Kürtlerin siyasi eğilimleri ve toplumsal taleplerini anlamaya yönelik saha araştırmaları yapan Spectrum House Düşünce ve Araştırma Merkezi’nin Genel Direktörü Azad Barış, AKP’nin özellikle 2015’ten sonra izlediği politikaları ve giderek MHP çizgisinde siyaset yapmasının mütedeyyin ve uzun yıllar kendisine destek veren Kürt seçmenin de tepkisini çektiğini söyledi. Barış, “Özellikle son 7 yılda hayata geçirilen baskıcı politikaların Kürt seçmenin Erdoğan’a bakışında büyük bir değişim yarattığını söyleyebiliriz. Bu durum seçimlerde Erdoğan’la ilgili tutum ve eğilimleri de büyük oranda etkileyecektir. Erdoğan ve Kürt seçmen arasındaki makas, kapanmayacak şekilde açılmıştır” dedi.
Barış, Altılı Masa’nın AKP’ye benzer tutum ve söylemlerinin de Kürt seçmen davranışında etkili olacağını söyledi.
Barış, kasımda 14 ilde, Kürt seçmenin seçimlerle ilgili tutum, tercih ve eğilimini anlamaya yönelik olarak yaptıkları araştırmaya ilişkin Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’ın sorularını yanıtladı:
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’nin oylarında geçmiş seçimlere göre düşüş olduğunu söylüyorsunuz. Araştırmanızdaki bulgular da bunu gösteriyor. Bu düşüşün sebeplerini nasıl açıklarsınız?
AKP’nin özellikle 2015’ten sonra izlediği politikalar ve beraberinde Kürt seçmenin toplumsal taleplerine cevap verecek politikalar üretemiyor oluşu, giderek MHP çizgisinde ve söylemlerinde siyaset yapması, katı bir milliyetçi siyaset yürütmesi, zaten belirli bir sınırı kendi doğalında çizdi. AKP’nin ortaya çıktığı ilk zamanlardaki liberal söylem ve politikalarının yerini katı bir otoriterizme bırakmasının etkisini de en çok Kürt seçmende gösterdiğini izlemek mümkün. AKP’nin bu politikaları, mütedeyyin ve uzun yıllar AKP’ye destek vermiş Kürt seçmenin de tepkisini çeken bir durum. Bu makas değişikliğinin önümüzde süreçlerde daha da belirgin olacağını söyleyebiliriz.
Kürt seçmenin, Altılı Masa’dan beklentisi ne?
Her şeyden önce Kürt seçmen temsil edilmek, eşit yurttaş muamelesi görmek istiyor. Yok sayılan, ötekileştirilen ve sürekli baskılara maruz kalan değil diğer temel haklarının anayasal güvenceye alındığı bir nizam istiyor. Dolayısıyla, Altılı Masa’dan en temel beklentisi evrensel değerlerin dikkate alınması. Demokratik bir ülkede, özgür yurttaşlar olarak yaşamak istiyor, sadece HDP seçmenleri değil bütün Kürt seçmenlerinin temel beklentisi bu.
Bu nedenlerle HDP seçmeni, mevcut siyasal rejime karşı aldığı pozisyonu Altılı Masa’ya da hissettirmek üzere bir seçime gidecek. HDP seçmeni için ikisinin arasındaki en belirgin fark birinin iktidar olması diğerinin de kendisini bu iktidarın muhalefeti olarak görmesi. Böylesi bir iktidar karşısında Altılı Masa’nın direngen, demokrat ve halkçı olması gerekirdi. Ama bütün bunların esamesi okunmuyor. Onun için böyle bir muhalefetin işinin hakikaten çok zor olduğunu belirtebiliriz.
HDP’nin kendi adayını çıkarmasının olası sonuçları neler olur?
