ERDOĞAN: ''TÜRKİYE'DE MAHALLE BASKISI YOK'' ANKARA (A.A)

-ERDOĞAN: ''TÜRKİYE'DE MAHALLE BASKISI YOK'' ANKARA (A.A) - 24.09.2010 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye'de mahalle baskısı yoktur. Türkiye'de halkı kışkırtmayı, tahrik etmeyi adet haline getiren kirli oyunlardan medet uman odaklar vardır'' dedi. Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, her seçim sonrasında olduğu gibi 12 Eylülde yapılan halk oylamasının ardından da bir kez daha ''AK Parti'nin yaşam tarzlarına müdahale edeceği'' korkusunun yayılmak istendiğini söyledi. Erdoğan, artık bundan bıktıklarını belirterek, şunları kaydetti: ''Bıktık bundan, 1994 İstanbul'da belediye başkan adayı iken o dönemde aynı kampanyalar yapıldı. Bunu her zaman söylüyorum, belediye başkanı oldum, aynı şeyler söylendi. Belediye başkanlığı bitti, aynı şeyler devam ediyor. Başbakan oldum AK Partimizle beraber yola girdik, aynı şeyler söylendi. İşte buyurun 8 yıldır iktidardayız yine aynı şeyler. Girdiğimiz iki genel seçim, iki halk oylaması sanki hiç yaşanmamış, AK Parti sanki 8 yıldır iktidarda değilmiş gibi hep aynı bayat oyun tezgahlanmaya çalışılıyor. İnanın 8 yıl öncesinin gazetelerini çıkarın arşivlerinden çıkarın arşivlerinden hangi başlıklara varsa, bugün de tıpatıp aynı başlıklar var. Daha geriye gidiyorum, merhum Menderes'in 50-60 arası medyayı çıkarın ne yazmışlarsa hangi başlıkları atmışlarsa bugün de aynı başlıkları göreceksiniz. Zihniyet aynı değişen bir şey yok. Çıkarıyorlar arşivlerden gazeteleri yine aynı başlıkları atıyorlar. Şu anda bazı medya grupları zaten bunları yapıyor, bakın diyor filanca sene hangi başlılığı atmış, bugün hangi başlığı atmış aynı inanın değişen bir şey yok aynı başlık aynı kalıp. Tekamül etmiyorlar, patinaj yapıyorlar. Her seçimin ardından aynı ezberi tekrar eden bir anlayışın başarılı olma şansı var mıdır?  Milletin sadece korkularını kaşımak içini karartmak bir siyaset tarzı olabilir mi? Bu tür propagandalar milletin aklıyla, basiretiyle, tercihiyle dalga geçmek değil midir?'' -''DERDİ FATURA KESMEK''-    ''Sivil diktatörlük... Allah aşkına böyle bir kavram olur mu ya?'' diye soran Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:  ''Diktatörlük, sivilin işi değildir. Sivil ifadesiyle diktatörlük ifadesini yan yana koymak kadar büyük bir cehalet olmaz. Mahalle baskısı, gizli ajanda, gizli liderlik, sivil vesayet... AK Parti ile asla yan yana gelmeyecek kavramlar bugünlerde bir kez daha ısıtılıyor, gündeme sürülüyor. Lokal bazı olaylar gerçekler saptırılarak, gerçek nedenler gizlenerek, bir korku ve baskı aracı olarak kullanılıyor. Halk oylaması sürecinde İnegöl, Dörtyol'da sergilenen kışkırtmalar ki çok daha açık net bilgiler belgeler açıklanacak duyacaksınız. Bunlar şimdi halk oylamasının ardından İstanbul'da Tophane'de sergilenmek isteniyor. Bu lokal olayları bir Türkiye manzarası gibi sunanların bu olaylar üzerinden AK Parti'yi ve AK Parti Hükümetinin politikalarını sorgulayanların son derece bayat bir oyunun içinde olduklarını aziz milletimiz çok açık görüyor. Bakıyorsunuz bir tane kendini bilmez çıkıyor, diyor ki (bu 'evet'in sonucudur bunlar) Bu kadar basit bu kadar basiretsiz. Derdi fatura kesmek, bir defa bu olayları değerlendirirken lütfen saygılı olun, dürüst olun. Bu lokal olayları manşet, sürmanşet atmak suretiyle, televizyonlarda şok, şok, bunları böyle yayınlamak suretiyle, sanki ülkenin her yeri bu hale gelmiş. Bir lokal olayla Türkiye'yi böyleymiş gibi göstermek, bunlar doğru şeyler değil. Bunların yansımaları ne ülke içinde ne ülke dışında Türkiye'ye bir şey kazandırmaz. Bunu yapan kimse ben Türkiye'yi seviyorum diyemez. Dürüstseler, samimiyseler, bunları yazmazlar, bu kadar bunları abartmazlar. Burada emniyet, kim böyle bir şeyin içinde bulunduysa gereğini yapıyor. Hepsi emniyete sevk edilmiştir, konuyla ilgili ifadeler alınmıştır, yargı devreye girmiştir. Bütün bunlar yapılıyor. Dünyanın her yerinde buna benzer olaylar olur. Bunlar, anormal olayalar olarak aşırı bir şekilde bunları abartmanın hiç bir anlamı yok.''  Tophane'yi sokak sokak bildiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''Her ne kadar Kasımpaşa'da doğup büyüdüysem de Tophane'yi de o bölgede siyaset yaptığım için bilirim. Ama işi bu kadar abartmanın, bu kadar farklı yerlere çekmenin anlamı yok. Bazıları yazıyor, 'Başbakan artık konuşmalı'. Neyi konuşacağım? Yani vereceğimiz mesajlarla konuşmanın bir anlamı yok. Konuşulacak şey bu. İşte Bakanım da gitti gerekli açıklamalar yapılmıştır. İş zaten emniyete, yargıya da intikal etmiştir. Bundan sonra yapılacak bir şey yok. Söylenecek her tarafı bu konuda daha mutedil hareket etmeye, dikkatli hareket etmeye davet etmektir. Nedir bu çılgınlık, böyle bu abartılı bir şekilde... Açık açık söylüyorum, 8 yıl boyunca hiç kimsenin hayat tarzına müdahale etmedik. 8 yıl boyunca olduğu gibi bundan sonra da 73 milyon vatandaşımızın her bir ferdinin yaşam tarzı bizim teminatımız altındadır. Afedersiniz sanat galerisi veyahut da eğlence yerleri sadece Tophane, Boğazkesen'de mi? İstanbul'un değişik yerlerinde bu kadar sanat galerileri var. Hangisinde bugüne kadar böyle bir olay duydunuz mu? Yok öyleyse işi bu kadar abartmanın anlamı yok ama şunu bilmenizi istiyorum, biz hiç bir hukuksuzluğa izin veremeyeceğimiz gibi, hiçbir provokasyona da göz yummayız, eyvallah etmeyiz, Türkiye'de mahalle baskısı yoktur. Türkiye'de halkı kışkırtmayı, tahrik etmeyi adet haline getiren kirli oyunlardan medet uman odaklar vardır.''