Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin üyelik sürecini gözden geçirilmesi gerektiğine dair açıklamalarda bulunan AB'ye "Haydi, bir an önce gözden geçirin, geç bile kaldınız" diye seslendi. Erdoğan, "Ama gözden geçirdiğiniz zaman ertelemeyin ha, nihai kararınızı verin. Eğer Türkiye, terörle mücadele ediyor diye, siz AB müzakereleri konusunda bunu gözden geçirecekseniz geç kaldınız" dedi.
Erdoğan, aralarında eş genel başkalar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu tutuklu HDP milletvekilleriyle ilgili olarak da "Siz meydan okudunuz, 'bizim arkadamızda PKK, PYD, YPG var' dediniz. Gelsin onlar sizi kurtarsın. Bizim arkamızda terör örgütleri yok, bizim arkamızda halk var, Hakk var. Farkımız bu" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16. MÜSİAD EXPO ve 20. Uluslararası İş Forumu Kongresi'nde önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Türkiye'nin devleti ve milletiyle, demokrasisini ve özgürlüğünü korumak içni eşine ender rastlanacak bir mücadele yürüttüğü dönemde yapılan bu toplantı benim için çok daha anlamlıdır. Yurt dışından gelen misafirlerimize teşekkür ediyorum. 1990 yılından beri yüksek ahlak, yüksek teknoloji ilkesiyle iş adamlarımızın sorunlarını, beklentilerini yansıtan bir platform olarak çalışan MÜSİAD'ın faaliyetlerini yakından takip ediyorum. Bugün de 11 bini aşkın üyesiyle MÜSİAD, yurt içinde ve yurt dışında kendi alanında ülkemize katkı vermenin çabası içindedir. MÜSİAD'ı ve yönetimine, millete sahip çıktıkları ve kazanmanın değil, helalinden kazanmanın peşinde oldukları için tebrik ediyorum.
"Türkiye, geçtiğimiz 14 yılda özellikle ekonomi alanında gerçekten tarihi bir başarı ortaya koydu. Ortalama büyüme hızımız yüzde 4.7 olarak gerçekleşti. Son 3 yılda yaşadığımız onca badireyi rağmen büyüme oranımız, dünyanın çok üzerindeydi.
"Gerçek Türkiye'yi yatırım ve projelere bakarak görebilirsiniz. Bu yıl Türkiye 15 Temmuz'daki darbe girişiminin yanı sıra terör örgütlerinin eylemlerine maruz kaldı. PKK, DEAŞ, FETÖ tüm bunların karşısında Türkiye dünya çağında projeleri arka arkaya hizmete açtı.
"İzmit Körfez Geçişi'ndeki Osmangazi Köprüsü'nü 30 Haziran'da hizmete açtık. 9 milyar dolarlık proje. 3. gerdanlığımız Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü de hizmete soktuk. Bu da 3 milyar dolarlık bir projedir. İstanbul Boğazı'nın altındaki Marmaray'ı 29 Ekim 2013'te tamamlamıştık. 166 milyon insan Marmaray'ı kullanmış bulunuyor. Boğazın altından bu kez çift katlı araçlar için inşa ettiğimiz Avrasya Tüneli'ni 20 Aralık'ta açıyoruz. Diğer önemli projede Kars Tiflis Demiryolu projesidir. Bu hatla İpekyolu canlandırılacak, Londra'dan Pekin'e kesintisiz ulaşım sağlanacak.
"Bu ülkenin kendisine güvenen, inanan, yatırım yapan hiç kimseyi, hiçbir kurumu mahçup etmediğine, etmeyeceğinden emin olun. Değerli arkadaşlar, MÜSİAD'ın daha önceki fuar ve forumları gibi bu etkinlikte de Asya ve Afrika'ya özel önem verildiğini görüyorum. Bu konu Batılı zihinlerin kendilerini merkeze alıp Doğu veya Şark meselesi gerçekten çok önemlidir. Doğru yoldasınız, aynı kararlılıkla devam edin. Siyasette de biz, Afrika'yı biliyorsunuz 2005 yılında Afrika yılı ilan ettik ve yoğunlaştık. 12 tane büyükelçiliğimiz vardı, şimdi 39. Hedef, Afrika'nın tümüne büyükelçilik açmak. Afrika'yı dolaşacağım ve büyükelçilerimizi ziyaret edeceğim. Bunu gerekleştirmemiz lazım, oralara bizim yönelmemiz lazım, oralarda da biliyorsunuz malum yapının oralardaki tahrikini ortadan kaldırmak suretiyle Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte adımını atmalıdır MÜSİAD.
