T24 Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mart Tıp Bayramı Buluşması’nda konuştu. Daha önce doktorlara yönelik, "Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Buralar boş kalmaz merak etmeyin" ifadesiyle tepki çeken Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, "Rabbim tüm hekimlerimizden ve sağlık çalışanlarımızdan razı olsun, yokluklarını göstermesin. Çünkü bu ülkenin hekimlerine hem vefa borcu hem ihtiyacı vardır" diye konuştu.
Öte yandan Erdoğan, sağlık çalışanlarına yönelik hazırlanan ve çalışmalarda sona gelindiği kulislere yansıyan paketin detaylarını beş başlıkta açıkladı. Erdoğan'ın "müjde" diyerek sıraladığı başlıklar şöyle:
"İlk müjdemiz sağlık çalışanlarına yapılan saldırılarla ilgili sıkıntıları kati olarak çözecek bir düzenlemedir. Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri dolayısıyla veya sırasında yapılan kasten yaralama suçu CMK kapsamında kataloğa dahil ediliyor.
İkinci müjde olarak sağlık çalışanları ilgili bir mesleki sorumluluk kurulu oluşturuyoruz.
Üçüncü müjdemiz sağlık çalışanlarımızın ücret düzenlemesi ile ilgili. Maaş ödeme sistemlerinde ve maliye haklarında önemli iyileştirmeler sağlıyoruz.
Dördüncü müjdemiz sağlık çalışanlarımızın ücretlerinde yaptığımız bu iyileştirmelerin emeklilerine de yansıyacak olmasıdır. Hemşireler başta olmak üzere lisans mezunu sağlık çalışanlarının 3600 ek gösterge kapsamına alınacak olmalarını da hatırlatmak istiyorum.
Beşinci müjdemiz de aile hekimlerimizdir. Onların da temel ücretlerinde artış yapılacaktır."
Son olarak "Biz birbirimizi para, pul, mevki için değil sadece Allah için sevdiğimiz sürece güçlüyüz" diyen Erdoğan, "Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını tamamlayıncaya kadar hiçbirimize tereddüt etmek, küsmek, hele hele pes etmek yoktur" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Bizim kültürümüzde her işin başı sağlıktır. Ülkemizde hekim doktor tabip temalı herhalde binlerce türkü, deyim vardır. Devrinin en büyük fatihi en kudretli hükümdarı olan Kanuni Sultan Süleyman'ın dünyadaki en büyük mutluluğu bir nefes sıhhat olarak tarif etmesi boşuna değildir. Yani halkın içinde muteber bir nesne yok devlet gibi olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. Yani Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye sağlıklı bir nefese değişen bir sultan. Dünya Sağlık Örgütü ise sağlık kavramını sosyal, fiziksel, ruhsal açıdan tam bir iyilik hali olarak tanımlıyor. Tabii bu yaklaşım aynı zamanda sağlık hizmetlerini dünyanın en büyük sektörlerinden biri haline de getirmiştir. Bilginin ve verinin en önemli değer haline geldiği bir dönemde sağlık sektörü de bu yönüyle giderecek güçlendirmektedir. Ülkemizi küresel sağlık sistemi içinde mümkün olan en iyi yere getirmek istiyoruz. Elbette sağlık denilince akla ilk gelen hekimdir. Bilindiği gibi hekim ve hâkim kavramları aynı kökten geliyor bu iki kavramın ortak özelliği ilmi hikmette mütehassıs bu tür kişileri ifade etmesidir. Hakimliğin ve hekimliğin binlerce yıldır en muteber meslekler olmasının gerisinde bu meslekleri icra edenlere atfedilen hikmet yatıyor. Nitekim bugünkü tıp ve eczacılık alanlarını kapsayan hekimlik mesleği insanlığın sağlığını muhafaza yanında onların yanlış bilginin ve cehaletin yol açtığı hastalıklardan da korumak anlamında kullanılmıştır. Milletimizin Kur'an-ı Kerim'deki Lokman kıssasını ölümden gayrı her derde deva bulan hekimlikle irtibatlanması bu mesleği icra edenleri ne derece muteber bir konuma yerleştirdiklerini göstermektedir. Hz. İdris'in de insanların hastalıklarına buldukları çareler ve kullandığı yöntemlerle mesleği hekimlik olan tıp ilmi ile mücehhez bir peygamber olduğu kabul edilmektedir. Yine doktorlar eş anlamlı kullanılan tabip kelimesi ise işinin ehli olma hakiki bilgi ile ve beceriyle donanma halini tanımlanmıştır. Batı dillerindeki doktor kavramı insanın fiziksel unsurlarına dayalı hastalıklarıyla ilgilenen kişilerin uzmanlığıyla sınırlıdır. Bizim medeniyetimizde ve kültürümüzde hekimlik mesleği hikmet dediğimiz en üst seviye bilginin içinde değerlendiriliyor. Buradan hareketle özellikle çok çok kıymetlidir.
