Başbakan Tayyip Erdoğan, Orta Doğu Teknik Üniversitesi içinden geçirilmesi planlanan yol projesi için "Yol uğruna her şey feda edilir, yol medeniyettir. Medeni olmayanlar, bunun değerini anlamazlar. Yolun önünde cami de olsa yıkar, o camiyi başka yere yaparız" dedi.
Erdoğan, Avrupa Birliği’nin açıkladığı 2013 Türkiye İlerleme Raporu hakkında, “Avrupa’nın tek derdi Türkiye’ye ilerleme raporu hazırlamak mı? Avrupa Birliği Suriye’de yaşananlara karşı tavır alamadı, Mısır’da yapılan askeri darbeye hala darbe deme cesaretini bile gösterememiştir. AB’nin kendi ilerleme raporunu yazmasını samimiyetle bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında ABD basınında çıkan haberlere tepki gösteren Erdoğan, "Biz memnun olduğumuz bürokratımıza, teknokratımıza sonuna kadar sahip çıkarız. Onun icazetini de birilerinden almayız" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, AKP’nin grup toplantısında konuştu. Erdoğan’ın grup toplantısında özetle şunları söyledi:
“Siyasetçilerin ve kimi medya kuruluşlarının meselenin hassas boyutunu dikkate almadan yaptıkları açıklama ve yayınlar zaman zaman işimizi zorlaştırsa da, konuyu mutlu bir sona ulaştırdık. Tüm kurumlarımıza bu hassas ama başarıyla gerçekleştirdikleri operasyondan dolayı teşekkür ediyorum. Katar ve Lübnan’a şükranlarımı sunuyorum. İki pilotumuzun gösterdiği sabra, metanete, ailelerine ve tüm THY çalışanlarına geçmiş olsun diliyorum."
"Büyük devlet olmanın, büyük ve iddialı hedeflere sahip olmanın nimet olduğu kadar, külfetleri var. Külfet olmadan nimete kavuşamazlar. Meyve veren ağaç taşlanır. Türkiye ekonomisi ve demokrasisiyle daha da büyüdükçe, bu büyümeyi çekemeyenler de farklı yollarla Türkiye’yi hedef alacaklardır.
Bu bölgede, güçlü bir Türkiye istemeyen ve bu engellemek için de her yola başvuran odaklar var. 30 yıldır yaşadığımız kanlı terörü sosyal, siyasi ve ekonomik boyutuyla olduğu kadar diplomatik ve uluslar arası boyutuyla da incelememiz gerekiyor. Türkiye’nin büyümesini engellemek, kalıcı bir huzur ve istikrara kavuşmasını önlemek amacıyla içeride olduğu kadar dışarıda da tuzaklar kurulmuştur."
"11 yıldır sadece içerideki karanlık odaklarla değil, dışarıda da yoğun bir mücadele halindeyiz. Türkiye’ye kasteden terörü besleyen, kanlı terör örgütlerini koruyan, kollayan, Türkiye içinde tahriklere girişen, ülke içinde toplum ve siyaset mühendisliği yapmak isteyen odaklara karşı hukuk ve diplomasi kuralları içinde yoğun bir mücadele veriyoruz. Türkiye üzerinde ameliyat yapılacak bir ülke değildir."
"Birileri çıkıp da, İmralı’ya “kim gider kim gelir”, bunun kararını vermek tamamen hükümete aittir. İster gönderir, ister göndermez. Şu veya bu nedenle, hükümete veya Adalet Bakanlığı’na kimsenin rota çizme yetkisi yoktur. Yeri gelir gönderilir, yeri gelir gönderilmez. Herkes haddini bilecek ve haddini bilmesi halinde hukuk içerisinde bundan istifade etme fırsatı bulacak.
Bazı konularda sessiz kalıyorsak, bu sessizliğimiz bazılarına prim olarak kabul edilmesin, ülkemizin huzuru içindir.
Bölgemizin hassasiyetleri ortadadır. Hiçbir ülkenin zararını kendi karımız olarak görmeyiz. 11 yıl boyunca hem içeride hem dışarıda sadece ve sadece hakkı savunduk."
"Türkiye’de yaşanan küçük olumsuzluklara rağmen huzur içinde, sevinç içinde bir bayram yaşadık. Bayram sabahı insanlar camiye akın ettiler. Ardından birçok vatandaşımız kurbanının başına gitti, huşu ve teslimiyet içinde kurban ibadetini eda etti.
Suriye’de Şam ve çevresinde çok büyük bir açlıkla imtihan edilen kardeşlerimize eşek, kedi, köpek etinin yenilebileceği yönünde fetvaların verildiği, çarenin buralarda arandığı bir manzara yaşanıyor. Biz bu milletlerin evlatları olarak, kalbimizin bir yarısı bu geniş coğrafyadaydı. Bizim kalbimizden bu paylaşma duygusunu hiç kimse söküp atamaz, tarih boyunca atamadı da.
Biz bir varil petrol için, bir avuç elmas için, bir çuval altın için, iktidar ve güç hırsı için kardeşini sırtından bıçaklayacak bir millet değiliz, bu böyle biline. Dostumuza dost oluruz, bize düşmanlık taslayana da gerekeni hiç gecikmeden yaparız.
