ASO ödül töreninde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşmasının ikinci bölümünde ODTÜ'de yaşanan olayları ve sonrasında ortaya çıkan tartışmayı ele aldı. Erdoğan, ''BDP nasıl Doğu'da, Güneydoğu'da, diğer büyük şehirlerde masum çocukların eline taş verip onları polisin üzerine sürüp o çocukların arkasına saklanıyorsa, bugün de CHP gençlerin eline taş verip, molotof verip onların arkasına saklanıyor'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Göktürk-2'nin uzaya gönderilişinin tarihi bir gün, ülke için bir iftihar vesilesi olduğunu vurguladı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ne yazık ki 10 gündür Türkiye'de başka bir konu konuşuluyor. Göktürk-2 uydusunun fırlatma töreninin yapıldığı ODTÜ'nde gerçekleşen şiddete dayalı protesto eylemi tam 10 gündür ülkemizin gündemini işgal ediyor. Göktürk-2'yi sadece o anda canlı yayında verildiği kadar verildi. Ertesi gün şöyle bir kenardan, köşeden es geçildi. O kadar.
Ertesi gün gazetelerde köşe yazarları, vesaireleri hala utanmadan, sıkılmadan, 'polisimiz biber gazı sıkmış'. E ne yapacaktı- Sadece olayda demir leblebi atmak yok. Sırtlarda, çantaların içinde kilit taşları, bunun yanında molotoflar, o da geç bir taraftan da kampüsün içinde otomobil lastikleri yakılıyor. Bu üniversitenin kampüsünün içerisinde otomobil lastikleri yakılıyor. Şimdi ben merak ediyorum; bu okulun yönetimi, akademisyenleri, bu öğrencilere bu işi mi öğrettiler- Nasıl sapan kullanılır, hangi cins kullanılır- Veya araba lastikleri ne zaman, hangi ortamda, nasıl yakılır- Veya molotof nasıl yapılır, kimlere nasıl atılır- Bu mu öğretildi bunlara.''
Ben bu eylemlere karışan öğrenciler ya da sözde öğrenciler konusunda onların sırtını sıvazlayan hocalar, üniversite yönetimleri konusunda söyleyeceklerimi çeşitli vesilelerle söyledim. Ancak burada üzerinde hassasiyetle durulması gereken başka bir konu var. 10 gündür işte o medya kuruluşları şiddet uygulayan bu göstericilerin sırtını sıvazlıyorlar, 10 gündür sosyal medyada, televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında bunların avukatlığı yapılıyor. 10 gündür bu şiddet içerikli gösteri adeta kutsanıyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi anamuhalefet partisinin genel başkanı çıkıyor asla tasvip edilemeyecek bu şiddeti övüyor, bu eylemcilerin sırtını sıvazlıyor, onları teşvik ediyor. Bakın işte bizim milletçe bu tavrın üzerinde dikkatle hassasiyetle durmamız gerekiyor. Türkiye'de üniversitelerdeki şiddet olaylarının maalesef hiç de masum olmayan bir geçmişi, bir tarihi var.''
CHP gençlerin eline taş, molotof veriyor
1950'ye kadar yani Adnan Menderes hükümetine kadar öğrenciler tek parti hükümetinin politikalarını desteklemek amacıyla hep nümayişe sevk edildiler. 1950'den itibaren de bizzat CHP eliyle, bizzat CHP teşvikiyle istikrarı bozmak, hükümeti zora sokmak, sokakları savaş alanına çevirmek için yine öğrenciler tahrik edildi, maşa olarak kullanıldı. 1970'lerde bizzat benim neslimden birçok arkadaşım da kandırılan, kutuplaştırılan, kamplara bölünen o zavallı öğrencileri gördük, onların çatışmalarını bizzat yaşadık
Türkiye'de bu kadar acı olaylar yaşanmışken, bu kadar ağır kayıplar verilmişken, CHP'nin bugün çıkıp tıpkı tarihte yaptığı gibi şiddeti övmesi, şiddeti teşvik etmesi, bu öğrencilerin sırtını sıvazlaması çok büyük bir sorumsuzluktur
CHP, son birkaç yıldır her fırsatta dikkat edin, sokak sokak direniş çağrısı yapıyor. Sokak sokak direniş çağrısına karşılık bulamayan CHP, şu anda bu öğrenci olaylarını teşvik ederek, adeta sokak sokak direniş çağrısını bir kez daha öğrenciler üzerinden gerçekleştirmeye çalıyor.
BDP nasıl Doğu'da, Güneydoğu'da, diğer büyük şehirlerde masum çocukların eline taş verip onları polisin üzerine sürüp o çocukların arkasına saklanıyorsa, bugün de CHP gençlerin eline taş verip, molotof verip onların arkasına saklanıyor. Bu yol çıkmaz sokaktır. Bu senaryo bayat bir senaryodur. 1960'larda, 70'lerde gençleri tahrik eden bu zihniyet, bugün de aynı yolu, aynı metodu izliyor ama buna ne milletimiz, ne de biz izin vermeyiz, mahal vermeyiz.