Erdoğan: Sandık demokrasinin yegâne usuru, ülkeyi ABD'deki fitneci yönetmiyor

Erdoğan: Sandık demokrasinin yegâne usuru,  ülkeyi ABD'deki fitneci yönetmiyor

 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, “Sandık namustur, sandık demokrasinin yegane unsurudur. Ben tüm kadınlarımızdan sandıklara sahip çıkmasını istiyorum. Sandığa, özellikle hanım kardeşlerimin iradesiyle, demokrasiye ama en başta kendi geleceğine hanım kardeşlerim sahip çıkacak” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Kadınlar Günü dolayısıyla Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlenen "Kadın ve Demokrasi Buluşması" programına katıldı.

Başbakan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

Türkiye ve tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Türkiye’nin 81 vilayetinde, tarlalarda, okullarda, kamuda, evlerinde çalışan kadınlara teşekkür ederim.

Şehide Esma’nın şahsında Mısır’ın gönüllü kadınları yürekten kutluyorum. Suriye’deki, Somali’de şehit edilen anneleri yürekten kutluyorum. Onurlu ve kahraman Filistin kadınlarını yürekten kutluyorum. Batı’da bir meta haline getirilen tüm mazlum kadınları selamlıyorum. Evini, canını ortaya koyan Suriyeli kadınları selamlamayıp da ne yapacağız.

Türkiye’nin kadınlarının yüreği sizlerle çarpıyor. İster Suriye’de, ister Kilis’te tüm Suriyeli kardeşlerime bu buruk 8 Mart’ın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Şehitlerimizin dul eşleri, yetim kızları sizleri de bir kez daha selamlıyorum. Eşimin ve kızlarımın kadınlar gününü kutluyorum. Beni anlayışla karşılayacağınızı biliyorum, buradan eşimin ve sevgili kızlarımın da Kadınlar Günü’nü gönülden kutluyorum. Onlar da bu yolda hiçbir zaman beni yalnız komadılar.

Biliyorum ki çok ayrı kaldığımız geceler oldu. Çocuklarımızın bizi göremediği zamanlar oldu. Ama bunlara dayandılar, katlandılar. Sabrettik ve neticesi de güzel oldu.

 

Kadınlığın irtifa noktası annelik

 

Kadınlığın irtifa noktası anneliktir. Annelere olan sevgim bu noktada çok fazla, aşırı ve kadına olan saygım birinci derecede oradan geliyor. Çünkü annemin acısı başka be. O katlanılır gibi değil be. Çünkü onun ayaklarının altı öpülür diyorum. Dinimizde cennet annelerin ayakları altında babaların değil. Cennetin kendisi de kokusu da orada. Onun için anne, dolayısıyla kadın çok yüce.

Kadına şiddeti kabul etmek asla mümkün değil. O yüzden yola çıkarken sıfır tolerans dedik. Demokrasi, hak, onur mücadelesi diyen, yeni kurulan KADEM gibi STK’ları, partimin kadın kollarını da büyük Türkiye mücadelenizden dolayı da samimiyetle kutluyorum. Bu 8 Mart’ta Mersin Aslanköy’ün kadınlarına buradan özellikle selamlarımı gönderiyorum.

 

1947’de Mersin Aslanköy’de CHP zulmüne kadınlar direniyor

 

Yıl 1947. Türkiye’de yerel seçimler yapılmış. Halk akın akın DP’ye Menderes’in adaylarına oy verilmiş. Ama sandıkta her şey değişiyor. DP değil CHP kazanmış gibi gösteriliyor. CHP2nin kazanması sağlanıyor. Bu oyunu Aslanköy’de de oynamak istiyorlar. CHP’li adaya 54, DP’li adaya 566 oy çıkıyor. CHP bunu kabullenemiyor. Vatandaştan sandığı istiyorlar. O zaman kahraman kadınlar devreye giriyor ‘sandık namusumuzdur’ diyorlar ve andığı teslim etmiyorlar. Köye güvenlik güçlerini yığıyorlar, adeta kuşatma yapıyorlar. Hamile kadınlara dahi eziyet ediyorlar. Sandığı gasp ediyorlar, istedikleri sonucu çıkarıyorlar. 92 kişi oylarına sahip çıktıkları için gözaltına alınıyor. Bazı çocuklu kadınlar 8 ay hapiste kalıyor. Bu CHP’nin zulmüne dikkat edin. Aslanköy’ün kadınları destan yazıyorlar destan.