Böyle olduğu için de Batı toplumlarında hekimler ile dini değerlerin temsilcileri genellikle çatışma halindeyken bizim medeniyetimizde hizmetlerini beraberce yürütmüştür. Tıp alanında hizmet veren büyük alimlerimizin hemen hepsinin dini konularda söz sahibi olmalarının temelinde işte bu hakikat yatıyor. Hekimlik mesleğini ve ilmini beraberce ifade eden tıp kelimesinin günümüzde bu işin eğitimini veren okullarımızda yaşıyor olması da ayrıca önemlidir. Sizler herhangi bir uğraşın değil, insanoğlunun sahip olduğu ve olabileceği bilginin en üst derecesi içerisinde görülebilen ulvi bir mesleğin mensuplarısınız. Hekimlikteki hatanın bedeli doğrudan insan hayatı olabilmektedir. Bu da hekimlik mesleğinin eğitiminden icrasına her aşamasında bilginin becerinin ahlakının ve insan merkezli bakışın en süt seviyede tutulmasını mecburi kılmaktadır.
Osmanlı'nın en ünlü hekim başılar ailesinden gelen bu alanda çok sayıda eser veren Hayrullah Efendi hekim kendi fiillerinde yalan ve dolan kabul etmeyeceği gibi böyle kimselerle de düşüp kalkmamalıdır. Ülkemizin dört bir yanında işte bu şekilde tarif edilen erdemli hekimlerimizin insanı ve insana hizmet etmeyi her şeyin üzerinde tutan hikâyelerine rastlamak mümkündür.
Esasen ülkemizdeki hemen he bireyin hafızasında bilgisi ve davranışıyla üzerine unutulmaz etkiler bırakılmış, daima şükranla yad ettiğimiz bir hekim mutlaka vardır. Rabbim tüm hekimlerimizden ve sağlık çalışanlarımızdan razı olsun, yokluklarını göstermesin. Çünkü bu ülkenin hekimlerine hem vefa borcu hem ihtiyacı vardır.
Bu milletin en kalburüstü evlatları ülkenin dişinden tırnağından artırdığı kaynaklarla kurduğu tıp fakültelerinde araştırma ve eğitim hastanelerinde yetişmekte çoğunlukla da kamuda görev almaktadırlar. 19 şehir hastanesi ile biz dünya ile rekabet eder durumdayız. Bunun daha devam edecek. 19'da kalmayacak. Derdimiz şu; adeta dünya hastalarını ülkemize göndersin, gelsinler burada İnşallah şifa bulsunlar. Türkiye'nin potansiyel ve imkanları hamdolsun ihtiyacı olan hekim gücünü yetiştirmeye yettiği gibi ülkemiz cazibesi giderek artan küresel bir sağlık merkezi olma yolunda da ilerlemektedir. Salgın döneminde gelişmiş ülkelerin sağlık hizmetleri konusunda ne kadar yetersiz kırılgan bir altyapıya sahip olduklarını hep birlikte gördük. Biz ise aynı dönemde hastanelerimizle hekimlerimizle diğer sağlık personelimizle insanlığımıza en iyi hizmeti verebilecek seviyede olduğumuzu ispatladık. Hiç şüphesiz bu başarının gerisinde sağlık sisteminde yaptığımız reformların çok büyük payı vardır.
Ülke olarak bir süredir kesintisiz şekilde yaşadığımız saldırılar verdiğimiz kritik mücadeleler ister istemez önceliklerimizi değiştirdi buna rağmen milletimize sunduğumuz hizmetlerin çıtasını sürekli yükselterek asla ihmal etmedik etmiyoruz. Hekimlerimizin de işlerini çalışma ortamlarının altyapısını geliştirerek hep kolaylaştırmanın gayreti içinde olduk. Ülkemiz hastanelerindeki araç gerekler hem sayı hem nitelik bakımından dünyada eşine az rastlanır niteliktedir. Neredeyse her üç kamu çalışanından birinin sağlı kalanında görev yaptığı bir personel dağılımına sahibiz. Biz ülkemizin büyük fedakarlıklar ve sabırla yetiştirdiği her bir hekiminden azami derecede istifade etmesi gerektiğine inanıyoruz. Tıpkı siyasette iş dünyasında tıpkı diğer pek çok alanda olduğu gibi sağlık sektöründe de gözü ve gönlü kendi ülkesinde kalmak yerine dışarıya kayan kişiler olabilir. Bu anlayışla hareket edenlerin de çok uzak olmayan bir gelecekte istikametlerini yeniden kendi ülkelerine çevireceklerinden şüphe duymuyorum. Çünkü dünyada bizim kadar büyük potansiyeli olan dolayısıyla her meslekten insana bizim kadar parlak bir gelecek vadeden pek az ülke vardır. Önüne serilen imkanlar ne olursa olsun tercihini kamuda veya özel sektörde kendi halkına hizmet etme yönünde kullanan tüm hekimlerimize şahsım milletim adına özellikle şükranlarımı sunuyorum.
