-ERDOĞAN: TİCARET, İNİŞİ ÇIKIŞI OLAN BİR YOKUŞTUR İSTANBUL (A.A) - 02.10.2010 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tersanelerin ihracat rakamlarının nereden nereye gelindiğini ispat ettiğini belirterek, ''Bunları görmemiz lazım. Bunları görmeden, 'Biz battık, bittik, şöyle olduk, böyle olduk' demek olmaz. Ticaret, inişi çıkışı olan bir yokuştur. Her zaman tırmanamazsınız'' dedi. Erdoğan, ''Kaptan Arif Bayraktar'' gemisinin Tuzla'daki TORGEM Tersanesi'nde gerçekleştirilen teslim töreninde yaptığı konuşmada, ülke, millet ve denizcilik adına gurur verici bu tarihi anı yaşamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türkiye'de inşa edilen en büyük tonaja sahip kuru yük gemisi ''Kaptan Arif Bayraktar''ın, Bayraktar Denizcilik'e ve ülkeye hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, gemiyi inşa eden TORGEM Tersanesi'ni ve başta yönetim olmak üzere tüm çalışanlarını, gemiyi inşa ettiren Bayraktar Denizcilik'i ülke ekonomisine sağladıkları büyük katkı için kutladı. -''37 OLAN TERSANE SAYISI 67'YE ÇIKTI''- Başbakan Erdoğan, hem askeri ve sivil gemi inşasında hem de denizcilik eğitiminde Türkiye'nin çok büyük mesafe katettiğini belirterek, şöyle konuştu: ''Nitekim, deniz ticaret filosunda, kapasite olarak geçtiğimiz 3 yılda 3 sıra yükselip 19'unculuktan 16'ncılığa çıktık. Deniz ticaret filomuzun genişlemesine paralel tersaneciliğimiz de gelişiyor. 2003 yılında göreve başladığımızda 37 olan tersane sayımızın bugün 67'ye ulaşmış olması aslında bu gelişmenin en açık ispatıdır. Tersanelerimizin ihracat rakamları nereden nereye geldiğimizi ispat ediyor. Bunları görmemiz lazım. Bunları görmeden, 'Biz battık, bittik, şöyle olduk, böyle olduk' demek olmaz. Ticaret, inişi çıkışı olan bir yokuştur. Her zaman tırmanamazsınız. Ticaretin bir özelliği vardır. Kar ile zarar ticarette ortaktır. Ben ekonomistim, ben bu hayatın içinden geldim. Devamlı tırmanmak yok diye bir şey yok bu hayatın içinde... Yaşamla ölüm de bir aradadır. Olayı bir de böyle değerlendirin. Motivasyonumuzu kaybederek bu iş yapılmaz. Tam aksine 'Ben bu işi başaracağım' kararlılığını ortaya koymak lazım. Yoksa biterek, tükenerek bu iş olmuyor. Dünya şu küresel krizde neler yaşadı gördük. Eğer bizler kalkıp, dünyanın yaşadığı krizi onlar gibi değerlendirseydik, Türkiye şu anda bu konumda olmazdı. İşte Amerika'nın, AB üyesi ülkelerin hali ortada. 'AB'de ne yapılıyorsa biz de onu yapalım' ideal bir yaklaşım tarzı değil. Her ülkenin kendine has çıkış yolları vardır. Şu anda bize Avrupalılar 'Siz bu süreci nasıl yönettiniz, idare ettiniz de büyüme oranınızı 2010'un 6 aylık döneminde yüzde 11'e getirdiniz' diye soruyorlar. 'Ne yaptınız da işsizliği yüzde 10,5'a indirdiniz', bunu soruyorlar. Tuzla Tersanesinde 2002 yılında kaç kişi çalışıyordu, çıkış da iniş de olmuştur. Bunların hiç birisi bizim tarafımızdan arzu edilen bir şey değildir. Ama burada olumsuzluğu tahrik edeceğimize, 'Biz bu süreci nasıl yakalayacağız' bunun üzerinde durmamız lazım. 2002 yılındaki 488 milyon dolarlık seviyeden, 2008 yılında 2 milyar 650 milyon dolar düzeyine kadar yükseldiysek bunu siz başardınız. Bunu sizler başardığınız gibi bunu yeniden yakalayıp, üzerine çıkmanız mümkün.''