Başbakan Tayyip Erdoğan, Uludere operasyonunu kararını kendisinin verdiği iddialarını yalanladı, "Operasyonu olduktan sonra öğrendim" diyen Erdoğan, operasyonun yapılması için kararı da yetkisini devrettiği Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının yerine getirdiğini söyledi. Heronların çektiği görüntüleri izlediğini belirten Erdoğan, operasyon kararını hatalı bulmakla birlikte, geçmişte PKK saldırılarında yaşananların operasyon için böyle bir kararın alınmasına neden olduğunun da altını çizdi.
Erdoğan'ın Habertürk ve Yeni Şafak gazetelerinde yer alan açıklamaları özetle şöyle:
'Heron görüntülerini ben de izledim'
Erdoğan, "Wall Street Journal olayının gerisinde ne var?" sorusunu "Belli medya kuruluşları bir görüşü, belli medya kuruluşları farklı siyasi görüşü destekler. Amerika'da da bu var. Wall Street Journal'ın da var. Mevcut yönetimi zora düşürmek için bu uydurma haberi yapmıştır. Biz açıkladık. Bu TSK'nın birinci derecede görevidir. Biz güvenlik güçlerimize askerimize veririz, polisimize yetkiyi veririz. Onlar da yetkileri dairesinde kullanır. Biz yetkiyi vermişiz, TSK bunu kullanmış. Eğer biz TSK'mıza, polisimize güvenmiyorsak, terörle mücadeleyi kimle yapacağız? Hantepe, Gediktepe olayında doçkalar katırlar sırtında taşınırken, medyamız "Niye onlar vurulmadı; uçaklarımız, helikopterlerimiz neredeydi, niye vurulmadı" dedi. Burada da katırlı yürüyen insanlar vardı. Ben izlediğim CD'de bir hareket gördüm. Bizzat izledim. Bir konvoy gidiyor. 30-40 kişi var. O yüksekten görebilmek mümkün değil. Bizim gözcülerimizin (Heron) vermiş olduğu CD.... Silahlı Kuvvetlerimiz de gerekli adımı atmıştır. Burası, halkın oturduğu bir bölge değil, terör bölgesidir. Böyle bir bölgede Silahlı Kuvvetler bu Ahmet midir, Mehmet midir bilemez ki?" diye yanıtladı.
'TSK bu görevi samimi şekilde yapmıştır, hata da olabilir'
Erdoğan Uludere'deki olaydan, operasyonun hemen ardından haberleri olduğunu söyledi. Erdoğan şöyle devam etti: "Ben tuzağa düşürülmek şeylerine pek iltifat etmiyorum. Bizim Silahlı Kuvvetlerimiz bu görevi samimi bir şekilde yapmıştır. Hata da olabilir. Hatayı da açıkladık, özrü de açıkladık. Tazminatı da açıkladık. Ama birileri istismar ediyor. Allah aşkına tazminatsa tazminat... Bizim resmi tazminatımız ötesinde yaptık. İlla terör örgütünün istediğini mi söyleyeceğiz. Kusura bakmasınlar."
Erdoğan bir gazetecinin "PKK'ya destek veren yabancı kuruluşlar için ne diyorsunuz?" sorusuna, "Almanya, terör örgütünün yapılanmayı en geniş tuttuğu ülke. Yüzlerce dernek ve vakıfları var. Yardım toplama çadırlarında topladıkları 8 milyon Euro. Çadırlar kuruluyor, belediyeler müsaade ediyor. PKK'yı terör örgütü olarak kabul ettiği halde, teröristbaşının resimlerinin olduğu çadırlarda para toplanması neyi ifade ediyor? Bunu şansölyeye de söyledik. 4 bin açılmış dava olduğunu söyledi. Bir netice yok. Hac, umre, cenaze organizasyonuna da başladılar. Bunlar Zerdüşt ve ateist. Ama zavallı insanları aldatabilmek için her yola başvuruyorlar. Bu şahısları bu ülkelerin siyasi iktidarları destekliyor. Barış elçisi adı altında dağa rahatlıkla gidip gelen adamları var" yanıtını verdi.
'Muhatap BDP'
"Terörle mücadele, siyasetle müzakere" sözleri hatırlatılan Erdoğan, müzakerelere ilişkin olarak, "Bunlarla zaman zaman görüştüm. Arkadaşlarım müteaddit defalar yaptılar. Bir netice alınmadı. 26 maddelik Anayasa değişikliğinde, "Bakın partilerin kapatılmaması için fırsat var" dedik. Arkadaşlar gelmedi, sıraları boşalttı gittiler. Bizim içimizde de akıllarını başkalarına kiraya verenler vardı; 330'u yakalayamadık, o madde referanduma gidemedi. Biz siyasi müzakereleri yine yaparız. Muhatap BDP'dir. Şartlar ne getirir bilinmez. Kesip atmamak lazım. Arada bir iplik bağı şöyle duruyor. 'Biz muhatabız' diye açıklama yaptılar. Hem de 'Biz silah bırakmayı tavsiye edemeyiz' dediler" dedi.
