Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Almanya'da 'Ermeni Soykırımı' tasarısının Meclis'ten geçmesinin ardından mülteci krizi için Türkiye ile birlikte çözüm arayışında bulunan Avrupa Birliği'ne seslendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği'ne yönelik eleştirilerini sürdürerek, "Buradan Almanya'ya tüm Avrupa'ya şu mesajı veriyorum" diyen Erdoğan, "Ya gündemdeki meseleleri çözüme kavuştururuz ya da Türkiye Avrupa önünde set olmaktan çıkar, sizi dertlerinizle baş başa bırakırız" dedi.
1915 olaylarını 'soykırım' olarak niteleyen tasarının Almanya Federal Meclisi'nde kabul edilmesine yönelik tepkilerini sürdüreren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sen AB gerekliliklerini başkalarına farklı, bize farklı uygula, olmaz öyle şey. Ermenileri, terör örgütlerini, STK görünümlü terör sözcülerini, medya görünümlü propagandacıları önümüze sürmeyin. Siyasi ve medyatik bel altı vuruşlar yapmayın. Bu kadar net konuşuyoruz, siz de öyle yapın. Kasımpaşa'da dedikleri gibi 'Delikanlı olun ciğerimi yiyin" bizim anlayışımız budur' ifadelerini kullandı.
Üç günlük Afrika ziyaretinden dönen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Grand Tarabya Otel'de düzenlenen TİM 23. Olağan Genel Kurulu ve İhracat Şampiyonları ödül töreninde konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasında Avrupa Birliği ve Almanya'ya ilişkin sözleri şöyle:
"Soykırım konusunda bize son laf edecek ülkenin 'Soykırım' kararı, hayatın doğal akışına uygun değildir. Onlar önce Holocaust'u yeniden tanımlasınlar. Buradaki meselenin Ermeniler olmadığını, onların sadece istismar edildiğini sen de çok iyi biliyorsunuz. Ermeni meselesi bir şantaj aracı bir sopa olarak kullanılmaya başlandı. Türkiye'den kaçan Türk çete elemanları Almanya başta olmak üzere Batı ülkede rahatça hayatını sürdürüyor. Ülkemizde cinayet işleyenleri, mensubu oldukları örgüt nedeniyle saklıyorlar. Özdemir sabancı cinayeti ile ilgili yeni adım atıldı. Geçmişin muhasebesi yapılacaksa en alnı ak ülke biz oluruz. Bu konuda pek çok ülkenin sicili çok karanlık ve kanlıdır. Diğer devletlerin geçmişleriyle ilgili bir liste koysak nasıl olur? Kıbrıs Rumlarının adada yaptıklarının şahitleri hala hayatta. Ermenilerin Karabağ'da gerçekleştirdikleri vahşeti dinlemek bugün de mümkündür. 2. Dünya Savaşı'nda Almanya'nın soykırımından kaçanları biz hala ülkemizde misafir ediyoruz. Eyy Almanya, bunları bilmiyor muyuz sandın? Kırım Türklerinin başına gelenleri biliyorsunuz.
