Erdoğan: Yüzde 75 oy aldık, neden daha fazla olmasın

Erdoğan: Yüzde 75 oy aldık, neden daha fazla olmasın

Mısır’da yaşananlar hakkında konuşan Başbakan, zalimlerin payidar olamayacağını söyledi. Erdoğan, “Musa, firavunun işini bitirmişti. Bilesiniz ki her firavunun bir Musa’sı vardır” dedi

Rize’nin Çayeli İlçesi’nde halka seslenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mısır’da Muhammed Mursi’nin iktidardan uzaklaştırılmasıyla sonuçlanan darbe ve sonrasında yaşanan olaylara ilişkin olarak zalimlerin, firavunların hiçbir zaman payidar olamayacağını söyledi. Erdoğan, ““Yüzde elli değil. Çıkalım daha yukarı da. Çıkalım”. Şimdi Çayeli’nde yüzde 75’i bulduk. Sadece Çayeli’nde de kalmayalım. Çayeli’nin İstanbul’u var, var değil mi? Ankara’sı var. İnşallah ele ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz, Türkiyemizi çok daha güçlü bir noktaya inşallah ulaştıracağız. Çünkü birileri güçlü Türkiye istemiyor" dedi.

Erdoğan, Rize’deki programı kapsamında, Güneysu’daki evinden halkı selamladı ve çocuklara oyuncak dağıtttı. Daha sonra Ayder’e doğru yola çıkan Başbakan, Çayeli’nde halka seslendi. Erdoğan’ın buradaki konuşmasından satırbaşları şöyle:

 

Milletim adına

 

Suriye’de 100 bini aşkın insan öldürüldü. Dünya nerede? BM Güvenlik Konseyi nerede? Sesi çıkmıyor. Biz konuştuğumuz zaman diyorlar ki, sana mı kaldı? Sen niye konuşuyorsun? Ben milletim adına konuşuyorum. Çünkü bunlar benim milletimin Çayeli’ndeki hemşehrilerimin ne düşündüğünden bunların haberi yok. Biz ise halkımızın nabzını tutarak geleceğe yürüyoruz. Bizim rotamızı siz çizdiniz. Siz böyle söylediğiniz için biz böyle söylüyoruz. Siz, Suriye’deki öldürülen kardeşlerimizin derdine derman olmak için bize yürü dediniz, biz yürüyoruz. Yani biz katil Esed’in yanında mı olacaktık? Dünyada bir kişinin ölümüne rıza göstermek tüm insanlığın ölümüne rıza göstermek gibidir. Dolayısıyla buna müsaade edemezdik. İşte o sabileri gördük, o yavruları gördük, kimyasal silahlarla öldürdüler. Buna rıza göstermek mümkün mü?

 

Batı imtihanı kaybetti

 

Mısır, 70 yıl otokratik rejimin yönetiminde kaldı. 70 yıl üzerine, demokrasiye geçiş yapıldı. Bunun neticesinde yüzde 52 ile Mursi’yi Mısır halkı, iktidara getirildi. Bir yıl tahammül edemediler. Bu nasıl insanlık? Bu nasıl demokrasi? Bu nasıl insanların milli iradesine saygı duymak? Öyle bir saygı yok. Türkiye’de de aynı anlayış var bazı kesimlerde, Batı’da da aynı anlayış var. Batı, bu testi de kaybetti. Bu imtihanı da kaybetti. Düşünebiliyor musunuz, 17 yaşında Esma kızımız, sniper silahıyla, keskin nişancılar tarafından, bu silahla şehit ediliyor ve Esma’nın kardeşi Ammar, o da dün (önceki gün) tutuklanarak içeri alınıyor. Niye? Çünkü onlar oylarının namusuna sahip çıkmak istiyorlardı. Bunların elinde silah yok, bunların elinde çakı yok, bunların elinde pala yok. Buna rağmen şu anda bakıyorsunuz, binlerce Mısırlı kardeşimiz şehit edildi, 10 bini aşkın Mısırlı kardeşimiz şu anda cezaevinde.

 

Zevkten dört köşe

 

Hüsnü Mübarek, zevkten dört köşe. Niye çünkü şu anda Sisi midir nedir malûm, siz biliyorsunuz zaten, şimdi bunlar bir araya geldiler. Dayanışma halindeler. Zalimler, hiçbir zaman payidar olmaz. Firavunlar payidar oldu mu? Bir sinek bile Nemrud’un işini bitirdi. Firavun, Musa’yı büyüttü, sarayında. Ondan sonra Musa, onun işini bitirdi. Bilesiniz ki her Firavun’un bir Musa’sı vardır. Bunu böyle bilin. İnşallah bunların da Musa’ları yakındır, gelecektir. Ve ben diyorum ki; hak ve halk er geç hakim olacaktır.

 

'Çayeli'nde yüzde 75'i bulduk'

 

Seçimlere (yerel seçim) yedi aylık bir zaman kaldı. Bu seçimler bizim için çok çok önemli. Hem içerde hem dışarda. Rahat olacağım da, ben diyorum “Yüzde elli değil. Çıkalım daha yukarı da. Çıkalım”. Şimdi Çayeli’nde yüzde 75’i bulduk. Sadece Çayeli’nde de kalmayalım. Çayeli’nin İstanbul’u var, var değil mi? Ankara’sı var. İnşallah ele ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz, Türkiyemizi çok daha güçlü bir noktaya inşallah ulaştıracağız. Çünkü birileri güçlü Türkiye istemiyor. Çünkü biliyorlar ki, güçlü bir Türkiye olursa tarih yeniden ayağa kalkacak, bunu görüyorlar. Öyleyse kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Nasıl ki Ovit Dağı’nı deliyorsak, nasıl ki oradan İspir’e, Erzurum’a ulaşıyorsak, önümüzdeki engelleri de böyle aşacağız.”