı köprü yapacağız. Planlarını yapıyoruz.
Bu adam hem "Ben Gazi Mustafa Kemal'in başkanıyım" diyor, hem de cumhuriyetin kendisine emanet edildiği bu gençleri parlamentoda görmek istemiyor. Bu oyunu da bozmaya var mıyız? "