"Ama onlar, milyonların ölümünü sadece bir istatistikten ibaret gördükleri için vahşeti meşrulaştıracak bir yol bulurlar. Ama ülkemizi sık sık Ermeni Soykırımı tasarılarıyla tehdit eden devletlerin arkasında milyonlarca masumun vebali ve kanı vardır. Beğenirler, beğenmezler. Bizim Ermeni meselesindeki tavrımız en başından beri nettir. Soykırım ithamını asla kabul etmiyoruz. 1. Dünya savaşı şartlarında, ülkemizin kuşatma al elbette asayişi sağlamak adına birtakım tedbirler alınmıştır. Çocuk o ya çocuk, çıkmış Alman Parlamentosu'na metin hazırlıyor. Sen nereden biliyorsun ya? Arşiv bilincin ne senin? Almanya'da doğmuş, büyümüş, nereye gidersen git Tayyip Erdoğan'a küfretmek sana bir şey kazandırmaz. Ama ben koca Alman Parlamentosu'nun bunların arkasına takılmasına şaşırdım. Eyy Alman siyasileri, biz tüm arşivlerimizi açtık açık tutuyoruz, sizin de varsa buyrun açın tartışalım. Ama buna yüreğiniz yetmez. Çünkü böyle bir şeye girdiğiniz anda nasıl rezil olacağınızı biliyorsunuz. Bizde milyonlarca belge var, tamamı kontrolden geçti. Varsa siz de belgelerinizi ortaya koyun. Koyamazlar. Çünkü biliyorlar ki burada öyle bir şey söz konusu değil. Kim kimi öldürmüş, kim kimi yerinden etmiş... Bunların cevabı orada ortaya çıkar. Biz bu araştırmayla yüzleşmeye hazırız, bölgede faaliyet yürütmüş olanlar hazır mı? Ermenistan, Almanya, Batılı birtakım ülkeler buna hazır mı? Biz burada bir samimiyet sorunu görüyoruz. Hem aynı ithamı öne sürüp duracaksınız, hem de bunun araştırılmasını sağlayan teklife sırtınızı çevireceksiniz. Buna 'Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu' derler.
"Hassas olmasak vatandaşımız olmayan Ermenileri göndeririz, yaparız bunu!"
Ya biz eğer bu noktada böyle bir hassasiyeti göz etmemiş olsak şu anda bizim vatandaşımız olmayan Ermenileri biz niye ülkemizde tutalım? Şu anda Avrupalıların yaptığı gibi bizde onları Ermenistan'a göndeririz. Avrupalılar mültecileri geri gönderiyor, ama Türkiye 3 milyon mülteci ağırlıyor. Böyle bir karar almalarının karın ağrısı bir başka. Tüm Avrupa'ya şu mesajı tekrar göndermek istiyoruz. Eğer böyle devam ederse biz de iş birliği içerisinde olmaktan çıkar, sizi kendi dertlerinizle baş başa bırakırız.
Erdoğan'dan AB'ye: "Delikanlı olun ciğerimi yiyin; karşımıza Ermenileri çıkarmayın"
Türkiye'ye karşı her türlü çifte standardı yapıyorlar. Bize yeni külfetler yüklemeye çalışmalarından artık usandık. Kardeşlerim, yok öyle ya ma. Ya bu meselesi adaletli bir şekilde çözüme ulaştıracağız, Ya da biz önümüzdeki yolu kendimiz tayin edeceğiz. Daha Güneydoğu'daki operasyonlar ve Suriye'nin gidişatıyla ilgili konuşacaklarımız var. Gümrük Birliği'nin yenilenmesi konusu var. Biz sizinle beraberdik, niye Amerika'yla iş tutuyorsunuz? Böyle adalet, böyle anlaşma olur mu? Anlaşma, dürüstlüğü gerektirir. Gündemimizdeki öncelikli meseleyi çözelim ki sıra bunlara gelsin. Bizim AB'ye, Avrupa ülkeleriyle meselemiz yok. Vatandaşımız statüsündeki 5 milyon vatandaşımızın yaşadığı coğrafyaya husumetimiz söz konusu değil. Biz onlara nasıl bağlıysak, onları da bizden bir parça olarak görüyoruz. Avrupa'dan, AB'den vazgeçmemiz söz konusu olamaz. Bizim istediğimiz sadece adaletli olunması, kimler için hangi kurallar geçerliyse bizim için de onlar olsun. Pozitif ayrımcalık dahi istemiyoruz, sadece hakkaniyetli davranılsın istiyoruz. Sen AB gerekliliklerini başkalarına farklı, bize farklı uygula, olmaz öyle şey. Bize riyakarlık yapılmasını istemiyoruz. Ermenileri, terör örgütlerini, STK görünümlü terör sözcülerini, medya görünümlü propagandacıları önümüze sürmeyin. Siyasi ve medyatik bel altı vuruşlar yapmayın. Bu kadar net konuşuyoruz, siz de öyle yapın. Kasımpaşa'da dedikleri gibi "Delikanlı olun ciğerimi yiyin" bizim anlayışımız budur.