El Cezire Arapça’ya Rusya’nın Suriye’deki hava operasyonlarını değerlendiren Cumhurbaşkanı, “Rusya’nın Suriye’ye bir sınırı yok. Rusya Suriye’yle niye bu kadar ilgileniyor” sorusunu yöneltti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün yaptıkları operasyonlarla bugün devam eden operasyonlarda 65 kişinin öldüğünün haberini aldık. Nerede? Hama, Humus ve Halep taraflarında. Şimdi bu çok manidardır. Çünkü Rusya DAEŞ’e karşı burada bir mücadele vereceğini bizim Büyükelçiliğimize gönderdiği yazıda ifade ediyor. Ama DAEŞ’e karşı değil tam manasıyla rejime karşı direnen ılımlı muhalefete karşı bunu yaptı ve sivil insanlar öldürüldü, sivil insanların öldürülmesini de görmemezlikten geliyorlar...” dedi.
Rusya’nın saldırısında hayatını kaybeden insanların sayısının artabileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Özellikle bu 65 insanın ölümüyle -ki bu rakam belki daha da artacak- uçaklarla yapılan bu saldırılarla ilgili olarak Sayın Putin ile elbette görüşeceğim. Kendileriyle daha önce Moskova’da yaptığım görüşme çerçevesinde dışişleri bakanlarımızın yaptığı görüşmeleri, bundan sonraki süreci, kendileriyle değerlendireceğim. Bu konuda üzüntülerimi de kendisine ifade edeceğim. Madem ki iki dost ülkeyiz, bu konuda attıkları adımı, yaptıklarını tekrar gözden geçirmelerini isteyeceğim. Çünkü bölgede ıstırabı olan, bu derdi çeken biziz. Rusya’nın Suriye’ye bir sınırı yok. Ama benim 911 kilometre sınırım var. Olanlardan da rahatsızım. Şu anda 2 milyon insanı misafir ediyor. Rusya’ya gitmedi bunlar. 2 milyon insana biz bakıyoruz, Rusya bakmıyor. Rusya Suriye’yle niye bu kadar ilgileniyor, bunu anlamak istiyorum.'
Mülteciler konusunda Avrupa Birliği'nin (AB) üzerine düşeni şu ana kadar yapmadığını belirten Erdoğan, "Bizler, din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın tüm bu insanlara kapımızı açtık. Onlara 'buraya niye geliyorsunuz?' diye sormadık. Onları kabul etmek, bizim insani, İslami ve vicdani görevimiz. Görevimizi yaptık, bundan sonra da yapacağız" diye konuştu.
İsrail’in Kudüs’te Mescid-i Aksa’ya yönelik ihlallerine ilişkin soruyu Erdoğan şöyle yanıtladı:
"Kudüs olayı, Mescid-i Aksa olayı tüm İslam dünyasına karşı işlenen bir suçtur. Bu olay sadece bir Filistin meselesi değildir; onun üzerinde bir konudur. Bu hepimizi yaralamaktadır. Onun için de İsrail yönetiminin bunu çok daha farklı bir şekilde değerlendirmesi lazım. Bana göre İsrail yönetimi kesinlikle ciddi manada ateşle oynuyor."
Erdoğan, Türkiye'nin, terör örgütü PKK'ya yönelik Kuzey Irak'a düzenlediği sınır ötesi operasyonlarla ilgili olarak, "Çok samimi olarak, çok rahat olarak şunu söylüyorum: Bir ülke, kendi topraklarında komşu ülkeyi tehdit eden teröristleri barındırıyorsa, her an bu tür operasyonlarla karşı karşıya kalabilir" şeklinde konuştu.
"Irak merkezi yönetiminin kendi topraklarında barındırdığı bu teröristleri öncelikle kendi ülkesinden çıkarması, oradan onları temizlemesi lazım" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önce bunun bize cevabını vermeleri lazım. Biz bunu yıllarca kendilerine söyledik. ‘Bakın bu teröristler sizin sınırlarınızın içerisinde yaşıyor, bunlara karşı gerekli mücadeleyi verin’ dedik. O zaman bize 'Bunları beraber yapalım' diyorlardı, şimdi ne oldu da bunu farklı bir yere çekiyorlar?" dedi.
Türkiye'nin, Beşar Esad rejimine karşı mevcut tavrını devam ettireceğini belirten Erdoğan şöyle devam etti:
"Şimdi biz oradaki terör örgütlerine yönelik olarak 'Şu iyidir, şu kötüdür' şeklinde bir yaklaşım içinde değiliz. Bizim sadece Özgür Suriye Ordusu ve ılımlı muhalefet dediğimiz gruplarla zaman zaman müşterek çalışmalarımız olmuştur. Bu konuda, Suudi Arabistan’la müşterek çalışmalarımız var, görüşmelerimiz devam ediyor; bundan sonra da yine aynı şekilde olacaktır. Ama burada Esed rejimini kalkıp da bazı yerlerle benzetmeye yönelirsek bu yanlış olur. Esed rejimine karşı bizim tavrımız var, bu tavrımız devam edecektir.
DAEŞ’e bizim yardım ettiğimizi söyleyenler çıktı; oysa böyle bir şey asla söz konusu değil. Tam aksine bizim DAEŞ’le çok ciddi kararlı bir mücadelemiz var. Biz kalkıp da herhangi bir terör örgütüne destek veremeyiz. Biz DAEŞ’i, İslam için bir yüz karası olarak görüyoruz. İslam bir barış dinidir, ama şu anda DAEŞ asla barışla falan alakası yok, kendilerine göre uydurdukları adeta bir dini dayatmaya çalışıyorlar. Bu asla kabul edilemez."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Kasım'da yapılacak seçimlere ilişkin, bir Cumhurbaşkanı olarak, 7 Haziran’da yaşanana benzer bir tablo temenni etmeyeceğini belirterek, "Daha önce 12 yıl başbakanlık yapmış olan biri olarak özellikle tek başına iktidarın ülkemize ne kazandırdığını, koalisyonların ise ne kaybettirdiğini iyi biliyorum. Dolayısıyla, ben vatandaşımdan özellikle hep şunu istiyorum, ülkede tek başına hükümet kurabilecek bir iktidar getirin ki istikrarı sağlasın, böylece Türkiye de tekrar bir zaman kaybıyla karşı karşıya kalmasın" dedi