Oslo ile alakalı, İmralı'nın umudunu kestiğini belirten Erdoğan, PKK silah bırakmadıkça müzakere olamayacağını söyledi, PKK'yla mücadelenin bu koşullarda devam edeceğini belirtti.
Erdoğan şunları söyledi:
"Teröristlerin Türkiye'den ayrılması, dağdan indirilmesi, başka ülkeye gönderilmesi vs... Biz başından beri ne burada Kürt varlığını inkâr ettik, ne kendi aralarında Kürtçe konuşmalarını engelledik, ne de kültürel varlığını yok saydık. Ne de yatırımları durdurduk. "Resmi dil Türkçe" demişizdir. Benim söylemediğim şeyi söyledi dedi parti genel başkanı (Demirtaş). Tek dil demedim. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Israrla söylemeye devam ediyorum. Eğer samimilerse oturur konuşuruz."
'S&P ile anlaşmayı iptal edebiliriz'
Erdoğan Standard&Poor's'un yaptığı açıklamayı ideolojik bulduğunu söyledi. "Kredi derecelendirme kuruluşlarının siyasetten ari olduğunu düşünmek mümkün değil" diyen Erdoğan S&P'ye eleştirilerini yineledi ve şunları anlattı: "İflasa giden ülkenin derecesini yükseltemeye çalışıyor, aynı kararda bizimkisini de durağana çeviriyorlar. Başka bir kredilendirme kuruluşu da Yunanistan'la ilgili notu BB'den CC'ye düşürdü. Bu yaptığı değerlendirmenin yanlış olduğunu gösteriyor. Bunlar artık itibarlarını kaybetti. Bu sene G-20 toplantısında da kredi derecelendirme kuruluşlarını tartışacağız. Bizim yaptığımız açıklamalar bu kuruluşun itibarını dünyada sarstı. Tabii Türkiye'de bizim adımı atmamızın büyük faydası var. Hem bu kuruluş uluslararası piyasada bir yarışın içine girer, belki kendine üyeler bulur. Standard&Poor's ile biz her yıl anlaşma yapıyoruz. Gerekirse gözden geçirir tek taraflı olarak anlaşmayı iptal ederiz. Bizi engelleyen bir şey yok. Arkadaşlarla çalışıyoruz. Buna mani bir şey yok."
'Tüzük değişmez 3 dönem geçerli'
Erdoğan, yerel seçimlerin erkene alınacağı iddialarını yalanladı. Erdoğan, "CHP'den, MHP'den bir teklif gelirse bakarız. Gelmezse, bizim bir teklifimiz olmaz" dedi.
Erdoğan, AKP'deki en çok üç dönem milletvekili seçilme şartına ilişkin olarak, "Kişisel olarak düşüncemi sorarsanız, benim böyle bir düşüncem söz konusu değil. Bizim tüzükte o dönem cümleleri ben yazıp çizmiyordum. 3 dönemden sonra bir dönem ara verip tekrar milletvekili olma durumu vardı o bizim tüzüğe girmemiş. Toplam 3 diye girmiş. Yeni kongrede bir tüzük tadiliyle, 3 dönem ara arda milletvekili olan bir dönem ara verip milletvekili olabilir. Geleceğe yönelik bizim partimizin bir sorunu yok" açıklamasını yaptı.
'26 maddeyi tartışmayız'
Erdoğan, 'Yeni Anayasa konusunda umutlu musunuz?' sorusuna, "Masadan kaçan taraf biz olmayacağız. Grubu olan 4 parti mutabakata varamıyorsa, mutabakata varacağımız, anayasayı yapacak gücü olan partilerle oturur konuşuruz. Bu CHP mi olur, MHP mi olur. BDP ile böyle bir şey yapmak sayısal olarak mümkün değil. Yeter ki yeni Anayasayı yapalım. Ha bu çıkmıyor. Türkiye bir tarafa gitmiyor. Anayasa değişikliği ile anayasamız güç kazanmıştır. Bu güçle devam ederiz. Referandumda kabul edilen 26 madde anayasada olmaması teklifine ise sıcak bakmamız mümkün değil" diye karşılık verdi.
Erdoğan son olarak yeni Anayasada başkanlık, yarı başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili şöyle konuştu: "Başkanlık da olabilir, yarı başkanlık da... Biz tıpatıp Amerikalıların sistemini ya da Fransızların sistemini alalım demiyoruz. Tüm mesele arkadaşlarımızın buna kafa yormasıdır. Amerika diktaya mı gitti, Fransa diktaya mı gitti? Hepsi olabilir. Tek de olabilir. Çift de olabilir. Tartışılsın. Amerika çift çalışıyor. Denetimi artırır, ama bence süreci ağırlaştırır. Türkiye'de senatonun kalkmasının nedeni buydu."