Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın “Yolsuzluk dendiğinde şunu anlarım; devletin kasası soyuluyor mu soyulmuyor mu” sözlerine ekonomi ve hukuk çevrelerinden tepki geldi. Devlet Güvenlik Mahkemesi(DGM) savcısı Mete Göktürk Başbakan’ın sözlerini, “Yolsuzluk kavramı tahrif ediliyor” diye yorumladı.
Taraf gazetesinden yer alan habere göre, Eski SPK Başkanı Ali İhsan Karacan, yolsuzluğun tanımı konusunda devasa bir literatür olduğunu belirterek “Rüşvet dediğiniz zaman içinde, kamu görevlisinin yaptığı özel bir şahıstan para alması da vardır, bu bir yolsuzluktur” dedi. Karacan şunları kaydetti: “İhale verirken, lisans verirken bunun karşılığında özel bir kişiden para almak yolsuzlukur. Zaten yolsuzluk genelde, kamu parasını çalmaktan ibaret değildir. Kamu görevlisinin; buna bürokrat ve siyasetçi de dahil, karar verme yetkisini kullanırken çıkar, yarar sağlaması yolsuzluktur. Başbakan, literatürün bir tarafını tanımlamış, bu tanım dar bir tanımdır. Yolsuzluğun tümünü kapsayan bir tanım değildir. Bu tanım, önemli yolsuzluk türlerinin cezasız kalmasına, daha doğrusu tanım dışında bırakılmasına neden olur" dedi.
Erdoğan’ın sözlerine eski DGM savcısı Mete Göktürk’ten de tepki geldi. Göktürk, Başbakan’ın sözlerini, “Yolsuzluk kavramı tahrif ediliyor” diye yorumladı. Göktürk, “Yolsuzluk kamu görevlilerinin yapmamaları gereken bir işi yapmaları veya bunun tam tersi bir durumu yapmaları karşılığında aldıkları haksız kazançtır. Mesela ceza kanununda yer alan irtikap suçu. İrtikap, ‘para karşılığında bir kimseyi bir şeyi yapmaya mecbur etmek’ demektir. Söz konusu para devletin kasasından çıkmaz. İrtikap rüşvete zorlayıcılığı olan bir şeydir. Mesela “Şu kadar parayı vermezsen, çocuğunu okula kaydetmem” dediğiniz zaman insanlar o baskı altında zorunlu olarak onu kabul etmek durumunda kalıyorlar, bu irtikaptır” dedi.
Sabah-atv satışında yaşananların “rüşvet” suçuna örnek olduğunu belirten Göktürk, “Kamu görevlilerinin hediye olarak aldıkları menfaatler de yolsuzluk kavramı içerisindedir. Bir kamu görevlisinin villa gibi değerli hediyeyi kabul etmesi dünyanın her tarafında yolsuzluk olarak tanımlanır. En azından görevi suistimaldir” dedi.
Göktürk, “devletin kasasından para çıkması” konusunun hukuki karşılığını ise şöyle açıkladı: “Bir mal devletin hazinesinden çıkıyorsa ona ‘zimmet’ denir. O da ayrı bir yolsuzluktur. Yani, yolsuzluğun kavramı çok geniştir. Bütün bunların hepsi yolsuzluk kavramı içerisine girer... Başbakan, ‘Ayakkabı kutusundaki Halkbank parası değil’ diyor. Bu değerlendirme yapılıyorsa yargıya ne gerek var, bırakalım Başbakan yargılasın, mahkeme kararlarını da o versin. Yürütmenin başındaki insanın yargının işleyişine bu ölçüde müdahale ettiği nerede görülmüş. Başbakan bu konuşmalarıyla yolsuzluğun üstünü örtmeye çalışıyor ve yolsuzluk kavramını tahrif ediyor.”
Tahrif: Bir şeyin aslını bozma, kalem oynatma, değiştirme