"Maalesef Batı'nın doğuya bakışını oryantalizm anlayışı belirliyor, doğulu demek Ortaçağ'da yaşayan kapalı düşüncenin temsilcisi demektir. Medeniyetlere beşiklik yapmış doğunun beklentilerinde bu anlayışın hiçbir değeri yoktur. Nereye ileri giderseniz gidin, Batının gözünde ikinci sınıf olmaktan kurtulamazsınız. Biz bu acı gerçeği, yarım asıra rağmen AB'ye üyelik sürecinde hala yaşadık, yaşıyoruz. Bu ülkenin içinde yaşayan Kandil'deki teröristlerin parlamentodaki uzantılarına yönelik yargının attığı bir adım var.
"Dokunulmazlıklar kalktı mı, kalktı. Bu dokunulmazlıklar kalktıktan sonra yargı üzerine düşen görevi yapıyor, bunların bir kısmı Batıya gitti mi? Avrupa'ya gitti mi? Bunlara kim kapısını açıyor, bakıyorsunuz Batının yöneticileri, Cumhurbaşkanları, Başbakanları kapıyı açıyor. Acaba Türkiye, Batının teröristlerine kapılarını açacak olsa bunların duruşu nasıl olurdu? Bu bumerang gibi sizi vuracaktır. Bir taraftan PKK'yı terör örgütü ilan edeceksin, diğer yandan bunun mensuplarına AP'nin kapılarını, koridorlarını açacaksın. Bu ne menem bir iş. Buna evet demek mümkün mü? Bu iki yüzlülüğün ta kendisidir, dürüst olun, siyaseti düzgün yapın. Birçok ülke için önemsenmeyen şartlar konu Türkiye olunca birden vazgeçilmez hale geliyor. Vize serbestisinde bunu tecrübe ettik. "Türkiye'nin AB müzakereleri gözden geçirilmeli" diyor. Bir an önce gözden geçirin, geç bile kaldınız. Ama gözden geçirdiğiniz zaman ertelemeyin ha, nihai kararınızı verin. Eğer Türkiye, terörle mücadele ediyor diye siz AB müzakereleri konusunda bunu gözden geçirecekseniz geç kaldınız. Biz terörle mücadeleyi sonuna kadar vereceğiz.
"Batasuna ile mücadele edenler nasıl ettiyse biz de ediyoruz. Biz yüzlerce, binlerce şehit verdik. Onlar böyle ölüm hadiseleriyle karşı karşıya kalmadılar. Biz bunu görmezden gelemeyiz. Biz kapıları açtık, gelin siyasette yapın yapacağınızı dedik. Adamlar parlamentoya girdi devlete meydan okuyor ya, "İfade vermeye gitmeyeceğim" diyor kimsin sen ya. Dokunulmazlığın kaldırıldı senin, normal bir vatandaş gibisin ve bunun hesabını vereceksin. Vermediğin taktirde bedelini ödeyeceksin. Siyasi parti liderleri bile gidiyor ifadesini veriyor, sen de aynısını yapsaydın. Siz meydan okudunuz, bizim arkadamızda PKK, PYD, YPG var dediniz. Gelsin onlar sizi kurtarsın. Bizim arkamızda terör örgütleri yok, bizim arkamızda halk var, Hakk var. Farkımız bu. Kendileri, terörle mücadele konusunda her türlü adımı atarken Türkiye'nin terörle mücadele hakkını açıkça engellemeye çalışıyorlar.
"AB ile müzakere içinde olduğumuz yarım asırlık süre boyunca sabır taşımız sürekli test edilmiştir. Aynı oryantalist tavrı bir kez daha yaşıyoruz, şimdi de niye erteliyorlar biliyor musunuz? 3 milyon mülteci var ya Türkiye'de, bu müzakere biterse, kapıları açarsa bu 3 milyon mülteciyi nereye koyacağız. Ondan dolayı nihai noktayı koyamıyorlar. Kardeşlerim, özellikle Suriyeli ve Afrikalı göçmenlere yönelik tutumun Batının gerçek yüzünü ifşa etmesi açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum.