Bugüne kadar gösterdiğimiz çabalara rağmen halen çözüme kavuşturulamamış hususlarda hekimlerimizin beklentilerini biliyoruz. En üst düzeyde beklentileri karşılayacak bir paketin hazırlıklarını yürütüyoruz.
İlk müjdemiz sağlık çalışanlarına yapılan saldırılarla ilgili sıkıntıları kati olarak çözecek bir düzenlemedir. Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri dolayısıyla veya sırasında yapılan kasten yaralama suçu CMK kapsamında kataloğa dahil ediliyor. Böylece bu tür suçlar konusunda izlenecek yok uygulayıcı hakim ve savcılar bakımından görünür hale getiriliyor. Bu düzenleme ile kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi suçuna verilen ceza sağlık hizmetleri söz konusu olunca artırılıyor.
İkinci müjde olarak sağlık çalışanları ilgili bir mesleki sorumluluk kurulu oluşturuyoruz. Tüm sağlık mensuplarının mesleklerinin icrası kapsamında yaptıkları teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle ceza soruşturması açılabilmesi bu kurulun iznine bağlı olacaktır.
Kamu kurum ve kuruluşlarıyla devlet üniversitelerinde görev yapan sağlık personeline bu kapsamdaki uygulamaları nedeniyle idare tarafından ödenen tazminatın rücu ettirilip ettirilemeyeceğine de bu kurul karar verecek. Rücu da ancak kasıt durumunda yapılabilecektir.
Mesleki sorumluluk kurulu kararlarından dolayı idari ve mali, açıdan mesul tutulamayacaktır. Böylece sağlık çalışanlarımızın bu iki önemli sorununu kökten çözüyoruz.
Üçüncü müjdemiz sağlık çalışanlarımızın ücret düzenlemesi ile ilgili. Sağlık çalışanlarımızın maaş ödeme sistemlerinde ve maliye haklarında önemli iyileştirmeler sağlıyoruz. Sağlık personelin sabit ek ödemeleri merkezi yönetim bütçesine alınarak aylıkların tek bir bordro ile ödenmesi temin edilecektir. Bu uygulama üni. hastaneleri için de hayata geçirilecektir. Sağlık Bakanlığı döner sermaye dağıtım sistemi döner sermayeden ödemeye yapılmayan hastane kalmayacak şekilde etkinleştirilecektir.
Merkezi yönetim bütçesinden performans ödemeleri için ilave kaynak aktarılarak sağlık personelin döner sermayeden alacakları ek ödemelerde de artış yapılacaktır.
Dördüncü müjdemiz sağlık çalışanlarımızın ücretlerinde yaptığımız bu iyileştirmelerin emeklilerine de yansıyacak olmasıdır. Hekimlerimiz bordroya tabii ücretleri emekli olduktan sonraki maaş kayıplarını da telafi edecek şekilde düzenlenecektir.
Hemşireler başta olmak üzere lisans mezunu sağlık çalışanlarının 3600 ek gösterge kapsamına alınacak olmalarını da hatırlatmak istiyorum. Bu çalışma yapılırken hekim emeklilerinin maaşları da yeniden ele alınacaktır.
Beşinci müjdemiz de aile hekimlerimizdir. Onların da temel ücretlerinde artış yapılacaktır. "
"Biz birbirimizi para, pul, mevki için değil sadece Allah için sevdiğimiz sürece güçlüyüz.
"Son iki asırdır cumhuriyetimizin kuruluşundan beri yakaladığımız bu fırsatı değerlendirmek mecburiyetindeyiz. Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını tamamlayıncaya kadar hiçbirimize tereddüt etmek, küsmek, hele hele pes etmek yoktur. Aksi takdirde bizi tarih de millet de evlatlarımız da bu toprağın altındaki büyüklerimizi de affetmez. Hekimlerimizden kendi alanlarındaki gayretleri ve başarıları yanında işte bu büyük davanın da öncesi sancaktarı lokomotifi olmalarını bekliyoruz. Bu öyle büyük bir dava öyle büyük bir sorumluluktur yükünü de kazancını da şan ve şerefini de hiçbir maddi unsurla tarif etmek mümkün değildir. "