1950’de CHP bütün hilelerine rağmen iktidarı kaybediyor. Kadın varsa demokrasi var. Sandık, milli iradenin tecelli ettiği yerdir. Ben sizden, hanım kardeşlerimden sandığa sahip çıkmanızı rica ediyorum.

67 yıl önce olduğu gibi bugün de sandığı gasp etmek isteyenler var. Dün olduğu gibi bugün de sandık dışı yollara tevessül edenler var. Bunların karşısında hanım kardeşlerimin duracağına benim inancım var.

Sandık namustur, sandık demokrasinin yegane unsurudur. Ben tüm kadınlarımızdan sandıklara sahip çıkmasını istiyorum. Sandığa, özellikle hanım kardeşlerimin iradesiyle, demokrasiye ama en başta kendi geleceğine hanım kardeşlerim sahip çıkacak.

Merhum Menderes’e ne yaptılarsa, bugün de bize aynısını yapmak istiyorlar. Sandıkta yenemedikleri Menderes’i zorbalıkla, kalleşlikle, alçaklıkla alt etmek istemişlerdi. Çok ağır iftiralar attılar. Ailesine dil uzatacak kadar haysiyetlerini, şereflerini yitirmişlerdi. Bugün bize de aynısını yapıyorlar. Sokakları hareketlendirdiler, bugün de aynısını yapıyorlar. Hizmetlerini engellediler, bugün de aynısını yapıyorlar. O gün hangi manşeti attılarsa, hangi yalanları söylediyseler, bugün de tıpa tıp aynısını yapıyorlar. Beyhude çaba içindeler, hiçbir şey elde edemeyecekler.

 

Medya, bu sevdaya çamur atıyor

 

Bugün bu millet Menderes’i kalbine gömdü, başının tacı yaptı. Bu millet bir kez daha iradesini çaldırmaz. Bir kez daha asla, başbakanını, bakanlarını, belediye başkanlarını sahipsiz bırakmaz. O gün zorbalıkla, silahla, hapisle milleti sindirdiler. Bugün bu millet demokrasiden, milli iradeden, büyük Türkiye hedeflerinden asla vazgeçmez, ihaneti asla affetmez.

Dün Eskişehir’de 18. Mitingimi yaptım, inanın meydanları hiç bu kadar coşkulu, heyecanlı ve kalabalık görmedim. Hele hele Malatya zirve yaptı. Tabi şimdi Gaziantep’in kıskandığını biliyorum. Çünkü Gaziantep’te de biliyorum, aynı durum olacak.

Tüm Türkiye’de aziz millet, iradesine, demokrasiye, istikbaline sahip çıkıyor. Gittiğimiz her şehirde adeta tarih yazılıyor. Her şehirde gözyaşları içinde bizleri sahipleniyor. Bunu gölgelemek için, muhalefet ve medya 40 dereden su getiriyor. Montaj, dublaj diyorlar.

CHP’nin Genel Başkanı taşıma diyor. Medya çıkıyor, bu sevdaya, bu muhabbete çamur atıyor. Millet iradesini hiçbir zaman anlamadılar, millete ve onun tercihlerine hiçbir zaman saygı duymadılar.

 

CHP Genel Başkanı başörtüsünü ben çözdüm diyor

 

Dün CHP Genel Başkanı, başörtüsü sorununu ben çözdüm” dedi. İnandınız mı? Karşısında bulunanlar, belki inanıor gibi yaptılar.

 

Başörtüsünü AYM'ye CHP götürdü

 

Tarih 9 Şubat 2008. MHP’yle birlikte, başörtüsüyle ilgili parlamentoda bir anayasal değişiklik yaptık. Neticesinde 411 kabul, 103 retle parlamentodan bu çıktı ve bunu Anayasa Mahkemesi'ne kim götürdü biliyor musunuz? CHP götürdü ve maalesef Anayasa Mahkemesi o zaman bunu CHP’nin arzusu istikametinde kararını verdi. Ama ne oldu? Ardından bizim referandumumuz oldu. Bu referandumla beraber yüzde 58’le millet bu işin önünü açtı.