"Binlerce yıllık şehirler, kütüphaneler enkaza döndü. Hal böyleyken Suriye krizinin başından bu yana insan hakları, demokrasi, özgürlük gibi batılı değerler Avrupa'nın gündemine bile geldi.
"Suriye halkı özgürlük mücadelesinde yalnız bırakıldı. Her türlü silahı kullanmaktan çekinmeyen bir rejimin insafına terk edildi. Suriyeli vatandaşlar. Hangi ülke bu teröristlere silah veriyor bunları da biliyoruz. Son günlerde bize insan hakları ve demokrasi dersi veren Batılı vicdan onbinlerce insan için bir damla gözyaşı döktü mü? Avrupa'ya ulaşan her türlü istismara maruz kalan göçmenler için harekete geçmeyenler bize karşı aslan kesildi. Ellerinden damlayan kana aldırmadan bize Nazi benzetmesi yapıyorlar. Varsa yoksa Nazi, ta kendisi sizsiniz. Hatta daha da ileri gidip siyasi sığınmacı adı altında kim gelirse bağrına basacaklarını ifade ediyorlar. Nazi zihniyeti Doğu'da değil, Batı'da ortaya çıkmış felaketlere neden olmuş bir zihniyettir. Nazizm doğuda değil, Batıda baş gösterdi.
"Irkçı partiler Avrupa'da merkeze oturmuşken, Türkiye'ye Nazi benzetmesi yapmak bir hezeyanın göstergesidir. Dönerci cinayetleri denilerek üstü kapatılan cinayetlerin hesabını vermeyenler bize dil uzatamaz. Madem Avrupa'da birileri kim gelirse kucak açmaya hazırız diyorlar, gelin hayırlı bir iş yapın. Terör destekçilerini değil, Suriyeli mazlumlara Afrikalı mağdurlara kucağınızı açın. İmkanlarınız teröristlere kapılarınızı açacak kadar genişse neden mültecilere kapılarınızı açmıyorsunuz. Madem ülkenize birilerini kabul edecekseniz teröristleri değil, terör mağdurlarını alın. Canileri baştacı edenlerin birkaç milyon mülteci ağırlamak için de çalışmaları vardır. Afrikalı Asyalı Ortadoğuluları zerre kadar umursamadıklarını biliyoruz. Terörist yardakçılarını saraylarında ağırlamasının başka izahı yoktur. Birileri de Avrupalı saraylarda süklüm büklüm ağırlanmaktan gurur duyuyor.
"Dikkat edin bizi eleştiren çevreler Türkiye'de PKK'lı teröristler tarafından 800'e yakın güvenlik görevlimizi sivil vatandaşımızı hiç görmezler. Tercihlerini teröristlerden yana kullananlar kendi elleriyle kendi sonlarını hazırlıyor. Hanımlar beyler, onlar bize söylüyor ya sürekli ondan diyorum, gelişmelerden endişeliyiz.
"Ekonomik olarak Batı'yı gözden çıkaramayacağımız ilişkilerimiz var, endişelerimiz, tespitlerimiz samimidir, ama tekliflerimiz de samimidir. Bu anlayışla hakikatleri anlatmaya devam edeceğiz. Onun için BM Genel Kurulu'nda dünya beşten büyüktür dedik. 196 ülkenin yaşadığı bu dünyada, 196 ülkenin kaderini bir ülkenin iki dudakları arasında mahkum edemezsiniz. 20 ülke mi? 20 ülke, dönemsel olarak bunlar orada yer alsın ve kararlarda katkısı olsun. Belki insafa gelirler, 20 ülkeyse 20 ülke. Bunlar geçici değil, daimi olacak. 2 yıl sonra bunların 10' değişir, 10'u kalır hafızayı sabit tutmak için. Her ülke böylece ben de orada varım der. Aksi taktirde BM adalet dağıtamaz.
"Malum ABD bir seçim geçirdi ve bu seçimle birlikte Demokratlar, iki dönemden sonra Cumhuriyetçilere iktidarı devretti. Ve bu tercihle birlikte ABD'de yeni bir dönem başlıyor. Temenni ederim ki ABD'nin bu tercihi, gerek temel hak ve özgürlükler, gerek demokrasi, gerek bölgemizdeki gelişmeler noktasında hayırlı adımların atılmasına vesile olur. Ve ben, ABD'nin bu tercihini hayra yormak, ve başarılı bir gelecek temenni ediyorum."