Erdoğan üç çocukta ısrarlı

Başbakan Erdoğan kadın örgütlerinin büyük tepkisini çeken açıklamasını tekrarladı: Her eve üç çocuk lazım 5. Aile Şurası’nda konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, kasım ayı itibariyle ihtiyaç sahibi 106 bin kişiye bakım sağlandığını söyledi. Bu konudaki hizmetlerin artarak devam edeceğini belirten  Erdoğan, bütün bu çalışmaların aile kurumunun güçlenmesine katkıda bulunmasını temenni etti.Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Eğer aile güçlüyse millet olarak güçlüyüz. Eğer aile kurumumuz erozyona uğruyorsa uğramışsa millet olarak biz de çökmeye yüz tuttuk demektir. Bu bakımdan ben (ille de aile) diyorum ve aile kurumunu darmadağın edecek birçok dış baskılara karşı öz güven içerisinde olmamız, bunu adeta korunak içerisine alacak tedbirleri hep birlikte geliştirmemiz gerekiyor. Aile yapımızın güçlü olmasının pek çok sorunumuzun çözümüne katkı sağlayacağına inanıyorum. Esasen bu yaklaşım gecikmeyle de olsa tüm dünyada kabul edilmeye başlamıştır. Özellikle gelişmiş ülkeler, bir dönem bölünen ve küçülen aile yapılarını yeniden derleyip toparlamanın çabası içinde."  Schröder dert yanmış!Erdoğan, bu noktada Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ile uluslararası bir toplantıda yaptıkları aile konusuna ilişkin sohbetlerini anlatmak istediğini söyledi. Schröder’in Alman ailelerindeki yaşlanmadan söz ettiğini ve "Artık nüfus itibariyle çok yaşlanıyoruz. Aile yapılarımız çökmeyle karşı karşıya ve bu noktada geleceğimiz karanlık. Ülkemizin nüfusu ile ilgili de ciddi bir sıkıntımız var. Öyle bir gün gelecek ki belki yine biz sizin kapılarınıza geleceğiz. (Ne olur gençlerinizi bize gönderin. Gelsinler Almanya’da çalışsınlar) diyeceğiz" dediğini söyledi. 'Üç olursa durum korunur'Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Ülkemizde maalesef onların şu anda fark ettikleri konu şimdi tam aksine işliyor. Dikkat edilirse ülkemizde ne yazık ki nüfus kontrolü, nüfus planlaması, aile planlaması adı altında, tam aksine ’aman doğum yapmayın’ gibi bir anlayış sürekli olarak tavsiye ediliyor. Tabii bu Türk Milletinin geleceğine yönelik yaşlı bir nüfusla -ki bizim tespitlerimiz, hepsi bilimseldir- 2038 yılı itibariyle Türkiye’nin nüfusu da şu anda Almanya’nın durumuna gelmiş olacak. O zaman da biz (Yandım Allah) demeye başlayacağız. Ama o zaman iş işten geçmiş olacak. Bunun adımlarını atmamız için, şu andaki mevcut durumumuzu korumak için bizim her ailede en azından üç çocuk olması lazım. Bunu kabul eder ya da etmez, bu ayrı mesele ama ben sorumluluk mevkiindeki bir insan olarak, bir başbakan olarak, ülkemin geleceği için bunu söylemek durumundayım. Bunu söylerken bu bilimsel çalışmaya dayalı olarak bunu söylüyorum. Çünkü iki olması bile gerileme demektir. Durumu korumak değildir. Üç olursa durumu korumaktır. Buna yönelik olarak biz bu adımları atacağız ki ülkemizin geleceği güçlü olsun. Nasıl olsa büyür gider!(Efendim ama herkes bakabileceği kadar)... Kusura bakmayın böyle yaklaşırsanız işe, Doğu, Güneydoğu buraları örnek verenler oluyor. Orayı örnek vermeyin. Bunda şüphesiz bizim sorumluluğumuz kadar anne babaların da sorumluluğu var. Biz birinci derecede sorumluyuz. Niye? Eğer bu ülkeyi, devleti yönetiyorsak bütün tedbirleri alacağız. Belki herkese iş bulamayabiliriz. Bulamıyorsak (Bu ülke demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti) diyorsak o zaman o sosyal denilen bölüm var ya onun içini iyi dolduruyoruz. Örneğin ailelere destekler vereceğiz."