11 Ekim 2013'te CHP'nin İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal Danıştay'a iptal başvurusu yaptı ve Danıştay bunu reddetti. Şimdi çıkmış utanmadan bu işi ben hallettim diyor. Yalan olur da bu kadar olmaz, onun için akşam başka sabah başka. Onlar sanıyorlar ki biz doğru konuşmayarak bu işi halledeceğiz.

 

Pensilvanya'daki çiftliğinde oturan fitneciler yönetmiyor

 

Kusura bakmasınlar bu ülkeyi artık manşetler, medya patronları, Pensilvanya'daki çiftliğinde oturan fitneciler yönetmiyor. Bizim rotamızı siz belirliyorsunuz, bu ülkede Hak'kın ve halkın dediği olacak bunların değil. Seçime 22 gün var kapınıza bazı ablalar gelebilir, bizim ablalarımız onlara gereken cevabı verecektir. 

Kızlara yurtlarda şahsıma ve aileme beddua ettiriyorlar, bazı şehirlerde kızlarımız yanımıza geliyor ve beddualara katılmadığımız için bizi yurttan atıyorlar diyorlar. Ben de onlara diyorum ki kim sizi yurttan atıyorsa bize gelin biz sizi devletin yurtlarına yerleştireceğiz, yetmiyorsa otellere yerleştireceğiz. Böyle bir zulüm görülmedi. Bu zulüm karşısında Türkiye Cumhuriyeti gücünü gösterecektir.

 

Çalış senin de olsun

 

Bana diktatör diyorlar, ey CHP'li ey Bahçeli ben diktatör olsam sizleri böyle hakaretlerle konuşturur muyum? İstediğin hakareti yapacaksın bundan daha büyük özgürlük olur mu? 22 gün sonra seçim var, buyurun diktatörü devirin. Her siyasetçinin hedefi birinci parti olmak değil midir? Sen nasıl siyasetçisin benim çıtamı kendine örnek alıyorsun. Çalış senin de olsun. Ülkemin ulusal güvenliğine bir saldırı varsa onunla mücadele ederim. Ülkemin birliğine huzuruna bir saldırı varsa ben ona göğsümü siper ederim.

 

İstanbul'a su getirdiğimizi ablalara anlatın

 

İstanbul'a 3. havalimanını yapıyoruz. Nisanın sonu mayısın ilk haftasında coşkuyla oranın temelini atacağız. Dünya bunları (3.Köprü-Marmaray) konuşuyor, paralel yapı engellemeyi konuşuyor. Boğaz'ın suyunu belediye başkanım dağları delerek getirdi, bunları gelen ablalara anlatın. Haliç'in çamurunu boşaltmak bana nasip oldu, suyunu getirmek de Kadir başkana nasip oldu. Bu kadar azimle devam ederken İstanbul hukuk içerisinde gerekeni yaptı ve yapmaya da inşallah devam edecek.

 

Kasetler, montajlar ülkenin birliğini bozmaz

 

Ne kasetler ne montajlar bu ülkenin birliğini bozamaz. Bu ülkede 509 bin kişinin telefonu dinlenmiş, paraleller kayıtları sildiği için skandalın boyutları şimdilik bilinmiyor.Peşindeyiz, kovalıyoruz. Artık bu kayıtları dinleyenlerin dönemi 30 Mart akşamı farklı bir şekilde sona erecek.  Amerika'da İngiltere'de dinleme yapanlar bunların hesabını ağır bir şekilde verdi, çünkü bu casusluktur ve cezası ağırdır. Hiç merak etmeyin Türkiye'de de bunun hesabı sorulacaktır.

Siz bizi hiç yalnız koymadınız bu yolda, biz diğerleri gibi değiliz, çalışıyoruz. Biz bu güne kadar kadınlar çalışsın, yönetsin, üretsin, okusun, kadınlar Türkiye'ye istikamet verebilsin diye mücadele verdik.