Son yayınlanan KHK’larla Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar nedeniyle tutuklu veya hükümlü bulunanlara tek tip kıyafet zorunluluğu getirilmesini eleştirenlere tepki gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tek tip elbise ile ilgili 'Onların yakınları yok mu, üzülmeyecekler mi' diyor. Ya sen ne cins adamsın be! Sen benim 251 şehidimin yakınlarını düşünmüyorsun” dedi.
Erdoğan'dan Gül'e KHK göndermesi: Yazıklar olsun; nasıl olur da Bay Kemal'in kayığına binersin!
Suriye’nin kuzeyinde IŞİD’le mücadele eden ve Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği PYD’yle ilgili de konuşan Erdoğan, "Zalimin adı dün rejimdi, DEAŞ'tı, bugün YPG. DEAŞ'a ne yaptıysak bu örgüte de aynısını yapacağız ve sınırlarımızı güvenli hale getireceğiz” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı, "Madem Suriye'de her şey güllük gülistanlık, 3 milyonun üzerinde insan niye bizim topraklarımızda yaşamaya devam ediyor?” diye de sordu.
"Afrin'i ve Münbiç'i teröristlerden arındırdığımızda buraların asıl sahibi olan kardeşlerimiz evlerine yeniden kavuşacaklardır” diyen Erdoğan, ‘sınır bölgelerindeki terör koridorunun’ da Türkiye’ye yönelik tehdit oluşturduğuna dikkat çekti. Erdoğan, "Dolayısıyla artık sözün bittiği yerdeyiz. Bundan sonra sadece ve sadece icraata, uygulamaya bakacağız” diye konuştu.
Partisinin Kastamonu İl Kongresi'ne katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının satırbaşları şöyle:
-Tek tip elbise ile ilgili 'Onların yakınları yok mu, üzülmeyecekler mi' diyor. Ya sen ne cins adamsın be! Sen benim 251 şehidimin yakınlarını düşünmüyorsun 'Onların acaba yakınları, kardeşleri şehit olduğu zaman ne yaptılar' diye soruyor musun? Niye düşünsün ki, havalimanına gelip Bakırköy'deki belediye başkanının evinde istirahate çekilip televizyondaki darbeyi seyreden bir adamdan başka ne bekleyebilirsin ki. Utanmadan 'Cumhurbaşkanı bana haber verseydi beklerdim' diyor. Ben haberi tüm milletime verdim. Biz telefonlarla haberi verdiğimizde on binler, yüz binler meydanlara yürüdü. İstanbul Atatürk Havalimanı'na indiğim zaman on binler oradaydı. Ama sen öyle bir tipsin ki orada on binleri görüyorsun, tankların sorumlularıyla ekibin görüşüyor, anlaşıyor. Oradan kaçıp Bakırköy'e gidiyorsun. Bu karakter meselesi. Bu cibiliyet meselesi. Bir de 'Darbe olsa karşısına dikilirim' diyorsun. Sevsinler... İspatı ortada, kaçtın gittin.
-Milletim seni iyi tanıyor. Nasıl yalancı olduğunu da çok iyi biliyor. Bu kişi hayatının hiçbir döneminde milletimizin, devletimizin hakkını hukukunu savunmamıştır. Hep fitnenin, ayrıştırmanın peşinde olmuştur. Tüm terör örgütlerine destek vermiştir. PKK'nın destek verdikleriyle kol kola yürüyen kişi değil mi? Onlar destek verdi, güya Hakkari'de miting yaptı. Bu iş yürek işi. Bu öyle lafla yürümüyor.
-Madem Suriye'de her şey güllük gülistanlık, 3 milyonun üzerinde insan niye bizim topraklarımızda yaşamaya devam ediyor? Çünkü biz de, bu insanlar da biliyor ki sınırın öte tarafında sadece örgüt isimleri, sadece örgüt işaretleri değişiyor, zulüm baki. Zalimin adı dün rejimdi, DEAŞ'tı, bugün YPG. DEAŞ'a ne yaptıysak bu örgüte de aynısını yapacağız ve sınırlarımızı güvenli hale getireceğiz. Rusya ve İran iek nasıl çalışıyorsak ABD ile de öyle çalışmak istiyoruz. Sorun ABD'nin bizimle çalışmak isteyip istememesidir.
-Afrin'i ve Münbiç'i teröristlerden arındırdığımızda buraların asıl sahibi olan kardeşlerimiz evlerine yeniden kavuşacaklardır. Ardından Tel Abyad ve Resulayn'dan başlayarak tüm sınır bölgelerimizi güvenli hale getireceğiz. Çünkü sınır bölgelerimiz bir terör koridoru olarak bize tehdit oluşturuyor.
-Bizzat şahsıma bölgedeki örgütlere silah verilmeyeceği söylendiği günden beri yüzlerce tır değil, 4 bini aşkın tır, silah yüklü, zırhlı taşıyıcı yüklü... Bunlar Suriye'de sınırlarımız boyu dağıtılmakla kalmadı, bir de önümüzdeki yılın bütçesine bu iş için ödenek konuldu. Aldığı bu destekten dolayı şımaran bölücü terör örgütünün azgınlığı her geçen gün artıyor. Dolayısıyla artık sözün bittiği yerdeyiz. Bundan sonra sadece ve sadece icraata, uygulamaya bakacağız.