Türkiye geçmişte kimi iktidarlar döneminde sözünü saklamış olabilir. Türkiye insani ve vicdani ilkelerini geri plana atmış olabilir ama bugün AK Parti iktidarı yönetiminde Türkiye, tarihten ve ecdadından aldığı güçle söyleyecek sözü olan bir ülke konumuna yükselmiştir. Onun için, kimse bu ülke üzerinde ameliyat yapmaya kalkmasın. İçeride ve dışarıda koro halinde, senkronize şekilde kampanyalar yeni Türkiye’ye asla zarar veremez. Biz hak için, adalet için, barış için mücadele etmeye devam edeceğiz."
"Biz hesabımızı önce Allah’a sonra millete hesap veririz, başka kimseye hesap vermeyiz. Hiçbir karanlık senaryoya boyun eğmeyiz.
Geçtiğimiz hafta içinde Avrupa Komisyonu, 2013 ilerleme raporunu yayımladı. Raporda yer alan tespitleri, eleştirileri arkadaşlarım da ben de büyük bir samimiyetle not alıyoruz. 2013 raporu, kimi konularda eksik veya yanlış bilgilendirmeler ışığında doğru olmayan değerlendirmeler içerse de, hükümetimizin reform kararlılığını teyit eder niteliktedir. Türkiye’ye karne verecek merci milletimizin ta kendisidir. Bizim başka bir yerden karne beklentimiz yok ancak AB’nin müzakere sürecindeki isteksiz ve oyalayıcı tavrını bu raporda görmek isterdik.
Biz Mısır ve Suriye ile ilgili de bir rapor beklerdik. Avrupa’nın tek derdi Türkiye’ye ilerleme raporu hazırlamak mı? Avrupa Birliği Suriye’de yaşananlara karşı tavır alamadı, Mısır’da yapılan askeri darbeye hala darbe deme cesaretini bile gösterememiştir. AB’nin kendi ilerleme raporunu yazmasını samimiyetle bekliyoruz. Türkiye olarak müktesebata uyum noktasında çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.”
"Bakıyorsunuz birileri çıkıyor, 3. köprü için şu kadar ağaç kesiliyor, sökülüyor. Biz ammeye hizmet veriyoruz, bireye değil. Bireye hizmet söz konusu değil, bu dediğinizi kale alırız. Kamuya hizmet veriyoruz, tüm insanlık 3. köprüden istifade edecek. 200 bin 300 bin ağaç kesersin, 2 milyon, 3 milyon ağaç dikersin.
Ne kadar ağaç diktiğimizi bilmeyenler, şimdi nasıl olur da bir yerden engeller koyarız. Dünyaya sizin gözünüz kör. Yol uğruna her şey feda edilir, yol medeniyettir. Medeni olmayanlar, bunun değerini anlamazlar. Yolun önünde cami de olsa yıkar, o camiyi başka yere yaparız.
Birileri İstanbul’da, birileri ODTÜ’de bunları yapıyor. Plan yapılmış, her şey yapılmış. Belediyeler bunun planını yapar, uygulamaya da sokar. Birileri çıkıyor, bu yolu kesmek istiyorlar. Kim? Bütün yolsuzlukların mimarı olan CHP. Biz yol yaparız, onlar yolsuzluk yapar. Birileri ön kesiyor diye biz duramayız. Geçmişte bu işi eşkıyalar yapardı, şimdi de modern eşkıyalar yapıyor, yol kesiyorlar. Kim yolumuzu kesmeye çalışırsa, o çelik irademizi görecektir."
"Demokratikleşme paketiyle ilgili yasama organı tarafından ele alınacağı bütün başlıkları, maddeleri toplu olarak süratle meclisimize gönderiyoruz. Demokratikleşme paketimizin yasalarla düzenlenecek kısımlarını çıkarmaya kararlıyız. Bakanlar Kurulu olarak da, askerliğin kısaltılmasıyla ilgili durum da 16 aydan 12 aya indirildi, yedek subaylık aynı, 6 aylık askerlik aynı kalmak suretiyle. Bütün bunların yanında biz, ilgili kurumlarımızın, askerle ilgili olanda, TSK’nın görüşünü de alırız, nihai kararı Bakanlar Kurulu olarak biz veririz. Yargıyla ilgili ise, ilgili tüm kurumların düşüncelerini alırız, nihai kararı hükümet olarak biz veririz. Bunun üslubu budur. Bunu kaşımaya çalışan, demokrat göründüğü halde demokrasi karşıtı olan bir siyaset anlayışı var. Bu anlayışı görmemezden gelmek mümkün değil."
"Bütün bunlar yapılırken, ülkemizde kurumlarımızı zan altında bırakmanın gayret edenler oluyor. MİT Müsteşarımızla kim uğraşıyor, dikkat edin. İçeriden de dışarıdan da uğraşanlar var. Biz memnun olduğumuz bürokratımıza, teknokratımıza sonuna kadar sahip çıkarız. Onun icazetini de birilerinden almayız. Bir şikayet varsa değerlendirir, gereğini yaparız. TSK ile de çok uğraşanlar var. Yok Genelkurmay Başkanı ilgilenmiyordu, nereden biliyorsunuz? Muhatabı benim. Daha öncekiler gibi kameralar önünde icazet paylaşımı yapılacak. Eskisi gibi çalışan bir istihbarat teşkilatı yok. Onun için de gece gündüz demeden çalışan bir anlayış vardır. Bu anlayışı gölgeleme yaklaşımı içine girenler kaybederler, kazanmazlar."