HDP’nin kendi adayıyla seçime gitmesi, sadece cumhurbaşkanlığı yarışı açısından değil Meclis’teki siyasal matematiğin şekillenmesi, kendi kitlesinin konsolidasyonu, iktidar ve muhalefet arasında sıkıştırılmaya çalışılan Kürt siyasetinin halkla ilişkiler, politik aktivizm gibi konularının tamamına etki eder. Öte taraftan seçimi bir sonraki tura taşıyabilir. Elbette mevcut takvime göre, seçimlere 5 aydan fazla bir sürenin kaldığını ve bu sürecin birçok değişikliği beraberinde getirme ihtimalini hatırda tutmak lazım. Seçimlerin ikinci tura kalması durumunda HDP seçmeninin örgütlü bir şekilde davranma eğiliminde olduğunu ve HDP’nin işaret edeceği adayın tercih edileceğini söyleyebiliriz. Bu durumun küçük bir replikasını son yerel seçimlerde görmek mümkündür. HDP’nin Kürt seçmen üzerindeki etki gücünü de unutmamak gerekir. Her ne kadar mütedeyyin veya dindar olarak tariflenen Kürt seçmen, hâlâ HDP’ye karşı mesafeli davransa da Kürtlerin ağırlıklı ekseriyeti HDP’yi birinci adres olarak görüyor. Bu seçimde bu etki gücünü daha fazla hissedeceğiz.
HDP’nin, Altılı Masa’nın adayını işaret etmesi de adayın kim olduğuna göre şekillenecek. Bu da Altılı Masa’nın seçim sürecinde ortaya koyacağı siyasi tavır, kullanacağı söylem ve elbette bugünden sonra Kürt halkına ve Türkiye toplumuna ne vadettiğine göre şekil alacaktır. Eğer Altılı Masa bileşenleri Erdoğan sonrası süreçte normalleşme, çözüm gibi konularda ikna edici bir tutum ortaya koymazsa bu süreç farklı siyasi gelişmelere de gebe olabilir. Hukuk, demokrasi, adalet, barış gibi temel konularda AKP’den farklı olmayan hatta yer yer AKP’yi aratmayan tutum ve söylemler seçmen davranışında önemli oranda belirleyici olacaktır.
Kürt seçmenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bakışı nasıl? Seçim sürecinde Erdoğan’ın Kürt seçmeni kazanmak için atacağı olası adımların etkisi/etki gücü ne kadar?
Cumhur İttifakı’nın bu seçimlerde de Kürtlerin oyunu alabilmek için bazı girişimlerde bulunacağını öngörmek güç değil. Stratejik bir dönüşümden ziyade taktiksel bir yeni sürecin başlaması için kimi hamleler atabileceğini, içe dönük bir ‘yeniden yoklama’ ihtimalinin olabileceğini düşünüyorum. Kürt seçmen 20 yılı aşkın siyasi tarihinde Erdoğan’ın siyaset tarzını, önceliklerini, pragmatist karakterini yeterince anlamış bir seçmen grubu. Özellikle son 7 yılda hayata geçirilen baskıcı politikaların Kürt seçmenin Erdoğan’a bakışında büyük bir değişim yarattığını söyleyebiliriz. Bu durum, seçimlerde Erdoğan’la ilgili tutum ve eğilimleri de büyük oranda etkileyecektir. Erdoğan ve Kürt seçmen arasındaki makas, kapanmayacak şekilde açılmıştır.
HDP’nin kapatılmasının olası sonuçları nelerdir?
HDP, bütün baskılara rağmen büyüyerek siyasi etkisini sürdürmektedir. Kapatma davasının HDP’yi, Kürt hareketini küçülten değil onu daha büyüten bir olgu olarak karşımıza çıkacağını şimdiden görmek mümkündür. Tecrübelerim ve gözlemlerim beni yanıltmazsa bu seçimlerde HDP, 7 Haziran 2015 seçim sonuçlarını aşan bir siyasal matematik elde edecektir.